Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 160587
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
how severe is this storm going to be? | ...bu fırtına ne kadar ciddi? Bu fırtına ne kadar ciddi olacak? ...bu fırtına ne kadar ciddi? Bu fırtına ne kadar ciddi olacak? ...bu fırtına ne kadar ciddi? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
WEATHERMAN: In one word, it's going to be intense. | Tek kelimeyle özetlemek gerekirse, çok şiddetli olacak. Tek cümleyle, yoğun olacağa benziyor. Tek kelimeyle özetlemek gerekirse, çok şiddetli olacak. Tek cümleyle, yoğun olacağa benziyor. Tek kelimeyle özetlemek gerekirse, çok şiddetli olacak. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
We're expecting a tremendous amount of snow. | Ayrıca yoğun miktarda kar yağışı bekliyoruz. Muazzam miktarda kar bekliyoruz. Ayrıca yoğun miktarda kar yağışı bekliyoruz. Muazzam miktarda kar bekliyoruz. Ayrıca yoğun miktarda kar yağışı bekliyoruz. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
It'll be tough out there for man or beast. | Yani doğa koşulları hem hayvanlar hem de insanlar için zor olacak. Oradaki adamlar ve yaratıklar için zor olacak. Yani doğa koşulları hem hayvanlar hem de insanlar için zor olacak. Oradaki insanlar ve diğer canlılar için zor olacak. Yani doğa koşulları hem hayvanlar hem de insanlar için zor olacak. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
TV ANCHOR: But you were telling me a moment ago, | Fakat bir kaç saniye öncesine kadar... Ancak biraz önce bana diyordun ki, Fakat bir kaç saniye öncesine kadar... Ancak biraz önce bana diyordun ki, Fakat bir kaç saniye öncesine kadar... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
there are at least a few people | ...çıkan Sibirya Fırtınası'ndan... En azından orada birkaç kişi ...çıkan Sibirya Fırtınası'ndan... En azından orada birkaç kişi ...çıkan Sibirya Fırtınası'ndan... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
happy about this Siberian storm, right? | ...mutlu olan insanların olduğunu söylüyordun, değil mi? Sibirya fırtınası geliyor diye mutludur, doğru mu? ...mutlu olan insanların olduğunu söylüyordun, değil mi? Sibirya fırtınası geliyor diye mutludur, doğru mu? ...mutlu olan insanların olduğunu söylüyordun, değil mi? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I can tell you that the birders over at Attu are going to love it. | Attu'daki kuş gözlemcilerinin bu fırtınaya bayılacaklarını söyleyebilirim. Attu'daki kuşçuların buna bayılacaklarını söyleyebilirim. Attu'daki kuş gözlemcilerinin bu fırtınaya bayılacaklarını söyleyebilirim. Attu'daki kuşçuların buna bayılacaklarını söyleyebilirim. Attu'daki kuş gözlemcilerinin bu fırtınaya bayılacaklarını söyleyebilirim. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
So far they've spotted such rarities as a pin tailed snipe | Şu ana kadar Batak Çulluğu'na... Bugüne kadar Pin Kuyruklu Su Çulluğu gibi bir tür nadiren tespit edilmiştir. Şu ana kadar Batak Çulluğu'na... Bugüne kadar Pin Kuyruklu Su Çulluğu gibi bir tür nadiren tespit edilmiştir. Şu ana kadar Batak Çulluğu'na... 971 00:53:03,681 > 00:53:05,558 ve Yeşil İspinoz'a çok nadir rastladılar. 972 00:53:05,641 > 00:53:07,268 Batak Çulluğu ve Yeşil İspinoz. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
and an Oriental greenfinch. | ve Yeşil İspinoz'a çok nadir rastladılar. ve bir Oryantal Flurya. ve Yeşil İspinoz'a çok nadir rastladılar. ve bir Oryantal Flurya. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
TV ANCHOR: Snipe and greenfinch. | Batak Çulluğu ve Yeşil İspinoz. Su Çulluğu ve Flurya. Batak Çulluğu ve Yeşil İspinoz. Su Çulluğu ve Flurya. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
And these are birds that nobody's seen in North America for how long? | Peki bu kuşlar Kuzey Amerika'da ortalama kaç yıldır hiç görülmüyor? Bu kişiler Kuzey Amerika'daki bu türleri ne kadar sürede görmüşlerdir? Peki bu kuşlar Kuzey Amerika'da ortalama kaç yıldır hiç görülmüyor? Bu kişiler Kuzey Amerika'daki bu türleri ne kadar sürede görmüşlerdir? Peki bu kuşlar Kuzey Amerika'da ortalama kaç yıldır hiç görülmüyor? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Ten, 20, 30 years? | 10, 20, 30 yıl mı? On, 20, 30 yılda bir mi? 10, 20, 30 yıl mı? On, 20, 30 yılda bir mi? 10, 20, 30 yıl mı? 10, 20, 30 yıl mı? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Thirty years at least. If ever. | En az 30 yıldır görülmüyor. En az otuz yıl da bir. Şimdiye kadar. En az 30 yıldır görülmüyor. En az otuz yıl da bir. Şimdiye kadar. En az 30 yıldır görülmüyor. En az 30 yıldır görülmüyor. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
TV ANCHOR: And I'm happy if I can spot a pigeon. | Ben burada bir güvercin görünce mutlu oluyorum. Ben bir güvercin tespit etsem mutluluktan uçardım. Ben burada bir güvercin görünce mutlu oluyorum. Ben bir güvercin tespit etsem mutluluktan uçardım. Ben burada bir güvercin görünce mutlu oluyorum. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Boy, oh, boy, are you a sore for sight eyes, huh? | Hayırdır lan gözlerin mi ağrıdı? Evlat, of be evlat, gözün arkada kaldı, değil mi? Hayırdır lan gözlerin mi ağrıdı? Evlat, of be evlat, gözün arkada kaldı, değil mi? Hayırdır lan gözlerin mi ağrıdı? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I was just headed out. | Öylesine ayrıldım. Ben dışarı gidiyorum. Öylesine ayrıldım. Ben dışarı gidiyorum. Öylesine ayrıldım. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I wanted to tell you, | Haberin olsun diye söyledim... Sana anlatmak istedim fakat, Haberin olsun diye söyledim... Sana anlatmak istedim fakat, Haberin olsun diye söyledim... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
but Bostick has a way of getting information out of people. | ...Bostick milletten iyi bilgi koparıyor. Bostick bazı insanlardan bilgi almanın yolunu bulmuş. ...Bostick milletten iyi bilgi koparıyor. Bostick bazı insanlardan bilgi almanın yolunu bulmuş. ...Bostick milletten iyi bilgi koparıyor. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Yeah, I guess he's not the only one. | Öyledir ama bence çevresindekilerden bilgi koparan sadece o değil. Evet, sanırım sadece o değil. Öyledir ama bence çevresindekilerden bilgi koparan sadece o değil. Evet, sanırım sadece o değil. Öyledir ama bence çevresindekilerden bilgi koparan sadece o değil. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I didn't get it out of you, Brad. You offered it to me. | Senden bilgi koparmadım, Brad. Sen bana söyledin. Kimseden bilgi almadım Brad, bana kendin söyledin. Senden bilgi koparmadım, Brad. Sen bana söyledin. Kimseden bilgi almadım Brad, bana kendin söyledin. Senden bilgi koparmadım, Brad. Sen bana söyledin. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Oh, come on! You bought me drinks and got what you wanted! | Hadi oradan! Sen beni bir içkiye ve amacın olan şeye ulaşmak için sattın! Aa, hadi! Beni içirdin ve benden istediğini aldın! Hadi oradan! Sen beni bir içkiye ve amacın olan şeye ulaşmak için sattın! Aa, hadi! Beni içirdin ve benden istediğini aldın! Hadi oradan! Sen beni bir içkiye ve amacın olan şeye ulaşmak için sattın! | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
