• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 179499

English Turkish Film Name Film Year Details
He is a child. He's not my child. O bir çocuk. O benim çocuğum değil. O bir çocuk. Benim çocuğum değil. O bir çocuk. Benim çocuğum değil. Vinyan-1 2008 info-icon
What did he say? He said, what's the difference? O ne dedi? Fark nedir diyor? Ne dedi? Dedi ki, aradaki fark ne? Ne dedi? Dedi ki, aradaki fark ne? Vinyan-1 2008 info-icon
There are villages further down the coast. I have reports of more children. Sahilin aşağısından ileri köyler de var. Fazlasıyla çocuğun bilgisi var bende. Sahilin aşağısında ileri köyler de var. Çocukların çoğundan haberim vardır. Sahilin aşağısında ileri köyler de var. Çocukların çoğundan haberim vardır. Vinyan-1 2008 info-icon
There are other white children. Başka beyaz çocuklar var. Başka beyaz çocuklar da var. Başka beyaz çocuklar da var. Vinyan-1 2008 info-icon
It will not cost much. We will find him. Fazla maliyetli olmayacak. Onu bulacağız. Maliyeti fazla olmaz. Onu bulacağız. Maliyeti fazla olmaz. Onu bulacağız. Vinyan-1 2008 info-icon
Matty? Can you hear me? Can you hear... Shit! Matty?Beni duyuyormusun? Beni duyuyor... Kahretsin! Matty? Beni duyabiliyor musun? Duyabili.. Lanet olsun! Matty? Beni duyabiliyor musun? Duyabili.. Lanet olsun! Vinyan-1 2008 info-icon
We're in Burma now. Biz şu an Burma'dayız. Burma'ya geldik. Burma'ya geldik. Vinyan-1 2008 info-icon
No reception except with satellite. Uydu haricinde alıcı yok. Uydu haricinde başka alıcı yoktur. Uydu haricinde başka alıcı yoktur. Vinyan-1 2008 info-icon
Jeanne, what is this? Jeanne, Bu nedir? Jeanne, bu da ne? Jeanne, bu da ne? Vinyan-1 2008 info-icon
That tape, I watched it. Şu kaset,onu izledim. O kasedi izledim. O kaseti izledim. Vinyan-1 2008 info-icon
I can't really see anything that suggests that it could be Josh. Josh olduğuna dair hiçbir belirti göremedim. Onun Josh olduğuna dair hiçbir belirti göremedim. Onun Josh olduğuna dair hiçbir belirti göremedim. Vinyan-1 2008 info-icon
To me it looks like it could be any kid. Bana hiç çocuk yokmuş gibi geliyor. Bana herhangi bir çocukmuş gibi geldi. Bana herhangi bir çocukmuş gibi geldi. Vinyan-1 2008 info-icon
It could even be a little fucking monster like they just tried to sell us. Küçük lanet bir canavar gibi bize satmaya çalıştılar. Bize satmaya çalıştıkları o ufak ucube çocuk bile olabilir. Bize satmaya çalıştıkları o ufak ucube çocuk bile olabilir. Vinyan-1 2008 info-icon
He's not a monster, Paul. O bir canavar değil, Paul. O bir ucube değil, Paul. O bir ucube değil, Paul. Vinyan-1 2008 info-icon
They're stealing from us. Onlar paramızı çalıyorlar. Paramızı çalıyorlar. Paramızı çalıyorlar. Vinyan-1 2008 info-icon
They saw us coming and they are taking us for a ride, Onlar geldiğimizi gördü ve bizi bir gezintiye çıkardı, Onu aradığımızı biliyorlar ve bizimle oynuyorlar. Onu aradığımızı biliyorlar ve bizimle oynuyorlar. Vinyan-1 2008 info-icon
it's as simple as that. bu kadar basit. Tüm olan biten bu. Tüm olan biten bu. Vinyan-1 2008 info-icon
We agreed, Paul. Aynı fikirdeyiz,Paul. Anlaşmıştık, Paul. Anlaşmıştık, Paul. Vinyan-1 2008 info-icon
You said that even if there was the slightest chance Josh'ın hayatta olmasına dair,eğer en ufak bir şansımız bile varsa... Josh'un hayatta olduğuna dair en ufak bir ihtimal bile varsa... Josh'un hayatta olduğuna dair en ufak bir ihtimal bile varsa... Vinyan-1 2008 info-icon
that Josh was alive, we would go and we would find him. ...gidip onu bulmalıyız demiştin. ...bunu değerlendireceğimizi söylemiştin. ...bunu değerlendireceğimizi söylemiştin. Vinyan-1 2008 info-icon
I think we have to face facts. Sanırım gerçeği görmek zorundayız. Bence gerçeklerle yüzleşmeliyiz. Bence gerçeklerle yüzleşmeliyiz. Vinyan-1 2008 info-icon
And I don't think there is the slightest chance that Josh is alive, darling. Josh'ın hayatta olduğuna dair en ufak bir şansımız olduğunu bile sanmıyorum,sevgilim. Ve Josh'un hala hayatta olduğuna ihtimal vermiyorum hayatım. Ve Josh'un hala hayatta olduğuna ihtimal vermiyorum hayatım. Vinyan-1 2008 info-icon
The wave took him, and he drowned six months ago. Dalgalar onu aldı ve altı ay önce boğdu. Dalgalar onu aldı ve 6 ay önce boğuldu. Dalgalar onu aldı ve 6 ay önce boğuldu. Vinyan-1 2008 info-icon
Josh is dead. Josh öldü. Vinyan-1 2008 info-icon
No. Yes, he is. Hayır. Evet,o yaşıyor. Hayır. Evet, öldü. Hayır. Evet, öldü. Vinyan-1 2008 info-icon
No, he's here. Hayır,O burada. Hayır, o burada. Hayır, o burada. Vinyan-1 2008 info-icon
No, he's not here! He's not here! Can't you see that? Hayır,O burada değil! O burada değil! Bunu göremiyormursun? Hayır, burada falan değil! Burada değil! Bunu göremiyor musun? Hayır, burada falan değil! Burada değil! Bunu göremiyor musun? Vinyan-1 2008 info-icon
Mr. Gao. I want you to take us home, please. Bay Gao. Bizi eve götürün, lütfen. Bay Gao, lütfen bizi eve götürün. Bay Gao, lütfen bizi eve götürün. Vinyan-1 2008 info-icon
There are two villages to the east. No! No! I don't want to go anywhere else! Doğu tarafında iki köy var. Hayır!Hayır! Hiçbiryere gitmek istemiyorum! Doğuda iki köy daha var. Hayır, hayır! Başka bir yere gitmek istemiyorum. Doğuda iki köy daha var. Hayır, hayır! Başka bir yere gitmek istemiyorum. Vinyan-1 2008 info-icon
Just take us home. Sadece bizi eve götür. Bizi sadece eve götürün. Bizi sadece eve götürün. Vinyan-1 2008 info-icon
To keep searching. Aramayı sürdürün. Aramaya devam edin. Aramaya devam edin. Vinyan-1 2008 info-icon
Tell him we're lost. Ona kaybolduğumuzu söyle. Ona kaybolduğumuzu söylersiniz. Ona kaybolduğumuzu söylersiniz. Vinyan-1 2008 info-icon
Tell him anything. Ona hiçbirşey söyleme. Herhangi bir şey söyleyin işte. Herhangi bir şey söyleyin işte. Vinyan-1 2008 info-icon
You're making the right choice. Doğru seçimi yapıyoruz. Doğru olanı yapıyorsunuz. Doğru olanı yapıyorsunuz. Vinyan-1 2008 info-icon
Wait there. Bekle orada. Burada bekleyin. Burada bekleyin. Vinyan-1 2008 info-icon
What? Where you going? Wait there. Ne? Nereye gidiyorsun? Orada bekle. Ne? Nereye gidiyorsunuz? Burada bekleyin. Ne? Nereye gidiyorsunuz? Burada bekleyin. Vinyan-1 2008 info-icon
Jeanne! Jeanne. Jeanne! Jeanne. Vinyan-1 2008 info-icon
Jeanne. The money is gone. The fucking money's gone. Jeanne. Para gitti. Lanet olası para gitti. Jeanne. Para gitmiş. Tüm paramız gitmiş. Jeanne. Para gitmiş. Tüm paramız gitmiş. Vinyan-1 2008 info-icon
No. I gave him the money. Hayır.Ona para verdim. Hayır. Parayı ona verdim. Hayır. Parayı ona verdim. Vinyan-1 2008 info-icon
What do you mean you gave him the money? Ona para verdim de ne demek? Ne demek tüm parayı ona verdin? Ne demek tüm parayı ona verdin? Vinyan-1 2008 info-icon
I gave it to Gao. Why? Why did you that? Gao'ya para verdim. Neden? Bunu niye yaptın? Gao'ya verdim. Niye? Bunu niye yaptın? Gao'ya verdim. Niye? Bunu niye yaptın? Vinyan-1 2008 info-icon
But don't worry. It's just because he's going to search for three more days. Ama endişelenme. Çünkü üç günden fazla bir süre boyunca arayacak. Endişelenme. Çünkü 3 gün daha aramaya devam edecek. Endişelenme. Çünkü 3 gün daha aramaya devam edecek. Vinyan-1 2008 info-icon
No, darling, we can't. What do you mean you've given him the money? Hayır,sevgilim,bunu yapamayız.Parayı ona verdim de ne demek oluyor? Hayır sevgilim, bunu yapamayız. Tüm paramızı ona verdim de ne demek? Hayır sevgilim, bunu yapamayız. Tüm paramızı ona verdim de ne demek? Vinyan-1 2008 info-icon
Don't worry, it's okay. Endişelenme,sorun yok. Endişelenme, her şey yolunda. Endişelenme, her şey yolunda. Vinyan-1 2008 info-icon
We don't know who these people are! Bu insanları tanımıyoruz! Bu insanları tanımıyoruz bile! Bu insanları tanımıyoruz bile! Vinyan-1 2008 info-icon
We're in the middle of fucking nowhere! You can't just give him the fucking money! Kahrolası bir hiçliğin ortasındayız! Lanet olası parayı ona veremezsin! Burada, çıkmaz bir yerin tam ortasındayız! Tüm paramızı ona öylece veremezsin! Burada, çıkmaz bir yerin tam ortasındayız! Tüm paramızı ona öylece veremezsin! Vinyan-1 2008 info-icon
It's mine now. Artık benim param. Artık benim. Artık benim. Vinyan-1 2008 info-icon
Give me my fucking money. Lanet olası paramı bana ver. Lanet olası paramı geri ver. Lanet olası paramı geri ver. Vinyan-1 2008 info-icon
Sonchai. Sonchai. Vinyan-1 2008 info-icon
We'll spend the night here. There's shelter. Geceyi burada geçireceğiz.Barınak var. Geceyi burada geçireceğiz. Barınaklarda. Geceyi burada geçireceğiz. Barınaklarda. Vinyan-1 2008 info-icon
We're lost, aren't we? Kaybolduk,değil mi? Kaybolduk, değil mi? Kaybolduk, değil mi? Vinyan-1 2008 info-icon
We're lost, aren't we? Kaybolduk, değil mi? Vinyan-1 2008 info-icon
Do you play poker? Poker oynarmısın? Poker oynar mısın? Poker oynar mısın? Vinyan-1 2008 info-icon
You knew there were no white children here. Beyaz çocukların burada olmadığını biliyordun. Burada beyaz çocuk falan olmadığını gayet iyi biliyordun. Burada beyaz çocuk falan olmadığını gayet iyi biliyordun. Vinyan-1 2008 info-icon
You knew what those sea gypsies were doing. Bu deniz çingelerinin neler yaptığını biliyordun. O çingenelerin ne yaptığını da biliyordun. O Çingenelerin ne yaptığını da biliyordun. Vinyan-1 2008 info-icon
You fixed it, you fixed all of it. Üstesinden geldin,herşeyin üstesinden geldin. Ayarladın, tüm hepsini sen ayarladın. Ayarladın, tüm hepsini sen ayarladın. Vinyan-1 2008 info-icon
Have some drink. Birşeyler içsene. Bir şeyler içsene. Bir şeyler içsene. Vinyan-1 2008 info-icon
You think we were just going to buy some fucking child? Herhangi bir çocuğu satın alacağımızı mı sanıyorsun? Herhangi bir çocuğu alacağımızı mı düşündün? Herhangi bir çocuğu alacağımızı mı düşündün? Vinyan-1 2008 info-icon
Any child? Herhangi bir çocuğu? Vinyan-1 2008 info-icon
Mr. Bellmer, I did what you asked me to do. Bay Bellmer, Benden istediğinizi yaptım. Bay Bellmer, benden ne istediyseniz onu yaptım. Bay Bellmer, benden ne istediyseniz onu yaptım. Vinyan-1 2008 info-icon
Your wife thinks your son is in one of these villages. Karınız,oğlunuzun bu köylerden birinde olduğunu düşünüyor. Karınız, çocuğunuzun bu köylerden birinde olduğunu düşünüyor. Karınız, çocuğunuzun bu köylerden birinde olduğunu düşünüyor. Vinyan-1 2008 info-icon
So I took you to a place where they said there was a white child. Ve ben sizi,onların beyaz bir çocuğun olduğunu söyledikleri yere götürdüm. Sizi beyaz çocuğun bulunduğunu söyledikleri yere götürdüm. Sizi beyaz çocuğun bulunduğunu söyledikleri yere götürdüm. Vinyan-1 2008 info-icon
Yeah, but that wasn't my son! Evet,ama benim oğlum değildi! Evet, ama o benim oğlum değildi! Evet, ama o benim oğlum değildi! Vinyan-1 2008 info-icon
I lost my wife of 30 years in the tsunami. Otuz yaşındaki eşimi tsunami'de kaybettim. 30 yaşındaki karımı tsunamide kaybettim. 30 yaşındaki karımı tsunamide kaybettim. Vinyan-1 2008 info-icon
And do you know what happened to Sonchai? Ve Sonchai'ye ne oldu biliyormusun? Peki Sonchai'nin başına ne geldiğini biliyor musun? Peki Sonchai'nin başına ne geldiğini biliyor musun? Vinyan-1 2008 info-icon
Four kids and his wife, all dead in his house. Dört çocuğu ve karısı, hepsi onun evinde öldü. 4 çocuğu ve karısı evlerinde öldü. 4 çocuğu ve karısı evlerinde öldü. Vinyan-1 2008 info-icon
Mr. Bellmer, I can find your child, I cannot cure your pain. Bay Bellmer,Çocuğunuzu bulabilirim, Acınızı dindiremem. Bay Bellmer, çocuğunuzu bulabilirim ama acınızı dindiremem. Bay Bellmer, çocuğunuzu bulabilirim ama acınızı dindiremem. Vinyan-1 2008 info-icon
Your wife paid me to continue the search. Eşiniz aramayı sürdürmek için bana ödeme yaptı. Eşiniz aramaya devam etmem için ödeme yaptı. Eşiniz aramaya devam etmem için ödeme yaptı. Vinyan-1 2008 info-icon
If you can't control your wife, that is not my concern. Eşinizi kontrol edemezseniz, bu benim sorunum değil. Eğer eşinize söz geçiremiyorsanız bu benim sorunum değil. Eğer eşinize söz geçiremiyorsanız bu benim sorunum değil. Vinyan-1 2008 info-icon
Hey, where you going? Hey,Nereye gidiyorsun? Nereye gidiyorsun? Nereye gidiyorsun? Vinyan-1 2008 info-icon
Out. Out? Dışarı. Dışarı mı? Vinyan-1 2008 info-icon
Go home, Josh. Eve dön, Josh. Evine dön Josh. Evine dön Josh. Vinyan-1 2008 info-icon
Go home! Eve dön! Evine dön! Evine dön! Vinyan-1 2008 info-icon
Go home, Josh! Go home! Eve dön, Josh! Eve dön! Evine dön Josh! Evine dön! Evine dön Josh! Evine dön! Vinyan-1 2008 info-icon
Fuck! Go home! Kahretsin! Eve dön! Lanet olsun! Evine dön! Lanet olsun! Evine dön! Vinyan-1 2008 info-icon
Sonchai! Sonchai! Vinyan-1 2008 info-icon
It's gone. Gitti. Gitmiş. Gitmiş. Vinyan-1 2008 info-icon
Oh, my God. My drawings. Aman Tanrım.Çizimlerim. Aman Tanrım. Çizimlerim. Aman Tanrım. Çizimlerim. Vinyan-1 2008 info-icon
Josh's stuff. Josh'ın eşyaları. Josh'un eşyaları. Josh'un eşyaları. Vinyan-1 2008 info-icon
You'll never make it! No! No! Bunu asla yapmayacaksın! Hayır!Hayır! Bunu başaramazsın! Hayır! Hayır! Bunu başaramazsın! Hayır! Hayır! Vinyan-1 2008 info-icon
Gao! Gao! Vinyan-1 2008 info-icon
You bastard! Where are you going? Seni pislik! Nereye gidiyorsun? Seni piç kurusu! Nereye gidiyorsun? Seni piç kurusu! Nereye gidiyorsun? Vinyan-1 2008 info-icon
I want Joshua. Joshua'yı istiyorum. Vinyan-1 2008 info-icon
Can you help us? Bize yardım edebilirmisin? Bize yardım edebilir misiniz? Bize yardım edebilir misiniz? Vinyan-1 2008 info-icon
Come on, darling, I'm sorry. Come on. Come on, darling. Hadi,sevgilim,Üzgnüm. Hadi.Hadi sevgilim. Hadi sevgilim, özür dilerim. Hadi. Hadi hayatım. Hadi sevgilim, özür dilerim. Hadi. Hadi hayatım. Vinyan-1 2008 info-icon
I love you. I love you, too, darling. Seni seviyorum. Ben de seni seviyorum,sevgilim. Seni seviyorum. Ben de seni seviyorum hayatım. Seni seviyorum. Ben de seni seviyorum hayatım. Vinyan-1 2008 info-icon
I love you. I love you, too, darling. Seni seviyorum. Seni seviyorum sevgilim. Seni seviyorum. Ben de seni seviyorum hayatım. Seni seviyorum. Ben de seni seviyorum hayatım. Vinyan-1 2008 info-icon
You let him go. Bırak onu gitsin. Bırak gitsin. Bırak gitsin. Vinyan-1 2008 info-icon
You let him go. Bırak onu gitsin. Bırak onu. Bırak onu. Vinyan-1 2008 info-icon
Help! Help, please. Please help me! İmdat! İmdat,lütfen. Lütfen bana yardım et! Yardım edin! Lütfen yardım edin. Yardım edin. Yardım edin! Lütfen yardım edin. Yardım edin. Vinyan-1 2008 info-icon
What you doing, you bitch? Ne yapıyorsun,seni kaltak? Ne yapıyorsun adi kaltak? Ne yapıyorsun adi kaltak? Vinyan-1 2008 info-icon
Help, help, help! İmdat, imdat,imdat! Yardım edin. Yardım edin. Vinyan-1 2008 info-icon
Please help me, help me. Lütfen bana yardım et,yardım et bana. Lütfen yardım edin. Lütfen yardım edin. Vinyan-1 2008 info-icon
Help me, help! Bana yardım et,yardım et! Yardım edin. Yardım edin. Vinyan-1 2008 info-icon
Paul, help me. Help me, please. Paul, yardım et bana. Yardım et,lütfen. Paul yardım et. Lütfen yardım et. Paul yardım et. Lütfen yardım et. Vinyan-1 2008 info-icon
Help me, please. You got to help me, please. Yadım et,lütfen. Bana yardım et, lütfen. Yardım et lütfen. Bana yardım etmelisin, lütfen. Yardım et lütfen. Bana yardım etmelisin, lütfen. Vinyan-1 2008 info-icon
Pass me the gun first. And I'll help you out. Önce silahı gönder bana. Sonra çıkmana yardım edeceğim. Önce silahı ver. Sonra yardım edeceğim. Önce silahı ver. Sonra yardım edeceğim. Vinyan-1 2008 info-icon
You fucking thieving, fucking bastard. Seni lanet olası hırsız,kahrolası pislik. Seni lanet olası hırsız herif, piç kurusu. Seni lanet olası hırsız herif, piç kurusu. Vinyan-1 2008 info-icon
It's her fault. Shut up! Onun hatası. Kapa çeneni! Onun suçu. Kapa çeneni. Onun suçu. Kapa çeneni. Vinyan-1 2008 info-icon
She stole your money. She told me to continue the search. O paranı çaldı. O bana aramaya devam ettiğini söyledi. Paranı çaldı. Aramaya devam etmemi söyledi. Paranı çaldı. Aramaya devam etmemi söyledi. Vinyan-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 179494
  • 179495
  • 179496
  • 179497
  • 179498
  • 179499
  • 179500
  • 179501
  • 179502
  • 179503
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact