Search
English Turkish Sentence Translations Page 4754
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Stop! Leave to riot. | yeter yapma sunu . Yeter! Büyük bir meseleymiş gibi davranmayı kesin. | Arranged-1 | 2007 | |
| Okay, come on. | hadi gidelim. Tamam, tamam. Hadi gidelim. | Arranged-1 | 2007 | |
| It will be fun. | eglenceli olacak. Eğlenceli olacak. | Arranged-1 | 2007 | |
| His nutcase! | tatlim! Seni kaçık. | Arranged-1 | 2007 | |
| Sensitive, the sensitive type, is how I rate. | mantikli, the biz mantikli sekilde siralama yaptil. Hassas, kesinlikle onu hassas olarak tanımlıyorum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Is finishing his studies in Ushiba, and probably work | o bitirdi egitimini ushiba da ve calisiyor Eğitimini Ushiba'da tamamlıyor ve... | Arranged-1 | 2007 | |
| the store&39;s uncle in the street 43. | amcasinin magazasinda 43.caddede ...büyük ihtimalle, amcasının 43. caddede ki mağazasında çalışacak. | Arranged-1 | 2007 | |
| A good deal. | cok iyi Dijital görüntüleme. İyi bir iş. | Arranged-1 | 2007 | |
| Uncle it is very good. Very well. | amca cok iyidir. cok iyi. Amcasının yanında olması iyi. Gerçekten iyi. | Arranged-1 | 2007 | |
| And we always Seth Goldstein. | ve bu herzaman seth goldstein. | Arranged-1 | 2007 | |
| I know he has a excellent job. | evet ben biliyorum cok iyi bir ise sahip. Harika bir işi olduğunu duydum. | Arranged-1 | 2007 | |
| It is very ambitious, working with computers. | cok hirsli ve bilgisayar isinde calisiyor. Çok hırslı biri, bilgisayarlarla çalışıyor. | Arranged-1 | 2007 | |
| His mother told me he plans to open | annesi soylemisti bana Annesi, gelecek yıl... | Arranged-1 | 2007 | |
| their own business next year. | seneye kendi isini kuracakmis. ...kendi işini kuracağını söyledi. | Arranged-1 | 2007 | |
| But it also means that not be much at home. | bu da onun cok fazla evde durmayacagini gosterir. Bu demek oluyor ki, fazla evde olamayacak. | Arranged-1 | 2007 | |
| What is good, if he win the enough to have employees. | yeterince is alabilirse cok iyi. Eğer yeteri kadar iş alabilirse iyi bir şey. | Arranged-1 | 2007 | |
| And if not so horrible. | eger alamazsa kotu. Fakat alamaz ise kötü. | Arranged-1 | 2007 | |
| Make a date with Elliot Rebenowitz and the boy Goldstein. | bir kere bulusma ayarlayabiliriz Elliot Rebenowitz ve Goldstein. Elliot Rebenowitz ve bir de Goldstein ile bir buluşma ayarlayalım. | Arranged-1 | 2007 | |
| Only two to begin. | baslangic icin. Başlangıç için sadece ikisi. | Arranged-1 | 2007 | |
| You should be open, not the judge by his appearance. | ve sen gorunusleriyle onlari yargilamamalisin. Önyargılı olma, görünüşlerine göre hemen yargılama. | Arranged-1 | 2007 | |
| Stay alert and watch if there is chemistry. | onemli olan kimyasinin uyumlu olmasi. Uyanık ol ve uyuşma olup olmadığını gözle. | Arranged-1 | 2007 | |
| Here it appears any sign means? | burada bazi resimleri var? Herhangi bir kıvılcım olabilir. | Arranged-1 | 2007 | |
| You are beautiful, intelligent and will a lucky man very happy. | sen cok guzel ve zeki bir kizsin ve bir sansli adami cok mutlu edeceksin. Güzel ve zekisin. Ayrıca, şanslı bir adamı çok mutlu edeceksin. | Arranged-1 | 2007 | |
| Very happy. | cok mutlu. Kesinlikle. | Arranged-1 | 2007 | |
| Trust me, Rochela. | guven bana, Rochela. Güven bana, Rochela. | Arranged-1 | 2007 | |
| Hello, you Parker, is not it? Is this your first time? | sen parkersin degil mi? bu senin ilk senen mi? Merhaba, bu Parker demi? Bu senin ilk gelişin değil mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| Hello, Maddison. | merhaba, Maddison. Merhaba, Madison. | Arranged-1 | 2007 | |
| Behave yourself well, son. | kendine dikkat et, oglum. Hareketlerine dikkat et, evlat. | Arranged-1 | 2007 | |
| I Meshenberg Rochel. You must be Edward. | ben Meshenberg Rochel. sen Edward olmalisin. İsmim Meshenberg Rochel. Sen Edward’sın değil mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| Eddie, yes. How do I you call? Rachel? | Eddie, evet. sana nasil hitap edeyiml? Rachel? Evet, Eddie. Sana Rachel diyebilir miyim? | Arranged-1 | 2007 | |
| Sure. Okay for me. | tabii olur.benim icin problem degil Tamam, bu da olabilir. | Arranged-1 | 2007 | |
| I am very pleased to work with your child this year. | ben cok mutluyum bu somestir cocugunuzla beraber olmaktan. Bu sene, oğlunuz ile çalışmaktan gerçekten mutluyum. | Arranged-1 | 2007 | |
| I hope that works because he is very busy. | umarim ise yarar cunku o cok mesgul birisi. Umarım bir sorun çıkmaz, çünkü o biraz nefret dolu biri. | Arranged-1 | 2007 | |
| We get along and also learn much. | biz cok iyi zaman gecirecegiz. Güzel vakit geçireceğiz ve çok şey öğreneceğiz. | Arranged-1 | 2007 | |
| Well, gotta go. You okay? | ben gitmek zorundayim simdi tamam mi? Artık gitmeliyim. Sen iyi misin? | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes | tamam Evet. | Arranged-1 | 2007 | |
| Nice to meet you. | gorusmek uzere. Tanıştığıma memnun oldum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Later. | sonra gorusuruz Görüşürüz. | Arranged-1 | 2007 | |
| Now let&39;s talk about some basic things | tamam simdi bazi temel seylerden konusalim Şimdi bazı temel bilgileri öğrenelim... | Arranged-1 | 2007 | |
| and then, in ten minutes, we know your class. | birazdan 10 dakika icinde beraber sinifa gidecegiz ...ve yaklaşık 10 dakika sonra sınıfın ile tanışacaksın. | Arranged-1 | 2007 | |
| With Miss Lisa? | Miss Lisa da oradami? Bayan Lisa ile birlikte mi? | Arranged-1 | 2007 | |
| No, actually, you have a new teacher this year. | hayir aslinda bu sene yeni bir ogretmen olacak. Hayır, aslında bu sene yeni bir öğretmen var. | Arranged-1 | 2007 | |
| Did you know that it does not last. | bunun son olmayacagini biliyordum. Sonsuza kadar burada olmayacağından emindim. | Arranged-1 | 2007 | |
| Can I touch your face? | yuzune dokunabilirmiyim? Yüzüne dokunabiliri miyim? | Arranged-1 | 2007 | |
| I see only forms, I feel seems like my new teacher. | cunku ben sadece sekilleri ayirt edebiliyorum.bu yuzden nasil bir yuzunuz oldugunu hissetmem lazim Sadece şekilleri ayırt ediyorum. Yeni öğretmenimin şeklini anlamama yardımcı oluyor. | Arranged-1 | 2007 | |
| Miss Anna left, last year. | bayan Anna lefti de oyle tanimistim gecen sene, . Bayan Anna'yı bu şekilde tanıdım. | Arranged-1 | 2007 | |
| Can play. | tamam baslayalim. Dokunabilirsin. | Arranged-1 | 2007 | |
| Are you Elliot? Yes | sen Elliot musun? evet Sen Ellliot'musun? Evet. | Arranged-1 | 2007 | |
| Elliot Rebenowitz? | Elliot Rebenowitz? Elliot Rebenowitz? | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes | evet Evet. | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes, I am. | evet benim. Evet, benim. | Arranged-1 | 2007 | |
| Come. | gel iceri. İçeri gel. | Arranged-1 | 2007 | |
| Come, and do not be shy. My husband is in the room. | hadi gel utanma. esim iceride. İçeri gel, utanmana gerek yok. Kocam içeride. | Arranged-1 | 2007 | |
| You away my eldest daughter. | sen benim en buyuk kizimla cikacaksin demek. Demek en büyük kızımı benden çalmaya geldin. | Arranged-1 | 2007 | |
| What? Nothing. | efendim? yok birsey. Efendim? Yok, bir şey. | Arranged-1 | 2007 | |
| Sit down, please. | otur lutfen. Otur lütfen. | Arranged-1 | 2007 | |
| No to worry about. | endiselenecek birsey yok. Endişelenecek bir şey yok. | Arranged-1 | 2007 | |
| So ... | bu yuzden... Eee... | Arranged-1 | 2007 | |
| I thank you by chance | bana bu sansi verdiginiz icin tesekkurler Burada olmak, | Arranged-1 | 2007 | |
| to come in your house, with his family. | ailenizle tanismama eve gelmeme izin verdiginiz icin. şerefini bana bahşettiğiniz için teşekkür ederim. | Arranged-1 | 2007 | |
| This ... wonderful opportunity. | bu...cok iyi bir firsat Bu büyük bir şeref. | Arranged-1 | 2007 | |
| My father wanted you knew of ... compliments. | babam size saygilarini iletmemi soyledi. Babam hürmetlerini iletmemi istedi. | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes, I understand. Take it my also. | anliyorum benimkinide ona ilet Güzel, bende hürmetlerimi sunarım. | Arranged-1 | 2007 | |
| The girl of the moment. | hanimefendi burada. İşte esas kız. | Arranged-1 | 2007 | |
| What? | efendim? Efendim? | Arranged-1 | 2007 | |
| My daughter. | kizim. Kızım. | Arranged-1 | 2007 | |
| Rochel? What is this? | Rochel? anlamadim? Rochel? Ne olmuş ona? | Arranged-1 | 2007 | |
| Is behind you. | arkanda. Tam arkanda duruyor. | Arranged-1 | 2007 | |
| Hello .. thanks. | merhaba ..tesekkurler. Merhaba... Teşekkürler. | Arranged-1 | 2007 | |
| Nice to meet you. | tanistigimiza memnun oldum. Tanıştığıma çok memnun oldum. | Arranged-1 | 2007 | |
| Yeah, me too. | evet, bende. Kesinlikle bende. | Arranged-1 | 2007 | |
| It is the first time for you too? | senin de ilk seferin heralde? Bu senin içinde mi ilk? | Arranged-1 | 2007 | |
| Is beginning to have their meetings? | bulusmaya baslamanin bayanlarla? Kadınlar ile ilk buluşman mı? | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes, I ... | evet..ben.. Evet, aslında... | Arranged-1 | 2007 | |
| What planned for tonight? | evet nedir bu gece planiniz? Bu gece için ne düşünüyorsunuz? | Arranged-1 | 2007 | |
| Well, she said to ... I thought about going ... | ee o .soyledi.. ben dusundum gitmeyi rotingerse ... Aslında, şunu söylemişti... Yani düşünüyordum da... | Arranged-1 | 2007 | |
| the Rottingers | Rottingers Rottingers'a gidip... | Arranged-1 | 2007 | |
| eat anything ... | birseyler yeriz ... bir şeyler yiyip, içeriz. | Arranged-1 | 2007 | |
| tea ... | cay ... | Arranged-1 | 2007 | |
| I think that is good. | kulaga hos geliyor. Kulağa güzel geliyor. | Arranged-1 | 2007 | |
| Enjoy. | iyi eglenceler. İyi eğlenceler. | Arranged-1 | 2007 | |
| This is the end of 1800, soon after the Civil War ... | 1800 un sonlarinda, sivil savasdan sonra... 1800'lerin sonlarına doğru, iç savaşın hemen sonrası... | Arranged-1 | 2007 | |
| The Indian chief is very proud, dignified, serious. | fotograftaki kizilderili bir sef gururlu ve ciddi birisi Fotoğraftaki şef çok gururlu, asil ve ciddi görünüyor. | Arranged-1 | 2007 | |
| It is not the same religion. So? | onlar ayni dinden degiller. ee? Dinleri aynı değil. Sen neden bahsediyorsun? | Arranged-1 | 2007 | |
| What is the problem, Justin? | sorun nedir Justin? Problem nedir Justin? | Arranged-1 | 2007 | |
| Nothing. | yok birsey. Yok, bir şey. | Arranged-1 | 2007 | |
| There seems to be nothing. Talk. | birsey yokmus gibi gorunmuyor hadi beraber cozelim. Bir şey yok gibi gözükmüyor, söyle bakalım problem nedir. | Arranged-1 | 2007 | |
| Jimmy said that you and Miss Rachel can not be friends because | Jimmy dedi ki sizand bayan Rachel arkadas olamazmisiniz cunku.. Jimmy sizin ve Bayan Rochel'in farklı dinlerden dolayı ve... | Arranged-1 | 2007 | |
| have different religions, as if odiassem or something like that. | siz farkli dinlerdensiniz, ve birbirinizden nefret ediyor olmalisiniz. ...birbirinizden nefret etmenizden dolayı arkadaş olamayacağınızı söylüyordu. | Arranged-1 | 2007 | |
| Why do you think so, Jimmy? | bunun hakkinda ne dusunuyorsun, Jimmy? Böyle düşünmene sebep olan şey ne Jimmy? | Arranged-1 | 2007 | |
| But are you? What? | siz? biz ne? Fakat siz..? Ney? | Arranged-1 | 2007 | |
| Friends, because I heard that Muslims | arkadasmisiniz?cunku duyduguma gore muslumanlar Arkadaş mısınız? Müslümanların... | Arranged-1 | 2007 | |
| want to kill all Jews. | yahudileri oldurmek istiyormus ...bütün Yahudi'leri öldürmek istediklerini duymuştum. | Arranged-1 | 2007 | |
| You are not Muslim? | siz musluman degil misiniz? Siz Müslüman değil misiniz? | Arranged-1 | 2007 | |
| You think I kill you, Miss Rochel? | sizce ben sizi oldurmek istiyormuyum bayan rochel? Bayan Rochel, sizi öldürmek istediğimi düşünüyor musunuz? | Arranged-1 | 2007 | |
| Of course not. | tabii ki hayir. Elbette hayır. | Arranged-1 | 2007 | |
| Yes, Rebecca? | evet, Rebecca? Evet, Rebecca. | Arranged-1 | 2007 | |
| Also heard that. | ayrica duyduguma gore Bende böyle şeyler duymuştum. | Arranged-1 | 2007 | |
| That Muslims want to push Jews back to the sea. | muslumanlar yahudileri okyanusa surmek istiyormus Müslüman'lar Yahudi'leri Akdeniz'in arka taraflarına geri göndermek istiyorlar. | Arranged-1 | 2007 | |
| Over a billion and a half of Muslims worldwide, | dunyanin her tarafinda 1.5milyar musluman var, Dünya'da, farklı ülkelerde, | Arranged-1 | 2007 |