That's not why I asked you to dinner. | Sana akşam yemeği teklifi yapmamın sebebi bu değildi... Seni yemeğe davet etmemin sebebi bu değildi. Sana akşam yemeği teklifi yapmamın sebebi bu değildi... Seni yemeğe davet etmemin sebebi bu değildi. Sana akşam yemeği teklifi yapmamın sebebi bu değildi... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I told you about my wife. | ...karımdan bahsettim... Sana karımdan bahsettim. ...karımdan bahsettim... Sana karımdan bahsettim. ...karımdan bahsettim... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
My fear of retirement. | ...emeklilik korkumdan... Emeklilik korkumu anlattım. ...emeklilik korkumdan... Emeklilik korkumu anlattım. ...emeklilik korkumdan... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
You think I'd discuss that stuff with just anybody? | Böyle konuları sokaktan çağırdığım biriyle konuşur muyum sanıyorsun? Bütün bunları sıradan biriyle konuşur muyum sanıyorsun? Böyle konuları sokaktan çağırdığım biriyle konuşur muyum sanıyorsun? Bütün bunları sıradan biriyle konuşur muyum sanıyorsun? Böyle konuları sokaktan çağırdığım biriyle konuşur muyum sanıyorsun? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Nope. Just the people you think are doing a Big Year. | Hayır. Sadece Büyük Yarış'ı kazanabilecek olanlarla konuşursun. Hayır. Sen sadece insanların Büyük Yıl'da olup olmadıklarına bakıyorsun. Hayır. Sadece Büyük Yarış'ı kazanabilecek olanlarla konuşursun. Hayır. Sen sadece insanların Büyük Yıl'da olup olmadıklarına bakıyorsun. Hayır. Sadece Büyük Yarış'ı kazanabilecek olanlarla konuşursun. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Brad, listen. | Brad, beni dinle. Brad, dinle. Brad, beni dinle. Brad, dinle. Brad, beni dinle. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
You were ready to talk about your Big Year. | Büyük Yarış konusunda konuşmaya hazırdın. Sen kendi Büyük Yıl'ın hakkında konuşmaya hazırdın. Büyük Yarış konusunda konuşmaya hazırdın. Sen kendi Büyük Yıl'ın hakkında konuşmaya hazırdın. Büyük Yarış konusunda konuşmaya hazırdın. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I wasn't ready to talk about mine. That's all it was. | Sadece ben kendiminkinden bahsetmeye hazır değildim. Bu kadar. Ben hazır değildim. Bütün olan buydu. Sadece ben kendiminkinden bahsetmeye hazır değildim. Bu kadar. Ben hazır değildim. Bütün olan buydu. Sadece ben kendiminkinden bahsetmeye hazır değildim. Bu kadar. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Have you checked your messages lately? | Son zamanlarda mesaj kutunu kontrol ettin mi? Son zamanlarda mesajlarını kontrol ediyor musun? Son zamanlarda mesaj kutunu kontrol ettin mi? Son zamanlarda mesajlarını kontrol ediyor musun? Son zamanlarda mesaj kutunu kontrol ettin mi? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
UP here? | Dağın başında mı? Burada mı? Dağın başında mı? Burada mı? Dağın başında mı? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
What, are you kidding me? | Benimle dalga mı geçiyorsun? Ne, benimle dalga mı geçiyorsun? Benimle dalga mı geçiyorsun? Ne, benimle dalga mı geçiyorsun? Benimle dalga mı geçiyorsun? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I left a full confession five days ago. | 5 gün önce günah çıkardım. Sana beş gün önce tamamen itiraf etmiştim. 5 gün önce günah çıkardım. Sana beş gün önce tamamen itiraf etmiştim. 5 gün önce günah çıkardım. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I felt bad. | Kendimi kötü hissettim. Çok kötü hissettim. Kendimi kötü hissettim. Çok kötü hissettim. Kendimi kötü hissettim. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Really? | Ciddi misin sen? Gerçekten mi? Ciddi misin sen? Gerçekten mi? Ciddi misin sen? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I'm sorry. | Kusura bakma. Üzgünüm. Kusura bakma. Üzgünüm. Kusura bakma. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I guess I have a confession to make, too. | Sanırım benim de itiraf edeceğim bir şey var. Sanırım ben de bir itirafta bulunmalıyım. Sanırım benim de itiraf edeceğim bir şey var. Sanırım ben de bir itirafta bulunmalıyım. Sanırım benim de itiraf edeceğim bir şey var. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
You told Bostick, didn't you? | Bostick'e söyledin, değil mi? Bostick'e anlattın, değil mi? Bostick'e söyledin, değil mi? Bostick'e anlattın, değil mi? Bostick'e söyledin, değil mi? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Yes. Sorry. | Evet, kusura bakma. Evet. Üzgünüm. Evet, kusura bakma. Evet. Üzgünüm. Evet, kusura bakma. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
On, well. (SIGHS) | Sorun değil. İyi, madem. Sorun değil. İyi, madem. Sorun değil. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Is it true this was the greatest week in Attu history? | Bu haftanın gelmiş geçmiş en bereketli hafta olduğu doğru mu? Attu tarhinin en büyük haftasını yaşayacağımız doğru mu? Bu haftanın gelmiş geçmiş en bereketli hafta olduğu doğru mu? Attu tarihinin en büyük haftasını yaşadığımız doğru mu? Bu haftanın gelmiş geçmiş en bereketli hafta olduğu doğru mu? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Yeah. But the birds are still here. | Evet ve kuşlar hâlâ buradalar. Evet. Ama kuşlar hala burada. Evet ve kuşlar hâlâ buradalar. Evet. Ama kuşlar hala burada. Evet ve kuşlar hâlâ buradalar. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Unless there's a freak blizzard, you'll still get to see them. | Tabii kar fırtınası olmadıkça, onları rahatlıkla görebilirsin. Eğer manyak bir kar fırtınası kopmazsa onları görebilirsin. Tabii kar fırtınası olmadıkça, onları rahatlıkla görebilirsin. Eğer manyak bir kar fırtınası kopmazsa onları görebilirsin. Tabii kar fırtınası olmadıkça, onları rahatlıkla görebilirsin. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Sorry about the freak blizzard. | Kar fırtınası yüzünden kusura bakma. Özür dilerim. Kar fırtınası yüzünden kusura bakma. Özür dilerim. Kar fırtınası yüzünden kusura bakma. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I shouldn't have said there's gonna be a freak blizzard. | Böyle olacağını bilsem çenemi hiç açmazdım. "Manyak bir kar fırtınası"nın geleceğini söylememeliydim. Böyle olacağını bilsem çenemi hiç açmazdım. "Manyak bir kar fırtınası"nın kopacağını söylememeliydim. Böyle olacağını bilsem çenemi hiç açmazdım. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
That jinxed it. | Konuşarak uğursuzluk getirdin. Şom ağızlılık ettim. Konuşarak uğursuzluk getirdin. Şom ağızlılık ettim. Konuşarak uğursuzluk getirdin. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
(ALL LAUGHING) | (ALL LAUGHING) | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
No, that's the thing. We couldn't figure it out. | Hayır, sorun da bu ya. Bir türlü ne olduğunu çözemedik. Hayır, asıl mesele nasıl çözeceğimiz. Hayır, sorun da bu ya. Bir türlü ne olduğunu çözemedik. Hayır, asıl mesele nasıl çözeceğimiz. Hayır, sorun da bu ya. Bir türlü ne olduğunu çözemedik. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
What's a bird who only eats mosquitoes doing in Wisconsin in February? | Şubat ayında Wisconsin'de sadece sivrisinek yiyen kuş hangisidir? Sivrisinek yiyen bir kuş Wisconsin'in Şubat'ında ne yapar? Şubat ayında Wisconsin'de sadece sivrisinek yiyen kuş hangisidir? Sivrisinek yiyen bir kuş Wisconsin'in Şubat'ında ne yapar? Şubat ayında Wisconsin'de sadece sivrisinek yiyen kuş hangisidir? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Then we found it. On the porch. | Sonradan onu bulduk. Verandanın üzerindeydi. İşte cevabı bulduk. Verandada bekler. Sonradan onu bulduk. Verandanın üzerindeydi. İşte cevabı bulduk. Verandada bekler. Sonradan onu bulduk. Verandanın üzerindeydi. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Bug zapper. | Bug zapper. Elektrikli Sinek Öldürücü. Bug zapper. Elektrikli Sinek Öldürücü. Bug zapper. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
With a 12 month supply of freeze dried mosquitoes in its tray. | Tabağında 12 ay yetecek kadar kurutulmuş sivrisinek vardı. 12 aylık yiyecek desteği olan donmuş, kurumuş haşeratlar tepsisindedir. Tabağında 12 ay yetecek kadar kurutulmuş sivrisinek vardı. 12 aylık yiyecek desteği olan donmuş, kurumuş haşeratlar tepsisindedir. Tabağında 12 ay yetecek kadar kurutulmuş sivrisinek vardı. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
That little sucker was in heaven. | Küçük pislik kendisini cennette zannetmiştir sanırım. Küçük enayiler cennete gitti. Küçük pislik kendisini cennette zannetmiştir sanırım. Küçük enayiler cennete gitti. Küçük pislik kendisini cennette zannetmiştir sanırım. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
How about the most tropical bird you've seen this year? | Peki, bu yıl gördüğün en tropik kuş hangisi? Peki ya bu yıl gördüğünüz en tropik kuş hangisiydi? Peki, bu yıl gördüğün en tropik kuş hangisi? Peki ya bu yıl gördüğünüz en tropik kuş hangisiydi? Peki, bu yıl gördüğün en tropik kuş hangisi? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
(SIGHS) Western spindalis, Key West. | Batı Spindalis'i, Key West'te görmüştüm. Batı spindalisi. Key West'te. Batı Spindalis'i, Key West'te görmüştüm. Batı Spindalisi. Key West'te. Batı Spindalis'i, Key West'te görmüştüm. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Rufous capped warbler. | Pas renkli şapkalı Çalı Bülbülü. Pas Renkli Ötleğen. Pas renkli şapkalı Çalı Bülbülü. Pas Renkli Ötleğen. Pas renkli şapkalı Çalı Bülbülü. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Perched on a toilet brush in a cabin near El Paso. | El Paso'da seyyar tuvaletlerden birinin içindeki fırçada pinekliyordu. El Paso yakınlarında tuvalet kabinindeki fırçaya konmuştu. El Paso'da seyyar tuvaletlerden birinin içindeki fırçada pinekliyordu. El Paso yakınlarında tuvalet kabinindeki fırçaya konmuştu. El Paso'da seyyar tuvaletlerden birinin içindeki fırçada pinekliyordu. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I almost wish I didn't see that one. | O manzarayı keşke görmeseydim. Bunu hep görmeyi dilemişimdir. O manzarayı keşke görmeseydim. Bunu hep görmeyi dilemişimdir. O manzarayı keşke görmeseydim. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
One that got away. | Elinden kaçan var mı hiç? Ya kaçırdığın bir tane? Elinden kaçan var mı hiç? Ya kaçırdığın bir tane? Elinden kaçan var mı hiç? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
(SIGHS) That's easy. Snowy owl. | Kolay soru oldu. Tabii ki Kar Baykuşu. Bu soru kolay. Karbeyaz baykuş. Kolay soru oldu. Tabii ki Kar Baykuşu. Bu soru kolay. Karbeyaz Baykuş. Kolay soru oldu. Tabii ki Kar Baykuşu. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I just can't seem to nail that sucker! | O pisliği bir türlü yakalayamadım! O şerefsizi görmek için tırnak gibi küçülemem ya! O pisliği bir türlü yakalayamadım! O şerefsizi görmek için tırnak gibi küçülemem ya! O pisliği bir türlü yakalayamadım! | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
I've been out six times this year and I still haven't gotten one. | Bu yıl altı kere oradan oraya gittim ve yine de bir tane bile bulamadım. Onun için altı kez dışarı gittim ve bir tane bile görebilmiş değilim. Bu yıl altı kere oradan oraya gittim ve yine de bir tane bile bulamadım. Onun için altı kez dışarı gittim ve bir tane bile görebilmiş değilim. Bu yıl altı kere oradan oraya gittim ve yine de bir tane bile bulamadım. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Six trips to see one bird. | Bir kuş için altı seyahat. Bir kuşu görmek için 6 seyahat. Bir kuş için altı seyahat. Bir kuşu görmek için 6 seyahat. Bir kuş için altı seyahat. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
That sounds an awful lot like a man doing a Big Year. | Büyük Yarış'ı sürdüren bir adam için şanssızlık derim buna. Tıpkı acemi bir yarışmacının Büyük Yıl'a katılmasına benziyor. Büyük Yarış'ı sürdüren bir adam için şanssızlık derim buna. Tıpkı acemi bir yarışmacının Büyük Yıl'a katılmasına benziyor. Büyük Yarış'ı sürdüren bir adam için şanssızlık derim buna. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
It takes one to know one, right, Stu? | Birini tanımak için diğeri gerekiyor, değil mi, Stu? Birini görmek bir diğerini getirir, Değil mi, Stu? Birini tanımak için diğeri gerekiyor, değil mi, Stu? Birini görmek bir diğerini getirir, Değil mi, Stu? Birini tanımak için diğeri gerekiyor, değil mi, Stu? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Cheers. Of course, then again, maybe I just love to bird. | Şerefe. Belki yeniden kuşlara olan sevgim canlanır. Şerefe. Elbette, belki ben sadece kuşları seviyorum. Şerefe. Belki yeniden kuşlara olan sevgim canlanır. Şerefe. Elbette, belki ben sadece kuşları seviyorum. Şerefe. Belki yeniden kuşlara olan sevgim canlanır. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
What do you got? Bald eagle. | Ne görüyorsun? Kel Kartal. Ne buldun? Kel kartal. Ne görüyorsun? Kel Kartal. Ne buldun? Kel Kartal. Ne görüyorsun? Kel Kartal. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Big deal! We all got one five months ago. | Aman ne büyük marifet! Aynısından daha beş ay önce görmüştük. Büyük karşılaşma! Biz bunları beş ay önce gördük. Aman ne büyük marifet! Aynısından daha beş ay önce görmüştük. Büyük karşılaşma! Biz bunları beş ay önce gördük. Aman ne büyük marifet! Aynısından daha beş ay önce görmüştük. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
It's got a lady friend. | Yanında bayan arkadaşı da var. Kendine bir hatun bulmuş. Yanında bayan arkadaşı da var. Kendine bir hatun bulmuş. Yanında bayan arkadaşı da var. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
NARRATOR: Of all courtship rituals, none is as spectacular | Hayvanlar Âlemi'ndeki birbirlerine kur yapma seansları arasında... Diğer aşk kutlamaları, kel kartallarınki kadar Hayvanlar Âlemi'ndeki birbirlerine kur yapma seansları arasında... Diğer aşk kutlamaları, kel kartallarınki kadar... Hayvanlar Âlemi'ndeki birbirlerine kur yapma seansları arasında... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
as that of the bald eagle. | ...şu ana kadar olan en olağanüstü seansı, Kel Kartal yaptı. muhteşem olamaz. ...şu ana kadar olan en olağanüstü seansı, Kel Kartal yaptı. muhteşem olamaz. ...şu ana kadar olan en olağanüstü seansı, Kel Kartal yaptı. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
A male and female climb to dizzying heights | Erkek ve dişi birlikte baş döndürücü yüksekliklere çıkıyorlar... erkek ve dişi baş döndürücü yüksekliğe tırmanırlar. Erkek ve dişi birlikte baş döndürücü yüksekliklere çıkıyorlar... Erkek ve dişi baş döndürücü yüksekliğe tırmanırlar. Erkek ve dişi birlikte baş döndürücü yüksekliklere çıkıyorlar... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
and then... | ...ve sonra... ve işte o an... ...ve sonra... Ve işte o an... ...ve sonra... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
join in free fall, | ...birbirlerine sıkı sıkı sarılarak... özgürce bir düşüşte, ...birbirlerine sıkı sıkı sarılarak... Özgürce bir düşüşte... ...birbirlerine sıkı sıkı sarılarak... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
plummeting towards the earth | ...dünyaya dimdik bir konumda... aşağı doğru yönelir ...dünyaya dimdik bir konumda... aşağı doğru yönelir... ...dünyaya dimdik bir konumda... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
locked in each other's embrace, | ...serbestçe salıveriyorlar kendilerini. birbirine kenetlenir, ...serbestçe salıveriyorlar kendilerini. birbirine kenetlenir... ...serbestçe salıveriyorlar kendilerini. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
separating only at the very last moment. | İşte o küçücük anda ayrılıyorlar. en son aşamada ayrılırlar. İşte o küçücük anda ayrılıyorlar. en son aşamada ayrılırlar. İşte o küçücük anda ayrılıyorlar. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
God, I miss Edith. | Tanrım, Edith'i özlüyorum. Allah'ım, Edith'i özledim. Tanrım, Edith'i özlüyorum. Allah'ım, Edith'i özledim. Tanrım, Edith'i özlüyorum. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Yeah, I kind of miss Jess. | Evet, ben de Jess'i. Evet, benim Jess'i özlediğim gibi. Evet, ben de Jess'i. Evet, benim Jess'i özlediğim gibi. Evet, ben de Jess'i. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Oh, hey. | Selam. Aa, merhaba. Selam. Aa, merhaba. Selam. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Oh! It's the man with the golden ear. | Vay, altın kulaklı adam gelmiş. Aa! Altın kulaklı bir adam. Vay, altın kulaklı adam gelmiş. Aa! Altın kulaklı bir adam. Vay, altın kulaklı adam gelmiş. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Yep. I thought you were just lucky last time, | Evet. Son sefer şanslı olduğunu düşünmüştüm... Evet. En son sadece şansının yaver gittiğini düşünmüştüm. Evet. Son sefer şanslı olduğunu düşünmüştüm... Evet. En son sadece şansının yaver gittiğini düşünmüştüm. Evet. Son sefer şanslı olduğunu düşünmüştüm... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
but word has it around the barracks | ...fakat dediklerine göre sen böyle barakaların aptal bilginiymişsin. Ancak kışla etrafındaki dedikodulara bakılırsa ...fakat dediklerine göre sen böyle barakaların aptal bilginiymişsin. Ancak kışla etrafındaki dedikodulara bakılırsa. ...fakat dediklerine göre sen böyle barakaların aptal bilginiymişsin. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
that you're something of an idiot savant. | ...sen böyle barakaların aptal bilginiymişsin. Sende bir çeşit aptal bilgeliği varmış. ...sen böyle barakaların aptal bilginiymişsin. Sende bir çeşit şaşkın bilgeliği varmış. ...sen böyle barakaların aptal bilginiymişsin. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Without the "idiot" part. | Tabii "aptal" bölümü yoktu. Tabi, "aptal" kelimesini çıkaralım. Tabii "aptal" bölümü yoktu. Tabi, "şaşkın" kelimesini çıkaralım. Tabii "aptal" bölümü yoktu. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
No, no, that's... I'm an idiot. | Yok sorun değil, ben bir aptalım. Hayır, hayır, aslında... Ben bir aptalım. Yok sorun değil, ben bir aptalım. Hayır, hayır, aslında... Ben bir şaşkınım. Yok sorun değil, ben bir aptalım. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
It's true. | Dedikleri doğru. Bu doğru. Dedikleri doğru. Bu doğru. Dedikleri doğru. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Okay, let me see if I can try to stump you. | Kuş sesi çıkartayım bakalım hangisi olduğunu bilebilecek misin? Peki, hadi görelim bakalım nasıl yapıyorsun. Kuş sesi çıkartayım bakalım hangisi olduğunu bilebilecek misin? Peki, hadi görelim bakalım nasıl yapıyorsun. Kuş sesi çıkartayım bakalım hangisi olduğunu bilebilecek misin? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Greater roadrunner. | Büyük Roadrunner. Büyük koşucu kuş. Büyük Roadrunner. Büyük Koşucu Kuş. Büyük Roadrunner. Büyük Roadrunner. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Yep. Not bad. Okay. | Doğru, bence fena değildi. Evet. Fena değil. Peki. Doğru, bence fena değildi. Evet. Fena değil. Peki. Doğru, bence fena değildi. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
(CLEARS THROAT) | (CLEARS THROAT) | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Come on. Easy. Common raven. | Çok basitti bu. Kuzgun. Hadi. Kolaydı. Kuzgun. Çok basitti bu. Kuzgun. Hadi. Kolaydı. Kuzgun. Çok basitti bu. Kuzgun. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Let's take it to the next level. | İkinci seviyeye geçsek diyorum. Hadi bir üst seviyeye geçelim. İkinci seviyeye geçsek diyorum. Hadi bir üst seviyeye geçelim. İkinci seviyeye geçsek diyorum. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Okay. All right, you asked for it. | Hay hay. Bunu sen istedin. Peki. Haklısın, Bunu sen istedin. Hay hay. Bunu sen istedin. Peki. Haklısın, Bunu sen istedin. Hay hay. Bunu sen istedin. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Oh, yeah. Audubon oriole? | Biliyorum. Sarıasma Kuşu mu? Aa, evet. Sarıasma Kuşu? Biliyorum. Sarıasma Kuşu mu? Aa, evet. Sarıasma Kuşu? Biliyorum. Sarıasma Kuşu mu? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Oh, yeah, wow. | Evet, vay canına. Aa, evet, vay. Evet, vay canına. Aa, evet, vay. Evet, vay canına. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
That, in my opinion, is the most beautiful girl... | Benim fikrimi soracak olursan, en güzel kız... Bu, bana göre, dünyanın en güzel kız... Benim fikrimi soracak olursan, en güzel kız... Bu, bana göre, dünyanın en güzel kız... Benim fikrimi soracak olursan, en güzel kız... | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Bird in the world. | ...yani dünyadaki en güzel kuş Sarıasma Kuşu'dur. Kuş. Dünyanın en güzel kuşu. ...yani dünyadaki en güzel kuş Sarıasma Kuşu'dur. Kuş. Dünyanın en güzel kuşu. ...yani dünyadaki en güzel kuş Sarıasma Kuşu'dur. | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |
Is it true that you have a life list of 578 birds? | 578 kuştan oluşan bir listen olduğu doğru mu? Hayatında 578 adet kuşu listelediğin doğru mu? 578 kuştan oluşan bir listen olduğu doğru mu? Hayatında 578 adet kuşu listelediğin doğru mu? 578 kuştan oluşan bir listen olduğu doğru mu? 578 kuştan oluşan bir listen olduğu doğru mu? | The Big Year-2 | 2011 | ![]() |