Search
English Turkish Sentence Translations Page 4387
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I think he's attractive. | Onun alımlı olduğunu düşünüyorum. Bence çekici biri. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Gives me the creeps. | Ürperti veriyor. Tüylerimi diken diken ediyor. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
That lifeless cake pervert always spoils the day. | Bu meymenetsiz pasta sapığı herzaman günü mahveder. Bu ruhsuz pasta sapığı daima günü berbat ediyor. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Should I just sell this place? | Hemen bu yeri satsam mı? Bu yeri satsam mı acaba? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Hey! Molly Sue! | Hey! Molly Sue! Hey! Molly Sue! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
A cake shop? Let's just get some Chinese. | Bir pasta dükkanı mı? Hadi biraz Çin yemeği alalım. Pasta dükkanı mı? Çin lokantasına gidelim. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Hurry up. | Acele et. Gir içeri. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Welcome to Antique. | Antika'ya hoşgeldiniz. Hoş geldiniz. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Honey, can't you quit boxing now? | Tatlım, şimdi boks yapmayı bırakamaz mısın? Hayatım, artık bokstan vaz geçemez misin? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
No, I can't. Why not? | Hayır, bırakamam. Neden bırakamazsın? Hayır, yapamam. Nedenmiş? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
After I win a young champion title... | Genç şampiyon ünvanını kazandıktan sonra... Genç şampiyonluk kupasını kazandıktan sonra... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Who's young? You tried hard, so stop... | Genç ne? Çok çalıştın, o yüzden dur... Kimmiş genç? Elinden geleni yaptın, bırak artık... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Quit nagging me. | Canımı sıkmayı bırak. Dırdır etmeyi bırak. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Then I'm erasing the baby. | O zaman bebeği siliyorum. Öyleyse bebeği aldırıyorum. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Is it mine? | O benimki mi? Benim mi? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Son of a... | Şeyin oğlu... Adi... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Shit! That's hot! | Kahretsin! Bu sıcak! Amanın! Yandım! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You want it cold, then? Freaking idiot. | Onu soğuk istedin, o zaman? Gerizekalı ucube. Soğuk mu istiyorsun?! Buyur. Şerefsiz herif. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Come again, ma'am. | Yine gelin hanımefendi. Yine bekleriz, hanımefendi. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You're... | Sen... Sen... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Why are you here? | Sen niçin buradasın? Sen neden buradasın? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
YANG Gi beom, the youngest Asian lightweight champion! | YANG Gi beom, Asya'nın en genç tüy siklet şampiyonu! YANG Gi beom, en genç Asya hafif sıklet şampiyonu! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
It's you! | O sensin! Sensin! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Fancy seeing you here. What a day! | Seni burada görmek ne hoş. Ne gün ama! Burada seninle karşılaşmak ne güzel. Ne gün ama! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I even joined your fanclub. | senin fanklübüne bile katıldım. Senin fan kulübüne bile katıldım. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
The "legendary boxer". | "Efsane boksör". "Efsanevi boksör" | Antique-1 | 2008 | ![]() |
The "idol of the ring". And "cold hearted pretty boy"? | "Ringin idolü" ve "havalı muhteşem erkeği"? "Ringlerin yıldızı" "Acımasız güzel çocuk" | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Does pretty boy beat people to a pulp? Huh? | Muhteşem erekek, insanlara adice vurur mu? he? Güzel çocuk insanların kemiklerini kırar mı? Hah? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
What the hell? | Ne? Ne zırvalıyorsun? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Which tabloid sent you? Tabloid? | Sana hangi tabloid gönderildi? Tabloid? Hangi dedikodu gazetesi yolladı seni? Ne? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You're a superstar, is that it? | Sen bir süperstarsın, öyle değil mi? Sen bir yıldızsın, değil mi? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You're gonna brush me off? | Beni bırakacak mısın? Beni tersliyor musun? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Don't you remember me? | Beni hatırlamıyor musun? Beni hatırlamıyor musun? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I was sick, so you won the rookie championship finals. | Ben hasta idim, o yüzden acemiler şampiyonluk finalini sen kazandın. Ben hasta olduğum için, sen çaylaklar şampiyonasını kazanmıştın. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I remember. The chump. | Hatırlıyorum. Kazma. Hatırlıyorum. Mankafa. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Fainted in a minute and 45 seconds. | Bir dakika 45 saniyede yığılmıştım. Bir dakika 45 saniye içinde nakavt olmuştun. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Don't bullshit, asshole! It was 48! | Saçmalama ahmak! 48 saniyede idi! Kes zırvalamayı, dallama! 48 saniyeydi! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
It's not like you saw the clock, old man. | Saate yanlış baktın ihtiyar. Saate bakacak durumda değildin, ihtiyar. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You! | Sen! Hey! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Funny how life turns out, eh? | Hayatı sonlandırmak eğlenceli olsa gerek, he? Hayat ne tuhaf, değil mi? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You defeated me and ruled the world, | Beni yendin ve dünyaya hükmettin, Beni yendin ve dünyaya adını duyurdun, | Antique-1 | 2008 | ![]() |
and now, you sell pretty little cakes? | ve şimdi, sen güzel minik pastalar satıyorsun? ve şimdi, küçük güzel pastalar mı satıyorsun? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Hey! Can you see? | Hey! Anlayabiliyor musun? Hey! Görebiliyor musun? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I heard you're going blind. | Körleştiğini duydum. Körleşmeye başladığını duydum. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Is this some rehabilitation program? | Bu bir tür rehabilitasyon programı mı? Bu bir çeşit rehabilitasyon programı mı? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
He was an amazing boxer. A genius. | O muhteşem bir boksördü. Bir dahi. Olağanüstü bir boksördü. Bir dahiydi. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I didn't even get upset when I lost. | Kaybettiğimde hayal kırıklığına bile uğramıştım. Ben bile kaybettiğime üzülmemiştim. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
He was that good. | O iyi idi. O kadar iyiydi. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
He was the reason I kept boxing... | Boksu bırakma nedenim o idi... Boksa devam etmemin nedeniydi... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
He didn't mean it. He was just embarrassed. | Bunu kastetmedi. Sadece utandı. Öyle demek istememiştir. Utandığı içindir. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
He wasn't even worth the 45 seconds... | O, 45 saniyeye bile değmezdi... 45 saniyeye bile değmezmiş... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Why didn't you just tear the whole place down? | Bu koca yeri neden yıkmadın? Neden elin değmişken tüm dükkanı yerle bir etmedin ki?! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Master's wishes or not, I would've never hired a boxer. | Şef'in isteği yada değil, Asla bir boksörü işe almazdım. Usta'nın isteği bile olsa, asla bir boksörü işe almamalıydım. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
What kind of idiot plays such a pathetic sport these days? | Günümüzde ne tür bir salak böyle bir acınası spor dalını oynarki? Bu zamanda hangi aptal böyle zavallı bir sporla uğraşır ki?! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Look at that. You can see fine. | Şuna bak. İyice görebilirsin. Etrafına bir bak. Gayet iyi görebilirsin. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, I can. | Evet, görebiliyorum. Evet, görebiliyorum. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
As long as I don't fight. | Ben dövüşmediğim sürece. Kavga etmediğim sürece. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
If not? Well, then... | eğer dövüşmesen? Yani, o zaman... Eğer edersen? Şey, o zaman... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Like he said, I'd be stuck in some rehabilitation center. | Onun dediği gibi, Bir rehabilitasyon merkezinde kalıyor olurdum. Onun dediği gibi, bir rehabilitasyon merkezinde olacaktım. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Like you said, you're fine. | Dediğin gibi, Sen iyisin. Dediğin gibi, iyisin. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Just consider this as a light workout. | Sadece bunu hafif bir antreman gibi düşün. Bunu hafif bir antrenman olarak düşün. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Come on. | Hadi. Haydi. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Boxing and+ruining your health, | Boks yap ve kendine zarar ver, Boks yapmak ve sağlığını bozmak, | Antique-1 | 2008 | ![]() |
or getting to eat all our cake... What's better? | yada bizim bütün pastalarımızdan ye... Daha iyisi ne? veya tüm pastalarımızı yemek... Hangisi daha iyi? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Boxing. | Boks. Boks yapmak. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Good job. Eat up. | İyi iş. Yiyip bitir. İyi iş çıkardın. Ye bakalım. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Three? What's the catch? | Üç? Ne tuttun? Üç tane mi? Konu nedir? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
They confirmed it. Retina detachment. | Onlar bunu doğruladılar. Retina yırtılması. Sorunu tespit ettiler. Retina yırtılması. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
They did, huh? | Onlar doğruladılar, he? Öyle mi? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
It's not the end of your life. | Bu hayatının sonu değil. Bu hayatının sonu değil. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You'll be fine if you don 't fight. | Dövüşmezsen iyi olacaksın. Dövüşmezsen iyi olacaksın. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You can have a normal life. | Normal bir hayatın olabilir. Normal bir hayat yaşayabileceksin. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Is that a life? | Bu hayat mı? Buna hayat mı denir? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Master. | Efendi. Küçük Bey. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You must be hungry. | Aç olmalısınız. Acıkmış olmalısın. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Hey, fire! | Hey, Yangın! Hey, yangın! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Try this. I said, it's on fire! | Bunu dene. Söyledim, yanıyor! Bunu bir dene. Yangın çıktı dedim! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Call 91 1! | 911 i ara! 119'u ara! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
NAM Su young! | NAM Su young! NAM Su young! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
What's wrong with you? | Senin sorunun ne? Neyin var senin? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Just leave it! | Hemen bırak onu! Tamam, bırak! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
What now? He's driving me crazy. | Ne? Beni deliye ediyor. Yine ne var? Beni çileden çıkarıyor. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Sun woo, I'm really sorry, | Sun Woo, Gerçekten üzgünüm, Sun Woo, kusura bakma, ama... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
but can't you just teach him something? | Fakat ona birşeyler öğretemez misin? ona bir şeyler öğretemez misin? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I can't leave him out of my sight. | Onu kendi görüşümün dışında tutamam. Onu gözümün önünden ayıramıyorum. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Ow! Why not? | Ohh! Neden? Ah! Neden olmasın? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Might as well put him through special training. | Onu özel bir eğitime tabi tutmamak için bir neden yok. Onu özel bir eğitime tabi tutabilirim pekala. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Yeah? Thanks, man. Sure. | Gerçekten mi? Teşekkürler ahbap. Tabi. Öyle mi? Teşekkürler. Önemli değil. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I thought you were shy. The sunglasses and all. | Utangaç olduğunu düşünmüştüm. Güneş gözlükleri ve bu şeylerin hepsi. Senin utangaç olduğunu düşünmüştüm. Güneş gözlüğü takıyorsun. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
My eyes are weak. It's too bright without them. | Gözlerim hassastır. Onlar olmadan görüntü çok parlak geliyor. Gözlerim zayıf. Onlar olmayınca her şey çok parlak. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Since it's nighttime, can't you take them off? | Geceleri Onları çıkartamaz mısın? Gece olduğuna göre, onları çıkartamaz mısın? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Wow. They're such a light color. | Vaov. Onlar amma açık renkli. Vay be. Ne kadar açık bir renk! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You're cute. | Sevimlisin. Çok tatlısın. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Fuck! Fill me up! | Kahretsin! Bardağımı doldur! Kahretsin! Bardağımı doldur! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Su young... | Su young... Su young... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Su young! | Su young! Su young! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Help me! | Bana yardım et! Yardım et! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Forget it all. | Tümünü unut gitsin. Her şeyi unut. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
God, it's like the old days again... | Tanrım, yine eski günlerdeki gibi... Tanrım, eski günlerdeki gibi... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I'm here. | Burdayım. Ben buradayım. | Antique-1 | 2008 | ![]() |