Search
English Turkish Sentence Translations Page 155471
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
because we came by here this morning, but this looks different. | ...çünkü sabah buradan geldik, ama şimdi farklı görünüyor. ...çünkü bu sabah buradan geçtik, ama farklı gözüküyor. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
You're probably imagining it. | Muhtemelen sana öyle geliyordur. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Or not. | Ya da gelmiyordur. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Where did that wall come from? It wasn't there. | Bu duvarda nereden geldi? Geldiğimizde yoktu. Bu duvar da nereden çıktı? Buradan geçerken yoktu. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
How's that possible? I don't know! | Bu nasıl olabilir? Bilmiyorum! Bu nasıl mümkün olabilir? Bilmiyorum! | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
We need to figure out another way out of here. | Buradan çıkmanın başka bir yolunu bulmamız lazım. Buradan çıkmanın başka bir yolunu bulmalıyız. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Okay... It looks like if we go back the way we came a bit, | Tamam... Eğer geldiğimiz yoldan biraz geri gidersek... Tamam... Eğer geldiğimiz yoldan biraz geri gidersek,... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
we should hook up with another corridor that loops around the other side. | ...dart hangarının diğer tarafına çıkan bir koridora ulaşabiliriz. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Lead the way. All right, well... | Önden buyur. Tamam, pekâlâ... Önden buyur. Pekâlâ... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
All right, this is it. | Tamam, burası. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Through here, about a hundred meters, and we are there. | Buradan geçtikten yüz metre sonra oradayız. Burayı geçince, yüz metre sonra, oradayız. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Oh, this... This is not good. You're telling me? | Bu... Bu hiç iyi değil. Hadi be? Bu iyi değil. Bana mı diyorsun? | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
The dart bay's on the other side. This is the only way out of here. | Dart hangarı o şeyi öbür tarafında. Buradan çıkmanın tek yolu o. Dart hangarı bunun diğer tarafında. Buradan çıkmanın tek yolu bu. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
You wanna tell me how a giant hole | Bana dev bir deliğin geminin ortasında... Geminin ortasında kocaman bir deliğin büyülü bir şekilde... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
magically appears in the middle of a ship? | ...sihirli bir şekilde nasıl ortaya çıktığını söylemek ister misin? ...nasıl oluştuğunu bana söylemek ister misin? | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Actually, I have a theory about that. You do? | Aslında, bunun hakkında bir teorim var. Öyle mi? Aslında, o konuda bir teorim var. Var mı? | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Look, these glitches we've been experiencing, | Bakın, yaşadığımız bu ufak problemler... Bakın, yaşadığımız bu küçük teknik problemler,... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
they ain't confined to power regulation. They're in every major system. | ...güç sistemine özgü değil. Her bir büyük sistemde varlar. ...güç sistemine özgü değil. Bütün büyük sistemlerde var. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
I wouldn't call 'em "glitches." This is a major renovation. | Onlara "ufak problemler" demezdim. Bunlar büyük yenilemeler. Küçük teknik problem değil. Bu resmen büyük bir yenileme. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
I know, but think about it. | Biliyorum, ama bir düşün. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
The Wraith ships are basically organic, right? | Wraith gemileri organik, değil mi? | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
I mean, they're capable of self regeneration when they're damaged, | Yani, hasar gördüklerinde kendilerini yenileyebiliyorlar... Zarar gördüklerinde kendilerini onarabiliyorlar,... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
but not just the hull. | ...ama sadece gövdelerini değil. ...ama sadece gövdeyi değil. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
The same systems regulate internal structure as well, | Aynı sistemler iç yapıyı da düzenliyorlar... Aynı sistemler iç yapıyı da düzenliyor,... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
