Search
English Turkish Sentence Translations Page 182957
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You made it, man. Did you wanna | Gelmişsin, dostum. Oturmak ister İşte geldin ahbap. Otursana. Başarmışsın adamım. Yanıma mı...? Gelmişsin, dostum. Oturmak ister | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I'm not sure I want that. Yeah, but you need it. | Bunu istediğimi sanmıyorum. Ama buna ihtiyacın var. Bunu istediğimden emin değilim. Evet ama ihtiyacın var. Bunu istediğime emin değilim. Evet ama buna ihtiyacın var. Bunu istediğimi sanmıyorum. Ama buna ihtiyacın var. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
TERRENCE {ON PA}: Life. | Hayat. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CROWD: Yes! CARL: Jeez. | Evet! Tanrım. Evet! EVET! Ha s... Evet! Tanrım. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
MAN 2: Yes. | Evet. EVET! Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
WOMAN 1: Yes, yes, yes! WOMAN 2: Yes. Yes! | Evet, evet, evet! Evet. Evet! Evet, evet, evet. Evet, evet, evet! Evet, evet. Evet, evet, evet! Evet. Evet! | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
MAN 3: Yes! NICK: Whoo! | Evet! Evet! Whoo! Evet. Evet! | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
TERRENCE: The word is "yes." | O kelime "evet. " O kelime "evet" tir. O kelime "Evet"tir. O kelime "evet. " | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Say it a million times. MAN 4: Yes. | Bir milyon defa söyleyin. Evet. Bir milyon kez söyleyin. Evet. Milyon kez söyleyin! Evet! Bir milyon defa söyleyin. Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CROWD: Yes! | Evet! ...EVET! Evet! | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
MAN 5: Yes. | Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Who among you is new? NICK: He is. This guy right here. He's new. | Kimler yeni? Bu işte. Bu herif yeni. Kimler yeni? Buradaki adam. O yeni. Aranızda kim yeni? Buradaki. Kendisi aramızda yeni. Kimler yeni? Bu işte. Bu herif yeni. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Over here. CARL: Please don't. Jesus. | Burada. Lütfen yapma. Tanrım. Burada. Lütfen yapma. Hay Allah! Burada. Yapma şunu. Burada. Lütfen yapma. Tanrım. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Come on up, future yes man. CARL: That's okay, I'm just auditing. | Buraya gel, müstakbel evet diyen adam. Önemli değil. Ben izlemeye geldim. Gel buraya müstakbel Bay Evet. Böyle iyiyim, sadece inceliyorum. Kalk ayağa geleceğin 'Evetçi Adam'ı! Halimden memnunum, sadece denetliyordum. Buraya gel, müstakbel evet diyen adam. Önemli değil. Ben izlemeye geldim. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
No, thanks. I'm cool. I'm sorry? What was that you said? | Hayır, teşekkürler. Ben iyiyim. Efendim? Ne dedin? Hayır, sağ olun. Böyle iyiyim. Ne? Ne dedin sen? Hayır, teşekkürler. Ben böyle iyiyim. Üzgünüm, ne dedin? Hayır, teşekkürler. Ben iyiyim. Efendim? Ne dedin? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I said, I'm cool. TERRENCE: Before that. | İyiyim dedim. Ondan önce. Böyle iyiyim dedim. Ondan önce. Dedim ki, böyle iyiyim. Ondan önce? İyiyim dedim. Ondan önce. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
No. CROWD: No man. No man. | Hayır. Hayır diyen adam. Hayır diyen adam. Hayır. Bay Hayır! Bay Hayır! Hayır. "Hayırcı Adam", "Hayırcı Adam"... Hayır. Hayır diyen adam. Hayır diyen adam. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Yes. CROWD: Yes! | Evet. Evet! Evet Evet! Evet. Evet! Evet. Evet! | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CROWD: No man. No man. No man. No man. | Hayır diyen adam. Hayır diyen adam. Hayır diyen adam. Hayır diyen adam. Bay Hayır! Bay Hayır! Bay Hayır! Bay Hayır! "Hayırcı Adam", "Hayırcı Adam", "Hayırcı Adam", "Hayırcı Adam". Hayır diyen adam. Hayır diyen adam. Hayır diyen adam. Hayır diyen adam. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
We're gonna make a covenant, Carl. MAN 1: Yes. | Bir mukavele yapacağız, Carl. Evet. Seninle bir anlaşma yapacağız, Carl. Evet. Şimdi bir anlaşma yapacağız, Carl. Bir mukavele yapacağız, Carl. Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Do you want to make a covenant? Ugh.... | Mukavele yapmak ister misin? Bir anlaşma yapmak istiyor musun? Ugh... Anlaşma yapmak ister misin Carl? Mukavele yapmak ister misin? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CROWD: Yes! Yes. | Evet! Evet. Evet! Evet. Evet! Evet. Evet! Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CROWD: Yes! Yes. | Evet! Evet. Evet! Evet. Evet! Evet! Evet! Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CROWD: Yes! | Evet! | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CROWD: Yes. Yes! | Evet. Evet! Evet. Evet! Evet! Evet! Evet. Evet! | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CROWD: Yes. Yes! | Evet. Evet! Evet. Evet! Evet. Evet! Evet. Evet! | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CROWD: Yes. Yes. | Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
MAN 2: Come on, Carl. Yes. | Hadi, Carl. Evet. Hadi, Carl. Evet. Haydi Carl. Evet. Hadi, Carl. Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CROWD: Yes. Yes. | Evet. Evet. Evet. Evet. Evet! Evet. Evet. Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CROWD: Yes. Again. | Evet. Tekrar. Evet. Tekrarla. Evet! Yine. Evet. Tekrar. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Yes. CROWD: Yes. | Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet! Evet. Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Say it again. Yes! | Bir daha söyle. Evet! Tekrar söyle. Evet! Tekrar söyle. Evet! Bir daha söyle. Evet! | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Make me believe it. Yes, yes, yes. | Beni inandır. Evet, evet, evet. Beni inandır. Evet, evet, evet. Beni inandır. Evet, evet, evet. Beni inandır. Evet, evet, evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
That was really wonderful. Thank you. | Muhteşemdi. Teşekkürler. Harikaydın. Teşekkür ederim. Gerçekten harikaydın. Sağ olun. Muhteşemdi. Teşekkürler. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Hey. Good to have you with us. WOMAN: Yes. | Aramızda olmana memnun olduk. Evet. Hey. Bize katılman güzel. Evet. Selam. Bizle olman çok güzel. Evet. Aramızda olmana memnun olduk. Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
So are you gonna do it? I don't know. Maybe. | Yapacak mısın? Bilmiyorum. Belki. Ee, yapacak mısın? Bilmem. Belki. Peki, yapacak mısın? Bilmem. Belki. Yapacak mısın? Bilmiyorum. Belki. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Oh. Ugh.... | Oh. Ugh... Şey... | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
NICK: Yes! | Evet! | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Can I use your phone? Go, man, go. | Telefonunu kullanabilir miyim? Hadi, dostum, hadi. Telefonunu kullanabilir miyim? Hadi, hadi. Telefonunu kullanabilir miyim? Hadi adamım, hadi. Telefonunu kullanabilir miyim? Hadi, dostum, hadi. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
HOBO: And what did you say? | Ne dedin sen? Sen ne dedin? Peki sen ne dedin? Ne dedin sen? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
HOBO: Oh, I'm just right over here. Okay. Yeah. | Burada ineyim. Tamam. Evet. İşte geldik. Tamam. Ben burada ineyim. Tamam, pekâlâ. Burada ineyim. Tamam. Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Thanks. Well, gracias, amigo. | Teşekkürler. Gracias, amigo. Sağ ol. Neyse, gracias, amigo. Teşekkürler. Teşekkürler. Gracias, amigo. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: Hey, Carl. Do you wanna give all your money away to a homeless guy? | Carl. Bütün paranı evsiz bir adama vermek istiyor musun? Hey, Carl. Cebindeki bütün parayı bir evsize vermek ister misin? Hey, Carl! Tüm paranı evsiz bir adama vermek ister misin? Carl. Bütün paranı evsiz bir adama vermek istiyor musun? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Hi. Did you just take my picture? Maybe. | Merhaba. Az önce fotoğrafımı mı çektin? Belki de. Selam. Sen şimdi resmimi mi çektin? Olabilir. Selam. Öylece fotoğrafımı mı çektin? Olabilir. Merhaba. Az önce fotoğrafımı mı çektin? Belki de. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
That must feel good. Oh, truly, truly. | Çok iyi hissediyor olmalısın. Gerçekten, gerçekten. İyi hissettirmiştir. Sahiden öyle. İyi hissettiriyor olmalı. Hakikaten öyle. Çok iyi hissediyor olmalısın. Gerçekten, gerçekten. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
What are you doing? I'm taking a picture. Smile. | Ne yapıyorsun? Fotoğraf çekiyorum. Gülümse. Ne yapıyorsun? Resim çekiyorum. Gülümse. Ne yapıyorsun? Fotoğraf çekiyorum. Gülümse. Ne yapıyorsun? Fotoğraf çekiyorum. Gülümse. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I can't see. I'm blind. Me too. Isn't it great? Whoo! | Göremiyorum. Kör oldum. Ben de. Harika, değil mi? Göremiyorum. Kör oldum. Ben de? Harika, değil mi? Whoo! Göremiyorum, kör oldum. Ben de. Harika değil mi? Göremiyorum. Kör oldum. Ben de. Harika, değil mi? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: Yeah, that's getting it good. Yep. | Evet, bu iş görür. Evet. İşte oldu. Tamamdır. Evet, işler yoluna giriyor. Evet, bu iş görür. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Well, thanks again for the ride. No problem. | Bıraktığın için teşekkürler. Sorun değil. Getirdiğin için sağ ol. Önemli değil. Bıraktığın için tekrar teşekkürler. Önemli değil. Bıraktığın için teşekkürler. Sorun değil. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I'm more of a four wheel kind of guy. Really? | Ben dört teker severim. Gerçekten mi? Dört tekerlek üzerinde daha rahat olurum. Sahi mi? Dört tekerlek üstünde daha rahat olanlardanım sanırım. Gerçekten mi? Ben dört teker severim. Gerçekten mi? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Can I have my helmet back now? I'm still wearing it, aren't I? | Kaskımı alabilir miyim? Hâlâ takıyorum, değil mi? Kaskımı geri alabilir miyim? Hala takıyor muyum? Kaskımı geri alabilir miyim? Hâlâ takıyorum, değil mi? Kaskımı alabilir miyim? Hâlâ takıyorum, değil mi? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ALLISON: So you okay? | İyi misin? Sen iyi misin? İyi misin? İyi misin? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
What? What did you say? | Ne? Ne dedin sen? Ne? Ne diyordun? Ne? Ne dedin? Ne? Ne dedin sen? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Hey, I | Ben Hey, ben... Öyle demek... Ben | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: "Yes always leads to something good. | "Evet, sizi her zaman güzel şeylere götürür. "Evet daima iyi bir yöne kılavuzlar. "Evet" her zaman güzel şeylerin kapısını açar. "Evet, sizi her zaman güzel şeylere götürür. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Hello? Carl, it's your buddy Norman. | Alo? Carl, ben dostun Norman. Alo? Carl, sıkı dostun Norman. Merhaba. Carl, ben dostun Norman. Alo? Carl, ben dostun Norman. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Persian wifefinder. FARANOUSH: Hi there. I am Faranoush. | İranlı eş bulma. Merhaba. Ben Faranoush. Acem eş bulucu. Merhaba. Ben Faranoush. İranlı Eş Bul.Com. Selam oradaki. Ben Faranoush. İranlı eş bulma. Merhaba. Ben Faranoush. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Oh, wow, Mickey Rourke. No. It's Bono. | Vay canına, Mickey Rourke. Hayır. Bu Bono. Oh, vay, Mickey Rourke. Hayır. Bu Bono. Vay! Mickey Rourke. Hayır, bu Bono. Vay canına, Mickey Rourke. Hayır. Bu Bono. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
NORMAN: Inta maresting. | İlginç. Enteresan. Enteremesan. İlginç. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
You called me Norm. Yeah. | Bana Norm dedin. Evet. Bana Norm dedin. Evet. Bana Norm dedin. Evet. Bana Norm dedin. Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Could that, like, be my nickname? Yeah. I guess. | Benim lakabım olabilir mi? Evet. Olabilir. Benim takma adım olabilir mi? Evet. Sanırım. Rumuz gibi bir şey mi bu? Sanırım evet. Benim lakabım olabilir mi? Evet. Olabilir. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Yeah. Carl's pretty short already, but | Evet. Carl zaten yeteri kadar kısa ama Carl zaten kısa, ama... Pekâlâ. Carl ismi gayet kısa aslında... Evet. Carl zaten yeteri kadar kısa ama | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Yeah. And you know what I did? | Evet. Bir de ne yaptım, biliyor musun? Evet. Ne yaptım biliyor musun? Evet. Ne yaptım, biliyor musun? Evet. Bir de ne yaptım, biliyor musun? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
But then I threw that off the table. Good move. | Ama o seçeneği masadan çektim. Güzel hamle. Sonra aniden masadan kalktım. İyi hamle. ... o seçeneği masadan çektim. Güzel hamle. Ama o seçeneği masadan çektim. Güzel hamle. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Well, you're doing it. Yeah? | İşte yapıyorsun. Öyle mi? Yapıyorsun işte! Öyle mi? İşte yapıyorsun! Evet. İşte yapıyorsun. Öyle mi? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Yeah, the whole cake thing. Yeah. | Evet, pasta olayı mesela. Doğru. Evet, şu pasta olayı. Evet. Pasta işi gibi. Evet. Evet, pasta olayı mesela. Doğru. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
