• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 160583

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
I'm surprised to still see this room standing, Hayret, bu oda duruyor... Senin orada öylece karşımda dikilmen beni şaşırttı. Hayret, bu oda duruyor... Senin orada öylece karşımda dikilmen beni şaşırttı. Hayret, bu oda duruyor... The Big Year-2 2011 info-icon
that you didn't take a sledgehammer to this. ...balyoz vurmamışsın. Ayrıca elinde neden bir balyoz yok. ...balyoz vurmamışsın. Ayrıca elinde neden bir balyoz yok. ...balyoz vurmamışsın. The Big Year-2 2011 info-icon
I'm supposed to put my life on hold for a year? Golfçülerin dul eşleri gibi olup, hayatımı bir yıllığına dondurmam mı gerekiyor yani?* Sanki zavallı bir golfçünün dul bıraktığı karısıymışım gibi Golfçülerin dul eşleri gibi olup, hayatımı bir yıllığına dondurmam mı gerekiyor yani?* Sanki zavallı bir golfçünün dul bıraktığı karısıymışım gibi... Golfçülerin dul eşleri gibi olup, hayatımı bir yıllığına dondurmam mı gerekiyor yani?* The Big Year-2 2011 info-icon
Like a pathetic golf widow? Golfçünün dul eşi değilsin. Golfle bunu karşılaştıramazsın. The Big Year-2 2011 info-icon
You're not a golf widow. You can't compare golf to this. Golf hobi gibi bir şey. Sen golfçünün dulu değilsin. Bunu golf ile kıyaslayamazsın. Golf hobi gibi bir şey. Sen golfçünün dulu değilsin. Bunu golf ile kıyaslayamazsın. Golf hobi gibi bir şey. The Big Year-2 2011 info-icon
Golf's just like a hobby. Golf sadece bir hobi. Golf's just like a hobby. The Big Year-2 2011 info-icon
And the birding is what exactly? Kuş gözlemciliği ne peki? Peki bu kuşçuluk neymiş o zaman? Kuş gözlemciliği ne peki? Peki bu kuşçuluk neymiş o zaman? Kuş gözlemciliği ne peki? The Big Year-2 2011 info-icon
I don't know, it's like a calling. This is like my calling. Bilmem, görev gibi bir şey. Sanki benim görevimmiş gibi. Bilmem, bu bir çağrışım gibi. Beni çağıran bir şeymiş gibi. Bilmem, görev gibi bir şey. Sanki benim görevimmiş gibi. Bilmem, bu bir çağrışım gibi. Beni çağıran bir şeymiş gibi. Bilmem, görev gibi bir şey. Sanki benim görevimmiş gibi. The Big Year-2 2011 info-icon
Like Gandhi? Gandi gibi mi, yani? Gandi gibi mi? Gandi gibi mi, yani? Gandi gibi mi? Gandi gibi mi, yani? The Big Year-2 2011 info-icon
No, come on. I'm not comparing myself to Gandhi, okay? Hayır, yapma ama. Kendimi Gandi ile karşılaştırmıyorum, tamam mı? Hayır, lütfen. Kendimi Gandi ile kıyaslamıyorum, tamam mı? Hayır, yapma ama. Kendimi Gandi ile karşılaştırmıyorum, tamam mı? Hayır, lütfen. Kendimi Gandi ile kıyaslamıyorum, tamam mı? Hayır, yapma ama. Kendimi Gandi ile karşılaştırmıyorum, tamam mı? The Big Year-2 2011 info-icon
That's ridiculous. Okay? It's more like I'm Mozart, I guess. Saçmalık bu. Tamam mı? Daha çok Mozart'mışım gibi. Galiba. Bu çok komik. Tamam mı? Mozart'tan daha öteyim, sanırım. Saçmalık bu. Tamam mı? Daha çok Mozart'mışım gibi. Galiba. Bu çok komik. Tamam mı? Mozart'tan daha öteyim, sanırım. Saçmalık bu. Tamam mı? Daha çok Mozart'mışım gibi. Galiba. The Big Year-2 2011 info-icon
Okay, fine. You got a calling. I got a calling, too. İyi, peki. Görevin var, ama benim de görevim var. Peki, tamam. Bir çağrışımın var. Benim de bir çağrışımım var. İyi, peki. Görevin var, ama benim de görevim var. Peki, tamam. Bir çağrışımın var. Benim de bir çağrışımım var. İyi, peki. Görevin var, ama benim de görevim var. The Big Year-2 2011 info-icon
It's known as a baby. Yeah. Bu görev "bebek" olarak bilinir.Evet. Bu bilinen bir bebek gibi. Evet. Bu görev "bebek" olarak bilinir.Evet. Bu bildiğin bebek gibi. Evet. Bu görev "bebek" olarak bilinir.Evet. The Big Year-2 2011 info-icon
I know. I like to think that that's like another one of my callings, too. Biliyorum. Ben de onun, sanki benim diğer görevimmiş gibi olmasından hoşlanıyorum. Biliyorum. Senin bu olayları karşılıklı değerlendirmen hoşuma gidiyor. Biliyorum. Ben de onun, sanki benim diğer görevimmiş gibi olmasından hoşlanıyorum. Biliyorum. Senin bu olayları karşılıklı değerlendirmen hoşuma gidiyor. Biliyorum. Ben de onun, sanki benim diğer görevimmiş gibi olmasından hoşlanıyorum. The Big Year-2 2011 info-icon
And you're gonna have to contribute, you realize, eventually. Eninde sonunda senin de payına düşeni yapman gerekecek. Ve bunu yapmak için katkıda bulunmalı, uygulamalı ve sonuçlandırmalısın. Eninde sonunda senin de payına düşeni yapman gerekecek. Ve bunu yapmak için katkıda bulunmalı, uygulamalı ve sonuçlandırmalısın. Eninde sonunda senin de payına düşeni yapman gerekecek. The Big Year-2 2011 info-icon
I realize. In person. Farkındayım. Bizzat. Uygularım. Şahsen. Farkındayım. Bizzat. Uygularım. Şahsen. Farkındayım. Bizzat. The Big Year-2 2011 info-icon
Yes. In person. I wouldn't want it any other way. Evet, bizzat. Öbür türlü olmasını istemem. Evet. Şahsen. Bunu başka bir şekilde istemem. Evet, bizzat. Öbür türlü olmasını istemem. Evet. Şahsen. Bunu başka bir şekilde istemem. Evet, bizzat. Öbür türlü olmasını istemem. The Big Year-2 2011 info-icon
Really? 'Cause I ain't so sure, Wolfgang. Sahiden mi? Çünkü ben pek emin değilim, Wolfgang.* Gerçekten mi? Ben bu kadar emin değilim, Wolfgang. (Wolfgang=Amadeus Mozart) Sahiden mi? Çünkü ben pek emin değilim, Wolfgang.* Gerçekten mi? Ben bu kadar emin değilim, Wolfgang. (Wolfgang=Amadeus Mozart) Sahiden mi? Çünkü ben pek emin değilim, Wolfgang.* The Big Year-2 2011 info-icon
I didn't mean now. Şu anı kastetmemiştim. Şimdi demedim tabi. Şu anı kastetmemiştim. Şimdi demedim tabi. Şu anı kastetmemiştim. The Big Year-2 2011 info-icon
Come on. What's the matter with now? Hadi ama. Şimdi olsa ne olacak? Hadi ama. Şimdiye ne olur ki? Hadi ama. Şimdi olsa ne olacak? Hadi ama. Şimdiye ne olur ki? Hadi ama. Şimdi olsa ne olacak? The Big Year-2 2011 info-icon
'Cause we have a house full of men. Çünkü evimiz adam dolu. Çünkü etrafta bir ev dolusu adam var. Çünkü evimiz adam dolu. Çünkü etrafta bir ev dolusu adam var. Çünkü evimiz adam dolu. The Big Year-2 2011 info-icon
Just pretend they're not there. Burada değillermiş gibi davranıver. Onlar birer sanrı. Gerçekte yoklar. Burada değillermiş gibi davranıver. Onlar birer sanrı. Gerçekte yoklar. Burada değillermiş gibi davranıver. The Big Year-2 2011 info-icon
Okay, pretend that we don't care that they're there. Tamam, onların burada olmasını umursamıyormuş gibi yapalım. Peki, sanrı değiller, iyisi mi onların varlığını umursamayalım. Tamam, onların burada olmasını umursamıyormuş gibi yapalım. Peki, sanrı değiller, iyisi mi onların varlığını umursamayalım. Tamam, onların burada olmasını umursamıyormuş gibi yapalım. The Big Year-2 2011 info-icon
I'm pretending. Öyleymiş gibi yapıyorum. Ben öyle yapıyorum. Öyleymiş gibi yapıyorum. Ben öyle yapıyorum. Öyleymiş gibi yapıyorum. The Big Year-2 2011 info-icon
