Search
English Turkish Sentence Translations Page 905
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You're just going to use it against me. | Bana karşı kullanacaksın işte. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Here we are... No! | İşte karşınızda... Hayır! İşte karşınızda... Hayır! | 88-1 | 2015 | ![]() |
...with Miss Gwen, successfully surviving yet another birthday celebration. | ...bir doğum gününü daha başarıyla atlatan Bayan Gwen. ...Bayan Gwen, bir doğum gününü daha başarıyla atlatıyor. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Tell us, Gwen, how do you feel? | Söyle bakalım Gwen, nasıl hissediyorsun? Söyler bize, Gwen, nasıl hissediyorsun? | 88-1 | 2015 | ![]() |
Old. | Yaşlı. Yaşlı mı? Yaşlı. Yaşlı mı? | 88-1 | 2015 | ![]() |
Can you put that down now, please? | Şunu indirir misin lütfen? Şunu indirir misin, lütfen? | 88-1 | 2015 | ![]() |
Do you want to dance with me? | Benimle dans eder misin? Evet. Benimle dans etmek ister misin? Evet. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Happy birthday, Gwen. | İyi ki doğdun Gwen. Teşekkürler. Doğum günün kutlu olsun, Gwen. | 88-1 | 2015 | ![]() |
We are rolling. All right, Izzy, you got it? | Kayıttayız. Izzy, çekiyor musun? Evet, çekiyorum. Devam ediyoruz. Pekâlâ, Izzy, çekiyor musun? Evet, çekiyorum. | 88-1 | 2015 | ![]() |
All right. Thanks, man. | Tamam. Tamam, sorun yok. | 88-1 | 2015 | ![]() |
All right. We're good. | Tamam. Hazırız. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Where are we going? Come on, birthday girl. | Nereye gidiyoruz? Gel buraya doğum günü kızı. Nereye gidiyoruz? Gel bakalım, doğum günü kızı. | 88-1 | 2015 | ![]() |
What horrible thing are you plotting? And sit. | Yön duygun da berbatmış. Otur. Kafandaki en korkunç şey ne? Ve otur. | 88-1 | 2015 | ![]() |
What did you get me? | Bana ne aldınız? Ne aldın bana? | 88-1 | 2015 | ![]() |
I love this! Yeah? | Bayıldım. Gerçekten mi? Evet, teşekkür ederim. Bayıldım! Öyle mi? | 88-1 | 2015 | ![]() |
Yeah! Thank you. | Evet! Teşekkür ederim! | 88-1 | 2015 | ![]() |
Thank you! Thank you, everybody. | Teşekkür ederim! Herkese teşekkür ederim. Teşekkür ederim! Herkese teşekkür ederim, millet! | 88-1 | 2015 | ![]() |
Happy birthday. | Mutlu yıllar! Doğum günün kutlu olsun. | 88-1 | 2015 | ![]() |
That DVD was found | Bu DVD, garsonu vurduğun restoranda bulundu... | 88-1 | 2015 | ![]() |
whose name, by the way, was Mary, and you better pray that she pulls through. | Bu arada garsonun ismi Mary ve dua et de yaşasın. ...bu arada, adı da Mary'di, hala ölmediği için dua etmelisin. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Now, Gwen, | Şimdi, Gwen... | 88-1 | 2015 | ![]() |
you have a clean record, at least you did up until yesterday, | ...temiz bir sicilin var, en azından düne kadar öyleydi. ...sabıkan temiz, en azından düne kadar öyleydi... | 88-1 | 2015 | ![]() |
and it's clear that your boyfriend, Aster, meant a great deal to you, | Belli ki erkek arkadaşın Aster da senin için çok önemli biriymiş. ...ve sevgilin Aster'in de senin için çok önemli olduğu ortada... | 88-1 | 2015 | ![]() |
so help me understand how it is | ...şimdi, nasıl oluyor da bugün bu masada karşımda... | 88-1 | 2015 | ![]() |
that you end up sitting across this table from me today. | ...oturabiliyorsun anlamama yardım et. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Well, look, I ain't gonna blow smoke up your ass. | Seni konuşturmak için zorlamayacağım. Zaten boğazına kadar boka batmış durumdasın. Bak, kıçında sigara söndürecek falan değilim ama başın fena belada. | 88-1 | 2015 | ![]() |
You shot that waitress | Gün ışığında vurdun o garsonu. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Witnesses everywhere. | Her yer görgü tanığı kaynıyordu. Her yerde tanık var. | 88-1 | 2015 | ![]() |
I don't even know how I got to the diner. | Restorana nasıl gittiğimi bile bilmiyorum. Restorana nasıl gittim onu bile bilmiyorum. | 88-1 | 2015 | ![]() |
I don't remember going there. | Oraya gidişimi hatırlamıyorum. Oraya gidişimi hatırlamıyorum. | 88-1 | 2015 | ![]() |
I found a gun in a bag, | Çantada bir silah buldum ve bir anda elimdeydi... Çantada bir silah buldum... | 88-1 | 2015 | ![]() |
and then it was in my hand, | ...sonra silah elimdeydi işte... | 88-1 | 2015 | ![]() |
and then, | ...sonra... ...sonra da... | 88-1 | 2015 | ![]() |
I was scared. | ...korktum. Ortada çok kötü bir hata var. ...korkmuştum. | 88-1 | 2015 | ![]() |
There's a big horrible mistake. | Çok büyük bir hata var. Hata mı? | 88-1 | 2015 | ![]() |
A mistake? | Hata mı? Starlight da mı hataydı? | 88-1 | 2015 | ![]() |
Was the Starlight a mistake? Huh? | Starlight bir hata mıydı? | 88-1 | 2015 | ![]() |
The Starlight Inn? 'Cause that's where we found | Starlight Inn oteli? Çünkü orada... Starlight Oteli? Çünkü Samuel Winston'u, daha bilinen adıyla Winks'i... | 88-1 | 2015 | ![]() |
Samuel Winston, better known as Winks, dead, | ...daha çok Winks adıyla bilinen Samuel Winston'ın... | 88-1 | 2015 | ![]() |
along with this fellow who works for Cyrus, who went by the name of Izzy, | ...ve Cyrus adına çalışan Izzy'nin cesetlerini bulduk. ...Cyrus için çalışan, adı Izzy olarak geçen biriyle orada ölü bulduk. | 88-1 | 2015 | ![]() |
But I don't know what happened. | Neler olduğunu bilmiyorum. Tatlım biz seni de böyle bulduk. Ama ne olduğunu bilmiyorum. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Sweetheart, that's how we found you. | Tatlım, seni öyle bulduk. | 88-1 | 2015 | ![]() |
The manager at the Starlight Inn | Starlight Inn otelindeki müdür bize genç yaşta olan bir kadın ve erkeğin... Starlight Otelindeki müdür, genç bir kadın ve adamın... | 88-1 | 2015 | ![]() |
leaving the premises in a cream colored El Camino. | ...krem rengi El Camino'ya binip otelinden ayrıldığını söyledi. ...krem renkli bir El Camino ile mülkten ayrıldığını söyledi. | 88-1 | 2015 | ![]() |
That young lady was registered to Room 88 | Bu genç kadının 88 no'lu odada kaldığını söyledi... Bu genç kadın Oda 88'de kalıyordu. | 88-1 | 2015 | ![]() |
where we found the bodies of Izzy and Winks. | ...bizim Izzy ve Winks'in cesetlerini bulduğumuz odada. Izzy ve Winks'in cesetlerini bulduğumuz odada. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Oh, and your prints? | Peki ya parmak izlerin? Olay mahallinin her yerindeydi. Parmak izlerin mi? Olay yerinin her tarafında. | 88-1 | 2015 | ![]() |
The only thing that doesn't fit | Tek akla yatmayan nokta... Uyuşmayan tek şey... | 88-1 | 2015 | ![]() |
is the young lady in question was registered under the name of Flamingo. | ...bu genç bayanın odayı Flamingo ismiyle tutmasıydı. ...otele kayıt olan genç kadının kayıtlarda adı Flamingo'ydu. | 88-1 | 2015 | ![]() |
But... No, no. | Ama Hayır, hayır. Ama... Dur, dur. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Let me finish. This gets real interesting. | Bitirmeme izin ver. Olaylar daha da ilginçleşiyor. Bitirmeme izin ver, çok ilginçleşiyor. | 88-1 | 2015 | ![]() |
This morning, one of my men | Bu sabah, adamlarımdan biri... Bu sabah, adamlarımdan biri krem renkli El Camino'nun... | 88-1 | 2015 | ![]() |
spotted that cream colored El Camino heading down Route 17. | ...krem rengi El Camino'yu 17. Yolda giderken tespit etti. ...17. Güzergâhtan aşağı doğru gittiğini fark etti. | 88-1 | 2015 | ![]() |
That's how we traced you | Bu sayede sizi o eve kadar takip ettik ve siz 5 adamımı öldürdünüz. Sen ve arkadaşlarının... | 88-1 | 2015 | ![]() |
to that house where your friends and you killed five of my people. | ...5 adamımı öldürdüğü eve kadar izinizi böyle sürdük. | 88-1 | 2015 | ![]() |
And your friend with the El Camino, what was it he called you? | El Camino'yu kullanan arkadaşın, sana ne diye sesleniyordu? Ve El Camino'lu arkadaşın, ne demişti sana? | 88-1 | 2015 | ![]() |
That's right. | Aynen öyle. Aynen öyle. | 88-1 | 2015 | ![]() |
So this brings me full circle, right back to my original question, | Bütün bu olanlar beni asıl soruma geri getiriyor. Bu da beni orijinal soruma getiriyor... | 88-1 | 2015 | ![]() |
how does someone like you, who I have never heard of before, | Senin gibi adını daha önce hiç duymadığım biri... ...senin gibi biri, daha önce hiç duymadığım biri... | 88-1 | 2015 | ![]() |
just suddenly stand up and in cold blood shoot a waitress in broad daylight, | ...nasıl bir anda ortaya çıkıp soğuk kanlı şekilde güpegündüz bir garsonu öldürüp... ...nasıl oluyor da birden soğukkanlılıkla gün ışığında bir garsonu öldürüyor... | 88-1 | 2015 | ![]() |
become the primary suspect | ...diğer iki cinayetin de baş şüphelisi olarak... ...diğer iki cinayette baş şüpheli oluyor... | 88-1 | 2015 | ![]() |
engage in a firefight with the County Sheriff's Department, | ...emniyet güçleriyle silahı çatışmaya giriyor ve... ...İlçe Şerif Departmanı ile silahlı çatışmaya giriyor... | 88-1 | 2015 | ![]() |
and eventually end up the most wanted felon this side of Tennessee? | ...sonunda Tennessee'nin bu yakasında en çok aranan bir suçlu haline geliyor? ...ve Tennessee'nin bu tarafının en çok aranan mahkûmu olarak ortaya çıkıyor? | 88-1 | 2015 | ![]() |
All right. | Pekâlâ, pekâlâ. | 88-1 | 2015 | ![]() |
When I saw you laying in the dirt, beside that house, | Seni o evin yanında yerde yatarken gördüğümde... Seni o evin yanında, toprakta yatarken gördüğümde... | 88-1 | 2015 | ![]() |
you were scared shitless. | ...korkudan ödün patlamış gibiydi. ...korkmuş pisliğin tekiydin. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Now there's no way I'm going to believe you're this stone cold killer. | Senin soğuk kanlı bir katil olduğuna hayatta inanmıyorum. Şimdi, senin bu soğukkanlı katil olduğuna inanmama imkân yok. | 88-1 | 2015 | ![]() |
But you gotta help me understand what the hell is going on here. | Ama bana olan bitenin ne olduğunu anlamam için yardım etmen gerek. Ama burada nelerin döndüğünü anlamama yardım etmen gerek. | 88-1 | 2015 | ![]() |
'Cause some of this crap just doesn't make sense. | Çünkü bu yaşanan şeylerin hiçbir mantığı yok. Çünkü bu olayların bazıları çok anlamsız. | 88-1 | 2015 | ![]() |
She owes me everything! | Her şeyini bana borçlu! O her şeyini bana borçlu! | 88-1 | 2015 | ![]() |
Cyrus. | Cyrus. Cyrus. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Cyrus killed your boyfriend, Aster, and you saw him do it, didn't you? | Cyrus, erkek arkadaşın Aster'ı öldürdü ve sen de bunu gördün, öyle değil mi? Cyrus sevgilini öldürdü, Aster'i, ve sen de onu gördün, değil mi? | 88-1 | 2015 | ![]() |
Gwenny's mine. Aster, we have to go! | Gwenny benimdir. Aster, gitmemiz gerek! Gwenny benim. Aster, gitmeliyiz! | 88-1 | 2015 | ![]() |
I'm guessing out of jealousy or spite. | İntikam veya kıskançlıktan şüpheleniyorum. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Now he's setting you up, huh? Isn't he? | Şimdi de sana tuzak kuruyor. Öyle değil mi? Şimdi de olayı sana yıkıyor, değil mi? | 88-1 | 2015 | ![]() |
He wants to kill me. | Beni öldürmek istiyor. Evet, istediğine eminim. Beni öldürmek istiyor. Evet, tabii istiyordur. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Nothing would cap off this shit stained career of mine | Kariyerimin sonlarına gelmişken böyle bir pisliği temelli... Bu ibneyi uzun bir süreliğine içeri takmaktan... | 88-1 | 2015 | ![]() |
better than being able to put that piece of trash away for good. | ...ortadan kaldırmaktan daha iyi veda düşünemiyorum. ...daha iyi bir kariyer sonu olamazdı benim için. | 88-1 | 2015 | ![]() |
You know, if you were to help me put him away, | Bana onu yakalamak için yardım edersen... Eğer onu içeri attırmama yardım edersen... | 88-1 | 2015 | ![]() |
I'm sure we could come to some kind of an agreement. | ...seninle bir anlaşma yapabileceğimize eminim. Yani senin gibi genç bir kadın... ...bir çeşit anlaşmaya varabileceğimizden eminim. | 88-1 | 2015 | ![]() |
I mean, a young lady like yourself | Yani, senin gibi bir genç bayan... | 88-1 | 2015 | ![]() |
doesn't want to spend the rest of her life in jail. Does she? | ...hayatının geri kalanını hapishanede geçirmek istemez, öyle değil mi? ...hayatının geri kalanını hapiste geçirmek istemez. Değil mi? | 88-1 | 2015 | ![]() |
But of course, if you don't help me, | Ama eğer bana yardım etmezsen... Ama tabii, eğer bana yardım etmezsen... | 88-1 | 2015 | ![]() |
I'll personally see that you rot in prison. | ...hapiste çürüdüğünü bizzat izlerim. | 88-1 | 2015 | ![]() |
What the hell's going on? | Neler oluyor? Neler oluyor lan? | 88-1 | 2015 | ![]() |
What is that? | O da neydi? Bu da ne? | 88-1 | 2015 | ![]() |
Ty? Did you miss me? | Ty? Beni özledin mi? Ty? Özledin mi beni? | 88-1 | 2015 | ![]() |
Are you insane? You're gonna wanna put that on. | Sen çıldırdın mı? Bunu taksan iyi olur. Çıldırdın mı sen? Bunu tak. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Let's get out of here. | Hadi çıkalım buradan. Gidelim buradan! | 88-1 | 2015 | ![]() |
Anderson! Shoot 'em for me! | Anderson! Vur onu. Anderson! Onları vur benim için! | 88-1 | 2015 | ![]() |
Stop shooting people! | İnsanları vurmayı kes! Patron sensin. İnsanları vurmayı bırak! | 88-1 | 2015 | ![]() |
You're the boss. | Patron sensin. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Oh, was that spectacular or what? | Bu harika değildi de neydi? Bu muhteşem falan mıydı ya? | 88-1 | 2015 | ![]() |
Nice to see you, Flamingo. | Seni gördüğüme sevindim Flamingo. Seni görmek güzel, Flamingo. | 88-1 | 2015 | ![]() |
Ty? Freeze! | Ty? Dur! Ty? Kıpırdamayın! | 88-1 | 2015 | ![]() |
I said freeze! | Dur dedim! Kıpırdamayın dedim! | 88-1 | 2015 | ![]() |
Put it down! | Silahını indir! At silahını! | 88-1 | 2015 | ![]() |
Girly... Girly... Girly... | Kızım, kızım. Kızım! Kızım... Kızım... Kızım... | 88-1 | 2015 | ![]() |
I got the intel that we needed. | İhtiyacımız olan istihbaratı aldım. Cyrus burada. İhtiyacımız olan bilgiyi aldım. | 88-1 | 2015 | ![]() |
That's where Cyrus is. | Cyrus burada. | 88-1 | 2015 | ![]() |