Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158798
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
But the cowboys would rather prod them and scare them. | Ama kovboylar onları sopayla dürtmeyi ve korkutmayı tercih ediyorlar. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Did you drive all night? I designed a dip vat | Bütün gece araba mı sürdün? John Wayne Red River Besi Ünitesi'nde... | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
at John Wayne Red River Feedlot based on the way cattle see and think and behave | ...hayvanlar için görebilecekleri ve düzgün bir... | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
and the editor of Cattle magazine said it was a masterpiece, | ...Cattle dergisinin editörü başyapıt olduğunu söyledi... | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Three. In five minutes. Because they wouldn't follow my design! | Üç hayvan. Beş dakika içinde. Çünkü benim tasarımımı mahvettiler! | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Temple, would you like to sit down? I can't protect the cattle... | Temple, oturur musun? Eğer girdikleri andan kesime... | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
I'm just having a cup of tea. | Ben bir fincan çay alacağım. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
...unless I design the whole system | ...gidene kadar benim tasarladığım sistemi takip etmezlerse... | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
from the moment they enter to the moment they get slaughtered. | ...ben hayvanları koruyamam. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Are you talking about a slaughterhouse? | Kesimhaneden mi bahsediyorsun? | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Well, of course they're gonna get slaughtered. | Elbette kesilecekler. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Do you think we'd have cattle if people didn't eat them every day? | İnsanların et yemeden bir gün geçirebileceğini düşünebiliyor musun? | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
They'd just be funny looking animals in zoos. | Hayvanat bahçesinde komik görünümlü hayvanlar olurlar. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
No, we raise them for us. | Hayır, biz onları kendimiz için yetiştiriyoruz. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Nature is cruel, but we don't have to be. | Tabiat zalim olabilir ama biz öyle olmak zorunda değiliz. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
I wouldn't want to have my guts ripped out by a lion. | Ben bağırsaklarımın bir aslan tarafından parçalanmasını istemem. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
I'd much rather die in a slaughterhouse if it was done right! | Kesimhanede kesilmeyi tercih ederim, tabii doğru düzgün yapılırsa! | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Well, it seems to me that you should be | Bence sen bir tane... | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
the one who's to design... We can easily do it in a way | ...tasarlamalısın... Onlara acı çektirmeden... | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
where they don't feel pain and they don't get scared. | ...ve onları korkutmadan bunu kolay bir şekilde yapabiliriz. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
And their cortisol levels go through the roof! | Ve kortizol seviyeleri tavan yapmaz! | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
I know a slaughterhouse that's a mess and I know exactly how to fix it. | Kesimhanelerin ne kadar berbat halde olduğunu ve nasıl düzelteceğimi biliyorum. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
It's a door. It's another door. | Bu da bir kapı. Sadece başka bir kapı. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Hello, it's very nice to meet you. I'd like to tour your slaughterhouse. | Merhaba, sizinle tanıştığıma memnun oldum. Kesimhanenizi gezmek istiyorum. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
We don't do tours, ma'am. | Kesimhaneyi gezdirmiyoruz bayan. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
that the editor of Cattle magazine said was a masterpiece... | ...ve Cattle dergisinin editörü bir başyapıt olduğunu söyledi... | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Temple, I'm so sorry to leave this message on your answering machine, | Temple, bu mesajı telesekreterine bıraktığım için beni affet... | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
but I thought you'd want to know that your friend Dr. Carlock has died. | ...ama arkadaşın Dr. Carlock'un öldüğünü bilmen gerektiğini düşündüm. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
You can call me anytime. Bye, sweetheart. | Beni istediğin zaman arayabilirsin. Hoşça kal tatlım. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
They're paying their respects. It's a way of saying thank you and goodbye. | Saygılarını sunuyorlar. Bu onların bir çeşit teşekkür etmesi ve hoşça kal demesi. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
I said goodbye when I saw him. | Ben onunla görüştüğümde hoşça kal demiştim. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
And this is a final chance to say goodbye. | Bu ona son veda etme şansımız. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Temple. Temple. Are you all right? | Temple. Temple. İyi misin? | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Well, it isn't over yet. | Henüz bitmedi. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
I've got him in my mind. | Artık zihnimde. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
No. No, I don't. | Hayır, hayır bilmiyorum. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Okay. I'm gonna go now. | Tamam, ben gidiyorum. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
There you are, ma'am. | Buyurun bayan. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
My, that's a pretty blouse. | Tanrım, ne güzel bir bluz. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
I hope you don't mind me saying so. | Umarım bunu söylememin bir sakıncası yoktur. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Some people think I'm forward, but, you know, if I like something, | Bazı insanlar benim cüretkar giyindiğimi söylerler ama böyle bir şey giysem... | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
I just come right out and just compliment them. | ...ve yanlarına gitsem bana övgüler yağdırırlar. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
It's nice to get a compliment, don't you think? | Övülmek güzel şey değil mi? | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Thank you. It's very nice to meet you. I'm Temple Grandin. | Teşekkürler. Tanıştığımıza memnun oldum. Ben Temple Grandin. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Well, it's nice to meet you, too. I'm Betty. | Ben de seninle tanıştığıma memnun oldum. Ben de Betty. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Are you waiting to meet somebody or something? | Birisini mi bekliyorsun? | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
No, I have trouble with automatic doors sometimes when I'm nervous. | Hayır, otomatik kapıları sevmiyorum beni geriyorlar. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
My son is artistic and he's got the same thing with airplanes. | Benim oğlum da sanatçı, o da uçaklardan korkuyor. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Come on. You just come along with me. | Haydi. Benimle geçebilirsin. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
All right. Come on. And... And I'll make sure that they stay open. | Tamam. Haydi... Ben kapının açık kalmasını sağlayacağım. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
All right? You are safe now. You're safe. | Tamam mı? Artık güvendesin. Güvendesin. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
I designed a dip that Cattle magazine called brilliant. | Onlar için bir yıkama kanalı yaptım ve... | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Oh, my golly, my husband read about you. | Kocam senin yazdıklarını okuyor. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Abbot slaughterhouse? Yeah. You heard of it? | Abbot kesimhanesi mi? Evet, duydun mu? | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
I wanna redesign it. I went there, but they wouldn't let me meet with them. | Orayı tekrar tasarlamak istiyorum. Gittim ama beni içeri sokmadılar. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
But I have several ideas about how to make a new facility | Orayı çok daha randımanlı ve insanca şartlarda yapmak için... | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
that will be much more humane and efficient. | ...birkaç fikrim var. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Well, I guess you just have to meet my husband then. | Sanırım o zaman kocamla tanışmalısın. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
A door opened and I went through it. Yes, you did. | Bir kapı açıldı ve ben de geçtim. Evet geçtin. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
And I held it. | Ben de seni tuttum. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
This looks like an airport for cows. | Bu inekler için yapılmış havaalanına benziyor. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Thank you. I didn't mean that as a compliment. | Teşekkür ederim. Bunu iltifat olarak söylemedim. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
And conveyor belts for cattle? | Hayvanlar için taşıyıcı bant mı? | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Do you have any idea what the cost is on this? | Bunun kaça mal olacağına dair bir fikriniz var mı? | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
And you've got solid walls and floors. | Sağlam duvarlar ve zemin. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
We have those slatted for a reason. It's cheaper. | Biz onları ucuz olduğu için kesiyoruz. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
to design something like this. | ...tasarlamak için tecrübeniz yok. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
The walls are solid so the cattle won't be distracted by light or movement outside. | Duvarlar sağlam olursa hayvanların ışık... | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
They balk at unexpected things. I'm sure that's nice for the cattle, | Beklenmedik durumlarda ayak diremeyecekler. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
but the cost, Miss... How much money does it cost you | ...ama fiyatı Bayan... | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
and then hold them back when they stampede? | ...ödediğiniz para ne kadar? | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
How many times a day do your chutes stop because of pile ups? | Günde kaç kere yığılma olduğu için oluklarda tıkanma oluyor? | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
With my system, there'd be none of that. There'd be a steady, calm flow. | Benim sistemimle bunların hiçbiri olmayacak. Sağlam ve sakin bir akış olacak. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Well, that sounds great, but you don't have any idea of whether it'll work or not. | Kulağa güzel geliyor ama bu sistemin işe yarayıp yaramayacağını bilemezsiniz. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
a thousand times in my head. | ...sistemimin işe yarayacağını biliyorum. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
I can see a chute just as the cattle will | Hayvanların yürüdüğü kanalı görebiliyorum... | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
because that's something my autism lets me do. | ...çünkü otizmim bana bunu sağlıyor. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
I can walk through a plan in my mind, examining every beam and every rivet. | Zihnimde bir planın her bir parçasını ve noktasını test edebiliyorum. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Okay, the cattle go through a series of solid curves. | Pekâlâ, hayvanlar grup halinde sağlam kıvrımlardan geçiyorlar. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
And the floor is solid, too, grooved. | Ve yer de sağlam, yivli. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
They don't... They don't see any danger. | Onlar, onlar hiçbir tehlike görmüyorlar. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
They think they're just getting into another truck. | Sadece yine bir kamyona bineceklerini sanıyorlar. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
The stairway leads them gently upwards. | Merdivenden yavaşça yukarı çıkıyorlar. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
The floor becomes a conveyor. | Taşıyıcı bant zemine geliyorlar. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
They'll be very calm. | Çok sakin olacaklar. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
We owe them some respect. | Onlara saygı borçluyuz. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
I touched the first cow as it was being stunned. | Başından vurulan ilk ineğe dokundum. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
but in that moment, it was still an individual. | ...ama o anda hâlâ bir canlıydı. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
It was calm. | Sakindi. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
And then it was gone. | Ve sonra yok oldu. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
I became aware of how precious life was. | Hayatın ne kadar değerli olduğunun farkına vardım. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
And I thought about death and I felt close to God. | Ve ölüm hakkında düşünmeye... | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
I don't want my thoughts to die with me. | Temple, Colorado Eyalet Üniversitesi'nde... Fikirlerimin benimle ölmesini istemiyorum. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
I want to have done something. | Bir şeyler yapmak zorunda hissediyorum. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
Thank you for inviting me. | Beni davet ettiğin için teşekkür ederim. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
You're the one person I wanted here. | Davet etmek istediğim tek kişi sendin. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
It would have confused them. | Bu onların kafasını karıştırır. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
I knew that you would be the only one able to sense what was really going on, | Gerçekte neler hissettiğimi, neler başarmaya çalıştığımı... | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
who could feel what I was trying to accomplish. | ...anlayabilecek tek kişinin sen olduğunu biliyordum. | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |
I know there are a lot of things I can't understand, | Anlayamadığım birçok şey var biliyorum... | Temple Grandin-2 | 2010 | ![]() |