Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1439
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| It's a simple enough question, JJ. | Çok basit bir soru, JJ. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| You’re a pedophile! Like Martin! | Sen de Martin gibi sübyancısın! | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| What are the chances of that? | Bütün bunların olasılığı ne olabilir ki? | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Four suicidalists, one roof, two of them pedophiles, | 4 intihara meyilli kişi, tek bir çatıda. Bunlardan ikisi sübyancı. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| That’s practically a convention. | Bu bilerek yapılmış bir buluşma. Biliyorum yalan söylememeliydim ama... | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| cancer seemed ... easier. | ...kanser demek, kolay bir yol gibi göründü. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| You’re a strange guy JJ. | Tuhaf birisisin, JJ. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Fuck it. I’m stranger. | Boşversene! Ben de tuhaf birisiyim. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| I like coming, hang out place where my sister disappeared. | Kız kardeşimin ortadan kaybolduğu yerde takılıyorum. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Look. | Bak. Ne oldu? | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Swifts. You know my favourite thing about swifts? | Kırlangıçlar. Kırlangıçlarda en çok hoşuma giden ne, biliyor musun? | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| They nest on their wing. | Yuvalarını kanatları üzerine yaparlar. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| They’re born and then they’re feded | Orada doğarlar, orada beslenirler. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| The moment they leave the birth place, they don’t come down for 2 years | Yuvayı terk ettiklerinde, 2 yıl geri dönmezler... | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Oh my gosh ... | Aman tanrım! | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| You’re a bird watcher! That's why you wanted to kill yourself... | Sen oğlancılsın. Bu yüzden kendini öldürmek istedin. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| You know, I understand now. | Artık anlıyorum. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Oh yeah? yeah | Öyle mi? Evet. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Good, good | Güzel. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| One elephant. Two elephants ... | Bir fil. İki fil. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Three elephants. Four elephants ... | Üç fil. Dört Fil. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| On elephant. Two elephants ... | Bir fil. İki fil. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Three elef ... SOUNDS THE ALARM | Üç fil | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| We were a grunge band, | Grunge'ın modası geçtikten sonra bile Grunge Grubu olarak kalmıştık. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Timing has never been my strong suit. | Dakiklik hiçbir zaman en iyi özelliğim olmadı. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| We came third in the Idaho state Battle of the Bands. | Idaho Grup Yarışmaları'nda üçüncü olmuştuk. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| We got our pictures in the paper. And I was recognized in the mall. | Gazetelere resimlerimiz çıkmıştı. Alışveriş merkezlerinde tanınır hale gelmiştim. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| For me that was fame. | Benim için bu şöhret demekti. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| But fame like this. But the "Topper House 4". | Ama bunun gibi Gökdelenden Atlama Şöhreti ise | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Suicide again then, is it? | İntihar mı ediyorsun yine? | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Hi, Gladys... | Sana da merhaba Melahat. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| There’s press still about | Gazetede görmüştüm. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| And in me at three weeks we not only not died, | Geçen 3 hafta boyunca başımıza gelmeyen tek şey ölmemekti. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| but we’ve been on the front pages of all the tabloids | Bütün gazetelerin ön sayfalarındaydık ve bu durum... | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Or at least Jess had. | Hiç yoksa Jess buna inanıyordu. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| We even had questions asked about us in parliament, | Durumumuz mecliste bile konuşulmuştu. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Though that might have been just to embarrass Jess’ dad. | Gerçi bu sadece Jess’in babasını utandırmış olsa da. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| It was Martin who suggested getting away | Bir yerlere kaçıp gitmek Martin'in fikriydi. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| He said we’d be like Butch and Sundance | Butch ve Sundance gibi olabileceğimizi söylemişti. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Jess reminded him that didn’t work out so well for them | Ama Jess bunun onları kesmeyeceğini hatırlatmıştı. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| But it seemed like a good idea, get away and hope | Bir süreliğine ortalıktan kaybolup, tekrar dönene kadar unutulmayı ve dünyanın... | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| I wish I had thought life a better option than death. | Keşke bu hayat, ölüme nazaran daha iyi seçenek olsaydı. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| but I didn’t and wishing wasn’t gonna fix it | Ama değildi ve keşkelerle de bu durum düzelmeyecekti. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| To quote one of Geppetto’s songs: | Geppetto’nun bir şarkısında da dediği gibi: | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| "I don’t mind the pain. It’s the hope that kills me." | "Acı çekmek umurumda değil. Beni öldürecek olan ümit etmek." | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Yeah, we were pretty deep. | Evet, durumumuz acayip derecede karışık bir hal almıştı. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| [...] before the end of the holiday | Bahse varım tatil bitmeden herkes birbiriyle saç başa girecektir. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Punches? Like kicks, or slaps, or tickles. | Saç başa mı? Tekme tokat gibi yani. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| One of us will use physical violence against one or the other, before the week’s out. | Daha bir hafta geçmeden içimizden birisi diğerine karşı fiziksel şiddet uygulacaktır. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| OK. This holiday is going to be disaster. | Tamam. Bu tatil tam bir felakete dönüşecektir. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| I hope so. – So who’s looking after Matty Maureen? | Umarım. Matty'e kim bakacak peki, Maureen? | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| No one she’s just left food in the fridge | Kimse tabii ki. Dolapta biraz yiyecek ve yatağında ıslak mendille terk edip geldi. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| I’m sure the break would do you both good. | Umarım bu tatil ikiniz içinde iyi olur. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Yeah, that’s what Dr. Stephens said. He’s taking him for a week observation. | Evet, Dr. Stephen da öyle dedi. Bir haftalığına gözlem altına alacaklar onu. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Your boarding pass, ma'am. | Biniş kartınız, bayan. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Your boarding pass with your flight details on it. | Biniş kartınız ve uçuş bilgileriniz. Kontrol için verecekleriniz var ya hani. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| This? and your passport. | Bunlar mı? Bir de pasaportunuz, lütfen. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Ok. | Tabii. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| uh, no sorry you can’t go back. Maureen, stop! | Geri dönemezsiniz! Maureen, dur lütfen! | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| It's just a trip! | Bir gezi sadece! | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Just a trip till all this press nonsenseblows over. | Bütün bu gazete saçmalıkları bitene kadar sürecek bir gezi! | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| It’s just for the best. – I know, it’s just all too much. | Bizim için en iyisi bu. Biliyorum ama bütün bunlar çok fazla. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| I don’t know you. | Hiçbirinizi tanımıyorum. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| And I don’t travel well ... and I’ve never been on a plane before. | Yolculukla aram iyi değildir ayrıca daha önce hiç uçağa binmedim. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| You’ve never been on a plane before? | Daha önce hiç uçağa binmedin mi? Kapa çeneni Jess. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Maureen, if you’re afraid of flying ... I'm not afraid of flying, | Maureen, uçaktan korkuyorsan eğer Hayır uçaktan korkmuyorum. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| it's just um ... I didn’t want to be in the papers, | Gazetelere çıkmak istemiyorum, televizyona çıkmak istemiyorum,... | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| I just want to go back to my old life, okay? | Eski yaşantıma dönmek istiyorum sadece. Ama eski hayatın iyi değildi, Maureen. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Look, we made a pact. | Bir anlaşma yaptık. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Bu 322 sayılı sefer için yapılan son çağrıdır. | A Long Way Down-2 | 2014 | ||
| Eksik olan yolcuların beklemeden kontrol noktalarına gelmeleri önemle rica olunur. | A Long Way Down-2 | 2014 | ||
| It’s gonna be fine. | İyi olacak. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Come on. | Hadisene! | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| To a good holiday! | İyi bir tatile! | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Good Afternoon! My name is Angelo and I will be your waiter. | İyi günler! Benim adım Angelo ve garsonluğunuzu ben yapacağım. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Well, sometimes I will. Other times I will be there. | Bazen yapacağım yani. Diğer zamanlar orada olacağım. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| just a joke. But real, but a joke. | Şaka yaptım sadece. Gerçek ama yine de şaka. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Hello, Angelo. | Merhaba, Angelo. İngiltere'den geliyorsunuz demek. Ne güzel. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Yeah, you knew that Angelo, you just talked English to us. | İyi bildin Angelo, az önce bizimle ingilizce konuştun ya. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| I did, I did ... He always this clever your husband? | Bildim tabii. Kocanız her zaman bu kadar zeki midir? | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| He’s not her husband. – Let me guess ... | Onun kocası falan değil. Durun tahmin edeyim: | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| You’re all lovers, right? What? | Homosunuz değil mi? Ne? | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Yes, right. – we are! | Hayır. Evet, öyleyiz. Evet, öyleyiz. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| I bring Vaseline and Maureen always brings the dildo. | Ben vazelin, Maureen ise dildo taşır hep. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Someone told me a joke about Vaseline once, | Bir keresinde birisi vazelin ile ilgili bana bir fıkra anlatmıştı ama... | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| It then continues to drink, so you will be remembered. | Öyleyse hatırlayana kadar içmek zorundasın Maureen. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Oh ... the sun is so fierce. | Güneş çok sıcak... | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| and the sea is so sparkly and blue ... | ...deniz çok ışıltılı ve mavi. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Oh, Maureen, tell me that you’ve seen the sea before? | Maureen, daha önce deniz gördüğünü söyle lütfen. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Yes I’ve seen the sea before. | Evet, daha önce deniz gördüm. Girecek miyiz? | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| No. of course we are! | Hayır. Tabii ki de gireceğiz. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| But we’re not on our swimming costumes! Underwear will be fine. | Hayır, daha mayolarımızı giymedik. İç çamaşırlarımız yeter. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| I do not want ... No, no, no. Please no! | İstemiyorum. Hayır, hayır, lütfen! | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Keep going, keep going, eh! | Devam et! Devam et! | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Hey ... hi. | Merhaba. Merhaba. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Maureen just called me up on the hotel phone. | Maureen az önce beni otel telefonundan aradı. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Surprised to have her own bathroom. | Kendine ait banyosu olduğuna şaşırmış. | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| She thinks this place is the height of luxury. | Buranın çok lüks bir yer olduğunu sanıyor. Çok güzel, değil mi? | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| Cheapest place I’ve stayed in for 20 years. | 20 yıldan beri kaldığım en ucuz yer. Öyle mi? | A Long Way Down-2 | 2014 | |
| It doesn’t feels strange does it? Us, being away together. | Uzaklarda, bir arada olmamız, tuhaf hissettirmiyor değil mi? | A Long Way Down-2 | 2014 |