Search
English Turkish Sentence Translations Page 263
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
"aboot" every 12 inches. | ...üç inç'lik bir ağaç vidası kullanın. ...üç inç'lik bir ağaç vidası kullanın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ooh! Your canadian voice is so dull, | Kanadalı sesi çok sıkıcı, Kanadalı sesi çok sıkıcı, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can't understand a word you're saying. | ...söylediğinden tek kelime bile anlayamıyorum. ...söylediğinden tek kelime bile anlayamıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
There's got to be a video with a better voice. | Daha güzel sesli bir video olmalı. Daha güzel sesli bir video olmalı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"How to build a Murphy bed... Morgan Freeman." | "Portatif yatak nasıl kurulur? Morgan Freeman." "Portatif yatak nasıl kurulur? Morgan Freeman." | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Interesting bit of information about horses... | Atlarla ilgili ilginç bir bilgi... Atlarla ilgili ilginç bir bilgi... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
they hurt your balls. | ...hayalarını acıtıyorlar. ...hayalarını acıtıyorlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, mine hurt, too. | Evet, benimki de acıyor. Evet, benimki de acıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You would think after all these years | Bu kadar yıl sonra ata binen... Bu kadar yıl sonra ata binen... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
of riding a horse, man would have evolved | ...erkeklerin hayalarının yukarıda... ...erkeklerin hayalarının yukarıda... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
to have his balls on top instead of underneath. | ...olacak şekilde evirilmesini beklerdim. ...olacak şekilde evirilmesini beklerdim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Life would be so much easier. | Hayat çok daha kolay olurdu. Hayat çok daha kolay olurdu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, yeah, but I don't see a lot of old timey ladies | Evet ama, hayaların üstte olmasını isteyen... Evet ama, hayaların üstte olmasını isteyen... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
wanting to get with the top balls. | ...çok fazla eski hatun görmüyorum. ...çok fazla eski hatun görmüyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Are you thinking about the celery? | Kereviz olayını mı düşünüyorsun? Kereviz olayını mı düşünüyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, I'm still thinking about my balls. | Hayır, hâlâ hayalarımı düşünüyorum. Hayır, hâlâ hayalarımı düşünüyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Now I'm thinking about the celery. | Şimdi kereviz olayını düşünüyorum. Şimdi kereviz olayını düşünüyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That was weird, right? | Bu tuhaftı değil mi? Bu tuhaftı değil mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Not weird, really... more, um, intense. | Tuhaf değil, daha çok... çarpıcıydı. Tuhaf değil, daha çok... çarpıcıydı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Intense good or intense bad? | İyi anlamda mı kötü anlamda mı? İyi anlamda mı kötü anlamda mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Intense intense. | Etkileyici anlamda, çarpıcı. Etkileyici anlamda, çarpıcı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Whoa. Oh. Did I just grab your... | Az önce senin şeyini mi tuttum? Az önce senin şeyini mi tuttum? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
yeah, I don't know. "Maybly." | Evet, bilmiyorum. "Belkimin." Evet, bilmiyorum. "Belkimin." | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"Maybly"! That's not a word, right? | "Belkimin!" Böyle bir sözcük yok ki, değil mi? "Belkimin!" Böyle bir sözcük yok ki, değil mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I should... I got to get down. | Ben Ben ineyim artık. Ben Ben ineyim artık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Me too. | Ben de. Ben de. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
My balls. | Hayalarım. Hayalarım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So take your makeup brush, | Makyaj fırçanı, Makyaj fırçanı, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
take your mirror, and you want to comb | ...ve aynanı al, ve kaşlarını... ...ve aynanı al, ve kaşlarını... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
your eyebrows upwards. | ...yukarı doğru tara. ...yukarı doğru tara. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, okay. | Pekâlâ, pekâlâ. Pekâlâ, pekâlâ. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I thought I typed in "Morgan Freeman." | "Morgan Freeman" diye arattığımı sanmıştım,.. "Morgan Freeman" diye arattığımı sanmıştım,.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But I'm so tired, what came up was "more gay men"" | ...ama çok yorgun olduğumdan, "more gay men" yazmışım, ...ama çok yorgun olduğumdan, "more gay men" yazmışım, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but this damon guy is a genius. | ...ama bu gey Damon tam bir dahi çıktı. ...ama bu gey Damon tam bir dahi çıktı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If he had a video on how to build a Murphy bed, | Eğer portatif yatak nasıl kurulur videosu olsaydı, Eğer portatif yatak nasıl kurulur videosu olsaydı, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
it'd already be done. | ...yatak şimdiye çoktan bitmişti. ...yatak şimdiye çoktan bitmişti. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wait. Where's Johnny? | Bekle. Johnny nerede? Bekle. Johnny nerede? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What happened? Did you ask him? | Ne oldu? Ona sordun mu? Ne oldu? Ona sordun mu? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, he left. | Hayır gitti. Hayır gitti. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Out the back? | Arka bahçeden mi? Arka bahçeden mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, it got even weirder. | Evet, daha da tuhaf oldu. Evet, daha da tuhaf oldu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
He grabbed my boob. | Benim mememi tuttu. Benim mememi tuttu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Or... he didn't grab my... | Ya da tutmadı. Ya da tutmadı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
he grabbed my boob. | Mememi tuttu. Mememi tuttu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I just don't know whether it was on purpose. | Sadece bunu bilerek mi yaptı onu bilmiyorum. Sadece bunu bilerek mi yaptı onu bilmiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But I asked, like you told me to, | Fakat bana söylediğin gibi ona sordum, Fakat bana söylediğin gibi ona sordum, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and now I have a weird boob moment | ...ve şimdi garip kereviz anıma... ...ve şimdi garip kereviz anıma... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
to go with my weird celery moment. | ...garip meme anım eklendi. ...garip meme anım eklendi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That is very complicated. | Bu çok karışık. Bu çok karışık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But I'm great with relationship stuff. | Fakat bu ilişki olayını sevdim. Fakat bu ilişki olayını sevdim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So come on over here, and we'll hammer it all out | Buraya gel de tüm şunları bir sonuca bağlarken, Buraya gel de tüm şunları bir sonuca bağlarken, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
while we hammer this all out. | ...tüm bunları da bir sonuca bağlayalım. ...tüm bunları da bir sonuca bağlayalım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Come on, this is where you break down | Hadi, bu nihayet usanıp da yatağı kurmama... Hadi, bu nihayet usanıp da yatağı kurmama... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and finally help me build the bed. | ...yardım edeceğin an. ...yardım edeceğin an. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, this is where I go to my already built bed. | Hayır, bu benim zaten kurulu olan yatağıma gideceğim an. Hayır, bu benim zaten kurulu olan yatağıma gideceğim an. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And after Peaches today and... | Bugün Peaches ile olan ve sonra... Bugün Peaches ile olan ve sonra... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Whatever that was out there with my boob, | ...mememle ilgili olan ne ise, ...mememle ilgili olan ne ise, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm not showing anyone my cards anymore... | ...artık kartlarımı göstermeyeceğim. ...artık kartlarımı göstermeyeceğim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
business or personal. | Ne işle ilgili ne de kişisel. Ne işle ilgili ne de kişisel. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Go in! | Gir işte! Gir işte! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Go in! Oh! | Gir işte! Gir işte! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What is happening out here? | Dışarıda neler oluyor? Dışarıda neler oluyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's the kind of pounding that's supposed to happen | Bu, yatağa girdikten sonra çıkması... Bu, yatağa girdikten sonra çıkması... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
after you're in the bed. | ...gereken türde bir vuruş sesi. ...gereken türde bir vuruş sesi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can't do it. | Yapamıyorum. Yapamıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I tried. I really did, but I can't. | Denedim. Gerçekten denedim ama yapamıyorum. Denedim. Gerçekten denedim ama yapamıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I guess I can't do anything without my father's money. | Sanırım, babamın parası olmadan hiçbir şey yapamıyorum. Sanırım, babamın parası olmadan hiçbir şey yapamıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You were right. | Haklıydın. Haklıydın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Trying is embarrassing. | Denemek utanç verici. Denemek utanç verici. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So I'm not going to try anymore. | Artık denemeyeceğim. Artık denemeyeceğim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm sick of it. | Bıktım artık. Bıktım artık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm going to sleep on that horrible couch | Ayrıca, kimin yaptığını sanıyordun ki? O korkunç koltukta uyuyup,.. Ayrıca, kimin yaptığını sanıyordun ki? O korkunç koltukta uyuyup,.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and get bad tips and cry | ...kötü bahşiş alacak ve hayatımın... ...kötü bahşiş alacak ve hayatımın... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
every waitress day for the rest of my life. | ...geri kalan her gününde garson olarak ağlayacağım. ...geri kalan her gününde garson olarak ağlayacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Daddy, please. | Babacık, lütfen. Babacık, lütfen. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
God, you're a baby. | Tanrım! Tam bir bebeksin. Tanrım! Tam bir bebeksin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, I'll help you... this one time only. | Tamam, sana yardım edeceğim. Ama yalnızca bu seferlik. Tamam, sana yardım edeceğim. Ama yalnızca bu seferlik. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And we're not going to bond when we do it. | Yaparken sonradan birbirimize bağlanmayacağız. Yaparken sonradan birbirimize bağlanmayacağız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We're not going to high five when we finish. | Bittikten sonra çak bir beşlik falan olmayacak. Bittikten sonra çak bir beşlik falan olmayacak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And I don't want to hear two months from now, | Ve bundan iki ay sonra, "Hey, hatırlıyor musun,.. Ve bundan iki ay sonra, "Hey, hatırlıyor musun,.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That was awesome." None of that. Got it? | ...gibi şeyler duymak istemiyorum. Hiçbirini. Tamam mı? ...gibi şeyler duymak istemiyorum. Hiçbirini. Tamam mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
1/4 inch bit, some masonry screws, | ...bir kaç 1/4 cm duvar vidasına,.. ...bir kaç 1/4 cm duvar vidasına,.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Now delete "eyebrows," | "Kaş videosu"nu sil ve... "Kaş videosu"nu sil ve... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
type in "Murphy bed," and let's build this mother. | "Portatif yatak" diye arat ve kuruluma başlayalım. "Portatif yatak" diye arat ve kuruluma başlayalım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can't believe we did it. | Yaptığımıza inanamıyorum. Yaptığımıza inanamıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, it looks pretty good. | Evet, oldukça güzel görünüyor. Evet, oldukça güzel görünüyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, Max. | Max. Max. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You put the bakery up on your vision beam. | Fırını senin vizyon sütununa koydun. Fırını senin vizyon sütununa koydun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Say anything more, and I'll take it down. | Tek bir söz daha edersen, aşağı indiririm. Tek bir söz daha edersen, aşağı indiririm. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Do you know this number? | Bu numarayı tanıyor musun? Bu numarayı tanıyor musun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's Peach. | Bu Peach. Bu Peach. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Why would she call you? It's about | Neden seni arasın ki? Çörek işiyle alakalı olmalı. Neden seni arasın ki? Çörek işiyle alakalı olmalı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
the cupcake business... my number's on the card. | Hayır, bana bir silah doğrulttu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Put it on speaker. | Hoparlörü aç. Hoparlörü aç. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I found your card in my baby's room. | Kartınızı bebeğimin odasında buldum. Kartınızı bebeğimin odasında buldum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I have no idea who you are or how it got there, | Kim olduğunuzu ve kartın buraya nasıl geldiğini bilmiyorum. Kim olduğunuzu ve kartın buraya nasıl geldiğini bilmiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but I'm throwing a birthday party in a week, | Ama bir doğum günü partisi yapmayı planlıyorum... Ama bir doğum günü partisi yapmayı planlıyorum... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and I thought cupcakes might be fun. | ...ve çöreklerin iyi olabileceğini düşündüm. ...ve çöreklerin iyi olabileceğini düşündüm. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, they are. | Evet öyleler. Evet öyleler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
People love cupcakes. | İnsanlar çörekleri sever. İnsanlar çörekleri sever. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |