Search
English Turkish Sentence Translations Page 8850
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Who could resist all this? | Kim buna karşı koyabilir ki? Kim buna karşı koyabilir ki? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Police work... it's so glamorous. | Polislik o kadar görkemli ki. Polislik o kadar görkemli ki. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Do your job, risk your life. | İşini yap, canını tehlikeye at. İşini yap, canını tehlikeye at. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
They drag you into court, try to make you look like Ted Bundy | Sonra seni mahkemeye götürüp asıl karşındaki herif Ted Bundy iken... Sonra seni mahkemeye götürüp asıl karşındaki herif Ted Bundy iken... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
when the other guy really is Ted Bundy. | ...seni Ted Bundy gibi göstermeye çalışsınlar. ...seni Ted Bundy gibi göstermeye çalışsınlar. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You worried about the trial? | Mahkeme için endişeleniyor musun? Mahkeme için endişeleniyor musun? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I'm not worried about what I did. | Yaptıklarım için endişelenmiyorum. Yaptığım şeyin doğru olduğunu biliyorum. Yaptıklarım için endişelenmiyorum. Yaptığım şeyin doğru olduğunu biliyorum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I'm worried about what the jury will think I did. | Asıl jürinin ne yaptığımı düşüneceğinden endişeleniyorum. Asıl jürinin ne yaptığımı düşüneceğinden endişeleniyorum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Anyway... Fuck it. | Neyse, siktir et bunları. Neyse, siktir et bunları. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
How's your Martini? | Martini nasıl? Muhteşem. Martini nasıl? Muhteşem. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
This is a great place. | Burası harika bir yer. Burası harika bir yer. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Old L.A. There's not much of it left. | Eski Los Angeles. Pek fazlası kalmadı o günlerden. Eski Los Angeles. Pek fazlası kalmadı o günlerden. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Where'd you get those? | Bunlar nerede oldu? Uzun hikâye. Bunlar nerede oldu? Uzun hikâye. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I still think it's one of the last noble callings. | Hâlâ geriye kalan son onurlu işlerden biri olduğunu düşünüyorum. Hâlâ geriye kalan son onurlu işlerden biri olduğunu düşünüyorum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
What? Police work? | Ne, polisliğin mi? Cinayet masasının, senin işinin. Ne, polisliğin mi? Cinayet masasının, senin işinin. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Homicide's dull, after the fact. | Doğrusu, cinayet masası bayağı sıkıcı bir yer. Doğrusu, cinayet masası bayağı sıkıcı bir yer. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Somebody takes somebody else's life. | Biri, birinin canını alır. Biz de oraya gideriz. Biri, birinin canını alır. Biz de oraya gideriz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Doesn't sound dull to me. | Bana sıkıcı gelmiyor. Bana sıkıcı gelmiyor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Seriously, you take some genuinely evil people off the board. | Gerçekten, şu dünyadaki gerçekten kötü bazı kişileri içeri atıyorsunuz. Gerçekten, şu dünyadaki gerçekten kötü bazı kişileri içeri atıyorsunuz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Sometimes, when we get lucky. | Bazen, şansımız yaver giderse. Bazen, şansımız yaver giderse. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
No, I think there's more to it than luck. | Hayır, bence şanstan ötesi de var. Hayır, bence şanstan ötesi de var. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
And it counts. | Buna değer hem de. Buna değer hem de. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You know, what you do... it counts. | Yaptığınız şeylere değiyor. Yaptığınız şeylere değiyor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I hate Mondays, man. | Pazartesilerden nefret ediyorum be dostum. Sen mi, ben mi kardeşim. Pazartesilerden nefret ediyorum be dostum. Sen mi, ben mi kardeşim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Shit. | Siktir. Ciddi misin? Siktir. Ciddi misin? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Yeah. I'm quitting... for real. | Evet. Bırakıyorum, temelli. Evet. Bırakıyorum, temelli. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
We resume today where we left off Friday... | Bugün, Cuma günü kaldığımız yerden devam edeceğiz... Bugün, Cuma günü kaldığımız yerden devam edeceğiz... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Ms. Chandler's direct examination of Detective Bosch. | ...Bayan Chandler'ın Dedektif Bosch'u direk sorgulaması. ...Bayan Chandler'ın Dedektif Bosch'u direk sorgulaması. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You suspected Mr. Flores of killing several women, is that correct? | Bay Flores'in birkaç kadını öldürdüğünden şüpheleniyordunuz, değil mi? Bay Flores'in birkaç kadını öldürdüğünden şüpheleniyordunuz, değil mi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
He was one of a number of suspects, yes. How many victims? | Birkaç zanlıdan biriydi kendisi, evet. Kaç kurban vardı? Birkaç zanlıdan biriydi kendisi, evet. Kaç kurban vardı? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Three we're certain of, possibly several more. | Emin olduğumuz üç, birkaç tane daha olması muhtemel. Emin olduğumuz üç, birkaç tane daha olması muhtemel. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
And how many suspects were you investigating in connection with these murders? | Bu cinayetlerle ilişkili olarak kaç zanlıyı soruşturuyordunuz? Bu cinayetlerle ilişkili olarak kaç zanlıyı soruşturuyordunuz? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
The task force was investigating over a dozen or so, roughly. | Özel görev grubu, aşağı yukarı bir düzine kadar kişiyi araştırıyordu. Özel görev grubu, aşağı yukarı bir düzine kadar kişiyi araştırıyordu. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
My partner and I were charged with investigating Roberto Flores. | Ortağımla bana, Roberto Flores'i araştırma görevi verildi. Ortağımla bana, Roberto Flores'i araştırma görevi verildi. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Did Mr. Flores have a criminal record? No. | Bay Flores'in sabıkası var mıydı? Hayır. Bay Flores'in sabıkası var mıydı? Hayır. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Had he ever even been arrested on any charge? | Herhangi bir suçlamayla tutuklanmış mıydı? Hayır. Herhangi bir suçlamayla tutuklanmış mıydı? Hayır. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Was Mr. Flores ever arrested for these murders? | Bay Flores bu cinayetlerden ötürü tutuklanmış mıydı? Bay Flores bu cinayetlerden ötürü tutuklanmış mıydı? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You know he wasn't. Your Honor. | Tutuklanmadığını biliyorsunuz. Sayın Hakim. Tutuklanmadığını biliyorsunuz. Sayın Hakim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Please answer the question, Detective. | Lütfen soruya cevap verin, dedektif. Lütfen soruya cevap verin, dedektif. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
No. And why is that? | Hayır. Neden peki? Hayır. Neden peki? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
He died before he could be taken into custody. | Gözaltına alınamadan öldü. Gözaltına alınamadan öldü. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You killed him. He drew a gun on me. | Siz öldürdünüz. Bana silah çekmişti. Siz öldürdünüz. Bana silah çekmişti. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
So you say. | Sizin iddianıza göre. Silahı olay yerinde bulundu. Sizin iddianıza göre. Silahı olay yerinde bulundu. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Was his DNA found on that weapon? No. | Silah üstünde DNA'sına rastlandı mı? Hayır. Silah üstünde DNA'sına rastlandı mı? Hayır. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Was it ever tied to him, | Adli tıp ona ait olduğuna dair herhangi bir kanıt buldu mu? Hayır. Adli tıp ona ait olduğuna dair herhangi bir kanıt buldu mu? Hayır. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Is it possible someone else placed that weapon at the scene | Siz maktulü vurup öldürdükten sonra birinin o silahı olay yerine... Siz maktulü vurup öldürdükten sonra birinin o silahı olay yerine... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
after you shot and killed him? No. | ...yerleştirmiş olma ihtimali var mı? Hayır. ...yerleştirmiş olma ihtimali var mı? Hayır. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Objection Sustained. | İtiraz ediyorum. Kabul edildi. İtiraz ediyorum. Kabul edildi. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Let's turn to something you can prove. | İspat edebileceğiniz şeylere geçelim. İspat edebileceğiniz şeylere geçelim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Was there a pattern to these victims? | Bu kurbanların bir örüntüsü var mıydı? Bu kurbanların bir örüntüsü var mıydı? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Did they share any similarities? | Ortak noktaları var mıydı? Ortak noktaları var mıydı? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
They were all young, Asian or Hispanic, dark haired, similar height, body type. | Hepsi gençti, Asyalı ya da Hispanik... Hepsi gençti, Asyalı ya da Hispanik... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
And who were they? They were never identified. | Kimdi peki bunlar? Kimliklerine ulaşılamadı. Kimdi peki bunlar? Kimliklerine ulaşılamadı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
You don't know their real names? | Gerçek isimlerinin ne olduğunu bilmiyor musunuz? Gerçek isimlerinin ne olduğunu bilmiyor musunuz? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
We do not. And why is that? | Bilmiyoruz. Niye peki? Bilmiyoruz. Niye peki? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
It was our supposition they were illegals working as prostitutes. | Burada fuhuş yapan kaçak göçmenler olduklarını tahmin ediyorduk. Burada fuhuş yapan kaçak göçmenler olduklarını tahmin ediyorduk. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Their bodies had been stripped of all identification, | Vücutlarında kimliklerini belirlemeye yardımcı ne varsa sökülmüştü... Vücutlarında kimliklerini belirlemeye yardımcı ne varsa sökülmüştü... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
and we were never able to make any kind of forensic matches. | ...ve bulgulardan bir eşleşme yakalamamız mümkün olmadı. ...ve bulgulardan bir eşleşme yakalamamız mümkün olmadı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
And no one ever came forward | Kimse ortaya çıkıp da isimlerinin ne olduğunu... Kimse ortaya çıkıp da isimlerinin ne olduğunu... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
to identify them or claim their remains? No. | ...ya da ölülerini almak istediklerini söylemedi mi? Hayır. ...ya da ölülerini almak istediklerini söylemedi mi? Hayır. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Undocumented immigrants. That was our assumption. | Belgesiz göçmenler. Tahminimiz bu yöndeydi. Belgesiz göçmenler. Tahminimiz bu yöndeydi. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Prostitutes. As I said, our best guess. | Fahişeler. Dediğim gibi, en iyi tahminimiz buydu. Fahişeler. Dediğim gibi, en iyi tahminimiz buydu. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Marginal, vulnerable women often victimized, | Genelde kurban seçilen, av olarak görülen... Genelde kurban seçilen, av olarak görülen... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
preyed upon, would you agree? Yes. | ...değersiz görülen, zayıf kadınlar, sizce de öyle mi? Evet. ...değersiz görülen, zayıf kadınlar, sizce de öyle mi? Evet. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Don't serial killers often target prostitutes? | Seri katiller genellikle fahişeleri hedef seçmezler mi? Seri katiller genellikle fahişeleri hedef seçmezler mi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
As you said, they're vulnerable. | Dediğiniz gibi, zayıf görülürler. Dediğiniz gibi, zayıf görülürler. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
And don't you have a particular interest | Böylesi suçlara özel bir ilginiz yok mu, daha kişisel bir ilgi? Böylesi suçlara özel bir ilginiz yok mu, daha kişisel bir ilgi? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I take each case as it comes. | Bana ne verilirse onu alıyorum. Bana ne verilirse onu alıyorum. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
No one case or one kind of case matters to meany more than any other. | Bir dava ya da bir dava türü bana diğerinden daha önemli gelmez. Bir dava ya da bir dava türü bana diğerinden daha önemli gelmez. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Detective, what did your mother do for a living? | Dedektif, anneniz ne iş yapardı? Dedektif, anneniz ne iş yapardı? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Your mother was a prostitute? | Anneniz bir fahişe miydi? Evet. Anneniz bir fahişe miydi? Evet. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Is your mother still living? | Anneniz hâlâ hayatta mı? Hayır. Anneniz hâlâ hayatta mı? Hayır. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
How old were you when she died? 12. | O öldüğünde kaç yaşındaydınız? On iki. O öldüğünde kaç yaşındaydınız? On iki. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
How did she die? | Peki nasıl öldü? Öldürüldü. Peki nasıl öldü? Öldürüldü. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
And was her murder ever solved? | Cinayeti çözülebildi mi? Hayır. Cinayeti çözülebildi mi? Hayır. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
What happened to you after her murder? | Onun cinayetinden sonra size ne oldu? Sisteme girdim. Onun cinayetinden sonra size ne oldu? Sisteme girdim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Youth Halls, Foster Homes. | Gençlik merkezleri, koruyucu aileler. Gençlik merkezleri, koruyucu aileler. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