WEATHERMAN ON TV: ...throughout much of the Southwest, ...güneybatının büyük kısmı boyunca... ...en çok Güneybatı boyunca, ...güneybatının büyük kısmı boyunca... ...en çok Güneybatı boyunca, ...güneybatının büyük kısmı boyunca... The Big Year-2 2011 info-icon
spreading all the way into the Pacific Northwest. ...Kuzeybatı Pasifik'e doğru uzanıyor... Pasifik'in Kuzeybatılarına doğru yayılıyor. ...Kuzeybatı Pasifik'e doğru uzanıyor... Pasifik'in Kuzeybatılarına doğru yayılıyor. ...Kuzeybatı Pasifik'e doğru uzanıyor... The Big Year-2 2011 info-icon
Now, for those of you in the Southeast, ...şu anda Güneydoğu'da olanlar için durum. Fırtına hızlıca güneyden Meksika Körfezi'ne ilerledikçe.. Şimdi bunlar olurken siz, Güneydoğu'dasınız, ...şu anda Güneydoğu'da olanlar için durum. Fırtına hızlıca güneyden Meksika Körfezi'ne ilerledikçe.. Şimdi bunlar olurken siz, Güneydoğu'dasınız, ...şu anda Güneydoğu'da olanlar için durum. Fırtına hızlıca güneyden Meksika Körfezi'ne ilerledikçe.. The Big Year-2 2011 info-icon
Texas will be experiencing high winds this morning, ...Teksas bu sabah sert rüzgârı hissedecek... Teksas sabahını şiddetli bir rüzgarla karşılayacak, ...Teksas bu sabah sert rüzgârı hissedecek... Teksas sabahını şiddetli bir rüzgarla karşılayacak, ...Teksas bu sabah sert rüzgârı hissedecek... The Big Year-2 2011 info-icon
as this storm moves very quickly south Bu fırtına çok hızlı bir şekilde... ve fırtına hızla doğuya doğru Bu fırtına hareket ederken çok hızlı bir şekilde güney ve fırtına hızla doğuya doğru... Bu fırtına hareket ederken çok hızlı bir şekilde güney The Big Year-2 2011 info-icon
into the Gulf of Mexico. ...güney Meksika Körfezi içine hareket ederken... yani Meksika Körfezi'ne doğru yol alıyor. Meksika Körfezi içine. yani Meksika Körfezi'ne doğru yol alıyor. Meksika Körfezi içine. The Big Year-2 2011 info-icon
If you're planning to be anywhere in the Gulf today, ...bugün Körfezde olmayı planlıyorsanız... Eğer körfezde bir yerde herhangi bir planınız varsa, Olmayı planlıyorsanız her yerde Körfez bugün Eğer körfezde bir yerde herhangi bir planınız varsa, Olmayı planlıyorsanız her yerde Körfez bugün The Big Year-2 2011 info-icon
better batten down the hatches. teknelerinizin kapaklarını sıkıca kapatın. çıtalar aşağı inmeden bunu yapsanız iyi olur. daha iyi bir çıta aşağı kapakları. çıtalar aşağı inmeden bunu yapsanız iyi olur. daha iyi bir çıta aşağı kapakları. The Big Year-2 2011 info-icon
We are talking about a storm that may last for 72 hours. 72 saat sürebilecek Bir fırtınadan bahsediyoruz. 72 saat sürecek bir fırtınadan bahsediyorum. Bir fırtınadan bahsediyoruz 72 saat sürebilir. 72 saat sürecek bir fırtınadan bahsediyorum. Bir fırtınadan bahsediyoruz 72 saat sürebilir. The Big Year-2 2011 info-icon
Look at these waves, these winds, Şu dalgalara rüzgarlara bak, Şu dalgalara bir bakın, şu rüzgara, Bu dalgalar, bak Bu rüzgarlar, Şu dalgalara bir bakın, şu rüzgara, Bu dalgalar, bak Bu rüzgarlar, The Big Year-2 2011 info-icon
and strong storms. Fallout. ve güçlü fırtınalara. ve güçlü yıldırımlara. Felâket. ve güçlü fırtınalar. ve güçlü yıldırımlara. Felâket. ve güçlü fırtınalar. The Big Year-2 2011 info-icon
We are talking hurricane force winds. Kenny. Fırtına kuvvetinde rüzgarlardan sözediyoruz. Kenny. Kuvvetli bir kasırga rüzgarından bahsediyorum. Kenny. Kenny. Bunun kötü olduğunu biliyorum. Kuvvetli bir kasırga rüzgarından bahsediyorum. Kenny. Kenny. Bunun kötü olduğunu biliyorum. The Big Year-2 2011 info-icon
I know this is bad. I know this makes me look like a world class asshole, Bu durumun kötü olduğunu biliyorum. Bunun beni birinci sınıf hıyar yaptığının da farkındayım. Biliyorum bu kötü olacak. Götlükte en iyi ben olsam da, Bunun beni birinci sınıf hıyar yaptığını biliyorum. Biliyorum bu kötü olacak. Bu beni puştun teki yapacak ama... Bunun beni birinci sınıf hıyar yaptığını biliyorum. The Big Year-2 2011 info-icon
but, babe, I gotta go. ama bebeğim, gitmeliyim. bebeğim, gitmem lazım. ama bebeğim, gitmeliyim. bebeğim, gitmem lazım. ama bebeğim, gitmeliyim. The Big Year-2 2011 info-icon
Bill? Don't say no. I'm going to Texas. Bill. Sakın hayır deme. Teksas'a gidiyorum. Bill? Hayır deme. Teksas'a gidiyorum. Bill. Sakın hayır deme. Teksas'a gidiyorum. Bill? Hayır deme. Teksas'a gidiyorum. Bill. Sakın hayır deme. Teksas'a gidiyorum. The Big Year-2 2011 info-icon
I'm getting on a plane right now. Şimdi uçağa atlayacağım. Uçağa binmem lazım Hemen şimdi. Şimdi uçağa atlayacağım. Uçağa binmem lazım Hemen şimdi. Şimdi uçağa atlayacağım. The Big Year-2 2011 info-icon
Texas? You just got back. Teksas mı? Daha yeni geldin. Teksas mı? Sadece geri al. Teksas mı? Daha yeni geldin. Teksas mı? Sadece geri al. Teksas mı? Daha yeni geldin. The Big Year-2 2011 info-icon
Bill! There is going to be major fallout in a few hours. Bill! Birkaç saat içinde büyük bir iniş olacak. Bill! Birkaç saat içinde büyük bir felâket yaşayacağız. Bill! Birkaç saat içinde büyük bir düşüş olacak. Bill! Birkaç saat içinde büyük bir felâket yaşayacağız. Bill! Birkaç saat içinde büyük bir düşüş olacak. The Big Year-2 2011 info-icon
Nuclear fallout? Nükleer düşüş mü? Nükleer felâket mi? Nükleer düşüş mü? Nükleer felâket mi? Nükleer düşüş mü? The Big Year-2 2011 info-icon
Bird fallout. Kuş inişi. Ku.. Kuş felâketi. Kuş düşüşü. Ku.. Kuş felâketi. Kuş düşüşü. The Big Year-2 2011 info-icon
What are you talking about? Ne diyorsun, yahu? Neden bahsediyorsun? Ne diyorsun, yahu? Neden bahsediyorsun? Ne diyorsun, yahu? The Big Year-2 2011 info-icon
I'm talking about a major storm hitting the Gulf of Mexico Göç sezonunun ortasında Meksika Körfezi'ni vuran... Meksika Körfezi'ni kocaman bir fırtının vuracağından. Göç sezonunun ortasında Meksika Körfezi'ni vuran... Meksika Körfezi'ni kocaman bir fırtının vuracağından. Göç sezonunun ortasında Meksika Körfezi'ni vuran... The Big Year-2 2011 info-icon
in the middle of migration season. ...büyük bir fırtınadan bahsediyorum. Tam bir göç sezonunun ortasında. ...büyük bir fırtınadan bahsediyorum. Tam bir göç sezonunun ortasında. ...büyük bir fırtınadan bahsediyorum. The Big Year-2 2011 info-icon
I'm talking about headwinds and downpours Pruva rüzgârlarından, sağanak yağıştan ve gerçek anlamda... Fırtına ve sağanak yağmurdan bahsediyorum. Pruva rüzgârlarından, sağanak yağıştan ve gerçek anlamda... Fırtına ve sağanak yağmurdan bahsediyorum. Pruva rüzgârlarından, sağanak yağıştan ve gerçek anlamda... The Big Year-2 2011 info-icon
and a hundred thousand birds literally dropping from the sky! ...gökyüzünden inmek zorunda kalacak binlerce kuştan bahsediyorum. ve yüzbinlerce kuşun gökyüzünden öylece düşmesinden! ...gökyüzünden düşecek binlerce kuştan bahsediyorum. Ve yüzbinlerce kuşun gökyüzünden öylece düşmesinden! ...gökyüzünden düşecek binlerce kuştan bahsediyorum. The Big Year-2 2011 info-icon
I'll put it down as a sick day. Hastalık iznin olduğunu varsayacağım. Rahatsız günün olarak kabul edeceğim. Rahatsız günün olarak kabul edeceğim. The Big Year-2 2011 info-icon
Stu. Hey. Stu. Selam. Stu. Evet. Stu. Selam. Stu. Evet. Stu. Selam. The Big Year-2 2011 info-icon
Where you going? Texas. Nereye gidiyorsun? Teksas'a. Nereye gidiyorsun? Teksas. Nereye gidiyorsun? Teksas'a. Nereye gidiyorsun? Teksas. Nereye gidiyorsun? Teksas'a. The Big Year-2 2011 info-icon
Texas? Now? What about Mclntire? How do we explain this? Teksas mı? Şimdi mi? Mclntire ne olacak? Nasıl açıklayacağız bunu? Teksas mı? Şimdi mi? Mclntire ne olacak? Bunu ona nasıl açıklarız? Teksas mı? Şimdi mi? Mclntire ne olacak? Nasıl açıklayacağız bunu? Teksas mı? Şimdi mi? Mclntire ne olacak? Bunu ona nasıl açıklarız? Teksas mı? Şimdi mi? Mclntire ne olacak? Nasıl açıklayacağız bunu? The Big Year-2 2011 info-icon
Act of God. Takdir i ilâhi. Allah'ın takdiri. Takdir i ilâhi. Allah'ın takdiri. Takdir i ilâhi. The Big Year-2 2011 info-icon
Act of God? No! That's not gonna work! Stop this car! Stop this car! Takdir i ilâhi mi? Hayır! Bu işe yaramaz! Durdur arabayı! Allah'ın takdiri mi? Yo! Bu işe yaramaz! Arabayı durdur! Arabayı durdur! Takdir i ilâhi mi? Hayır! Bu işe yaramaz! Durdur arabayı! Allah'ın takdiri mi? Yo! Bu işe yaramaz! Arabayı durdur! Arabayı durdur! Takdir i ilâhi mi? Hayır! Bu işe yaramaz! Durdur arabayı! The Big Year-2 2011 info-icon
Those damn birds! Allah'ın belası kuşlar! Geberesice kuşlar! Allah'ın belası kuşlar! Geberesice kuşlar! Allah'ın belası kuşlar! Allah'ın belası kuşlar! The Big Year-2 2011 info-icon
NARRATOR: Sixteen hours have brought Ruby within 20 miles of shore. Onaltı saat uçuş, onu Ruby kıyısına 20 kilometre mesafeye kadar getirmişti. 16 saat yakutumuzu kıyıdan 20 mil içeriye kadar götürdü. Onaltı saat getirdik Ruby kıyısına 20 kilometre mesafede. 16 saat yakutumuzu kıyıdan 20 mil içeriye kadar götürdü. Onaltı saat getirdik Ruby kıyısına 20 kilometre mesafede. The Big Year-2 2011 info-icon
But the tailwind that carried her all this way Ama, arkadan aldığı ve onu buraya kadar getiren rüzgar, Fakat bütün yol boyunca arkasından esen rüzgar Ama kuyruk rüzgardan ona tüm bu şekilde yapılan Fakat bütün yol boyunca arkasından esen rüzgar... Ama kuyruk rüzgardan ona tüm bu şekilde yapılan The Big Year-2 2011 info-icon
is suddenly a headwind blowing from the north. aniden yerini kuzeyden ve karşıdan esen rüzgâra bırakmıştı. onu kuzeyden kendine karşı esen rüzgara doğru hızlıca yaklaştırdı. aniden kuzeyden ve karşıdan esen rüzgâr onu kuzeyden kendine karşı esen rüzgara doğru hızlıca yaklaştırdı. aniden kuzeyden ve karşıdan esen rüzgâr The Big Year-2 2011 info-icon
Now she must work twice as hard to go half as far. Şimdi o iki kat daha fazla çabalayıp ancak bir adım yol gidebilirdi. Artık mesafenin yarısında iki kat daha fazla kanat çırpmak zorunda. Şimdi o iki kat çalışmak ve yari hız gitmek zorunda Artık mesafenin yarısında iki kat daha fazla kanat çırpmak zorunda. Şimdi o iki kat çalışmak ve yari hız gitmek zorunda The Big Year-2 2011 info-icon
The storm has knocked her from a migrating altitude of 1,000 feet Fırtına onu 300 metre yükseklikten alıp, Fırtına oluşturduğu baskıyla 1.000 fitlik normal göç seyrinden Fırtına onu çaldı 1.000 feet irtifa göç Fırtına oluşturduğu baskıyla 1.000 fitlik normal göç seyrinden Fırtına onu çaldı 1.000 feet irtifa göç The Big Year-2 2011 info-icon
to a mere six feet. deniz yüzeyinin sadece 2 metre üstüne kadar indirdi. onu 6 fitlik alçaklara çekti. sadece altı metre. onu 6 fitlik alçaklara çekti. sadece altı metre. The Big Year-2 2011 info-icon
She can't swim. One dip, and she's gone. O yüzemezdi. Suya bir dalarsa yokolurdu. Küçük kızımız yüzemiyor. Bir kez batsa, bir daha çıkamaz. O yüzemedi. Bir daldı ve gitti Küçük kızımız yüzemiyor. Bir batarsa, bir daha çıkamaz. O yüzemedi. Bir daldı ve gitti The Big Year-2 2011 info-icon
The programmer arrives on the outskirts of Houston, Programcı Houston yakınlarına geldiğinde, Yazılımcı Houston eteklerinin dışına döndü, Programcı geldiğinde Houston eteklerinde Yazılımcı Houston eteklerinin dışına döndü, Programcı geldiğinde Houston eteklerinde The Big Year-2 2011 info-icon
feeling for once that luck is on his side. bir kere de olsa, talihin kendi tarafında olduğunu hissetti. bir kereliğine de olsa şansının yaver gideceğini hissediyor. bir zamanlar şans kendi tarafımda bir kereliğine de olsa şansının yaver gideceğini hissediyor. Kabul etmeliyim ki şansın benden yana olduğunu hissediyordum. bir zamanlar şans kendi tarafımda The Big Year-2 2011 info-icon
I'm starting to think I have a chance. Benim bir şansım var diye düşünmeye başlıyorum. Düşünmeye başlıyorum. Bir şansım var. Diye düşünmeye başlıyorum Benim bir şansım var. Düşünmeye başlıyorum. Bir şansım var. Şansım olduğunu düşünmeye başlıyorum. Diye düşünmeye başlıyorum Benim bir şansım var. The Big Year-2 2011 info-icon
The roving CEO is also buoyant after escaping his obligations in New York. Stu, New York'taki görüşmesini astığı için kendini özgür hissederek Houston'un eteklerine vardı. Gezgin yöneticimiz de geride bıraktığı New York hakkında endişeli görünmüyor. Stu, New York'taki görüşmesini astığı için kendini özgür hissederek Houston'un eteklerine vardı. Gezgin patronumuz da geride bıraktığı New York hakkında endişeli görünmüyor. Stu, New York'taki görüşmesini astığı için kendini özgür hissederek Houston'un eteklerine vardı. Stu, New York'taki görüşmesini astığı için kendini özgür hissederek Houston'un eteklerine vardı. The Big Year-2 2011 info-icon
I really believe I can win this thing. Kazanabileceğime gerçekten inanıyorum. Gerçekten kazanabileceğime iyice inanmaya başladım. Kazanabileceğime gerçekten inanıyorum. Gerçekten kazanabileceğime iyice inanmaya başladım. Kazanabileceğime gerçekten inanıyorum. Kazanabileceğime gerçekten inanıyorum. The Big Year-2 2011 info-icon
The reigning king, not surprisingly, is extremely confident. Bostick, hiç şaşırtıcı olmayan bir şekilde kendinden aşırı derecede emindi. Hüküm süren kralın o muhteşem özgüveni de bizi şaşırtmıyor. Bostick, hiç şaşırtıcı olmayan bir şekilde kendinden aşırı derecede emindi. Hüküm süren kralın o muhteşem özgüveni de bizi şaşırtmıyor. Kabul etmeliyim ki şansın benden yana olduğunu hissediyordum. Bostick, hiç şaşırtıcı olmayan bir şekilde kendinden aşırı derecede emindi. The Big Year-2 2011 info-icon
Yes! Yes! I really think I've got this thing locked up. Evet! Aynen, bu işi çoktan halletmiş gibiyim sanki. Evet! Evet! Gerçekten bu kez turnayı gözünden vurdum. Evet! Aynen, bu işi çoktan halletmiş gibiyim sanki. Evet! Evet! Gerçekten bu kez turnayı gözünden vurdum. Şansım olduğunu düşünmeye başlıyorum. Evet! Aynen, bu işi çoktan halletmiş gibiyim sanki. The Big Year-2 2011 info-icon
All three have done the math. Her üçü de, hesaplarını yaptılar. Üçü de gerekli hesapları yaptılar. Her üç defada bir hesap yapılır. Üçü de gerekli hesapları yaptılar. Hesaplamalarımı yapmıştım. Her üç defada bir hesap yapılır. The Big Year-2 2011 info-icon
They know what spring fallout means. Hepsi de, bahar inişinin ne anlama geldiğinin farkındaydılar. Bahar serpintisinin ne anlama geldiğini biliyorlar. Bildiklerini karşılaştırmak için. Bahar serpintisinin ne anlama geldiğini biliyorlar. Bahar düşüşünün ne anlama geldiğini biliyordum. Bildiklerini karşılaştırmak için. The Big Year-2 2011 info-icon
A world record is within their grasp. Dünya rekorunu avuçlarına alabilmek için fırsat! Dünya rekorunu ellerinde tutabilirler. Bir dünya rekoru kavrayabilmek için. Dünya rekorunu ellerinde tutabilirler. Dünya rekoru avucumun içindeydi. Bir dünya rekoru kavrayabilmek için. The Big Year-2 2011 info-icon
Whoa! Vaay! Vay! Oha! Vay! Whoa! Oha! The Big Year-2 2011 info-icon
Oh, my God. Aman Tanrım. Aman Ya Rabbi! Aman Tanrım. Aman Ya Rabbi! Aman Tanrım. The Big Year-2 2011 info-icon
REPORTER: Faced with that headwind, Pruva rüzgârıyla karşılaştıklarında... Fırtına ile karşılaşan göçmen kuşlar, Pruva rüzgârıyla karşılaştıklarında... Fırtına ile karşılaşan göçmen kuşlar... Pruva rüzgârıyla karşılaştıklarında... The Big Year-2 2011 info-icon
they have to come down at the first land they see, ...gördükleri ilk yere konmak zorundadırlar... gördüğünüz gibi tam burada ...gördükleri ilk yere konmak zorundadırlar... gördüğünüz gibi tam burada... ...gördükleri ilk yere konmak zorundadırlar... The Big Year-2 2011 info-icon
One thing's for sure, Bir şey kesin... Bugün hakkında emin olduğumuz bir şey var ki, Bir şey kesin... Bugün hakkında emin olduğumuz bir şey var ki... Bir şey kesin... The Big Year-2 2011 info-icon
today's happening is strictly for the birds. Gretchen. ...o da bugünün olayı kesinlikle kuşlarla alakalı. Gretchen. O da kuşlar için çok çetin bir gün olduğudur. Ben Gretchen. ...o da bugünün olayı kesinlikle kuşlarla alakalı. Gretchen. O da kuşlar için çok çetin bir gün olduğudur. Ben Gretchen. ...o da bugünün olayı kesinlikle kuşlarla alakalı. Gretchen. The Big Year-2 2011 info-icon
Come on, guys, get... Keep it moving! Hadi beyler, durmayın! Hadi, görülecek bir sürü kuş var. Haydi, millet, biraz... ilerleyin! Hadi beyler, durmayın! Hadi, görülecek bir sürü kuş var. Haydi, millet, biraz... İlerleyin! Hadi beyler, durmayın! Hadi, görülecek bir sürü kuş var. The Big Year-2 2011 info-icon
Come on, we got a lot of birds to see. Hadi, görülecek bir sürü kuş var. Haydi, bir sürü kuşu bir arada görebiliriz. Hadi, görülecek bir sürü kuş var. Haydi, bir sürü kuşu bir arada görebiliriz. Hadi, görülecek bir sürü kuş var. The Big Year-2 2011 info-icon
Bloody ass. Only Americans can turn birding into a competition! Sadece Amerikalılar kuş gözlemlemeyi yarışmaya çevirebilir zaten! Kanlı g*tler. Amerikalı hödükler kuşçuluk yarışında! Sadece Amerikalılar kuş gözlemlemeyi yarışmaya çevirebilir zaten! Kanlı g*tler. Amerikalı hödükler kuşçuluk yarışında! Sadece Amerikalılar kuş gözlemlemeyi yarışmaya çevirebilir zaten! The Big Year-2 2011 info-icon
That's right. You don't want to miss this one! Doğru dedin. Bunu kaçırmak istemezsin! işte bu doğru. Bunu kaçırmak istemezsin! Doğru dedin. Bunu kaçırmak istemezsin! İşte bu doğru. Bunu kaçırmak istemezsin! Doğru dedin. Bunu kaçırmak istemezsin! The Big Year-2 2011 info-icon
What? Ne? Neyi? Ne? Neyi? Ne? The Big Year-2 2011 info-icon
Brad! Stu! Brad! Stu! Brad! Stu! Brad! Stu! Brad! Stu! Brad! Stu! The Big Year-2 2011 info-icon
I knew you'd be here. I was looking for you. Burada olacağını biliyordum. Ben de seni arıyordum. Burada olacağını biliyordum. Ben de sana bakıyorum. Burada olacağını biliyordum. Ben de seni arıyordum. Burada olacağını biliyordum. Ben de sana bakıyorum. Burada olacağını biliyordum. Ben de seni arıyordum. The Big Year-2 2011 info-icon
Me, too. This is incredible, isn't it'? Ben de seni. Olağanüstü, değil mi? Ben de. Muhteşem bir şey, değil mi? Ben de seni. Olağanüstü, değil mi? Ben de. Muhteşem bir şey, değil mi? Ben de seni. Olağanüstü, değil mi? The Big Year-2 2011 info-icon
I know. Where do we even start? Evet. Nereden başlasak ki? Biliyorum. Nerden başlayacağız? Evet. Nereden başlasak ki? Biliyorum. Nerden başlayacağız? Evet. Nereden başlasak ki? The Big Year-2 2011 info-icon
There's the best birder in the world. Maybe we should... Dünyanın en iyi gözlemcisi orada. Belki de onu... İşte dünyanın en iyi kuşçusu. Belki de biz... Dünyanın en iyi gözlemcisi orada. Belki de onu... İşte dünyanın en iyi kuşçusu. Belki de biz... Dünyanın en iyi gözlemcisi orada. Belki de onu... The Big Year-2 2011 info-icon
Follow him. Takip etmeliyiz. Onu takip etmeliyiz. Takip etmeliyiz. Onu takip etmeliyiz. Takip etmeliyiz. The Big Year-2 2011 info-icon
(LET IT SHINE PLAYING) Onu izleyin. The Big Year-2 2011 info-icon
STU: Prothonotary warbler. Kâtip Bülbülü. Sarı Çalı Bülbülü. Kâtip Bülbülü. Sarı Çalı Bülbülü. Kâtip Bülbülü. The Big Year-2 2011 info-icon
Gotcha. Yakaladım seni. Yakaladım. Yakaladım seni. Yakaladım. Yakaladım seni. The Big Year-2 2011 info-icon
Oh! Blue grosbeak. Mavi İspinoz. Ov! Mavi İspinoz. Mavi İspinoz. Ov! Mavi İspinoz. Mavi İspinoz. The Big Year-2 2011 info-icon
It's a buffet. Her yer açık büfe gibi. Burası kuş cenneti. Herkes görmüştür onu. Burası kuş cenneti. Herkes görmüştür onu. The Big Year-2 2011 info-icon
(SINGING) So I play what the kids wanna hear Bu yüzden çocukların duymak istediklerini oynuyorum. d Boradway'de kafayı çektiğim sürece d Bu yüzden oynuyorum çocuklar duyuyor. Boradway'de kafayı çektiğim sürece Bu yüzden oynuyorum çocuklar duyuyor. The Big Year-2 2011 info-icon
While I spange on Broadway Broadwayde sahnedeyim. d çocukların dinlemek istediği şarkıyı çalarım d Broadwayde kelepceye karşıyım çocukların dinlemek istediği şarkıyı çalarım Broadwayde kelepceye karşıyım The Big Year-2 2011 info-icon
Shine, let it shine Işık saç, bırak ışıldasın d Parla, parlat d Işık saç, bırak ışıldasın Parla, parlat Işık saç, bırak ışıldasın The Big Year-2 2011 info-icon
Even if it burns your eyes Gözlerini bile yakar d Gözlerin yansa bile d Gözlerini bile yakar Gözlerin yansa bile Gözlerini bile yakar The Big Year-2 2011 info-icon
This light of mine is mine Bu ışık bana ait değil d Bu benim ışığımdır d Bu ışık bana ait değil Bu benim ışığımdır Bu ışık bana ait değil The Big Year-2 2011 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 160578
  • 160579
  • 160580
  • 160581
  • 160582
  • 160583
  • 160584
  • 160585
  • 160586
  • 160587
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim