Search
English Turkish Sentence Translations Page 645
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
MAN 1: The flags of freedom fly over Europe. | Avrupa'da özgürlük bayrakları sallanıyordu. | 42-1 | 2013 | ![]() |
SMITH: Nazi Germany had been defeated... | Nazi Almanyası yenilgiye uğratılmıştı ve üç ay sonra da Japon İmparatorluğu savaştan çekilmişti. | 42-1 | 2013 | ![]() |
MAN 2: And there's jubilation around this earth. | Dünyada bayram havası esiyordu. | 42-1 | 2013 | ![]() |
SMITH: Men returned home. Among them, some of baseball's most beloved names. | Erkekler eve döndüler. Bunların arasında beyzbolun en sevilen isimleri de vardı. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Musial. DiMaggio. Williams. | Musial. DiMaggio. Williams. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Life in the United States could return to normal. | Birleşik Devletler'de hayat normale dönmekteydi. | 42-1 | 2013 | ![]() |
What's the guy's name? What's on second? 1 | Herifin adı neydi? İkinci olanın mı? 1 | 42-1 | 2013 | ![]() |
Who's on second? Who's on first? | İkinci olan kimdi? Birinci olan kimdi? | 42-1 | 2013 | ![]() |
I don't know. Third base. | Bilmiyorum. Üçüncü kale. | 42-1 | 2013 | ![]() |
SMITH: And baseball was proof positive that democracy was real. | Beyzbol, demokrasinin gerçek olduğunun somut kanıtıydı. | 42-1 | 2013 | ![]() |
A baseball box score, after all, is a democratic thing. | Neticede beyzbol istatistik tabelası demokratik bir şeydi. | 42-1 | 2013 | ![]() |
It doesn't say how big you are or what religion you follow. | Ne kadar önemli olduğunu ya da hangi dine inandığını söylemez. | 42-1 | 2013 | ![]() |
It does not know how you voted or the color of your skin. | Kime oy verdiğini ya da teninin rengini bilmez. | 42-1 | 2013 | ![]() |
It simply states what kind of ballplayer you were on any particular day. | Bir maç gününde nasıl bir oyuncu olduğunu ortaya koyar. | 42-1 | 2013 | ![]() |
MAN 3: And he did it. It's a home run. | Başardı. Bu bir sayı turu. Başaracağını biliyorlardı. | 42-1 | 2013 | ![]() |
SMITH: African Americans had served their country gallantly. | Afro Amerikalılar ülkelerine cesurca hizmet ettiler. | 42-1 | 2013 | ![]() |
They returned home from fighting to free the world from tyranny... | Dünyayı zorbalıktan kurtarma mücadelesinden yurda döndüler ama... | 42-1 | 2013 | ![]() |
...only to find racism, segregation and Jim Crow law still waiting at home. | ...onları yine ırkçılık, ayrımcılık ve Jim Crow Kanunu karşıladı. | 42-1 | 2013 | ![]() |
MAN 4: Segregation was the law... | Ayrımcılık bir kanundu. | 42-1 | 2013 | ![]() |
...and no group was more scrupulous in its observance of custom... | Beyzbol takımları geleneklere riayet edilmesine her topluluktan... | 42-1 | 2013 | ![]() |
...than organized baseball. | ...çok daha fazla özen gösteriyordu. | 42-1 | 2013 | ![]() |
SMITH: There was a long road ahead. | Kat edilecek uzun bir yol vardı. | 42-1 | 2013 | ![]() |
If African Americans dreamed of playing baseball... | Afro Amerikalılar beyzbol oynamayı hayal ettiklerinde, Yankees hayali kurmazlardı. | 42-1 | 2013 | ![]() |
...but for teams like the Kansas City Monarchs of the Negro Leagues... | Büyük takımların oyun stilinin tam tersini oynayan taşradaki... | 42-1 | 2013 | ![]() |
...where the barnstorming style of play stood in contrast to the Majors. | ...Zenci Ligi'nin Kansas City of Monarchs gibi takımlarını hayal ederlerdi. | 42-1 | 2013 | ![]() |
In 1946, there were 16 Major League baseball teams... | 1946'da, kadrolarında toplam 400 oyuncu olan... | 42-1 | 2013 | ![]() |
...with a total of 400 players on their rosters. | ...16 tane birinci lig takımı vardı. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Every one of the 400 players were white. | 400 oyuncunun her biri beyazdı. | 42-1 | 2013 | ![]() |
But when opening day came in 1947, that number dropped to 399... | 1947'deki açılış günü geldiğinde, bu sayı 399'a düştü... | 42-1 | 2013 | ![]() |
...and one man stood apart. | ...ve bir adam diğerlerinden farklıydı. | 42-1 | 2013 | ![]() |
RICKEY: Gentlemen, I have a plan. | Beyler, bir planım var. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Plan's good, Mr. Rickey. You always have one. | Plan yapmak iyidir, Bay Rickey. Daima planınız vardır. | 42-1 | 2013 | ![]() |
RICKEY: My wife says I'm too old. Heh, heh. | Karım çok yaşlandığımı söylüyor. | 42-1 | 2013 | ![]() |
That my health's not up to it. | Sağlığımın çok iyi olmadığını. | 42-1 | 2013 | ![]() |
My son says, uh, everybody in... | Oğlum, herkesin... | 42-1 | 2013 | ![]() |
Everybody in baseball is gonna be against me. Heh. | Beyzbol camiasındaki herkesin bana itiraz edeceğini söylüyor. | 42-1 | 2013 | ![]() |
But I'm gonna do it. | Ama bunu yapacağım. | 42-1 | 2013 | ![]() |
SUKEFORTH: Do what, Mr. Rickey? | Neyi yapacaksınız, Bay Rickey? | 42-1 | 2013 | ![]() |
I'm gonna bring a Negro ballplayer... | Brooklyn Dodgers takımına... | 42-1 | 2013 | ![]() |
...to the Brooklyn Dodgers. | ...zenci bir oyuncu getireceğim. | 42-1 | 2013 | ![]() |
With all due respect, sir, have you lost your mind? | Efendim, saygısızlık olarak almayın ama aklınızı mı kaçırdınız? | 42-1 | 2013 | ![]() |
Think... Think about... | Düşünün... | 42-1 | 2013 | ![]() |
Please, Mr. Rickey. | Lütfen, Bay Rickey. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Sit down, Harold. | Otur, Harold. | 42-1 | 2013 | ![]() |
No law against it, Clyde. | Buna karşı yasa yok, Clyde. | 42-1 | 2013 | ![]() |
No, but there's a code. | Evet ama bir töre var. | 42-1 | 2013 | ![]() |
You break a law and get away with it, some people think you're smart. | Bir kanunu çiğneyip paçayı kurtardığında bazıları senin zeki olduğunu düşünür. | 42-1 | 2013 | ![]() |
You break an unwritten law... | Yazılı olmayan bir kanunu çiğnersen yapayalnız kalırsın. | 42-1 | 2013 | ![]() |
So be it. | Öyle olsun. | 42-1 | 2013 | ![]() |
New York's full of Negro baseball fans. | New York'un bir sürü zenci taraftarı var. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Dollars aren't black and white, they're green. | Dolar, ne siyah ne de beyazdır. Yeşildir. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Every dollar's green. | Her dolar yeşildir. | 42-1 | 2013 | ![]() |
I don't know who he is... | Kim olduğunu ya da... | 42-1 | 2013 | ![]() |
...or where he is... | ...nerede olduğunu bilmiyorum... | 42-1 | 2013 | ![]() |
...but he's coming. | ...ama yolda. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Hey, runner! | Hey, koşucu! | 42-1 | 2013 | ![]() |
Where'd you learn to move like that, at a dime a dance night? | Öyle hareket etmeyi nerede öğrendin, dans gecesinde mi? | 42-1 | 2013 | ![]() |
Stand still! | Kıpırdama! | 42-1 | 2013 | ![]() |
MAN: There you are! | Al bakalım! | 42-1 | 2013 | ![]() |
UMPIRE: Ball! | Hata! | 42-1 | 2013 | ![]() |
Safe! | İçerde! | 42-1 | 2013 | ![]() |
JACKIE: Catcher! | Tutucu! | 42-1 | 2013 | ![]() |
When you gonna start throwing for real? | Ne zaman gerçekten atmaya başlayacaksın? | 42-1 | 2013 | ![]() |
You talking to me? | Bana mı diyorsun? | 42-1 | 2013 | ![]() |
You got a rag arm, catcher. | Çürük bir kolun var, tutucu. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Steal home. You'll find out what kind of arm I got. | Kaleyi al. Nasıl bir kolum olduğunu anlarsın. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Where's your shortstop from? | Kısa topçunuz nereli? | 42-1 | 2013 | ![]() |
California. | Californialı. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Sure got a mouth on him. | Çenesi çok düşük. | 42-1 | 2013 | ![]() |
UMPIRE: Safe! | İçerde! | 42-1 | 2013 | ![]() |
Fill her up? Yes, sir. | Doldurayım mı? Evet bayım. | 42-1 | 2013 | ![]() |
MAN 1: You boys heading out? MAN 2: Uh, Chicago. | Yolculuk nereye? Chicago. | 42-1 | 2013 | ![]() |
MAN 1: Chicago, huh? Heh. | Chicago, ha? | 42-1 | 2013 | ![]() |
You boys get around. Yeah, we sure do. | Geziyorsunuz demek. Evet, geziyoruz. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Hey. Hey, you, where you going? JACKIE: To the toilet. | Nereye gidiyorsun? Tuvalete. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Hell, come on, boy. You know you can't go in there. | Hadi ama evlat. Oraya giremeyeceğini biliyorsun. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Them Cokes are a nickel. 1 | Kolalar 5 sent. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Take that hose out of the tank. | Pompayı depodan çıkar. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Robinson. What? | Robinson. Ne? | 42-1 | 2013 | ![]() |
I said take it out. | Onu çıkar dedim. | 42-1 | 2013 | ![]() |
We'll get our 99 gallons of gas someplace else. | 99 galonluk benzinimizi başka yerden alırız. | 42-1 | 2013 | ![]() |
All right, then. Go on. | Peki o zaman. Devam et. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Go on! Use it. | Git! Kullan. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Roy Campanella. | Roy Campanella. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Hell of a player. He's too sweet. They'd eat him alive. | Çok hoş bir oyuncu. Çok sevimli. Onu diri diri yerler. | 42-1 | 2013 | ![]() |
SUKEFORTH: All right. | Pekâlâ. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Oh, sorry. Oh, wait. Sorry. | Affedersin. Bekle. Özür dilerim. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Satchel Paige, then. RICKEY: He's too old. | O zaman Satchel Paige. Çok yaşlı. | 42-1 | 2013 | ![]() |
We need a player with a future, not a past. | Geleceği olan bir oyuncuya ihtiyacımız var, geçmişi olan değil. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Here. | İşte bu. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Jack Roosevelt Robinson. | Jack Roosevelt Robinson. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Four sport college man, out of UCLA. That means he's played with white boys. | UCLA hariç dört üniversitede spor yapmış. Bu da demektir ki beyazlarla oynamış. 1 | 42-1 | 2013 | ![]() |
Playing for the Kansas City Monarchs. | Kansas City Monarchs'da oynuyor. 26 yaşında. 350 metreye vuruyor. 350. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Methodist. | Metodist. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Commissioned Army officer. | Askeri memurla tartışmış. | 42-1 | 2013 | ![]() |
He was court martialed. | Askeri mahkemeye çıktı. | 42-1 | 2013 | ![]() |
SUKEFORTH: He's a troublemaker. | Tam bir baş belâsı. | 42-1 | 2013 | ![]() |
Well, he argues with umpires. | Hakemlerle tartışıyor. | 42-1 | 2013 | ![]() |
A quick temper is his reputation. | Aniden öfkelenmesiyle ünlü. | 42-1 | 2013 | ![]() |
PARROTT: Well, what was he court martialed for? | Askeri mahkemeye o yüzden mi çıktı? | 42-1 | 2013 | ![]() |