So, the killer was never caught, never punished. | Yani, katil hiç yakalanmadı, gereken cezayı görmedi. Yani, katil hiç yakalanmadı, gereken cezayı görmedi. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Detective, when you shot and killed Mr. Flores, | Dedektif, Bay Flores'i vurarak öldürdüğünüzde... Dedektif, Bay Flores'i vurarak öldürdüğünüzde... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
weren't you, in effect, avenging your mother's death? | ...aslında annenizin ölümünün intikamını almıyor muydunuz? ...aslında annenizin ölümünün intikamını almıyor muydunuz? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Objection. You've got a lot of fucking nerve. | İtiraz ediyorum. Ne cüret varmış sizde de amına koyayım. İtiraz ediyorum. Ne cüret varmış sizde de amına koyayım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I'm way ahead of you, Mr. Belk. Counselor, you know better. | Ben hallediyorum, Bay Belk. Avukat hanım, yapmamanız gerektiğini biliyorsunuz. Ben hallediyorum, Bay Belk. Avukat hanım, yapmamanız gerektiğini biliyorsunuz. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I apologize, Your Honor. | Özür dilerim, Sayın Hakim. Özür dilerim, Sayın Hakim. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Detective, another outburst like that, and I'll hold you in contempt. | Dedektif, bir daha böyle bir patlama olursa sizi hakaretten içeri alırım. Dedektif, bir daha böyle bir patlama olursa sizi hakaretten içeri alırım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
I'm sorry, Your Honor. It won't happen again. | Özür dilerim, Sayın Hakim. Bir daha olmayacak. Özür dilerim, Sayın Hakim. Bir daha olmayacak. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Strike that last question and response from the record. | Sorulan son soruyu ve verilen cevabı kayıttan çıkarın. Sorulan son soruyu ve verilen cevabı kayıttan çıkarın. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
How'd it go? | Nasıl geçti? Chandler köşeye sıkıştırdı. Nasıl geçti? Chandler köşeye sıkıştırdı. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Somebody slipped her my file. | Biri kadına dosyamı vermiş. Tanrım. Biri kadına dosyamı vermiş. Tanrım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Golliher's ready for us. | Golliher bizi bekliyor. Gitmeye hazırım dersen. Golliher bizi bekliyor. Gitmeye hazırım dersen. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
After this bullshit, the morgue will be a breath of fresh air. | Bu saçmalıktan sonra, morga gitmek temiz hava almak gibi gelecek. Bu saçmalıktan sonra, morga gitmek temiz hava almak gibi gelecek. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
We recovered about 60% of the skeleton at the site. | Olay yerinde, iskeletin yaklaşık yüzde altmışını kurtardık. Olay yerinde, iskeletin yaklaşık yüzde altmışını kurtardık. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Given the shallow nature of the grave, the rest of the remains were no doubt | Cesedin sığ bir mezara gömülmesi, kalıntıların kalanının, yıllar geçtikçe... Cesedin sığ bir mezara gömülmesi, kalıntıların kalanının, yıllar geçtikçe... | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
scattered by animals over the years. Is that enough? 60%? | ...hayvanlar tarafından dağıtıldığı belli. Yeterli mi bu, yüzde altmışı yani? ...hayvanlar tarafından dağıtıldığı belli. Yeterli mi bu, yüzde altmışı yani? | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
More than enough in this case, Detective. | Bu dava için yeter de artar, dedektif. Bu dava için yeter de artar, dedektif. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
More than enough. Tell us what you got, Doc. | Yeter de artar. Ne bulduğunuzu söyleyin, doktor. Yeter de artar. Ne bulduğunuzu söyleyin, doktor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Let's start with the basics. | Temel şeylerden başlayalım. Temel şeylerden başlayalım. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Young male Caucasoid. | Genç, beyaz bir erkek. Genç, beyaz bir erkek. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Comparison to maresh growth standard indices puts his age at approximately 10 years old. | Maresh büyüme standartlarına göre yaklaşık on yaşında olduğunu gösteriyor. Maresh büyüme standartlarına göre yaklaşık on yaşında olduğunu gösteriyor. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
But this child was a victim of severe, prolonged physical abuse. | Ama bu çocuk, şiddetli ve uzun süren bir fiziksel tacize maruz kalmış. Ama bu çocuk, şiddetli ve uzun süren bir fiziksel tacize maruz kalmış. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |
Victims of chronic abuse often suffer growth disruption, | Sürekli şiddete uğrayan kurbanlar sıklıkla büyümelerinde sorun yaşarlar. Sürekli şiddete uğrayan kurbanlar sıklıkla büyümelerinde sorun yaşarlar. | Bosch-1 | 2014 | ![]() |