• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 4382

English Turkish Film Name Film Year Details
Chill out for a bit. Kafayı toparlayın biraz. Anti Social-1 2015 info-icon
Yeah, well we'll see what happens Evet, bakarız ya. Anti Social-1 2015 info-icon
Alright, sweet. Alright, sweet. Tamam, güzel. Güzel. Anti Social-1 2015 info-icon
Talk soon, yeah? Görüşürüz o zaman? Anti Social-1 2015 info-icon
It's so good. Bu çok iyi. Anti Social-1 2015 info-icon
Hi, sorry about that. Merhaba, kusura bakmayın. Anti Social-1 2015 info-icon
I knew it was going to happen, it's good. Thank you baby. Olacağını biliyordum, güzel bu. Teşekkür ederim, bebeğim. Anti Social-1 2015 info-icon
Jin hyuk. Jin hyuk. Jin hyuk. Antique-1 2008 info-icon
I have to tell you something. Sana söylemem gereken bir şey var. Sana bir şey söylemeliyim. Antique-1 2008 info-icon
I like you. Senden hoşlanıyorum. Senden hoşlanıyorum. Antique-1 2008 info-icon
Sorry. I just had to tell you... Üzgünüm. Sana hemen söylemek zorundaydım... Üzgünüm. Bunu söylemem gerekiyordu... Antique-1 2008 info-icon
I know... Biliyorum... Biliyorum... Antique-1 2008 info-icon
All the girls want you, Bütün kızlar seni istiyor, Bütün kızlar seni istiyor, Antique-1 2008 info-icon
and you don't like guys. ve sen erkeklerle ilgilenmiyorsun. sen de erkeklerden hoşlanmıyorsun. Antique-1 2008 info-icon
But I wanted to tell you before graduation. Ama mezun olmadan önce sana söylemek istedim. Ama bunu sana mezuniyetten önce söylemek istedim. 1 Antique-1 2008 info-icon
That's all. 1 İşte hepsi bu. 1 Hepsi bu. Antique-1 2008 info-icon
I just had to get it out, so don't mind me. Şimdi gitmem gerekiyor, o yüzden bana aldırış etme. İçimden atmak zorundaydım, o yüzden beni kafana takma. Antique-1 2008 info-icon
I'll go. Gideceğim. Ben gidiyorum. Antique-1 2008 info-icon
MlN Sun woo. Stop right there. MIN Sun Woo. Tam orda dur. MIN Sun Woo. Dur orada. Antique-1 2008 info-icon
Come on. Hadi ama. Gelsene. Antique-1 2008 info-icon
Is that really all? Gerçekten hepsi bu mu? Hepsi bu mu gerçekten? Antique-1 2008 info-icon
You're satisfied with that? Bundan memnun musun? Tatmin oldun mu? Antique-1 2008 info-icon
Jin hyuk... Jin hyuk... Jin hyuk... Antique-1 2008 info-icon
You want to sleep with me, don't you? Benimle yatmak istiyorsun, değil mi? Benimle yatmak istiyorsun, değil mi? Antique-1 2008 info-icon
You jerk off thinking about me, right? Beni düşünerek kendini beceriyorsun, doğru mu? Beni düşünerek mastürbasyon yapıyorsun, öyle değil mi? Antique-1 2008 info-icon
What? No, I never... Ne? Hayır, asla... Ne? Hayır, asla... Antique-1 2008 info-icon
You can tell me. Bana söyleyebilirsin. Bana söyleyebilirsin. Antique-1 2008 info-icon
It's okay. Jin hyuk... Sorun değil. Jin hyuk... Sorun değil. Jin hyuk... Antique-1 2008 info-icon
Aren't you upset? Bozuldun mu? Kızgın değil misin? Antique-1 2008 info-icon
Upset? Bozulmak? Kızgın mı? Antique-1 2008 info-icon
Fuck yeah, I'm upset. .iktir, Bozuldum. Çok doğru, öyleyim. Antique-1 2008 info-icon
So fuck off and die O halde .iktir git ve geber. O yüzden suratına kusmadan Antique-1 2008 info-icon
before I puke on your face, goddamn faggot! Yüzüne kusmadan önce, kahrolası homo! siktir git buradan, lanet olası ibne! Antique-1 2008 info-icon
Can anyone be unhappy While eating cake? Pasta yerken, kişi mutlu olabilir mi? Pasta yerken mutlu olamayan biri var mıdır? Antique-1 2008 info-icon
We have all craved for cake in our happiest moments. Hepimiz en mutlu anlarımızda bir pasta için can atarız. En mutlu anlarımızda hepimizin canı pasta istemiştir. Antique-1 2008 info-icon
Like instinct. Why is this so? içgüdü gibi. bu neden böyledir? İçgüdü gibi. Peki neden böyle? Antique-1 2008 info-icon
Hello, everyone. I am Jean Baptiste Evan. Merhaba, millet. Ben Jean Baptiste Evan. Herkese merhaba. Ben Jean Baptiste Evan. Antique-1 2008 info-icon
We will conclude today with the delicate Gateau au Opera. Bugün leziz Gateau au Opera yı bitireceğiz Bugünü enfes Gateau au Opera ile bitireceğiz. Antique-1 2008 info-icon
