Search
English Turkish Sentence Translations Page 316
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
They're so cut and dry. | Çok sıradanlar. Çok sıradanlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
They're only asking me details about things | Sadece bilmediğim bir şey hakkındaki detayları soruyorlar. Sadece bilmediğim bir şey hakkındaki detayları soruyorlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and they're not interested in the things I do know about him. | Onu nasıl tanıdığımla hiç alakaları yok. Onu nasıl tanıdığımla hiç alakaları yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That he's warm, and funny, and generous, and loving. | O, çok sıcak, eğlenceli, cömert ve sevgi doludur. O, çok sıcak, eğlenceli, cömert ve sevgi doludur. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Like when I was little, and he and I | Küçükken, uçağımıza binip Geyik Vadisi'ndeki dağ evimize gitmemiz gibi. Küçükken, uçağımıza binip Geyik Vadisi'ndeki dağ evimize gitmemiz gibi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Stop. You might as well rephrase that to | Dur. bunu şöyle yeniden ifade edebilirsin... Dur. bunu şöyle yeniden ifade edebilirsin... Caroline, sen benimle aynı odada kalacaksın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"when he and I would take our guilty | "O ve ben, suç vadisinde suçumuza suç katarken." "O ve ben, suç vadisinde suçumuza suç katarken." | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Every morning, before we went skiing, | Her sabah kayak yapmaya gitmeden önce, erkenden kalkar ve bana... Her sabah kayak yapmaya gitmeden önce, erkenden kalkar ve bana... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
his snowflake cinnamon french toast. | ...kar tanesi tarçınlı Fransız tostundan yapardı. ...kar tanesi tarçınlı Fransız tostundan yapardı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sounds amazing. | Kulağa harika geliyor. Kulağa harika geliyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And as he dusted the cinnamon and sugar on top, | Ve üzerine seker ve tarçın serpiştirerek derdi ki... Ve üzerine seker ve tarçın serpiştirerek derdi ki... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
he'd say, "look, sweetheart, it's snowing, | ...Bak bir tanem, kar yağıyor. Kar sadece senin için yağıyor. ...Bak bir tanem, kar yağıyor. Kar sadece senin için yağıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And then he'd cut it into these little pieces... | Ve sonra küçücük parçalara ayırırdı... Ve sonra küçücük parçalara ayırırdı... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
See? I can't even get the words out. | Görüyor musun? Kelimeleri bile toparlayamıyorum. Görüyor musun? Kelimeleri bile toparlayamıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No one will ever hear them. No one will know. | Bunları hiç kimse duymayacak. Hiç kimse bilmeyecek. Bunları hiç kimse duymayacak. Hiç kimse bilmeyecek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'll know. I heard them. | Ben bileceğim. Ben duydum. Ben bileceğim. Ben duydum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Another round? | Başka bir sefer mi? Başka bir sefer mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, I'm just gonna bring my pillow in there. | Evet, yastığımı da götüreceğim. Evet, yastığımı da götüreceğim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't think Gladiva's gonna make it to the market. | Gladiva'nın pazarda tutunabileceğini hiç sanmıyorum. Gladiva'nın pazarda tutunabileceğini hiç sanmıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We'll be doing the deposition in here. | İfade alma işlemini burada yapacağız. İfade alma işlemini burada yapacağız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, wow, this is exactly how it looks on law & order! | Vay canına! Tam olarak Law and Order'daki gibi görünüyor. Vay canına! Tam olarak Law and Order'daki gibi görünüyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
There's the tiny typewriter thing | Oturduğu yerde hiç konuşmayan kadın oyuncunun yerinde mini bir daktilo var. Oturduğu yerde hiç konuşmayan kadın oyuncunun yerinde mini bir daktilo var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Leo, Leo, take my picture near the tiny typewriter. | Leo, Leo, mini daktilonun yanında bir fotoğrafımı çek. Leo, Leo, mini daktilonun yanında bir fotoğrafımı çek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ladies, ladies. We only have an hour. | Bayanlar, sadece bir saatimiz var. Bayanlar, sadece bir saatimiz var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We're already behind because you were late. | Zaten gerisindeyiz çünkü geç kaldık. Zaten gerisindeyiz çünkü geç kaldık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sorry, we had to stop at the check cashing place. | Affedersin. Çeki bozdurmak için durmak zorundaydık. Affedersin. Çeki bozdurmak için durmak zorundaydık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, and then a store to get diapers for a friend. | Evet, sonrada bir arkadaşa bebek bezi almak için markette durduk. Evet, sonrada bir arkadaşa bebek bezi almak için markette durduk. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
There, $1,000. | İşte 1000 dolar. İşte 1000 dolar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No fuss, and luckily, no muss. | Kazasız belasız. Kazasız belasız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, do you have the $100 from the cupcakes? | Max, keklerden gelen 100 dolar sende mi? Max, keklerden gelen 100 dolar sende mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh, 40... 60... 80... 90... | 40, 60... 80, 90... 40, 60... 80, 90... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
5, 6, 7, and... | 5, 6, 7 ve... 5, 6, 7 ve... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
100. | 100. 100. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Mr. hutchinson, are you having reflux? | Mr. Hutchinson, reflünüz mü? Mr. Hutchinson, reflünüz mü? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, I it just became clear to me what I do for a living. | Hayır. Hayatımı kazanmak için ne yaptığımı benim için netleştirdi. Hayır. Hayatımı kazanmak için ne yaptığımı benim için netleştirdi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, uh, Caroline, | Pekala Caroline, eğer hazırsan onları içeri alalım. Pekala Caroline, eğer hazırsan onları içeri alalım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Remember, just stick to the questions | Unutma, sorulara sadık kal ve abartma. Unutma, sorulara sadık kal ve abartma. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I prepped her last night, Leo. | Dün gece onu hazırladım, Leo. Dün gece onu hazırladım, Leo. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
All right, let's go, Max. | Tamam. Hadi gidelim, Max. Tamam. Hadi gidelim, Max. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Actually, I want her to stay. | Aslında, onun kalmasını istiyorum. Aslında, onun kalmasını istiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm nervous, and she makes me feel better. | Çok gerginim ve o kendimi iyi hissetmemi sağlıyor. Çok gerginim ve o kendimi iyi hissetmemi sağlıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes, I'm her registered emotional companion. | Evet. Ben, onun onaylı duygusal refakatçisiyim. Evet. Ben, onun onaylı duygusal refakatçisiyim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, this is a legal proceeding, | Bu yasal bir süreç ve bu da pek alışılmadık bir istek. Bu yasal bir süreç ve bu da pek alışılmadık bir istek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But not improbable. We googled it. | Ama imkansız değil. Google'dan baktık. Ama imkansız değil. Google'dan baktık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, she's allowed to have an emotional companion, | Her iki avukatta hem fikir olduğu sürece duygusal refakatçi bulundurmaya izni var. Her iki avukatta hem fikir olduğu sürece duygusal refakatçi bulundurmaya izni var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, I graduated top of my class at Harvard, | Harvard'taki sınıfımdan birincilikle mezun oldum ama madem siz Google'dan baktınız... Harvard'taki sınıfımdan birincilikle mezun oldum ama madem siz Google'dan baktınız... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, I am unaware of any of the transactions | Hayır. Bahsettiğiniz işlemlerden hiç haberim yok. Hayır. Bahsettiğiniz işlemlerden hiç haberim yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Thank you, miss channing. | Teşekkürler, Bayan Channing. Teşekkürler, Bayan Channing. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Now, if you'll just bear with me a little while longer, | Eğer biraz daha dayanabilirseniz sadece bir kaç alakalı sorum var. Eğer biraz daha dayanabilirseniz sadece bir kaç alakalı sorum var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Your voice is unbelievable. | Sesiniz inanılmaz. Sesiniz inanılmaz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You could be on law & order. | Law and Order'da oynayabilirdin. Law and Order'da oynayabilirdin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Withdrawn. | Çekiliyorum. Çekiliyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Miss channing, do you have any knowledge | Bayan Channing, Chaning yatırım gurubunda... Bayan Channing, Chaning yatırım gurubunda... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
of embezzlement of any kind taking place | ...yer almak için yapılan yolsuzluk hakkında bilginiz var mı? ...yer almak için yapılan yolsuzluk hakkında bilginiz var mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, I had no knowl... | Hayır, benim hiç... Hayır, benim hiç... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Of any su... [Mumbling] | Hiç... Hiç... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Could you repeat that? | Tekrar eder misiniz? Tekrar eder misiniz? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're having a side effect! | Yan etki gösteriyorsun! Yan etki gösteriyorsun! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Tongue swelling. Ts! | Dil uyuşması. D.U! Dil uyuşması. D.U! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh, counselor, give us one second. | Avukat Bey bize biraz izin verin. Avukat Bey bize biraz izin verin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What is going on? | Ne oluyor? Ne oluyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
[Mumbling] We took drugs. | İlaç almıştık. İlaç almıştık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Did she just say "we took drugs"? | İlaç almıştık mı dedi biraz önce? İlaç almıştık mı dedi biraz önce? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Very good, Leo. You must play charades. | Çok iyi Leo. Sessiz sinema oynamalısın. Çok iyi Leo. Sessiz sinema oynamalısın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look, we did a drug trial to get money for this. | Buna parayı bulmak için ilaç denemesine katıldık. Buna parayı bulmak için ilaç denemesine katıldık. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What's the holdup, counselor? | Neden bekliyoruz, Avukat Bey? Neden bekliyoruz, Avukat Bey? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just give her some water. I had this once. | Biraz su verin. Bana da olmuştu. Biraz su verin. Bana da olmuştu. ...her gün hiçbir şey yapmayıp, tuvaletini başkalarına fırçalatırken, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It goes away in an hour. | Bir saat içinde geçer. Bir saat içinde geçer. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
[Mumbling] You said you never had | Hiç bir yan etki göstermediğini söylemiştin. Hiç bir yan etki göstermediğini söylemiştin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, please. I died once. | Lütfen. Bir keresinde ölmüştüm. Lütfen. Bir keresinde ölmüştüm. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I just didn't want to scare you. | Sadece seni korkutmak istemedim. Sadece seni korkutmak istemedim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Miss channing, are you aware of any accounts | Bayan Channing, babanızın adından başka herhangi bir... Bayan Channing, babanızın adından başka herhangi bir... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
opened under any names other than your father's? | ...isimle açılan hesaplardan haberiniz var mı? ...isimle açılan hesaplardan haberiniz var mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just drink the water. | Suyu iç. Suyu iç. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
[Mumbling] One sec. | Bir saniye. Bir saniye. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh, does anyone have a napkin or a bib? | Herhangi birinizde peçete ya da bebek önlüğü var mı? Herhangi birinizde peçete ya da bebek önlüğü var mı? Onu sen kazandın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
$1,100, you gotta have a bib around here somewhere. | 1100 dolar. Buralarda bir yerde bebek önlüğünüz vardır. 1100 dolar. Buralarda bir yerde bebek önlüğünüz vardır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
All right, what's going on here? | Pekala, ne oluyor burada? Pekala, ne oluyor burada? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I was just, uh, informed my client | Biraz önce bilgilendirildim, müvekkilim son 24 saat... Biraz önce bilgilendirildim, müvekkilim son 24 saat... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
was part of a drug test within the last 24 hours. | ...içerisinde bir ilaç testine katılmış. ...içerisinde bir ilaç testine katılmış. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Drug test, Leo? That's a good one. | İlaç testi mi, Leo? Bu iyiydi. İlaç testi mi, Leo? Bu iyiydi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just another rich girl on drugs. | İlaç kullanan başka bir zengin kız daha. İlaç kullanan başka bir zengin kız daha. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Get her into rehab, and we'll have to reschedule. | Rehabilitasyona götürün. Yeniden zaman belirleyeceğiz. Rehabilitasyona götürün. Yeniden zaman belirleyeceğiz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We'll have to do this another time. | Bunu başka bir zaman yapmak zorundayız. Bunu başka bir zaman yapmak zorundayız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
[Mumbling] No, no, no, no, no, no! | Hayır, hayır, hayır. Hayır, hayır, hayır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, no! She's right! | Hayır, hayır. O haklı! Hayır, hayır. O haklı! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We don't have the money to do this another Tim | Başka bir zaman yapmak için paramız yok. Başka bir zaman yapmak için paramız yok. Beni olduğum gibi sorumsuz biri olarak görüyorsundur. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
look, I can tell you right now, she does not know anything. | Ben size şu anda söyleyebilirim. O hiçbir şey bilmiyor. Ben size şu anda söyleyebilirim. O hiçbir şey bilmiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She doesn't know about the money, | Para konusunu bilmiyor. Para konusunu bilmiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
she doesn't know about transactions. | İşlemleri bilmiyor. İşlemleri bilmiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She doesn't know anything about anything. | Hiçbir şey hakkında hiçbir şey bilmiyor. Hiçbir şey hakkında hiçbir şey bilmiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We are paid up for three more minutes, | Üç dakikalık fazladan ödeme yaptık ve onları da kullanacağız! Üç dakikalık fazladan ödeme yaptık ve onları da kullanacağız! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She can't talk, but I know what she would want to say. | Konuşamıyor ama ben ne söylemek istediğini biliyorum. Konuşamıyor ama ben ne söylemek istediğini biliyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ladies and gentlemen of the... room, | Bayanlar ve baylar... Bayanlar ve baylar... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
she would want you to know who her father really is. | Babasının gerçekte kim olduğunu bilmenizi istiyor. Babasının gerçekte kim olduğunu bilmenizi istiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
He used to make her snow toast! | Ona kar tostu yaparmış! Ona kar tostu yaparmış! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And in her words, he was funny, smart, | Ve onun kelimeleriyle: Çok eğlenceli, akıllı ve cömert bir sevgiliymiş. Ve onun kelimeleriyle: Çok eğlenceli, akıllı ve cömert bir sevgiliymiş. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and a generous lover. | Artık bunları yüzüne sokuşturamam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
[Mumbling] Generous and loving! | Cömert ve sevgi dolu! Cömert ve sevgi dolu! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, sorry, yes, yes. Generous and loving. | Affedersiniz. Evet, evet. Cömert ve sevgi dolu. Affedersiniz. Evet, evet. Cömert ve sevgi dolu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |