Search
English Turkish Sentence Translations Page 183667
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
That�s when all the nations work together. | ne zaman dünya hep birlikte çalışırsa Ne zaman Dünya hep birlikte çalışırsa, Ne zaman Dünya hep birlikte çalışırsa, Ne zaman Dünya hep birlikte çalışırsa, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
World unification, | birleşmiş dünya bir araya gelmiş bir Dünya, bir araya gelmiş bir Dünya, bir araya gelmiş bir Dünya, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
working toward common good for all human beings | insanlığın iyiliği için çalışan bir dünya insanlığın iyiliği için çalışan bir Dünya, insanlığın iyiliği için çalışan bir Dünya, insanlığın iyiliği için çalışan bir Dünya, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and without anyone being subservient to anyone else. | kimsenin diğerinin emrinde hizmet etmediği bir dünya kimsenin diğerinin emrinde hizmet etmediği bir Dünya, kimsenin diğerinin emrinde hizmet etmediği bir Dünya, kimsenin diğerinin emrinde hizmet etmediği bir Dünya, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Without social stratification | sosyal katmanlaşmanın olmadığı sosyal katmanlaşmanın olmadığı, sosyal katmanlaşmanın olmadığı, sosyal katmanlaşmanın olmadığı, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
whether it be technical elitism | parası olan seçkinlerin parası olan seçkinlerin, parası olan seçkinlerin, parası olan seçkinlerin, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
or any other kind of elitism, | seçkinliğin her çeşidinin seçkinliğin her çeşidinin, seçkinliğin her çeşidinin, seçkinliğin her çeşidinin, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
eradicated from the face of the earth. | dünyadan tamamen temizlendiği bir düzen. Dünya'dan tamamen temizlendiği bir düzen belirecektir. Dünya'dan tamamen temizlendiği bir düzen belirecektir. Dünya'dan tamamen temizlendiği bir düzen belirecektir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
The �state� does nothing because there is no �state�. | devlet hiçbir şey yapmaz çünkü devlet yoktur Devlet hiçbir şey yapmaz çünkü devlet yoktur. Devlet hiçbir şey yapmaz çünkü devlet yoktur. Devlet hiçbir şey yapmaz çünkü devlet yoktur. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
The system I advocate, | Savunduğum sistem, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
a resource based global economy is not perfect, | kaynaklara dayalı küresel ekonomi mükemmel değil, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
it�s just a lot better than what we have. | ama sahip olduğumuz sistemden kat kat daha iyi. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
We can never achieve perfection. | Mükemmele asla erişemeyiz. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
�My country is the world� | "benim ülkem dünyadır... "Benim ülkem Dünya'dır, "Benim ülkem Dünya'dır, "Benim ülkem Dünya'dır, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and my religion is to do good.� | ve dinim iyi olanı yapmaktır." | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Thomas Paine 1737 1809 | Thomas Paine 1737 1809 | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
The social values of our society, | toplumumuzun sosyal değerleri Toplumumuzun sosyal değerleri, Toplumumuzun sosyal değerleri, Toplumumuzun sosyal değerleri, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
which has manifested in perpetual warfare, | kaçınılmaz savaşlar kaçınılmaz savaşlar, kaçınılmaz savaşlar, kaçınılmaz savaşlar, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
corruption, | yobazlık yozlaşma, yozlaşma, yozlaşma, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
oppressive laws, | sıkıcı, bunaltıcı yasalar sıkıcı, bunaltıcı yasalar, sıkıcı, bunaltıcı yasalar, sıkıcı, bunaltıcı yasalar, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
social stratification, | sosyal katmanlaşma sosyal katmanlaşma, sosyal katmanlaşma, sosyal katmanlaşma, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
irrelevant superstitions, | ipe sapa gelmez batıl itikatlar, hurafeler ipe sapa gelmez batıl inanışlar, hurafeler, ipe sapa gelmez batıl inanışlar, hurafeler, ipe sapa gelmez batıl inanışlar, hurafeler, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
environmental destruction, | çevresel yıkım ve kirlenme çevresel yıkım ve kirlenme, çevresel yıkım ve kirlenme, çevresel yıkım ve kirlenme, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and a despotic, socially indifferent, profit oriented ruling class; | despot ,sosyal olarak kaygısız ,çıkar amacı güden yönetici sınıfı ; despot, sosyal yönden kaygısız, çıkar amacı güden yönetici sınıfı; ve despotça, sosyal olarak umursamaz, kâr hedefli bir yönetici sınıf despot, sosyal yönden kaygısız, çıkar amacı güden yönetici sınıfı; despot, sosyal yönden kaygısız, çıkar amacı güden yönetici sınıfı; | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
is fundamentally the result of a collective ignorance | insanların aslında sahip olduğu en temel iki içgüdüsünü | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
of two of the most basic insights humans can have about reality. | önemsememesinin sonucudur. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
The emergent and symbiotic aspects of natural law. | Doğa kanunun simbiotik yönü Doğa kanunun "gelişmekte olan" ve "ortak yaşamsal" yönü. Doğa kanunun "gelişmekte olan" ve "ortak yaşamsal" yönü. Doğa kanunun "gelişmekte olan" ve "ortak yaşamsal" yönü. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
The emergent nature of reality | gerçekliğin doğası Derçekliğin doğası, Gerçekliğin doğası, Gerçekliğin doğası, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
is that all systems whether it is knowledge, | bütün bu sistemler , ilim de olsa bütün bu sistemler; ilim, bütün bu sistemler; ilim, bütün bu sistemler; ilim, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
society, technology, philosophy, or any other creation | toplum da olsa ,teknoloji de olsa ,felsefe de olsa veya herhangi bir buluş toplum, teknoloji, felsefe veya herhangi bir buluş, toplum, teknoloji, felsefe veya herhangi bir buluş, toplum, teknoloji, felsefe veya herhangi bir buluş, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
will, when uninhibited, | yasaklanmadığı takdirde yasaklanmadığı takdirde, yasaklanmadığı takdirde, yasaklanmadığı takdirde, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
undergo fluid perpetual change. | daima değişime uğrayacaktır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
What we consider commonplace today | bugünlerde tartıştığımız klişe konulardan Bugünlerde tartıştığımız klişe konulardan, Bugünlerde tartıştığımız klişe konulardan, Bugünlerde tartıştığımız klişe konulardan, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
such as modern communication and transportation, | modern iletişim ve ulaşım modern iletişim ve ulaşım, modern iletişim ve ulaşım, modern iletişim ve ulaşım, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
would have been unimaginable in ancient times. | antik çağlarda hayal edilmesi imkansız olan şeylerdi. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Likewise, the future will contain technologies, | aynı şekilde ,gelecekte olacak teknolojiler Aynı şekilde, gelecekte olacak teknolojiler, Aynı şekilde, gelecekte olacak teknolojiler, Aynı şekilde, gelecekte olacak teknolojiler, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
realizations, and social structures | sosyal yapılanmalar sosyal yapılanmalar, sosyal yapılanmalar, sosyal yapılanmalar, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
that we cannot even fathom in the present. | bugün kavrayamayacağımız şeyler olacak. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
We have gone from alchemy to chemistry, | simyacılıktan kimyacılığa Simyacılıktan kimyacılığa, Simyacılıktan kimyacılığa, Simyacılıktan kimyacılığa, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
from a geocentric universe to a heliocentric, | dünyayı merkez alan bir evrenden güneşi merkez alan bir evrene Dünya'yı merkez alan bir Evren'den, Güneş'i merkez alan bir Evren'e, Dünya'yı merkez alan bir Evren'den, Güneş'i merkez alan bir Evren'e, Dünya'yı merkez alan bir Evren'den, Güneş'i merkez alan bir Evren'e, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
from believing that demons were the cause of illness | günahkarlığın hastalıklara neden olduğu inancından günahkarlığın hastalıklara neden olduğu inancından, hastalıklara iblislerin neden olduğu inancından, hastalıklara iblislerin neden olduğu inancından, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
to modern medicine. | modern tıbba ulaştık. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
This development shows no sign of ending, | bu gelişimin sona erdiğine dair bir işaret yok Bu gelişimin sona erdiğine dair bir işaret yok, Bu gelişimin sona erdiğine dair bir işaret yok, Bu gelişimin sona erdiğine dair bir işaret yok, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and it is this awareness that aligns us | ve bunun farkında olmamız bizi | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and leads us on a continuous path | gelişim ve ilerlemeye doğru | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
to growth and progress. | sürekli devam edecek bir yola sürüklüyor. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Static empirical knowledge does not exist, | değişmeyen ve tecrübelere dayalı bilgiler var olamaz Beğişmeyen ve tecrübelere dayalı bilgiler var olamaz. Değişmeyen ve tecrübelere dayalı bilgiler var olamaz. Değişmeyen ve tecrübelere dayalı bilgiler var olamaz. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
rather it is the insight of the emergence of all systems | bütün sistemlerin ortaya çıkışının özüdür Bütün sistemlerin ortaya çıkışının özü budur. Bütün sistemlerin ortaya çıkışının özü budur. Bütün sistemlerin ortaya çıkışının özü budur. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
we must recognize. | farkına varmalıyız Farkına varmalıyız. Farkına varmalıyız. Farkına varmalıyız. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
This means we must be open to new information at all times, | bunun anlamı daima yeni bilgilere açık olmalıyız Bunun anlamı, daima yeni bilgilere açık olmamızdır. Bunun anlamı sürekli olarak yeni bilgilere açık olmamız gerektiğidir. Bunun anlamı, daima yeni bilgilere açık olmamızdır. Bunun anlamı, daima yeni bilgilere açık olmamızdır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
even if it threatens our current belief system, and hence, | Her ne kadar şu an ki inanışlarımızı ve kimliklerimizi | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
identities. | tehlikeye soksa da tehlikeye soksa da. tehlikeye soksa da. tehlikeye soksa da. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Sadly, society today has failed to recognize this, | üzgünüm ,günümüz toplumu bunu algılayamadı Malesef, günümüz toplumu bunu algılayamadı, Malesef, günümüz toplumu bunu algılayamadı, Malesef, günümüz toplumu bunu algılayamadı, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and the established institutions continue to paralyze growth | ve kurulu düzen eskimiş sosyal yapıları muhafaza ederek ve kurulu düzen eskimiş sosyal yapıları muhafaza ederek, ve kurulu düzen eskimiş sosyal yapıları muhafaza ederek, ve kurulu düzen eskimiş sosyal yapıları muhafaza ederek, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
by preserving outdated social structures. | gelişimi engellemeye devam ediyor gelişimi engellemeye devam ediyor. gelişimi engellemeye devam ediyor. gelişimi engellemeye devam ediyor. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Simultaneously, the population suffers from a fear of change. | aynı zamanda toplum değişmekten korkmanın cezasını çekiyor. Aynı zamanda toplum, değişmekten korkmanın cezasını çekiyor. Aynı zamanda toplum, değişmekten korkmanın cezasını çekiyor. Aynı zamanda toplum, değişmekten korkmanın cezasını çekiyor. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
For their conditioning assumes a static identity | sabit bir kimliğe koşullandırılmış olduklarından Sabit bir kimliğe koşullandırılmış olduklarından, Sabit bir kimliğe koşullandırılmış olduklarından, Sabit bir kimliğe koşullandırılmış olduklarından, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and challenging ones belief system, | insanların inanç sistemini sorgulamak insanların inanç sistemini sorgulamak, insanların inanç sistemini sorgulamak, insanların inanç sistemini sorgulamak, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
usually results in insult and apprehension. | genelde hakaretlerle ve sözlü münakaşa ile sonuçlanıyor genelde hakaretlerle ve sözlü münakaşa ile sonuçlanıyor. genelde hakaretlerle ve sözlü münakaşa ile sonuçlanıyor. genelde hakaretlerle ve sözlü münakaşa ile sonuçlanıyor. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
For being wrong is erroneously associated with failure. | yanlışı seçmek bozuklukla sehven ilgilidir Yanlışı seçmek bozuklukla ilgilidir. Yanlışlığı kanıtlansa da, topluma mal olduğu için Yanlışlığı kanıtlansa da, topluma mal olduğu için | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
When in fact to be proven wrong should be celebrated. | aslında yanlış olduğu kanıtlansada topluma mal olmuştur. Aslında yanlış olduğu kanıtlansa da topluma mal olmuştur. yanlışı seçmek, saplantılı bir davranış bozukluğudur. yanlışı seçmek, saplantılı bir davranış bozukluğudur. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
For it is elevating someone to a new level of understanding, | birilerinde yeni bir anlayış gelişsin diye Birilerinde yeni bir anlayış gelişsin diye, Birilerinde yeni bir anlayış seviyesi gelişmesi, Birilerinde yeni bir anlayış seviyesi gelişmesi, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
furthering awareness. | daha öte farkındalık oluşsun diye daha öte farkındalık oluşsun diye, ileri farkındalık oluşturur. ileri farkındalık oluşturur. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
The fact is, there is no such thing as a smart human being, | fikirleri güncellenmiş ,değişmiş ve aydınlanmış fikirleri güncellenmiş, değişmiş ve aydınlanmış, Fikirleri güncellenmiş, değişmiş ve aydınlanmış, Fikirleri güncellenmiş, değişmiş ve aydınlanmış, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
for it is merely a matter of time | bilinçli ve zeki bir insan gibi bir şey yoktur bilinçli ve zeki bir insan gibi bir şey yoktur. bilinçli ve zeki bir insan gibi bir şey yoktur, bilinçli ve zeki bir insan gibi bir şey yoktur, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
before their ideas are updated, changed, or irradicated. | ki sadece zaman meselesidir Ki bu sadece zaman meselesidir. ve bu sadece zaman meselesidir. ve bu sadece zaman meselesidir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
And this tendency to blindly hold on to a belief system, | yeni ve değişim yaratacak bilgilerden uzak durma Yeni ve değişim yaratacak bilgilerden uzak durma, Yeni ve değişim yaratacak bilgilerden uzak durma, Yeni ve değişim yaratacak bilgilerden uzak durma, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
sheltering it from new possibly transforming information | bir inanç sistemine körlemesine inanma temayülü bir inanç sistemine körlemesine inanma eğilimi, bir inanç sistemine körlemesine inanma eğilimi, bir inanç sistemine körlemesine inanma eğilimi, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
is nothing less than a form of intellectual materialism. | fikirsel materyalizmden başka birşey değildir. fikirsel maddecilikten başka bir şey değildir. fikirsel maddecilikten başka bir şey değildir. fikirsel maddecilikten başka bir şey değildir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
The monetary system perpetuates this materialism | para sistemi bu materyalizmi baki kılar Parasal sistem, bu maddeciliği baki kılar. Parasal sistem, bu maddeciliği baki kılar. Parasal sistem, bu maddeciliği baki kılar. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
not only by it�s self preserving structures, | sadece kendi çıkarı olan düzeni korumaz Sadece kendi çıkarı olan düzeni korumaz, Sadece kendi çıkarı olan düzeni korumaz, Sadece kendi çıkarı olan düzeni korumaz, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
but also throught the countless number of people | ayrıca bu düzene körlemesine kapılmış | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
who have been conditioned into blindly | sayısız insanı sayısız insanı, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and thoughtlessly upholding these structures, | bu düzenin kendi kendini tayin etmiş bu statükonun kendi kendini tayin etmiş sayısız insanı, sayısız insanı, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
therefore becoming self appointed guardians of the status quo. | gardiyanları haline getirmektedir gardiyanları haline getirmektedir. bu statükonun kendi kendini tayin etmiş gardiyanları haline getirmektedir. bu statükonun kendi kendini tayin etmiş gardiyanları haline getirmektedir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Sheep which no longer need a sheep dog to control them. | koyunlar artık onları kontrol edecek çoban köpeğine ihtiyaç duymuyorlar. Artık onları kontrol edecek çoban köpeğine ihtiyaç duymayan koyunlar, Artık onları kontrol edecek çoban köpeğine ihtiyaç duymayan koyunlar, Artık onları kontrol edecek çoban köpeğine ihtiyaç duymayan koyunlar, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
For they control each other by ostracizing those who step out of the norm. | normallerin dışına çıkanları sürüden dışlayarak birbirlerini kontrol ediyorlar normallerin dışına çıkanları sürüden dışlayarak birbirlerini kontrol ediyorlar. normallerin dışına çıkanları sürüden dışlayarak birbirlerini kontrol ediyorlar. normallerin dışına çıkanları sürüden dışlayarak birbirlerini kontrol ediyorlar. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
This tendency to resist change | bu eğilim değişimi engeller Bu eğilim, değişimi engeller, Bu eğilim, değişimi engeller, Bu eğilim, değişimi engeller, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and uphold existing institutions | ve var olan düzeni sürdürür ve var olan düzeni sürdürür. ve var olan düzeni sürdürür. ve var olan düzeni sürdürür. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
for the sake of identity, comfort, | sıfat ,komfor Kimlik, rahatlık, Kimlik, rahatlık, Kimlik, rahatlık, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
power and profit | güç ve çıkar uğruna olan | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
is completely unsustainable; | bu düzen sürdürülemez bu düzen sürdürülemez. bu düzen sürdürülemez. bu düzen sürdürülemez. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and will only produce further imbalance, | ve sadece dengesizlik yaratacaktır Sadece dengesizlik, Sadece dengesizlik, Sadece dengesizlik, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
fragmentation, | bölünme bölünme, bölünme, bölünme, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
distortion, | çarpıklık çarpıklık, çarpıklık, çarpıklık, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
and very invariably, | ve her durumda , ve her durumda, ve her durumda, ve her durumda, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
destruction. | tahribat yaratacaktır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
It�s time to change. | değişme zamanıdır Zaman, değişim zamanıdır. Zaman, değişim zamanıdır. Zaman, değişim zamanıdır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
From hunters and gatherers, | avcı toplayıcılardan Avcı toplayıcılardan, Avcı toplayıcılardan, Avcı toplayıcılardan, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
to the agricultural revolution, | tarımsal devrime tarım devrimine, tarımsal devrime, tarım devrimine, tarım devrimine, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
to the industrial revolution, | endüstriyel devrime sanayi devrimine, sanayi devrimine, sanayi devrimine, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
the pattern is clear. | izlenen yol nettir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
It is time for a new social system | yeni bir sosyal sistemin zamanıdır Yeni bir sosyal sistemin zamanıdır. Yeni bir sosyal sistemin zamanıdır. Yeni bir sosyal sistemin zamanıdır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
which reflects the understandings we have today. | bugün sahip olduğumuz anlayışı yansıtan bir sistemin zamanıdır Bugün sahip olduğumuz anlayışı yansıtan bir sistemin zamanıdır. Bugün sahip olduğumuz anlayışı yansıtan bir sistemin zamanıdır. Bugün sahip olduğumuz anlayışı yansıtan bir sistemin zamanıdır. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
The monetary system is a product | parasal sistem Parasal sistem, Parasal sistem, Parasal sistem, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
of a period of time | kıtlığın gerçek olduğu kıtlığın esas olduğu kıtlığın esas olduğu kıtlığın esas olduğu | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
where scarcity was a reality. | bir dönemin ürünüdür bir dönemin ürünüdür. bir dönemin ürünüdür. bir dönemin ürünüdür. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Now, with the age of technology, | bundan böyle ,teknoloji çağında Teknoloji çağında, Teknoloji çağında, Teknoloji çağında, | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
it is no longer relevant to society. | artık topluma uygun değildir artık topluma uygun değildir. artık topluma uygun değildir. artık topluma uygun değildir. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 | |
Gone with the aberrant behavior it manifests. | yarattığı gerçekten sapmış davranışla gitmiştir Yarattıkları, sapmış davranışlara sebep olmuştur. Yarattıkları, sapmış davranışlara sebep olmuştur. Yarattıkları, sapmış davranışlara sebep olmuştur. | Zeitgeist: Addendum-2 | 2008 |