so if those systems are malfunctioning along with the others... | ...yani, eğer diğerlerinin yanında o sistemlerde de bir arıza varsa... ...yani o sistemler de diğerleri gibi arızalıysa... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
You think the ship is repairing itself incorrectly? | Geminin kendini yanlış bir şekilde onardığını mı düşünüyorsun? Geminin kendini yanlış onardığını mı düşünüyorsun? | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Not repairing so much as reconfiguring. | Onarmaktan çok yeniden şekillendirmek diyebiliriz. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Look, before he was killed, Williams said he saw the wall melt. | Bak, ölmeden önce, Williams bir duvarın eridiğini gördüğünü söyledi. Bakın, öldürülmeden önce, Williams duvarın eridiğini gördüğünü söyledi. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
We've experienced it, dead ends when there's supposed to be corridors. | Biz de tanık olduk. Yani, açık koridorların olması gereken yerde ortaya çıkan çıkmaz sokaklar falan. Biz de karşılaştık, yani açık koridor olması gereken yerler çıkmaz sokak çıktı. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
And this reconfiguration has completely cut us off from the dart bay? | Ve bu yenileme bizim Dart hangarıyla bağlantımızı tamamen kesti, öyle mi? Ve bu yeniden şekillendirme dart hangarıyla bağlantımızı tamamen kesti mi? | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
From what I can tell, yes. Get on the line to Atlantis. | Söyleyebileceğim kadarıyla, evet. Pekâlâ, Atlantis'le bağlantı kur. Anladığım kadarıyla, evet. Pekâlâ, Atlantis'le irtibata geç. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Have some Jumpers and combat engineers. We need to get outta here. | Onlardan birkaç Jumper ve saha mühendisi iste. Buradan çıkmanın bir yolunu bulmalıyız. Onlardan birkaç Jumper ve istihkam takımı göndermelerini iste. Buradan nasıl çıkacağımızı bulmalıyız. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Actually, I can't do that, because the communications systems | Aslında, onu yapamam, çünkü iletişim sistemleri... Aslında, bunu yapamam, çünkü haberleşme sistemleri... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
are now completely offline. | ...şu an tamamen kapalı. ...artık tamamen bozuldu. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Rodney... Look, what do you want me to do? | Rodney... Ne yapmamı istiyorsun? | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
If I knew what causing this, I could do something about it, | Yani, eğer buna neyin sebep olduğunu bilseydim, bir şeyler yapabilirdim... Yani, buna neden olan şeyi bilseydim, bir şeyler yapabilirdim,... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
but these malfunctions are showing up everywhere. | ...ama bu arızalar her tarafta ortaya çıkıyorlar. ...ama bu arızalar her yerde ortaya çıkıyor. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
I mean, they seem to be entirely random! | Tamamen rastgele gibi görünüyorlar. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
So we're stuck here? For the time being, yes. | Yani burada kapalı mı kaldık? Şu an için, evet. Yani burada mahsur kaldık. Şu anlık, evet. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
I do have an idea. | Benim bir fikrim var. Bir fikrim var. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
We revive Todd. What? | Todd'u canlandıralım. Ne? Todd'u uyandıralım. Ne? | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
He knows about this ship. Maybe he can help me figure out what's wrong. | Bu gemiyi herkesten daha iyi biliyor. Belki de ne sorunu olduğunu bulmamda bana yardım eder. Bu gemi hakkında herkesten çok şey biliyor. Belki sorunun ne olduğunu bulmama yardım edebilir. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
You do remember the last Wraith that came out ate one of our marines? | O bölmelerden çıkan son Wraith'in askerlerimizden birini yediğini hatırlıyorsun, değil mi? O kapsüllerden çıkan son Wraith'in, piyadelerimizden birini yediğini hatırlıyorsun, değil mi? | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
He was just a warrior drone. | O bir savaşçıydı. O sadece bir savaşçıydı. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
We've long suspected they spend the majority of their life | Bak, önceden beri onların hayatlarının büyük bir kısmını diğer Wraith'lerin... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
under the controlling mental influence of the other Wraith. | ...zihinsel etkisi altında geçirdiklerini düşünüyorduk. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
It's not surprising if you remove that influence | O etkiyi ortadan kaldırınca, hayvana... O etkiyi ortadan kaldırırsak, hayvana... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
they revert to an animal state. | ...dönüşmeleri pek sürpriz değil. ...dönüşmeleri şaşırtıcı değil. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
But that shouldn't happen with Todd. Yeah, but you're forgetting one thing. | Ama bu Todd'a olmamalı, teorik olarak. Evet, ama bir şeyi unutuyorsun... Ama bu Todd'a olmaz, teorik olarak. Evet, ama bir şeyi unutuyorsun... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
I haven't found a cure for the disease that was killing them. | Daha onları öldüren hastalık için bir tedavi bulmadım. Onları öldüren hastalığa bir çare bulamadım. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
I mean, we take him out, and he might not last long. | Yani, onu uyandırırsak dayanamayabilir. Yani onu uyandırırsak, uzun süre dayanamayabilir. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Well, that's the one thing I like about the plan. | Orası planın sevdiğim bir kısmı. Bu planda sevdiğim tek kısım da o. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Navigation's acting up. Whatever we decide, we gotta do it quickly, | Tamam, yön bulma sistemi garipleşmeye başladı. Bak, ne karar vereceksek, çabuk vermemiz lazım... Seyrüsefer garipleşmeye başladı. Bakın, neye karar verecekse, çabuk karar verelim,... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
because I cannot stay ahead of these malfunctions for much longer. | ...çünkü daha fazla bu arızaların önüne geçemem. ...çünkü bu arızaları daha fazla kontrol edemeyeceğim. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
I did not think you would come. | Geleceğinizi düşünmemiştim. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Your ship is malfunctioning. | Gemin arızalı. Gemin arıza yapıyor. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
We need you to fix it. | Tamir etmen gerekiyor. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
You woke me for this? That's right. | Beni bunun için mi uyandırdınız? Evet. Beni bu yüzden mi uyandırdınız? Evet. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
We've got work to do. | Yapacak işimiz var. Yapacak işlerimiz var. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
You know, I did... I tried that already. | Ben... Ben onu zaten denedim. Biliyor musun, onu çoktan denedim. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Okay, all right. You know what? You just go ahead. | Tamam, pekâlâ. Ne biliyor musun? Devam et. Tamam, sen bilirsin. Devam et. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Somebody woke up on the wrong side of the pod this morning. | Birileri bu sabah bölmesinin ters tarafından kalkmış. Birisi bugün kapsülün ters tarafından kalkmış. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
The systems are behaving erratically. I've been trying to tell you that! | Bu sistemler kararsızca davranıyor. Sana söylemeye çalıştığım da oydu! | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
What have you done to them? Nothing! | Onlara ne yaptın? Hiçbir şey! Ne yaptın onlara? Ben hiçbir şey yapmadım! | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
They've been acting screwy since the moment we came on board! | Biz güverteye geldiğimizden beri böyleler! Gemiye çıktığımızdan beri garip çalışıyorlar. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Nothing's responding the way it should. | Hiçbir şey yapması gerekeni yapmıyor. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
It's almost as if... | Neredeyse Neredeyse... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
No, it's not possible. | Hayır, bu mümkün değil. Hayır, bu imkansız. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
What's not possible? | Mümkün olmayan ne? Ne imkansız? | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
I believe I know why the ship is malfunctioning. | Geminin neden arıza yaptığını bildiğimi sanıyorum. Geminin neden arıza yaptığını anladım, sanırım. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
The disease is in the ship? | Hastalık gemiye mi bulaşmış? | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
It is the only explanation that makes sense. | Akla yatan tek mantıklı açıklama o. Mantıklı olan tek açıklaması bu. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
If you say so. | Eğer öyle diyorsan. Öyle diyorsan öyledir. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
How is that even possible? | Öyle bir şey nasıl mümkün olabilir ki? Bu nasıl mümkün olabilir ki? | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
During the process of hibernation, | Uyku işlemi sırasında... Uyutma işlemi sırasında,... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
there is a continuous exchange of fluid between Wraith and hive. | ...Wraith'le kovan arasında sürekli sıvı alışverişi olur. ...Wraith ve kovan arasında sürekli bir sıvı değişimi olur. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
The disease must have been transmitted in this manner. | Hastalıkta bu arada geçmiş olmalı. Hastalık o şekilde geçmiş olmalı. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Great. So we're flying around in a giant tumor. | Harika. Yani devasa bir tümörün içinde uçuyoruz. Harika. Yani dev gibi bir tümörün içinde uçuyoruz. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
With no way off. | Çıkış yolu da yok. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
As time goes on and the disease progresses, | Zaman geçtikçe ve hastalık ilerledikçe... Zaman geçtikçe, hastalık ilerledikçe,... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
more and more systems will become affected... | ...daha ve daha fazla sistem etkilenecek... ...daha fazla sistem etkilenecek. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Inertial dampeners, life support, hull integrity... | İç dengeleyiciler, yaşam desteği, gövde bütünlüğü... Eylemsizlik dengeleyiciler, yaşam desteği, gövde bütünlüğü. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Can we land it? | Onu indirebilir miyiz? Gemiyi indirebilir miyiz? | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Landing a hive is a tricky proposition in the best of circumstances. | Gemiyi indirmek en iyi durumda bile çok zor bir iştir. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Under these conditions, I would not recommend it. | Bu şartlar altında, tavsiye etmem. Şu anki durumda, tavsiye etmem. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
So, what do we do? | Peki, ne yapacağız? Eee, ne yapacağız? | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
There is only one thing we can do. | Yapabileceğimiz tek bir şey var. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
We must cure this disease. Wait a second. | Bu hastalığı iyileştirmek zorundayız. Bekle biraz. Hastalığa çare bulmalıyız. Bekle bir saniye. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
I've barely scratched the surface on what went wrong here. | Sorunun ne olduğunu bulmaya yaklaşamadım bile. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
I mean, it could take months to analyze the data. | Yani, veriyi analiz etmek aylar sürebilir. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
At the current level of the ship's degradation, | Geminin şu andaki çöküş hızıyla... Geminin şu anki bozulma hızıyla,... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
I estimate we have four days before it becomes uninhabitable. | ...yaşanmaz hale gelmesine yaklaşık dört gün var. ...yaşanamaz hale gelmesine yaklaşık dört gün var. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Well, you better get to work. | Çalışmaya başlasan iyi olur. O zaman işe başlasanız iyi olur. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
How's it going, Rodney? | Nasıl gidiyor, Rodney? | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Aside from the fact every time I fix something, | Her seferinde bir şeyi tamir etmeye çalıştığımda... Ne zaman bir şeyi tamir etmeye çalışsam, başka bir şeyin... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
something else breaks, fine. | ...başka bir tanesinin bozulması olayını saymazsak, iyi. ...bozulması dışında iyiyim. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
So we can expect more of these power fluctuations? | Yani, bu güç dalgalanmalarından daha fazla olmasını bekleyebilir miyiz? Yani bu güç dalgalanmalarından daha fazlasını bekleyebilir miyiz? | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Likely. Probably gonna get worse. Then we've got a problem. | Çok yüksek bir ihtimal. Muhtemelen daha da kötüleşecek. O zaman bir sorunumuz var. Çok yüksek ihtimal. Muhtemelen daha da kötüleşecek. O zaman bir sorunumuz var. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
The other Wraith. We can't afford to let them get out. | Diğer Wraith'ler. Onların dışarı çıkmasına izin veremeyiz. Diğer Wraith'ler. Onların dışarı çıkmalarını göze alamayız. | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |
Well, I have been able to identify | Bahsettiğim güvenlik... | Stargate: Atlantis Infection-1 | 2008 | ![]() |