You're making up nicknames. Okay. | Lakap uyduruyorsun. Tamam. Takma adlar uyduruyorsun. Tamam. Rumuzlar takıyorsun. Pekâlâ. Lakap uyduruyorsun. Tamam. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
No. How did you know that? | Hayır. Nereden biliyorsun? Hayır mı? Nereden bildin? Hayır. Nasıl bildin? Hayır. Nereden biliyorsun? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Yeah, but you are, Car. Yeah. | Evet, ama sen buradasın, Car. Öyle. Ama sen buradasın Car. Evet. Evet ama sen buradasın Car. Evet. Evet, ama sen buradasın, Car. Öyle. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Thousand? Of course, thousand. | Bin mi? Elbette bin. Bin mi? Tabi ki, bin. Bin mi? Tabii ki bin. Bin mi? Elbette bin. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
You're preaching to the choir, Carl. I'm telling you, man, things are different. | Geçti Bor'un pazarı, Carl. Sana söylüyorum. Her şey daha farklı. Bana bilmediğim bir şey söyle, Carl. Biraz daha ikna edici olmalısın Carl. Dedim ya dostum, artık farklıyım. Geçti Bor'un pazarı, Carl. Sana söylüyorum. Her şey daha farklı. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Well, you're okay with that, right, buddy? Yes. Yes, I am. | Sorun yok, değil mi dostum? Evet. Evet, sorun yok. Sana da uyar mı dostum? Evet. Evet uyar. Sen de kabul edersen tabii ki dostum? Pekâla, ben varım. Sorun yok, değil mi dostum? Evet. Evet, sorun yok. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
{SLURRING WORDS} Boy, you guys are really into this yes thing. | Vay be, gerçekten bu evet olayına kendinizi vermişsiniz. Beyler. Şu evet olayına biraz fazla daldınız. Bu evet olayının iyice içine ettiniz dostlar. Vay be, gerçekten bu evet olayına kendinizi vermişsiniz. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ROONEY: Okay, okay. | Tamam, tamam. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
MAN 1: Crazy, man. | Çılgınsın dostum. Çılgın herif. Müthişti adamım. Çılgınsın dostum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Okay. Excuse me. Could I | Tamam. Affedersin. Acaba Tamam. Afferdrsiniz. Acaba... Tamam. Affedersin. Acaba | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I think you and I need to step outside. No. God, no. | Sanırım dışarı çıkmamız gerekecek. Hayır. Tanrım, hayır. Kozlarımızı dışarıda paylaşacağız.. Hayır, olmaz. Sanırım dışarıda kozlarımızı paylaşmalıyız. Hayır, lütfen. Sanırım dışarı çıkmamız gerekecek. Hayır. Tanrım, hayır. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
MAN 1: Oh, shit. | Kahretsin. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Don't worry. I got your back. You don't have anybody's. | Endişelenme. Arkanı kollarım. Sen kimsenin arkasını kollayamazsın. Merak etme. Arkanı kollarım. Sen kimseyi kollamazsın. Endişelenme, arkandayız. Arkasında işe yaramayız. Endişelenme. Arkanı kollarım. Sen kimsenin arkasını kollayamazsın. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I haven't fighted in a fight since grade 7. I know. | Yedinci sınıftan beri kavga etmiyorum. Biliyorum. Yedinci sınıftan beri kimseyle kavga etmedim. Yedinci sınıftan beri hiç kavga etmemiştim. Biliyorum. Yedinci sınıftan beri kavga etmiyorum. Biliyorum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
{WHISPERING} Just don't break my teeth off on the curb, okay? | Dişlerimi kaldırımın kenarında kırma yeter, tamam mı? Dişlerimi kaldırıma dökme olur mu? Kaldırım kenarında dişlerimi dağıtma yeter, tamam mı? Dişlerimi kaldırımın kenarında kırma yeter, tamam mı? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
{IN NORMAL VOICE} First, we have to establish the ground rules. | Önce kuralları belirleyelim. Önce dövüşümüzün kurallarını belirleyelim. Öncelikle dövüş kurallarını açıklamalıyız. Önce kuralları belirleyelim. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
You're a complete | Sen tam bir Sen tam... Sen tam bir... Sen tam bir | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: I almost blocked it. Didn't get there in time. | Neredeyse engelliyordum. Zamanında yetişemedim. Neredeyse tutuyordum. Yetişemedim. Neredeyse adamı engelliyordum ama yetişemedim. Neredeyse engelliyordum. Zamanında yetişemedim. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
He's really been drinking. CARL: Seriously, man. | O gerçekten çok içiyordu. Ciddiyim dostum. O çok daha fazla içti. Ciddiyim ahbap. Sadece biraz çok içti. Öyle adamım. O gerçekten çok içiyordu. Ciddiyim dostum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I think we both grew from it. Call me. You asshole. | Bence ikimiz de bağları kopardık. Ara beni. Seni dallama. Bence bunun için doğmuşuz. Ara beni. Göt herif. İkimiz de bu durumdan ders çıkardık sanırım. Ara beni. Göt herif! Bence ikimiz de bağları kopardık. Ara beni. Seni dallama. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: We really did. Yeah. We did, bud. | Gerçekten yaptık. Öyle. Yaptık, dostum. Gerçekten yaptık. Evet dostum, yaptık. Gerçekten başardık adamım. Başardık dostum. Gerçekten yaptık. Öyle. Yaptık, dostum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Okay. Tillie, there you are. Hi, Carl. | Tillie, işte buradasın. Merhaba, Carl. Tillie, yine buradasın. Selam Carl. Merhaba Tillie. İşte buradasın. Merhaba Carl. Tillie, işte buradasın. Merhaba, Carl. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I'll see you later, Tillie. That was wonderful, Carl. | Sonra görüşürüz, Tillie. Muhteşemdin, Carl. Sonra görüşürüz Tillie. Muhteşemsin Carl. Sonra görüşürüz Tillie. Harika iş çıkardın Carl. Sonra görüşürüz, Tillie. Muhteşemdin, Carl. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Oh, darn, I forgot to go to the bank. Oh, that's okay. | Kahretsin, bankaya gitmeyi unuttum. Önemli değil. Hay aksi. Bankaya gitmeyi unuttum. Önemli değil. Lanet olsun, bankaya gitmeyi unutmuşum. Önemli değil. Kahretsin, bankaya gitmeyi unuttum. Önemli değil. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
It happens with age. Don't worry about it. | Yaşlandıkça oluyor böyle şeyler. Endişelenme. Yaşlılık işte. Hiç üzülme. Yaşlandıkça böyle oluyor. Endişelenmene gerek yok. Yaşlandıkça oluyor böyle şeyler. Endişelenme. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Well, I'm just I'm not in a serious thing, but I am dating. | Pek Çok ciddi değil ama bir çıktığım var. Aslında ciddi olmasa da bir ilişkim var. Ben sadece... Ciddi bir ilişki olmasa da biriyle görüşüyorum. Pek Çok ciddi değil ama bir çıktığım var. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Would you like a release? I'm sorry? | Rahatlamak ister misin? Efendim? Rahatlamak ister misin? Anlamadım? Salıvermek ister misin? Efendim? Rahatlamak ister misin? Efendim? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
What do I do here? Oh, you don't have to do anything, Carl. | Ben ne yapacağım? Bir şey yapmana gerek yok, Carl. Ne yapıyorum ben? Sen bir şey yapmak zorunda değilsin, Carl. Şimdi ne yapacağım? Bir şey yapmak zorunda değilsin Carl. Ben ne yapacağım? Bir şey yapmana gerek yok, Carl. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Oh, come on. But thanks for the offer and the image. | Hadi ama. Ama teklifin ve kafamdaki görüntüsü için teşekkürler. Hadi. Teklifin için teşekkür ederim. Hadi ama! Ama teklif ve imge için sağ ol. Hadi ama. Ama teklifin ve kafamdaki görüntüsü için teşekkürler. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Oh, God! Oh, no. Oh, my.... | Aman Tanrım! Olamaz. Aman Allah'ım! Aman Allah’ım! Hayır! Aman Tanrım! Olamaz. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
That Oh.... | Bu Bu... Oh... Bu... Bu | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
That is a.... | Bu Bu şey... Bu çok... Bu | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
...to discuss the Church of Jesus Christ. Yeah, come on in. | ..tartışmak için zamanınız var mı? Evet, buyurun içeri. ...konuşmak için bir dakikanız var mı? Evet. İçeri gelin. ..tartışmak için zamanınız var mı? Evet, buyurun içeri. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Buttercup Girls. Buttercup Girls. | Tereyağlı şeker kızları. Tereyağlı şeker kızları. Düğün çiçeği Kızları. Düğün çiçeği Kızları. Düğün Çiçeği Kızları Düğün Çiçeği Kızları Tereyağlı şeker kızları. Tereyağlı şeker kızları. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |