• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 159089

English Turkish Film Name Film Year Details
Okay, does it bother anybody else... Pekala, Bu kadınların HooterviIIe'ın aşağısında... Peki öyleyse, onların Hooterville'in aşağısında yaşaması... Hooterville'in aşağı tarafında yaşamalarından rahatsız olan başka biri daha var mı? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
that they live down the track from Hooterville? yaşamaları kimsenin canını sıkmıyor mu? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
It bothers me that they bathe in the town water tank. Kasaba deposunda yıkanmalaırı benim canımı sıkıyor. Kasabanın su tankında yıkanmaları benim canımı sıkıyor. Su deposunda banyo yapmaları beni daha çok rahatsız ediyor. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
With the dog. Hem de köpekleriyle Hem de bir köpekle. Hem de köpekle birlikte. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
It isn't the drinking water. It is the water for the train. O içme suyu değil. O su trenler için. İçme suyu değil ki. O su trenler için. İçme suyu değil ki. Tren için kullanılan su. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
It's still three naked women with a dog. I want to be the Hooterville dog. Üç çıplak kadın ve bir köpek. Ben HooterviIIe köpeği olmak istiyorum. Yine de üç çıplak kadın ve bir köpek. Hooterville köpeği olmak istiyorum. Yine de içinde bir köpekle üç kadın var. Keşke Hooterville köpeği olsam. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Yoo hoo! Coming down. Yoo hoo! Aşağıya geliyorum. Çocuklar, aşağı geliyorum. Ben geliyorum! That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Now don't mind me. I'm just putting some clothes in. Rahatsız olmayın. Sadece bazı çamaşırları koyuyorum. Rahatsız olmayın. Makineye birkaç çamaşır atacağım da. Bana aldırmayın. Sadece çamaşırları yerleştireceğim. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Eric, honey... Eric, tatlım... That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I thought you could wear this on your birthday. It's nice. Bunu doğum gününde giyebilirsin. Hoş bir elbise. Doğum gününe bunu giyebilirsin bence. Bunu doğum gününde giyebilirsin bence. Çok hoş. İçinde çok yakışıklı duruyorsun. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
You look so handsome in it. Bu elbise seni çok yakışıklı gösteriyor. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Why would I want to dress nice on my birthday? Doğum günümde neden güzel giyinmek istiyeyim ki? Neden doğum günümde güzel giyineyim ki? Neden doğum günümde hoş giyinmek isteyeyim ki? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
It's your birthday? Senin doğum günün mü? Doğum günün mü? Doğum günün mü? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
You never know what's going to happen on your birthday. Doğum gününde neler olacağını asla bilemezsin. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Mom, do not throw a party for me. Anne, Benim için bir doğum günün partisi vereyim deme. Anne, parti falan vereyim deme. Anne, parti falan düzenleyeyim deme bak. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Listen to Mr. Popularity. Like I have time to plan you a party. Bay Popülerede bir bakın siz. Sanki parti düzenlenmek için zamanım varmış gibi. Popüler beyimizle tanışın. Sanki parti hazırlamak için zamanım var da. Bay Popüler'in söylediğine de bir bakın. Sanki parti planlamak için zamanım var da. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
By the way... Bu arada... Ha, bu arada... Bu arada... That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
your sister Laurie's coming home from college for the weekend. kızkardeşin Laurie haftasonu kolejden eve geliyor Laurie ablan bu hafta sonuna üniversiteden geliyor. ...ablan Laurie, hafta sonu için üniversiteden eve gelecek. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
No special reason. She just is. Özel bir nedeni yok.Sadece geliyor. Özel bir sebebi yok. Öylesine geliyor işte. Özel bir nedeni yok. Gelesi gelmiş. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
You're getting a party. And best of all, it's a surprise. Senin için bir parti veriliyor. ve en iyi yanıda, bu bir süpriz. Adına bir parti veriliyor. Güzel olansa bunun sürpriz olması. Bir partin olacak. En güzeli de bu bir sürpriz parti! That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I just realized, Donna's older than you. Donna'nın senden büyük olduğunu şimdi anladım. Şimdi dank etti de, Donna senden büyükmüş. Fark ettim de, Donna senden daha büyük. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Only by a month. Good for you, Eric. Sadece bir ay. Aferin sana, Eric. Altı üstü bir ay. Aferin, be Eric. Sadece bir ay. Aferin be Eric. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Good for me, what? In my country... Neden aferin? Benim ülkemde... Neyin aferini imiş o? Benim ülkemde... Neden aferin dedin? Benim ülkemde... That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
it is good luck to fall in love with an older woman. Benim ülkemde kendinden daha büyük bir kadına aşık olmanın şans getirdiğine inanılır. ...kendinden büyük bir kadına tutulmak iyi şans getirir. ...kendinden yaşlı kadınlara âşık olmak iyi şans getirir. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Fez? No, they come with livestock. Fez? Hayır, malları ile gelirler. Depro? Yok, hayvanlarıyla gelirler yani. Fez? Beraberlerinde çiftlik hayvanı da gelir. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Hanging out Hanging out ..:: T o x i c w o r l D ::.. reel@yedincigemi.com That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Morning. Morning. Günaydın. Günaydın. Günaydın. Günaydın. Günaydın. Günaydın. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Did I just see about seven bags of potato chips in there? Seni az önce 7 poşet papates cips ile görmemişmiydim? Az önce orada yedi poşet patates cipsi mi gördüm? Az önce orada yedi paket patates cipsi mi gördüm ben? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
They were on sale. Onlar satılık. Satılık onlar. İndirim vardı. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Please, don't throw me a party. Lütfen, Benim için bir parti verme. Yalvarırım, parti falan vereyim deme. Lütfen benim için parti falan düzenleme. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I'm not throwing a party. Benim parti verdiğim yok. Parti falan vermiyorum. Parti falan düzenlemiyorum. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Don't give him one. I'm not. Onun için parti verme. Vermiyorum. Onun için parti verme. Vermiyorum. Yapma cidden. Yapmıyorum. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
He's too old for a surprise party. I'm agreeing with you. O süpriz partiler için artık büyük. Seninle aynı fikirdeyim. Sürpriz partiler için oldukça büyük artık. Aynı fikirdeyim. Sürpriz parti için çok büyük. Sana katılıyorum. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Then stop yelling. I'm not yelling. Ozaman yalan söylemeyi bırak. Yalan söylemiyorum. Sesini yükseltme o hâlde. Yükseltmiyorum. Bağırmayı da kes. Bağırmıyorum. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Look, I know money is tight, so I don't want a big birthday. Bak, para sıkıntımız olduğunu biliyorum, yani bari büyük bir parti olmasın. Paraya sıkışık olduğumuzun farkındayım. Doğum günü istemiyorum. Parasal sıkıntımızın olduğunu biliyorum o yüzden büyük bir şey istemiyorum. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I'll decide when money is tight. Buna para sıkıntısı çektiğimizde karar veririm. Buna paraya sıkıştığımızda karar veririm. Parasal durumlarla ilgili kararları ben veririm. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Now, what kind of gift do you want? Ne tür bir hediye istersin? Söyle bakalım, hediye olarak ne istersin? Nasıl bir hediye istiyorsun bakalım? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Don't worry about the cost. As long as it's reasonable. Fiyatını düşünme. Aşırıya da kaçma. Fiyatını düşünme. Yeter ki makul olsun. Makul bir şeyler istediğin sürece fiyatını dert etme. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Okay. I would like a cassette player for the car. Pekala. Araba için bir kaset çalar istiyorum. Pekâlâ. Arabaya bir kasetçalar istiyorum. Tamam. Araba için bir teyp istiyorum. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
A cassette. Not an eight track. Bir kaset çalar.Eight track olmasın. Ama kaset çalsın. 8 track değil. Teyp istiyorum. Kasetçalar değil. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
No eight track, okay? Eight track yok, tamam mı? 8 track olmasın, tamam mı? Kasetçalar hayatta olmaz, tamam mı? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
You know, I don't know why they don't just put record players in cars. Neden arabalara sadece kaydedicileri koymazlar anlamyorum. Neden arabalara plakçalar koymazlar hiç anlamam. Arabalara neden teyp koyduklarını hiç anlamıyorum. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
The point is, I don't want an eight track tape player. Asıl mesele şuki, Ben Eight track istemiyorum. Buradaki önemli nokta, benim 8 track çalar istememem. Buradaki önemli husus, kasetçalar istemediğim. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Then you won't get one. But, honey, he wants one. O zaman almazsın. Ama, tatlım, o bir tane istiyor. O zaman almazsın. Ama, tatlım, istiyor. O zaman ondan almayacağız. Ama hayatım bir tane istiyor. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
No, I want a tape player, just not an eight track. Hayır, Ben bir kaset çalar istiyorum, sadece Eight track olmasın. Yo, kasetçalar istiyorum, 8 track değil. Hayır, ben teyp istiyorum, kasetçalar istemiyorum. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
You'll get a Delco. Sana bir tane DeIco alıcam. Sana bir Delco alırız. Bir tane Delco'n olacak. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
A genuine GM part for your genuine GM car. Gerçek bir GM parçası senin gerçek GM araban için. Orijinal GM araban için orijinal GM parçası. Taş gibi arabanın taş gibi bir aleti olacak. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
It doesn't have to be a Delco. It's just for music. DeIco olması gerekmiyor. Müzik çalsın yeter. Delco olmak zorunda değil. Şarkı çalsın yeter. Delco olmak zorunda değil. Alt tarafı müzik için kullanacağım. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
See, now there's your first mistake. İşte ilk hatan. Bak, işte ilk hatan. Al işte, ilk hatan bu. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Parts have to be compatible, Eric. Parçalar bir arada olmalıdır, Eric. Parçalar birbiriyle uyumlu olmak zorundadır, Eric. Parçalar birbiriyle uyumlu olmalıdır Eric. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
You're not burning cheap gas in that car, are you? Arabana ucuz benzin koymuyorsun, değil mi? O araçta ucuz benzin kullanmıyorsun, değil mi? Arabaya ucuz benzin doldurmuyorsun değil mi? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
No, sir. Hayır, Efendim. Kullanmıyorum, efendim. Hayır efendim. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I'm going out. Ben çıkıyorum. Hadi ben çıktım. Ben çıkıyorum. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Good. Güzel. Pekâlâ. Güzel. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I want you to run to the store for me. Get a large can of frosting... markete gidip ... Benim için markete uğrayıp bir büyük boy dondurma ile... Benim için markete gitmeni istiyorum. Koca bir kutu dolusu buz... That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
and 15 small bags of M&M's. Plain, not peanuts. 15 tane küçük M&M's. poşetlerinden ve büyük bir çöp kutusu al, fıstık alma. 15 paket jelibon alır mısın? Yalnız fıstıklı olmasın. ...ve 15 küçük paket M&M almanı istiyorum. Fıstıklı olmasın ama sadelerinden. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
They're for your sister. Bunlar kızkardeşin için. Kız kardeşin için. Ablan için. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
That was close. Yakayı ele veriyordum. Az daha anlıyordu. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
So? What? Eee? Ne? E? Ne? Ee? Ne? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
What are you going to get Eric for his birthday? Doğum günü için Eric'e ne alacaksın? Eric'e doğum gününde ne alacaksın? Doğum günü için Eric'e ne alacaksın? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I don't know. Bilmiyorum. Bilmem ki. Bilmem. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Nothing seems right. Doğru hediyeye karar veremiyorum. Karar veremiyorum. Hiçbir şey uygun gelmiyor. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I want to give him something special. Ona özel birşey almak istiyorum. Özel bir şey olsun istiyorum. Ona özel bir şey vermek istiyorum. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
He kissed you! O seni öptü! Seni öptü! Seni öpmüş! That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Get in the car. Donna, get in the car so we can talk. Arabaya bin. Donna, arabaya bin de konuşalım. Bin arabaya. Donna, arabaya bin de konuşalım hemen. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Okay, what happened? Pekala, neler oldu? Pekâlâ, anlat bakalım? Pekâlâ, neler oldu? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Jackie, I'm not gonna talk to you about this. Jackie, Bunları seninle konuşacak değilim. Jackie, bunu seninle konuşmayacağım. Jackie, bunun hakkında seninle konuşacak değilim. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Then who are you gonna talk to? Kimle konuşacaksın o zaman? Kiminle konuşacaksın peki? Kiminle konuşacakmışsın bakalım? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Okay, we get home from the Rundgren Concert... Pekala, Rundgren Concert konserinden dönüğümüzde... Pekâlâ. Rundgren konserinden döndükten sonra... Tamam. Rundgren konserinden dönmüştük... That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
and I'm sitting on the hood of the car, and I kissed him. Arabanın önünde oturuyordum, ve onu öptüm. ...arabanın üzerinde uzanıyorduk ve onu öptüm. ...arabanın üzerinde otururken onu öptüm. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
French or American? Fransız mı yoksa Amerikan öpücüğü mü? Fransız öpücüğü mü yoksa Amerikan tarzı mı? Fransız öpücüğü mü yoksa Amerikan tarzı mı? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I can't believe I'm talking to you about this. Bunu sana anlattığıma inanamıyorum. Bunu seninle konuştuğuma inanamıyorum. Bunu seninle konuştuğuma inanamıyorum. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Guys, no. Çocuklar, hayır. Yapmayın, millet. Çocuklar, yapmayın. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Okay, so... Tamam.... Neyse... Tamam o zaman... That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Look, I've lived next door to Eric my entire life... Yıllardır Eric ile kapı komşusuyuz... Hayatım boyunca Eric ile kapı komşusuyum. Hayatım boyunca Eric'in yan komşusuydum, neredeyse her şeyi birlikte yaşadık. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
and we talk about everything together. ve herşeyi birlikte konuşuruz. Her şeyimizi paylaşırız. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
We love the same music, we love the Packers. Aynı müzikleri dinleriz, Packers'ı severiz. Aynı şarkıları severiz. İkimiz de Packers'ı tutarız. Aynı tarz müzikten hoşlanıyoruz, Packers'ı seviyoruz. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Then I kissed him, and everything changed. Onu öptüm ve herşey bir anda değişti. Onu öptüm ve her şey değişti. Sonra onu öptüm ve her şey değişti. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Now I don't know if he's my boyfriend or best friend. Şimdi o benim en iyi arkadaşım mı yoksa erkek arkadaşım mı bilmiyorum. Şimdiyse, en iyi dostum mu yoksa erkek arkadaşım mı hiç bilmiyorum. Şimdi sevgilim mi yoksa en yakın arkadaşım mı bilemiyorum. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
If he's my boyfriend, I'd lose my best friend. Eğer o benim erkek arkadaşımsa, En iyi arkadaşımı kaybetmişim demektir. Erkek arkadaşımsa, en yakın dostumu kaybettim demektir. Sevgilimse, en yakın arkadaşımı kaybederim. Bu işi mahvedersem, her ikisini de kaybederim. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
If I screw it up, I lose both. Eger elime yüzüme bulaştırsam, iki türlü de kaybederim. Batırdığım andaysa her ikisini de kaybederim. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Now I have to get him this gift and I don't know... Şimdi bir hediye almalıyım ve ne alacağımı bil Bir hediye almak zorundayım ve ne alacağımı bilmi Şimdi de ona bir hediye almam gerekiyor ve ne yapacağımı bilmiyorum... That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Donna! Donna ! Donna! Donna! That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I've solved it. Ne alacağını biliyorum. Olayı çözdüm. Olayı çözdüm. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Get him a scented candle. Ona bir tane kokulu mum al. Ona kokulu mum alacaksın. Ona kokulu bir mum al. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
A scented candle? Bir kokulu mum mu? Kokulu mum mu? Kokulu mum mu? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
It's practical and romantic. Pratik ve romantik. Hem kullanışlı hem de romantik. Hem pratik hem de romantik. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Yeah. Evet. Enfes. Hem de çok fena. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
I have the ball last. I win. No, you didn't win. Son top bendeydi. Ben kazandım. Hayır sen kazanmadın. Son top bendeydi. Ben yendim. Yenemedin. Top en son bende kaldı. Ben kazandım. Hayır, kazanmadın. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Yes. I had the ball last and... Evet. Son top bendeydi ve ben Hayır, son top bendeydi... Evet. En son bendeydi ve... That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Holy Mother. Aman Tanrım. Aman Yarabbi. Ananı avradını! That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Hello, Laurie. Merhaba, Laurie. Selam, Laurie. Merhaba Laurie. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Hello, Kelso. Hyde. Merhaba, KeIso. Hyde. Selam, Kelso. Hyde. Selam Kelso. Hyde. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Who is the goddess? Bu tanrıça da kim? Kim bu tanrıça? Bu Tanrıça da kim? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
The goddess is Eric's sister. Bu tanrıça Eric'in kız kardeşi. Bu tanrıça, Eric'in ablası olmakta. Bu Tanrıça Eric'in ablası oluyor. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
She's not a goddess. O bir tanrıça değil. O, tanrıça falan değil. Tanrıça falan değil. Daha çok kaltakların idolü tarzında biri, ki o da tam benlik. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
She's more the earth mother whore type, which works for me. Daha çok ana fahişe tipidir ki, bu da benim işime gelir. Daha çok, benim için çalışan, tabiat ananın fahişe şubesi olmakta kendisi. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Laurie. Eric. Laurie. Eric. Laurie. Eric. Laurie. Eric. That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Shouldn't you put some clothes on? Why? Birşeyler giymen gerekmiyor muydu? Neden? Üzerine bir şeyler giysen, diyorum. Neden ki? Üzerine bir şeyler giysen diyorum? Neden? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
Aren't you a little cold? Üşümüyormusun? Üşümüyor musun? Üşümüyor musun? That '70s Show Eric's Birthday-1 1998 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 159084
  • 159085
  • 159086
  • 159087
  • 159088
  • 159089
  • 159090
  • 159091
  • 159092
  • 159093
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact