Search
English Turkish Sentence Translations Page 8848
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
you could, uh, humor us and go check out this humerus? | ...gidip şu kol kemiğine bir baksan, olur mu? ...gidip şu kol kemiğine bir baksan, olur mu? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Oh, come on, Harry. That was fucking funny. | Yapma be Harry, bayağı komikti espri. Yapma be Harry, bayağı komikti espri. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Hilarious, Mank. Just give me the address. | Gülmekten yerlere yattım, Mank. Sen adresi söyle yeter. Gülmekten yerlere yattım, Mank. Sen adresi söyle yeter. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Yes, sir. | Evet efendim. Söylediğiniz şeyleri görebiliyorum. Evet efendim. Söylediğiniz şeyleri görebiliyorum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Edge. Bosch. | Edge. Bosch. Edge. Bosch. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
This is Dr. Guyot. He found the bone. | Bu, Doktor Guyot. Kemiği o bulmuş. Bu, Doktor Guyot. Kemiği o bulmuş. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
To be accurate, the dog found it. | Doğru söylemek gerekirse köpek buldu. Ben sadece bildirdim. Doğru söylemek gerekirse köpek buldu. Ben sadece bildirdim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I was showing the officer here... | Memur beye de gösteriyordum. Memur beye de gösteriyordum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
The highlighted area is a growth plate line. | Şu koyu kısımlar, büyüme levhalarının çizgilerini gösteriyor. Şu koyu kısımlar, büyüme levhalarının çizgilerini gösteriyor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
If we compare it to the recovered specimen, this is a child's bone, Detective. | Bulduğumuz örnekle karşılaştırdığımızda... Bulduğumuz örnekle karşılaştırdığımızda... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
No doubt about it. | Buna şüphe yok. Buna şüphe yok. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Child's bone? Yes. | Bir çocuğun kemiği mi? Evet. Bir çocuğun kemiği mi? Evet. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
How long have you been retired, Doctor? | Ne zamandır emeklisiniz, doktor? Ne zamandır emeklisiniz, doktor? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It doesn't mean I don't know a human bone when I see one. | Bu, insan kemiği bulduğumda tanıyamayacağım anlamına gelmez. Bu, insan kemiği bulduğumda tanıyamayacağım anlamına gelmez. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I'm not questioning your expertise. | Uzmanlığınızı sorguladığım yok. Uzmanlığınızı sorguladığım yok. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You say it's a human bone, I believe you, okay? | Siz insan kemiği diyorsanız size inanıyorum, tamam mı? Siz insan kemiği diyorsanız size inanıyorum, tamam mı? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I'm just trying to get the lay of the land here. | Sadece olayı çözmeye çalışıyorum. Sadece olayı çözmeye çalışıyorum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Did you happen to see where she found it? | Köpeğinizin nerede bulduğunu görebildiniz mi? Köpeğinizin nerede bulduğunu görebildiniz mi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I didn't. | Göremedim. Tepenin yükseklerinde, ormanın içinde bir yerde. Göremedim. Tepenin yükseklerinde, ormanın içinde bir yerde. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Beautiful dog. Golden Retriever, right? | Güzel köpekmiş. Golden Retriever, değil mi? Güzel köpekmiş. Golden Retriever, değil mi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
What's her name? Calamity. | Adı ne? Calamity. Adı ne? Calamity. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You guys can clear out. I can take it from here. | Siz çekilebilirsiniz, buradan sonrasıyla ben ilgilenirim. Siz çekilebilirsiniz, buradan sonrasıyla ben ilgilenirim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Keep it off the air. Roger that. | Kayıtlara geçirmeyelim. Anlaşıldı. Kayıtlara geçirmeyelim. Anlaşıldı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
So, what can you tell me about it? | Kemikle ilgili ne söyleyebilirsiniz? Kemikle ilgili ne söyleyebilirsiniz? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
See the striation? Mm hmm. | Şu çizgileri görüyor musunuz? Şu çizgileri görüyor musunuz? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
That's a break line, Detective, a healed fracture. | Bunlar kırık izleri, dedektif. İyileşmiş bir kırık. Bunlar kırık izleri, dedektif. İyileşmiş bir kırık. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Broken and mended. | Kırılmış ve kaynamış. Kırılmış ve kaynamış. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
A spiral fracture, usually from severe twisting of the limb. | Spiral kırık, genelde uzvun ciddi bir biçimde çevrilmesiyle oluşur. Spiral kırık, genelde uzvun ciddi bir biçimde çevrilmesiyle oluşur. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Rotation break. | Döndürülerek kırılmış. Evet, döndürülerek kırılmış. Döndürülerek kırılmış. Evet, döndürülerek kırılmış. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Rarely accidental. | Bunun kazara olması nadirdir. Bunun kazara olması nadirdir. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Going up to take a look? | Kontrole mi çıkıyorsunuz? Bir şansımı deneyeceğim. Kontrole mi çıkıyorsunuz? Bir şansımı deneyeceğim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Maybe an hour or so of daylight left. | Güneşin batmasına bir saat falan kaldı. Güneşin batmasına bir saat falan kaldı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Julia Brasher. I'm new in the division. | Julia Brasher. Birimde yeniyim. Harry Bosch. Julia Brasher. Birimde yeniyim. Harry Bosch. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, I know. I've heard of you. | Evet, biliyorum. İsminizi duymuştum. Ne dedilerse, hepsini inkâr ediyorum. Evet, biliyorum. İsminizi duymuştum. Ne dedilerse, hepsini inkâr ediyorum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Uh, look, sorry about butting in with the doctor in there. | Doktorla konuşurken araya girdiğim için özür dilerim. Doktorla konuşurken araya girdiğim için özür dilerim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I know you were trying to establish rapport. | Adamla samimiyet kurmaya çalışıyordunuz. Benim de bugün hep zamanlamam kötü. Adamla samimiyet kurmaya çalışıyordunuz. Benim de bugün hep zamanlamam kötü. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Don't worry about it. | Kafana takma. Kafana takma. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Hey, listen, I don't know how long I'm gonna be up there. | Orada ne kadar kalacağımı bilmiyorum, üstüne bir de fenerimi unutmuşum. Orada ne kadar kalacağımı bilmiyorum, üstüne bir de fenerimi unutmuşum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Oh, yeah. No problem. | Tabii, önemli değil. Benimkini kullanın. Teşekkür ederim. Tabii, önemli değil. Benimkini kullanın. Teşekkür ederim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I can, uh, go up with you. | Sizinle gelebilirim isterseniz. Sizinle gelebilirim isterseniz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Got a hot shot, partner... double "D." | Taze bir olay var ortak, AİT olayı. Tamamdır. Taze bir olay var ortak, AİT olayı. Tamamdır. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I hate domestic disputes, don't you? | Aile içi tartışmalardan nefret ederim, ya siz? Aile içi tartışmalardan nefret ederim, ya siz? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, I do, especially my own. | Ben de nefret ederim, özellikle kendi ailem içindekilerden. Ben de nefret ederim, özellikle kendi ailem içindekilerden. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Anyway, sorry about that. Maybe next time. | Neyse, kusura bakmayın. Bir dahaki sefere belki. Neyse, kusura bakmayın. Bir dahaki sefere belki. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It's okay. Got another one in the car. You can just get it back to me whenever. | Önemli değil, araçta bir tane daha var. Bir ara bana geri verirsiniz. Önemli değil, araçta bir tane daha var. Bir ara bana geri verirsiniz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Good luck. You too. Be careful. | İyi şanslar. Size de, dikkatli olun. İyi şanslar. Size de, dikkatli olun. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Attractive woman. | Güzel kadınmış. Güzel kadınmış. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
For a cop. Anyone. | Bir polise göre. Herkese göre. Bir polise göre. Herkese göre. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Okay, Doc. | Öyle olsun madem, doktor. Öyle olsun madem, doktor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Look, I can't climb that hill and hold the dog, | Hem tepeye tırmanıp hem de köpeğin tasmasını çekiştiremem... Hem tepeye tırmanıp hem de köpeğin tasmasını çekiştiremem... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
so just unleash her, and I'll do my best to keep up. | ...siz serbest bırakın, ben de yetişmeye çalışırım. ...siz serbest bırakın, ben de yetişmeye çalışırım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Fat chance. | O zor biraz. O zor biraz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Go get the bone, girl. Go! | Koş, kemiği getir kızım! Koş bakalım! Koş, kemiği getir kızım! Koş bakalım! | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Fuck. | Ha siktir. Ha siktir. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Fuck, fuck. | Siktir ya, siktir. Siktir ya, siktir. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Son of a bitch. | Hay anasını. Pardon. Hay anasını. Pardon. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Wish I could write you something for the pain, | Ağrın için bir şey yazardım ama emekli olduğumdan... Ağrın için bir şey yazardım ama emekli olduğumdan... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
No, don't worry about it, Doc. | Yok, kafaya takma, doktor. Dayanırım ben. Yok, kafaya takma, doktor. Dayanırım ben. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You said there's a crime scene up there. | Orada bir suç mahalli var demiştin. Orada bir suç mahalli var demiştin. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I found more bones. | Daha çok kemik buldum. Daha çok kemik buldum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Thought I was looking at twigs at first. | Başta çalı çırpı zannettim... Başta çalı çırpı zannettim... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Then I realized I was looking at a hand. | ...ama sonradan el olduğunu fark ettim. ...ama sonradan el olduğunu fark ettim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
A child's hand. | Bir çocuğun eli. Bir çocuğun eli. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Why aren't you answering your cell? | Cebini niye açmıyorsun? Cebini niye açmıyorsun? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Died an hour ago. Mine hasn't. | Şarjı bitti bir saat önce. Benimkinin bitmedi. Şarjı bitti bir saat önce. Benimkinin bitmedi. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I come out of the movies, I got messages from everybody | Sinemadan çıkar çıkmaz, nöbetçi polisten tut da... Sinemadan çıkar çıkmaz, nöbetçi polisten tut da... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
from the watch commander to the coroner's office | ...adli tıbba kadar herkesten, tepelerde ilgilendiğin... ...adli tıbba kadar herkesten, tepelerde ilgilendiğin... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
telling me about some bone case you're working up in the hills. | ...kemik davasıyla ilgili herkesten mesaj geldi. ...kemik davasıyla ilgili herkesten mesaj geldi. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I was gonna call you. Just wanted to check missing persons first. | Arayacaktım da, önce kayıp ilanlarını bir kontrol edeyim istedim. Arayacaktım da, önce kayıp ilanlarını bir kontrol edeyim istedim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Unauthorized possession of departmental property. | Teşkilâta ait eşyaların izinsiz barındırılması. Teşkilâta ait eşyaların izinsiz barındırılması. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I could bust you on this alone, Bosch. | Sırf bununla bile alaşağı edebilirim seni, Bosch. Sırf bununla bile alaşağı edebilirim seni, Bosch. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, I guess you could. | Evet, edebilirsin galiba. Evet, edebilirsin galiba. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
What I really want to know is... | Asıl merak ettiğim, sana Johnson'la Moore'un vardiyasını almaya kim izin verdi? Asıl merak ettiğim, sana Johnson'la Moore'un vardiyasını almaya kim izin verdi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
They had Lakers tickets. I just offered... | Lakers maçına biletim vardı, önerince... Önermedin, verdin o Lakers biletlerini. Lakers maçına biletim vardı, önerince... Önermedin, verdin o Lakers biletlerini. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Yeah... yeah, I guess I did. | Evet, galiba öyle oldu. Pazartesi sabahı mahkemeye çıkacaksın. Evet, galiba öyle oldu. Pazartesi sabahı mahkemeye çıkacaksın. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Harry, do you have any idea how fucked up this is? | Harry, ne tür bir bok çukurunda olduğunun farkında mısın acaba? Harry, ne tür bir bok çukurunda olduğunun farkında mısın acaba? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I do. But I can handle it. | Farkındayım ama icabına bakabilirim. Farkındayım ama icabına bakabilirim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You need to focus on your court case, Detective. | Mahkemedeki savunmana odaklanman lazım senin, dedektif. Mahkemedeki savunmana odaklanman lazım senin, dedektif. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Your future is on the line. | Geleceğiniz pamuk ipliğine bağlı. Bugünlerde herkes herkesi dava edebilir. Geleceğiniz pamuk ipliğine bağlı. Bugünlerde herkes herkesi dava edebilir. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
The department cleared me. | Teşkilât ismimi temize çıkardı zaten. Teşkilât ismimi temize çıkardı zaten. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Do you think that if a jury decides that you killed an unarmed man | Jüri senin silahsız bir adamı öldürdüğüne karar kılarsa... Jüri senin silahsız bir adamı öldürdüğüne karar kılarsa... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
that... that it ends there just because it's "civil"? | ...daha sivil diye, işin orada kalacağını mı sanıyorsun? ...daha sivil diye, işin orada kalacağını mı sanıyorsun? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
He wasn't unarmed. | Adam silahsız değildi. Adam silahsız değildi. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Well, if Chandler convinces them that he was, do you think for one second | Chandler öyle olduğuna ikna ederse onları, Irving anında... Chandler öyle olduğuna ikna ederse onları, Irving anında... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
that Irving won't take you off of the homicide table? | ...seni cinayet masasından atmaz mı sanıyorsun? ...seni cinayet masasından atmaz mı sanıyorsun? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You'll be doing auto theft in San Pedro, | Ondan sonra San Pedro'da araba çalar... Ondan sonra San Pedro'da araba çalar... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
living on pop tarts | ...kiralık bir odada, bisküviyle hazır makarna yiyerek yaşarsın. ...kiralık bir odada, bisküviyle hazır makarna yiyerek yaşarsın. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Okay, look, first of all, Lieutenant, we don't even know what we have up there. | Tamam, öncelikle Teğmen, elimizde ne olduğunu bilmiyoruz. Tamam, öncelikle Teğmen, elimizde ne olduğunu bilmiyoruz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It could be decades old. | Onlarca yıllık olabilir. Aynen öyle, bu yüzden de... Onlarca yıllık olabilir. Aynen öyle, bu yüzden de... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
this goes to cold case. No. | ...pazartesi günü soğuk davalara gidecek. Hayır, benimle kalacak. ...pazartesi günü soğuk davalara gidecek. Hayır, benimle kalacak. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I caught it. I keep it. | Ben buldum, bende kalır. Ben buldum, bende kalır. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It's a hobby case, Lieutenant. | Hobi olacak bu dava, teğmenim. Hobi olacak bu dava, teğmenim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
We excavate the site tomorrow and then we evaluate. | Yarın alanda kazı yapar, sonra da değerlendirmesini yaparız. Yarın alanda kazı yapar, sonra da değerlendirmesini yaparız. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I could be finished with this court bullshit before we even get forensics back. | Daha biz adli tıp sonuçlarını alamadan mahkeme olayları çoktan bitebilir. Daha biz adli tıp sonuçlarını alamadan mahkeme olayları çoktan bitebilir. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
God damn it! | Allah kahretsin! Allah kahretsin! | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I need the work, Lieutenant. | Bu işe ihtiyacım var, teğmenim. Bu işe ihtiyacım var, teğmenim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
This is the work I do. | Benim işim bu. Benim işim bu. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You know this. | Siz de biliyorsunuz. Siz de biliyorsunuz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I know that if the Captain sees your name on the reports, | Komiser, raporların üstünde senin adını görürse... Komiser, raporların üstünde senin adını görürse... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
he'll be shitting blood. | ...tepesi iyice atar. ...tepesi iyice atar. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |