Search
English Turkish Sentence Translations Page 259
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
It's the methadone clinic banking system. | Bu banka sisteminin uyuşturucusu resmen. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Five dollars won't even cover the interest you're accruing. | 5 dolar senin asgari ödeme tutarın bile değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What's the interest rate on your credit card? | Kredi kartının faiz oranı ne? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Don't know, but my interest rate | Bilmiyorum, ama bu konuşmada benim faiz oranım sıfır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, how could you not know that? | Max, nasıl olur da bunu bilmiyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's one of the first things | Bu, babamın finans konusunda bana öğrettiği ilk şeydi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, I interned at Merrill Lynch. | Max, ben Merrill Lynch*de staj yaptım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Let me help you with this. It's the least I can do. | Yardım etmeme izin ver. En azından bunu yapabilirim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I had nowhere to go. You took me in. | Gidecek bir yerim yokken. Sen beni yanına aldın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Let me repay my debt to you by helping with your debt | Dünyadaki herkese olduğunu düşündüğüm... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If you keep talking, | Konuşmaya devam edersek,.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
who gets off on untangling big, complicated messes. | ...üstesinden gelen insanlardanım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You want to do my bills? | Borçlarımı ödemek mi istiyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Here's my portfolio. | İşte bu benim portföyüm. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And, uh, if you find chocolate sprinkles in there, | Ve oralarda çikolata parçacıkları bulursan, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
they're not chocolate... | ...onlar çikolata değil, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I've divided your bills into three categories... 1 | Borçlarını üç kategoriye ayırdım... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"impossible," "next to impossible," | "imkansız," "neredeyse imkansız," | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and "how the hell did that happen?" | ve 'bu nasıl olur lan?" | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And I've divided my roommate into three categories... | Ve ben de ev arkadaşımı üç kategoriye ayırdım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"annoying," "super annoying," | "Sinir bozucu," "süper sinir bozucu," | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm closing kitchen in ten minutes. | Mutfağı on dakika içinde kapatıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I cannot stay later. | Daha fazla kalamayacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I have date with new woman in my life. | Hayatımdaki yeni kadınla randevum var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She's very special to me. | Benim için çok özel biri. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I think she may be the one. | Hayallerimdeki kişi o olabilir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You are both welcome to come watch us have sex. | İkiniz bizi seks yaparken izlemeye memnuniyetle gelebilirsiniz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just putting it out there. | Olayın dışında durursunuz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just put it back in there. | Sadece çıktığın yere gir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm so excited, I don't even know where to start. | Çok heyecanlandım. Nereden başlayacağımı bile bilmiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Drumroll, please. | Trampet sesi çıkar, lütfen. 1 | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No? Okay. | Çıkarmıyor musun? Tamam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, interesting. | İlginç! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Here we have a bill from the pet castle, | Evcil Hayvan Şatosu'ndan bir fatura var burada,.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
yet you don't have a pet, and you've never been to a castle... | ...gerçi ne bir evcil hayvanın var, ne de bir şatoda bulunmuşsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, except white castle. | White Castle (şato) hariç. Burayı sekiz ay önce bir Rus çetesinden aldı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You used a credit card at white castle? | White Castle'da kredi kartı mı kullandın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yep. That was good weed. | ...bildiği bir şey olmalı, biliyor musun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And the pet thing was 'cause I found a stray | Evcil hayvan olayı ise; başıboş gezen bir hayvan bulduğum... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and had to have her cleaned up | ...ve onu birisinin alması için temiz tutmam gerektiğindendi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Can't have any more of these coming out. | Ortaya bundan bir tane daha çıkmamalı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Good point. Move out tonight. | İyi tespit! Bu gece taşınıyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What is this... a student loan? | Bu da ne? Öğrenci kredisi mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, my God. Max, you went to college? | Aman Tanrım! Max, üniversiteye gitmişsin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That wasn't a judgment. It was just shocking... | Bu bir yargılama değildi. Yalnızca internetteki sigara içen... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I love that kid. | O çocuğa bayılıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, a student loan is the worst bill you can ignore. | Max, öğrenci kredisi görmezlikten gelebileceğin en kötü faturadır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It can never be expunged. | Borcun asla bozulmaz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We're breaking out "expunged" on a weeknight? | Hafta içi bir akşamda "bozulma" konusunu mu patlak veriyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
to see if there's a waitress hiding in the walk in freezer. | Hadi sıraya girelim. Noel Diyarı'nı hep sevmişimdir. Hadi sıraya girelim. Noel Diyarı'nı hep sevmişimdir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, my God. | Kuzu kaburga yapıyordum da... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I hate that college won. | Dağ aslanı ayrıca estetik de yaptırır. Dağ aslanı ayrıca estetik de yaptırır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
was a little more "finger" than "painting"? | Çok doğru! Çok doğru! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Here you go, Earl. | Al bakalım, Earl. Al bakalım, Earl. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Table 12 throwing down a credit card on a patty melt. | 12 numaralı masa çizburgere karşılık kredi kartını gösteriyor. 12 numaralı masa çizburgere karşılık kredi kartını gösteriyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
They really need those eight airline miles? | Kartın üstündeki şu uçağa ihtiyaçları olacak? Kartın üstündeki şu uçağa ihtiyaçları olacak? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Where they going... New Jersey? | Nereye gidecekler ki, New Jersey'e mi? Nereye gidecekler ki, New Jersey'e mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Credit cards are the downfall of America. | Kredi kartları Amerika’nın çöküşü olacak. Kredi kartları Amerika’nın çöküşü olacak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, credit cards and Kim Kardashian. | Aslında, kredi kartları ve Kim Kardashian. Aslında, kredi kartları ve Kim Kardashian. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I like her big ass as much as the next man, | Onun o koca kıçını en az yanındaki herif kadar seviyorum, Onun o koca kıçını en az yanındaki herif kadar seviyorum, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but don't go give the damn butt a franchise. | ...ama o lanet kıça bir acentelik vermeye gitmiyorum. ...ama o lanet kıça bir acentelik vermeye gitmiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, I can take a lot. 1 | Max, daha fazlasını alabilirdim. 1 Max, daha fazlasını alabilirdim. 1 | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Please keep your sex life to yourself. | Seks hayatını kendine sakla lütfen. Seks hayatını kendine sakla lütfen. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I handled it when I lost my fortune, | Servetimi kaybettiğimde üstesinden geldim... Servetimi kaybettiğimde üstesinden geldim... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and I handled it when I lost my fortune. | ...ve servetimi kaybettiğimde üstesinden geldim. ...ve servetimi kaybettiğimde üstesinden geldim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You said that twice. | Aynı şeyi iki defa söyledin. Aynı şeyi iki defa söyledin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Because I think it bears repeating. | Çünkü sanırım bu olay tekrar üzerine kurulu. Çünkü sanırım bu olay tekrar üzerine kurulu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But this is too much. | Ama bu kadarı çok fazla. Ama bu kadarı çok fazla. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That couple that just left... a $50 check, a $1.47 tip. | Az önce ayrılan şu çift. 50 dolar hesap, 1 dolar 47 sent de bahşiş. Az önce ayrılan şu çift. 50 dolar hesap, 1 dolar 47 sent de bahşiş. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
47 cents? | 47 sent mi? 47 sent mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh, I wasn't even aware they were still making pennies. | Metelikleri çıkartırken farkına varamamışım da. Metelikleri çıkartırken farkına varamamışım da. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I smiled and bent over backwards, giving them service... | Gülümsedim, iyi hizmet vermek için elimden geleni yaptım,.. Gülümsedim, iyi hizmet vermek için elimden geleni yaptım,.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
all for $1.47? | ...hepsi 1 dolar 47 sent için miydi? ...hepsi 1 dolar 47 sent için miydi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This makes me the lowest paid hooker in New York. | Bu beni New York'daki en ucuz orospu yapar. Bu beni New York'daki en ucuz orospu yapar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
All right, give me that check. I'll handle this. | Pekâlâ, ver şu adisyonu. Ben hallederim bunu. Pekâlâ, ver şu adisyonu. Ben hallederim bunu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey! | Hey! Hey! Ve Oleg'le vaftiz anne babayı seçme zamanımız geldi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Was something wrong with the service | Bu yavrunun size verdiği hizmette yanlış bir şey mi vardı? Bu yavrunun size verdiği hizmette yanlış bir şey mi vardı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No. Tipping's an option. | Hayır. Bahşiş vermek isteğe bağlı bir şeydir. Hayır. Bahşiş vermek isteğe bağlı bir şeydir. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So is me spitting in your food. | Yemeğine de bu yüzden tükürüyorum işte. Yemeğine de bu yüzden tükürüyorum işte. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You might want to remember that | Bir dahakine, bir garsona... Bir dahakine, bir garsona... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This was our first and last date. | Bu bizim ilk ve son buluşmamızdı. Bu bizim ilk ve son buluşmamızdı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sorry, dude. | Kusura bakma, ahbap. Kusura bakma, ahbap. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Looks like this little tip | Bu küçük bahşiş az önce sana,.. Bu küçük bahşiş az önce sana,.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
There's something we have to talk about. | Konuşmamız gereken bir şey var. Konuşmamız gereken bir şey var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This can't be about my drinking. | İçki içmemle ilgili değildir herhalde. İçki içmemle ilgili değildir herhalde. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't have the money to be a real alcoholic. | Gerçek bir alkolik olacak kadar param yok. Gerçek bir alkolik olacak kadar param yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Can you sit in that chair, please? | Şu sandalyeye oturabilir misin, lütfen? Şu sandalyeye oturabilir misin, lütfen? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I never sit in that chair. | Hayatta oturmam o sandalyeye. Hayatta oturmam o sandalyeye. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, today we're doing things differently... | Peki, bugün işeri farklı şekilde yapacağız,.. Peki, bugün işeri farklı şekilde yapacağız,.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
breaking our pattern. Hold up. | ...tabularımızı yıkıyoruz. Dur bakalım. ...tabularımızı yıkıyoruz. Dur bakalım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Did you join scientology? | Tarikat işlerine mi girdin*? Tarikat işlerine mi girdin*? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And I went to Starbucks | Starbucks'a gittim,.. Starbucks'a gittim,.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
A Bear Claw? Awesome! I'll sit anywhere you want. | Bear Claw mı? Harika! İstediğin her yere otururum. Bear Claw mı? Harika! İstediğin her yere otururum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
My life is not where I want it to be. | Hayatım olmasını istediğim yerde değil. Hayatım olmasını istediğim yerde değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That $1.47 tip was a wake up call | Şu 1 dolar 47 sentlik bahşiş, bana bu hayatın,.. Şu 1 dolar 47 sentlik bahşiş, bana bu hayatın,.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
reminding me that life will always undervalue you | ...ona izin verirsen seni daima azımsayacağını hatırlatan... ...ona izin verirsen seni daima azımsayacağını hatırlatan... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
if you let it. | ...bir uyarı işaretiydi. ...bir uyarı işaretiydi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes, I've been knocked down, | Evet, tamamen parçalara ayrılmıştım, Evet, tamamen parçalara ayrılmıştım, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but now it's time to fight back and grab life by the balls. | ...ama artık direnme ve hayatın kontrolünü ele alma zamanı. ...ama artık direnme ve hayatın kontrolünü ele alma zamanı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't know if life likes having its balls grabbed. | Hayatın, hayalarını ele almayalım da sonra*. Hayatın, hayalarını ele almayalım da sonra*. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |