Search
English Turkish Sentence Translations Page 4755
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| in different countries, with different languages, | farkli ulkelerden ve farkli dillerde, farklı dil kullanan ve farklı şekillerde, | Arranged-1 | 2007 | |
| with different modes to see the world. | farkli dunya gorusleri olan 1,5 milyardan fazla Müslüman var. | Arranged-1 | 2007 | |
| And there will always be people I hate other people. | ve genelde insanlar diger insanlardan nefret eder. Diğer insanlardan nefret eden kişiler her zaman olacaktır. | Arranged-1 | 2007 | |
| And that comes from ignorance, because feel afraid or feel threatened, | ve bu cahillikten dolayidir, cunku insanlar digerlerinden korkar ya da tehdit hisseder, Bunun sebebi ise, cahillikten, korkudan veya kendilerini... | Arranged-1 | 2007 | |
| or perhaps just do not understand where are the others. | ya da sadece diger insalarin nereden geldiklerini anlamamalarindan kaynaklanir bu. tehdit altında hissetmelerinden kaynaklanır, ya da sadece diğerleri hakkında bir bilgileri olmadığından. | Arranged-1 | 2007 | |
| So many want kill the Jews? | peki kac tane yahudiyi oldurmek istiyorlar? O zaman, kaç tane Yahudi'nin ölmesini istiyorlar? | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes, how many? | evet kac tane? Evet, kaç tane? | Arranged-1 | 2007 | |
| I have an idea, but will be for the next lesson. | benim bir fikrim var ama bir dahaki derse. Bir fikrim var fakat bir dahaki derse kadar beklemek zorunda. | Arranged-1 | 2007 | |
| For the next lesson, I we all think of a word | gelecek ders her biriniz sizi ifade eden bir kelime dusunun Bir sonraki ders için, her birinizin sizi ifade eden... | Arranged-1 | 2007 | |
| that represents. It could be anything. | bu herhangi bir kelime olabilir. ...bir kelime düşünmenizi istiyorum. Herhangi bir şey olabilir. | Arranged-1 | 2007 | |
| As skin color or religion, team of sports, anything you want. | deri renginiz dininiz yada favori spor takiminiz olabilir Derinizin rengi veya Din'iniz olabilir, ya da sevdiğiniz spor takımı, her şey olabilir. | Arranged-1 | 2007 | |
| Everyone heard Miss Rochel? | herkes duydumu bayan Rochel? Herkes Bayan Rochel'i dinliyor mu? | Arranged-1 | 2007 | |
| Remember to make a word that represents in some way. | unutmayin sizi anlatan bir kelime buluyorsunuz. Ödevinizi unutmayın, sizi ifade eden bir kelime. | Arranged-1 | 2007 | |
| He spent the day well? | gunun iyi gecti mi bugun? Bugün, günün güzel geçti mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| It was great. It? | evet guzeldi. yaa? Harikaydı. Öyle mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| Fun? Yes | eglencelimiydi? evet Eğlendin mi? Evet. | Arranged-1 | 2007 | |
| Mom is here. | tamam annende burada. İşte annen burada. | Arranged-1 | 2007 | |
| Watch the stairs. | asagida merdivenler var. Burada merdivenler var, dikkat et. | Arranged-1 | 2007 | |
| Goodbye, Miss. Rochel. I 'il see you on Monday. | gorusuruz bayan Rochel. tamam pazartesi gorusuruz. Görüşürüz Bayan Rochel. Pazartesi görüşürüz. | Arranged-1 | 2007 | |
| I have a good word for exercise, but if not it. | bugun odev icin calismak zorundayim siz soyleseniz bir kelime. Ödev için bulduğum bir kelimem var, fakat endişeliyim. | Arranged-1 | 2007 | |
| No "to" rights. I know. | hayir soylemeyecegim. biliyordum. Şimdi olmaz. Biliyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| I'm dying to know. | merakla bekliyorum ne yapacagini. Kelimeni duymak için sabırsızlanıyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Rochel? | Rochel? Rochel? | Arranged-1 | 2007 | |
| You can come here, please? | gelebilirmisin lutfen? Buraya gelebilir misin, lütfen? | Arranged-1 | 2007 | |
| Sit back and relax. Relax. | otur rahat ol Otur ve rahat ol. Rahatla biraz. | Arranged-1 | 2007 | |
| So what happened this afternoon? | ee ne oldu bugun? Bu öğleden sonra ne oldu? | Arranged-1 | 2007 | |
| What happened? | ne oldu derken? Ne mi oldu? | Arranged-1 | 2007 | |
| The Jews forced into the ocean. | yahudilerin okyanusa zorla atilmasi konusu. Yahudi'lerin Okyanus'a itilmesi. | Arranged-1 | 2007 | |
| Vai all be fine. We will exercise. | bence hersey duzelecek.biz bir uygulama yapacagiz Problem değil. Sadece bir alıştırma. | Arranged-1 | 2007 | |
| What kind of exercise? | ne tur bir uygulama? Ne tür bir alıştırma? | Arranged-1 | 2007 | |
| A wheel of discussions. | tartisma dairesi olusturacagiz. Bir tartışma dairesi. | Arranged-1 | 2007 | |
| Okay, just do not miss much time with it. | tamam ama cok zaman kaybetmeyin. Tamam, sadece bunun ile vakit harcamayın. | Arranged-1 | 2007 | |
| They have much to learn. | cunku bu cocuklarin akademik olarak ogrenecek cok seyleri var. Öğrenecek çok şeyleri var. | Arranged-1 | 2007 | |
| Okay. | tamam Tamam. | Arranged-1 | 2007 | |
| Look at you. | kendine bir bak Kendine bir bak. | Arranged-1 | 2007 | |
| For me? | kendime mi? Kendime mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| You are beautiful. You are a really beautiful woman, | sen cok guzel gercekten guzel bir kadinsin Güzelsin. Sen, çok güzel bir kadınsın. | Arranged-1 | 2007 | |
| under these clothes. Linda, could be a model. | bu elbislerin altindaki kadin bir model bile olabilirdi Bu şartlarda bir model olabilirdin. | Arranged-1 | 2007 | |
| I'm not kidding. | saka yapmiyorum Şaka yapmıyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Ah! This is another step. | oh iste digeri Ooo! Diğer sorumlu öğretmen. | Arranged-1 | 2007 | |
| Nasira! | Nasira! Nasira! | Arranged-1 | 2007 | |
| Hello | merhaba Heeey! | Arranged-1 | 2007 | |
| You can come here? | bir dakikaligina gelebilirmisin Bir dakikalığına buraya gelebilir misin? | Arranged-1 | 2007 | |
| Sit next to Rochel. | rochelin yanina oturabilirsin Rochel'in yanına otur. | Arranged-1 | 2007 | |
| What? | neler oluyor? Neler oluyor. | Arranged-1 | 2007 | |
| Rochel was telling how it is beautiful, as it had said. | bende tam rochelin aynen senin gibi ne kadar guzel oldugundan bahsediyordum Rochel'e ne kadar güzel bir kadın olduğunu söylüyordum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Come to the point. | konuya gelelim Asıl meseleye gelirsek. | Arranged-1 | 2007 | |
| You are two of my teachers smarter. | siz benim en zeki ogretmenlerimsiniz. İkiniz benim en zeki öğretmenlerimden siniz. | Arranged-1 | 2007 | |
| They work hard, love their children. Arrive on time, they are creative. | cok calisan cocuklari seven dakik ve yaratici Çok çalışkan, öğrencilerini seven, zamanında gelen, yenilikçisiniz. | Arranged-1 | 2007 | |
| Participants are well successful of the modern world, | modern dunyanin basarili katilimcilarisiniz Din işini saymaz isek... | Arranged-1 | 2007 | |
| except those aspects of religion. | sadece bu dini inanisiniz haric. ...bu yeniçağda başarılı bireylersiniz. | Arranged-1 | 2007 | |
| The rules, regulations, the way they dress. | biliyorsunuz bu dini kurallar,kanunlar giyim sekilleri Sanırım anladınız, kurallar, düzenlemeler giyim şekilleri. | Arranged-1 | 2007 | |
| What in two, three years? | ne olacak iki uc yil icinde? İki, üç sene içerisinde ne olacak ki? | Arranged-1 | 2007 | |
| I lose them. | kendinizimi kaybedeceksiniz Sizi kayıp mı edeceğim? | Arranged-1 | 2007 | |
| You to the synagogue, you to the mosque. | sen sinagogda sende camide. Seni Sinagog'da ve Seni de Cami'de. | Arranged-1 | 2007 | |
| And then, find weddings for you. | ve sonra kendiniz evlenmis bulacaksiniz. Ardından da evlenmiş olacaksınız. | Arranged-1 | 2007 | |
| Go! We are in 21st century, my God! | hadi ama biz artik 21.yuzyildayiz! Hadi ama! 21. yüzyıldayız. | Arranged-1 | 2007 | |
| There was a movement of women, you know? I was there. | bir kadin hareketi var burada biliyorsunuz? bende bunun icindeyim Bir kadın devrimi vardı. Ben de oradaydım. | Arranged-1 | 2007 | |
| I'm talking for nothing. But you know what I mean. | sacmaliyorum sanirim ama siz anladiniz ne demek istedigimi Gittikçe konudan uzaklaşıyoruz. Fakat ne demek istediğimi anladınız. | Arranged-1 | 2007 | |
| Well, go home. Better yet. Go shopping. | neyse eve gidin ya da daha iyisi alisverise cikin. Eve gidin. Aslında en iyisi alışverişe yapmaya gidin. | Arranged-1 | 2007 | |
| Take some money and buy a brand of clothing. | alin bu paralari ve kendinize modern elbiseler alin. Biraz para alın ve kendinize yeni tarz elbiseler alın. | Arranged-1 | 2007 | |
| We can not accept your money. | biz kabul edemeyiz parayi sagolun. O parayı alamayız. | Arranged-1 | 2007 | |
| No, no. Get those clothes and buy clothes for fashion. | hayir hayir cikin ve modaya uygun elbiseler alin. Hayır. Şu elbiselerden kurtulun ve modaya uygun elbiseler alın. | Arranged-1 | 2007 | |
| We can not accept. Okay. | alamayiz bu parayi. hayir tesekkurler. Senin paranı alamayız. Evet kesinlikle. | Arranged-1 | 2007 | |
| Think about what I said. | ama dedigimi dusunun tamam mi Söylediklerimi düşünün. | Arranged-1 | 2007 | |
| Can go. | gidin simdi Şimdi gidin. | Arranged-1 | 2007 | |
| Take a drink, enjoy yourself. You are very serious. | biseyler icin,eglenin ikinizde cok ciddi duruyorsunuz. Bir şeyler için, biraz eğlenin sizler çok ciddisiniz. | Arranged-1 | 2007 | |
| And I know the result of this exercise. | ve bana yapacaginiz uygulamanin sonuclarini bildirin. Ayrıca, şu alıştırmanın sonucunu bildirin. | Arranged-1 | 2007 | |
| Do not expect that. | bunun olacagini dusunmemistik. Bunu gerçekten beklemiyordum. | Arranged-1 | 2007 | |
| I know. | biliyorum. Farkındayım. | Arranged-1 | 2007 | |
| I have work to do. | neyse yapacak islerim var. Biraz yapacak işlerim var. | Arranged-1 | 2007 | |
| Me too. | evet benimde. Evet, benimde yapacak işlerim var. | Arranged-1 | 2007 | |
| I thank you for helping me in class. | bu arada tesekkuler sinifta bana yardim ettigin icin. Sınıfta bana yardımcı olduğun için teşekkür ederim. | Arranged-1 | 2007 | |
| I want you coordinate the exercise. | sonuclarini merak ediyorum uygulamanin. Alıştırma için öncülük etmenizi çok isterim. | Arranged-1 | 2007 | |
| Let's see, I learned a summer camp. | gorecegiz.yaz kampinda ogrenmistim bunu. Gerçekten mi? Bunu bir yaz kampında öğrenmiştim. | Arranged-1 | 2007 | |
| I hope to give some. I. | ise yariyordu umarim yine yarar. umarim. Umarım işe yarar. Evet, bende. | Arranged-1 | 2007 | |
| Seth Goldstein? Okay. | Seth Goldstein? dogru. Seth Goldstein? Evet. | Arranged-1 | 2007 | |
| I know your daughter. | kizinizla bulusacak kisi. Kızınız ile buluşmaya geldim. | Arranged-1 | 2007 | |
| Between. | iceri gir. | Arranged-1 | 2007 | |
| They told me that you waiting in the room. It is here? | bayan rochel beni diger o da mi bekliyor?burada mi? Bana, Bayan Rochel'in odada beklediği söylendi. Burası mı? | Arranged-1 | 2007 | |
| Is down, my cousin is electrician. This room is great. | asagidami.bu arada benim kuzenim elektirikci.ow bu da harika. Bu taraftan. Kuzenim elektrikçidir. Bu oda harika. | Arranged-1 | 2007 | |
| They say that when there is a cheap, there are thousands of them. | kuzenim derki eger birsey ucuzsa ondan milyonlarcasi vardir Eğer ucuz ise, ondan milyonlarca olduğu söylenir. | Arranged-1 | 2007 | |
| There have light. Here. | burada isik var mi? burdan. Burada ışık var mı? Bu taraftan. | Arranged-1 | 2007 | |
| I like to apartments. | ben apartmanlari severim. Bay Meshenberg, bu daireyi sevdim. | Arranged-1 | 2007 | |
| What happens to the networks is that all are there, saturate them. | internet baglantisi insanlari doygunluga ulastirdi coktan İnternette her şeyin bulunması insanları doyum noktasına getirdi. | Arranged-1 | 2007 | |
| The opportunities are really communication via the web. | ama internette inanilmaz firsatlar var gercekten Fırsatlar internet aracılığı ile oldukça yaygınlaştı. | Arranged-1 | 2007 | |
| You know Gerald Schrazer? It is another genius, | Gerald Schrazer biliyormusun? o da diger bir dahi Gerald Schrazer'i bilir misin? İki diplomaya sahip bir dahidir. | Arranged-1 | 2007 | |
| received two diplomas at one time. | o iki diploma birden aldi ayni anda mba ve normal . | Arranged-1 | 2007 | |
| Was with him in the camp of summer when he broke his leg. | onunla kapmtayken o bacagini kirdi Yaz kampında bacağını kırdığında bende oradaydım. | Arranged-1 | 2007 | |
| It was the first accident that happened in the camp, | kampta olan ilk kazaydi Kampta meydana gelen ilk kazaydı. | Arranged-1 | 2007 | |
| and ended putting handrails | trabzani tutarak sonlandi kamp. | Arranged-1 | 2007 | |
| in all places, hiking, but because of insurance. | bu yuzden butun geziler icin sigortali olmalisin. Böyle şeylere karşı sigortalı olmalısın. | Arranged-1 | 2007 | |
| We ... | ve biz gercekten... Hadi. | Arranged-1 | 2007 | |
| No, I'm very tired. | hayir cok yorgunum. Üzgünüm, çok yorgunum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Please. Okay. | lutfen. tamam. Lütfen. Tamam. | Arranged-1 | 2007 | |
| Care. | dikkat et. Dikkatli ol. | Arranged-1 | 2007 | |
| Will apologize for this girl. | don ve bu kadindan ozur dile. Gel ve bayandan özür dile. | Arranged-1 | 2007 | |
| Hello, sorry, he has so much energy. | merhaba oo uzgunum cunku o inanilmaz bir enerjiye sahip Merhaba, çok üzgünüm çok fazla enerjiye sahip. | Arranged-1 | 2007 | |
| It's your brother? No, my nephew. | kardesinmi? hayir benim yegenim. Kardeşin mi? Hayır, yeğenim. | Arranged-1 | 2007 | |
| I have a brother and an older sister. | benim bir abim ve ablam var. Bir erkek kardeşim ve bir ablam var. | Arranged-1 | 2007 |