People often turn away from it because of its ingredients. Tarifinden ötürü insanlar onu yapmaktan sürekli vazgeçerler. İnsanlar çoğunlukla malzemeleri yüzünden ona yüz çevirir. Antique-1 2008 info-icon
Chocolate, butter, whipped cream... Çikolata,margarin, çırpılmış krema... Çikolata, margarin, krem şanti... Antique-1 2008 info-icon
Fattening, yes, şişmanlatmak, evet, Şişmanlatıcı, evet, Antique-1 2008 info-icon
but a small price to pay for pleasure. ama bu memnuniyetin bedeli olan küçük bir bedel. ama haz almanın ufak bir bedeli. Antique-1 2008 info-icon
A fragrant coconut flavor, rich ganache, A hoş kokulu hindistan cevizi tozu, ganache (içeriği zengin çikolata karışımı), Hoş kokulu hindistan cevizi aroması, bolca çikolata, Antique-1 2008 info-icon
all mixed with the savory taste of almond powder. iştah açıcı tadıyla badem tozlu tam bir karışım hepsi iştah açıcı badem tozuyla karıştırılır. Antique-1 2008 info-icon
The perfect harmony of flavors is just like a great opera. Büyük bir opera gibi tatların mükemmel uyumu... Tatların mükemmel uyumu tıpkı harika bir opera gibidir. Antique-1 2008 info-icon
Leave me alone! Beni yalnız bırak! Rahat bırakın beni! Antique-1 2008 info-icon
Or perhaps quite like the bitter sweetness of life. Ya da belki tam olarak hayatın acı tadı gibi. Belki de biraz hayatın acı tatlılığı gibi. Antique-1 2008 info-icon
Why don 't you help yourself to a bite of life? Yaşamdan bir lokma alma konusunda neden kendinize yardım etmiyorsunuz? Neden hayatın tadına bakmaya çalışmıyorsunuz? Antique-1 2008 info-icon
But be careful. Ama dikkatli olun ;) Ama dikkatli olun. Antique-1 2008 info-icon
Once you're hooked, Bir kere bağlanırsanız, Bir kere kapıldınız mı, Antique-1 2008 info-icon
all of your senses, and even your soul tüm hisleriniz ve hatta tüm ruhunuz bütün hisleriniz, ruhunuz bile Antique-1 2008 info-icon
will never be able to forget that rich taste of perfection. kusursuzluğun zengin tadını asla unutamayacak. mükemmelliğin o yoğun tadını asla unutamayabilir. Antique-1 2008 info-icon
It is a curious addiction. Bu zalim bir bağımlılıktır. Bu tuhaf bir bağımlılıktır. Antique-1 2008 info-icon
You will go to the end of the world in search of those flavors. Bu tatları bulmak için dünyanın öbür ucuna kadar gideceksiniz. O tatları aramak için dünyanın öbür ucuna kadar gidersiniz. Antique-1 2008 info-icon
They are no longer mere flavors, Onlar artık sadece lezzet değil, Onlar artık önemsiz tatlar değil, Antique-1 2008 info-icon
but more a lingering voice forever engraved in your mind. aynı zamanda aklınıza kazınmış olan kalıcı sesler olacaktır. daha çok zihninizde kalıcı iz bırakan bir sestir. Antique-1 2008 info-icon
Do you still wish to try a slice? Yine de bir dilim istiyor musunuz? Hala bir dilim tatmayı diliyor musunuz? Antique-1 2008 info-icon
You should come home more often. Eve daha sık gelmelisin. Eve daha sık gelmelisin. Antique-1 2008 info-icon
You're all smiles, Mother. Gülüşün hala yerinde anne. Çok mutlu görünüyorsun, anne. Antique-1 2008 info-icon
No place like home, Son. Right. Ev gibi yer yoktur oğlum. Doğru. Ev gibisi yoktur, oğlum. Haklısın. Antique-1 2008 info-icon
Come back and I'll cook you a feast. Geri dönde sana bir ziyafet yemeği hazırlayayım. Geri döndüğünde sana bir sürü yemek yapacağım. Antique-1 2008 info-icon
I quit work yesterday. Dün işten ayrıldım. Dün işten ayrıldım. Antique-1 2008 info-icon
But you were doing fine... Ama sen gayet başarılı idin... İyi gidiyordun ama... Antique-1 2008 info-icon
That's good, then. O zamanlar, Bu doğru idi. Güzel. Madem öyle Antique-1 2008 info-icon
You can work for your father. Baban için çalışabilirsin. babanla çalışabilirsin. Antique-1 2008 info-icon
I think I'll open a cake shop. Sanırım bir pasta dükkanı açacağım. Pasta dükkanı açmayı düşünüyorum. Antique-1 2008 info-icon
Cake? Pasta? Pasta dükkanı mı? Antique-1 2008 info-icon
But you hate sweets. Ama sen tatlıdan nefret edersin. Sen tatlıdan nefret edersin ama. Antique-1 2008 info-icon
All the customers are women. Tüm müşteriler kadın. Bütün müşteriler kadın. Antique-1 2008 info-icon
Oh my goodness. Oooh Tanrım. Oh tanrım. Antique-1 2008 info-icon
Should I chip in a little? Sözünüzü biraz kesebilir miyim? Yardımda bulunabilir miyim? Antique-1 2008 info-icon
He'll need technicians first. It's all right, Dad. İlk olarak bir ustaya ihtiyaç duyacaksın. Bu doğru baba. Öncelikle teknisyene ihtiyacı olacak. Sorun yok, baba. Antique-1 2008 info-icon
I'll take care of it all. Sana her konuda destek vereceğim. Her şeyle ben ilgileneceğim. Antique-1 2008 info-icon
Nonsense! Saçma! Çok saçma! Antique-1 2008 info-icon
What's a culinary researcher for? Just leave it to me. Bir aşçılık uzmanı ne içindir? Onu bana bırak. Yemek araştırmacısı ne içindir? Bu işi bana bırak. Antique-1 2008 info-icon
How convenient. Yes, Mom. Ne kadar uygun. Evet anne. Çok uygun. Evet, anne. Antique-1 2008 info-icon
Excuse me. Afedersiniz. Merhaba. Antique-1 2008 info-icon
Nice to meet you. I'm MlN Sun woo. Tanıştığımıza memnun oldum. Ben, MIN Sun Woo. Tanıştığımıza memnun oldum. Ben MIN Sun Woo. Antique-1 2008 info-icon
Oh, right. Oh, güzel. Ah, evet. Antique-1 2008 info-icon
You have quite a resume. Oldukça iyi bir özgeçmişiniz var. Oldukça iyi bir özgeçmişin var. Antique-1 2008 info-icon
It's nothing. Bu hiçbirşey O kadar da değil. Antique-1 2008 info-icon
No need to even mention Paris. Sanırım Paris'ten bahsetmeme gerek bile yok. Paris'i belirtmeye bile gerek yok. Antique-1 2008 info-icon
Wien, Cookie Mori, Garu... Viyana, Mori kurabiyesi, Garu... Wien, Cookie Mori, Garu... Antique-1 2008 info-icon
You've gone through all of the top shops in Korea. Kore'deki tüm popüler dükkanlarda çalışmışsınız. Kore'deki bütün büyük pastanelerde çalışmışsın. Antique-1 2008 info-icon
People call you a legend in this field. İnsanlar bu alanda sizi efsane olarak nitelendiriyorlar. Bu alanda sana efsane diyorlar. Antique-1 2008 info-icon
That's a bit of a stretch. Bu birazcık sinir bozucu. Biraz abartıyorlar. Antique-1 2008 info-icon
I just ended up going through a few shops. Bir kaç dükkanda daha çalışıp bıraktım. Sadece birkaç dükkanı gözden geçirdim. Antique-1 2008 info-icon
I can see that. Bunu anlayabiliyorum. Fark ettim. Antique-1 2008 info-icon
Fired within a year at each, right? Bir yıl içinde hepsinden kovuldunuz, doğru mu? Bir sene içinde hepsinden kovuldun, öyle mi? Antique-1 2008 info-icon
Oh. Yes... Oh. Evet... Oh. Evet... Antique-1 2008 info-icon
There was a brawl between the Wien employees, Viyanadaki personel arasında biraz hırgür vardı, Wien elemanlarıyla bir kavga oldu, Antique-1 2008 info-icon
because of you. Sizden dolayı. senin yüzünden. Antique-1 2008 info-icon
A suicide attempt at Cookie Mori, because of you. Mori kurabiyesi için intihar girşimi, sizin yüzünüzden. Cookie Mori'de bir intihar teşebbüsü, yine senin yüzünden. Antique-1 2008 info-icon
The wife at Garu ran around with a knife Garu'da evli bir bayan elinde bir bıçakla dolaşırmış Garu’nun sahibinin karısı elinde bıçakla koşturdu. Antique-1 2008 info-icon
because the owner cheated. Çünkü kocası aldatmış onu. Çünkü onu kocası aldatmıştı. Antique-1 2008 info-icon
With you. Sizinle. Seninle. Antique-1 2008 info-icon
But you don't need to worry about that. Fakat bunun için endişe etmeyin. Ama bunun için endişelenmene gerek yok. Antique-1 2008 info-icon
It'll just be you and me for now. Şimdisi için sadece siz ve ben olacak. Şimdilik sadece sen ve ben olacağız. Antique-1 2008 info-icon
Actually, that's what worries me... Aslında beni endişelendiren şey... Aslında, beni endişelendiren şey... Antique-1 2008 info-icon
I was so startled when I saw you. Sizi gördüğüm zaman afalladım. Sizi gördüğümde çok tedirgin oldum. Antique-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 4377
  • 4378
  • 4379
  • 4380
  • 4381
  • 4382
  • 4383
  • 4384
  • 4385
  • 4386
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact