Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 158869
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| There's the postcard. | Bak burada sipariş formu var. | Tennen kokekko-1 | 2007 |  |
| Shige! | Selam! | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Hi, Soyo. | Merhaba, Soyo. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| A�50 stamp, please. | Pul alıcam. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| We've got four designs. | Hangisinden istersin. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Is that old man Taura's grandson from Tokyo? | Bu yaşlı Taura'nın Tokyo'dan gelen torunu değil mi? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| You must have had a hard time. Your folks divorced, didn't they? | Zor günler geçiriyor olmalısın, Sizinkiler boşanmış diye duydum? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Is it true your dad took off with another woman? | Babanın başka bir kadınla kaçtığı doğru mu? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Send this, please. | Bunu gönderir misin? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Soyo... | Soyo... | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| This has expired. | Bunun tarihi geçmiş. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| It'll get there, but they'll be sold out. | Oraya ulaşsa bile ürün ellerinde yoktur. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Do you fish? | Balık tutar mısın? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| I'll lend you some gear. | Sana olta ödünç verebilirim. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Mr Matsuda comes with me. You come, too. | Bay Matsuda ile gidiyoruz. İstersen sen de gel. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Gold tailed and Japanese amberjack, all you can catch. | Bir sürü kocaman balık yakalarız. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Kingfish, amberjack, sea bream, horse mackerel... | Tekir, karagöz, lüfer... | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| ...even striped beakfish. | ...hatta palamut bile var. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| They sell those anywhere. | Her yerde satılıyordur merak etme. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| It's not like we're in Tokyo. | Burası Tokyo'ya benzemez ki. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Maybe someday you can go shopping there. | Belki birgün alışveriş yapmak için gidersin. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Would you give that to me? | Üzerindekini bana verebilirsin? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| This. I love it. | Bu tam benim istediğim gibi. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| But I looked all over Tokyo to find this... | Bunu bulabilmek için Tokyo'da bakmadığım yer kalmamıştı... | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| You can kiss me. | Karşılığında beni öpebilirsin. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| How do we do this? | Bunu nasıl yapıcaz? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| The normal way. | Herkesin yaptığı gibi. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| 'Normal'? | 'Herkes mi'? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Wait! Let's shake hands first. | Dur bir dakika! Önce el sıkışalım. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Was that it? | Hepsi bu kadar mıydı? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| What? Just like that, eh? | Bu kadar basit miymiş? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| There's not much to it. | Ne kadar kolay oldu. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Ta! Can I wear it? | Teşekkürler! Şimdi giyebilir miyim? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| It has your smell. | Senin gibi kokuyor. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Is that mousse? | Kolları bantlı mı? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| I like this smell. | Bu kokuyu sevdim. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Your 'prince' looks a lot like old man Taura's grandson. | Senin prens, yaşlı Taura'nın torununa çok benziyor. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Make him your boyfriend. You're a popular girl. | Onu erkek arkadaşın yap. Sen popüler bir kızsın. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Osawa doesn't even remember my name yet. | Osawa benim adımı bile hatırlamaz eminim. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| When Shige's here, he talks about you, too. | Shige bile buradayken sürekli senden bahsediyordu. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| I'm not the one Shige likes. | Shige benim tipim değil ki. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Hi, Atsuko. | Merhaba, Atsuko. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| You're all going to the festival? | Hepiniz festivale gidiyor musunuz? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| I'll come along and keep you safe. | Öyleyse ben de geleyim, sizleri korurum. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Would you, Shige? | Bunu yapar mısın, Shige? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Call everyone and tell them. Soyo, too. | Herkesi arayıp söylemelisin. Soyo'ya bile. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| I skipped dinner so I could pig out. | Burada çok yiyebileyim diye akşam yemek yemedim. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| I'll start with toffee. | Ben şekerlemelerle başlayacam. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Don't! That'll fill you right up. | Sakın! Aç karna olmaz. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Fried squid, then. | O zaman kızarmış ahtapot alırım. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Yeah! | Daha iyi! | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Will there be bean paste buns this year? | Geçen sene ki fıstıklı kurabiyelerden yine var mıdır acaba? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Those are good! | Onlar çok güzeldi! | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| I'm starving! | Çok acıktım! | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Hey, chopstick rolls! | Hey, çöpşişler! | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Let's start with fried squid. | Kızarmış ahtapotla başlayalım. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Oh, yeah... | Tamam... | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Hey, Soyo! | Hey, Soyo! | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Ibuki! | Ibuki! | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Wow! That's nice. | Vay! Bu çok güzel. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Just like a movie star, eh? | Film yıldızı gibi olmuş muyum? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Or a chestnut. | Veya fıstık gibi birşey. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Mrs Osawa did it. | Bayan Osawa yaptı. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Mrs Osawa? | Bayan Osawa mı? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Osawa's mom? | Osawa'nın annesi mi? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| She was a hairdresser in Tokyo. | Tokyo'da kuaförlük yapmış. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| That's cool. I wish she'd cut my hair. | Bu harika. Umarım benim saçımı da böyle keser. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Ask her. She came with us. | Kendisine sorarsın. O da bizimle gelmişti. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| And me! I want my hair styled, too! | Peki ya ben! Ben de saçımı yaptırmak istiyorum! | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| All there is around here is boondock barbershops. | Kasabadaki berberlerin hepsi papaz gibi kesiyor. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Who did you come with? | Sen kiminle geldin? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Sachiko. | Sachiko'nun ailesiyle. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| There I go again! | Bunu yine yaptım! | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Why is it, I wonder? I do it all the time. | Neden böyle merak ediyorum? Hep aynı şeyi yapıyorum. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Without meaning to, I hurt the people around me. | Çevremdeki insanları istemeden kırıyorum. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| I've known Atsuko and Ibuki since I was small. | Atsuko ve Ibuki'yi küçüklüğümden beri tanıyorum. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| To me we get along as if we were family... | Benim için hepimiz bir aile gibiyiz... | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| ... but do they sometimes get really disgusted with me? | ...ama bazen benden nefret ediyorlar mıdır acaba? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Hello. | Hoşgeldiniz. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Have some. | Biraz alır mısınız? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| We already did. | Biz yedik bile. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Give some to Shige. | Shige henüz yemedi. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Yeah? | Haa? | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Soyo's got some octopus for you. | Soyo kızarmış ahtapot almış gelsene. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Let's go see the dance. | Gel biraz dolaşalım. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| I'll bet it is. | Eminim tadı da güzeldir. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Look! I was in high school with the guy playing the big drum. | Bak şuradaki davul çalanla aynı okula gitmiştik. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| I'll introduce you. | İsterseniz sizi tanıştırırım. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| His grandmother runs a restaurant in Morimachi. | Büyükannesi Morimachi'de restorant işletiyor. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| We used to go there after school. | Okuldan sonra hep oraya giderdik. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| The God Susano o comes out now, from over there. | Şimdi "Tanrı Susano o" çıkacak, az bekleyin. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Watch carefully. | Dikkatli izleyin. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Now's the time... | Şimdi çıkıyor işte... | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| When he kills the snake... | Yılanı öldürdüğünde... | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| He's talking to himself. | Kendi kendine konuşup duruyor. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| He's trying to be nice and explain it. | Sadece bize açıklamaya çalışıyor. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| ...it's like catching a four or five meter fish! | ...kocaman bir balığı yakalamak gibi! | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Now's the best part! | En güzel yeri burası! | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| Come on, let's go home. | Hadi artık eve gidelim. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
| You stay, Soyo. | Soyo, sen kal istersen. | Tennen kokekko-1 | 2007 | |
