• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179221

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
I would be happy to talk to her. Thank you. Onunla konusmaktan zevk duyarım. Teşekkürler. Onunla konuşmaktan zevk duyarım. Teşekkürler. Onunla memnuniyetle konuşurum. Teşekkür ederim. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I'm so sorry. Would you mind? Sure. Yeah. Özürdilerim, izin verir misin? Tabii ki. Özür dilerim, izin verir misin? Tabii ki. Üzgünüm, pardon. Hemen şuna bakabilir miyim? Tabii. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Can you hang on? I'm gonna take this. Oh! Hi. Yeah. Okay. Bekleyebilir misin? Hemen halledeceğim. Oh! Merhaba, evet ,tamam. Bekleyebilir misin? Hemen halledeceğim. Merhaba, evet, tamam. Bir saniye.Alo? Evet, tamam. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Can I call you right back? Fine. Daha sonra seni arayabilir miyim? Güzel. Seni birazdan arayayım. Tamam. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I got it. I got it. Oh, gee, thank you. Aldım. Aldım Oh, teşekkürler. Aldım, aldım. Teşekkürler. Aldım, aldım. Çok teşekkür ederim. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Thank you so much. I'm a coffee addict. Çok teşekkürler. Tam bir kahve bağımlısıyım. Tam bir kahve bağımlısıyım. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Thanks again. Tekrar teşekkürler. Tekrar teşekkür ederim. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Sure. Tabii. Rica ederim. Rica ederim. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Sheriff Mars? Şerif Mars? Şerif Mars. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
You always had my vote. Her zaman oyum sizeydi. Ben oyumu size vermiştim. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I picked up all the John Smiths at their homes... Bütün John Smithleri buldum ve.. Bütün John Smith'leri buldum ve.. John Smith'lerin hepsini, düzgün resim çekene kadar... Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
...and followed them till I got decent shots. ...resimlerini çekene kadar onları takip ettim. ...evlerinden itibaren takip ettim. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Here's the first one. He's a veterinarian and married. İşte birincisi. Veteriner ve evli. İlki bu. Veteriner, evli. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
And there's a swing set in the back, so I'm guessing he's got kids. Ve bahçesinde salıncak var, Sanırım çocukları var. Ve bahçesinde salıncak var. Sanırım çocukları var. Arkada da salıncak kurulmuş. Herhalde çocukları da var. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
No. It's definitely not him. Hayır kesinlikle o değil. Hayır, kesinlikle o değil. Hayır, kesinlikle o değil. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
John Smith number two. Single, and coaches high school basketball. John Smith 2 numara. Bekar ve lisede basket koçu. 2 numaralı John Smith. Bekar ve lisede basket koçu. İki numaralı John Smith. Bekar, lisede basketbol koçu. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
No, it's not him, either. Hayır, bu da değil Hayır, bu da değil. Hayır, bu da değil. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Mom turns off the radio when they play "Brown Eyed Handsome Man"... ''Brown Eyed Handsome Man''şarkısı çaldığı zaman radyonun sesini kısar Radyoda "Kahverengi Gözlü Yakışıklı" çaldığı zaman annem sesini kapatır. "Kahverengi Gözlü Yakışıklı" çaldığı zaman annem radyoyu kapatır. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
...because it reminds her of Dad. And these guys' eyes are green. Ona babamı hatırlatır. Ve bu adamlar yeşil gözlü. Çünkü bu şarkı ona babamı hatırlatır. Bu adamın gözleri yeşil. Babamı hatırlatıyormuş. Bu adamın gözleri yeşil. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
It's not him. Finally, John Smith number three. Bu değil. Son olarak, 3 numaralı John Smith. Bu değil yani. Son olarak, 3 numaralı John Smith. Bu o değil. Son olarak, üç numaralı John Smith. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Yeah, that could be him. Evet bu olabilir. Evet, bu olabilir. Evet, bu o olabilir. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Do you have any pictures without sunglasses? Gözlüksüz bir resmi var mı? Güneş gözlüğü olmadan bir resmi var mı? Güneş gözlüğü olmayan resimlerini çektin mi? Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
He had them on the whole time. So, what does this guy do? bütün gün çıkarmadı. Peki, neler yapıyor? Bütün gün çıkarmadı. Peki, neler yapıyor? Gözlükleri hiç çıkarmadı. Bu adam ne iş yapıyor? Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I followed him from the junkyard to the pawnshop to the racetrack. Hurdacıdan rehine dükkanına, ordan da yarışpistine kadar takip ettim. Hurdacıdan rehine dükkanına, oradan da yarış pistine kadar takip ettim. Hurdacıdan çıkıp rehinciye, oradan da yarış pistine gitti. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Sweet. My best guess would be petty criminal. Güzel. Yankesi olabilir en iyi tahminimce. Ne güzel. Tahminimce adi bir suçlu. Ne güzel. Benim tahminim, adi suçlu. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Well, can we go back there? Peki,oraya geri dönebilir miyiz? Peki, oraya geri dönebilir miyiz? Oraya geri gidebilir miyiz? Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
If I could see him up close, I could ID him. Onu daha yakında görebilirsem, Tanıyabilirim. Onu daha yakında görebilirsem belki tanıyabilirim. Yakından görsem onu teşhis edebileceğime eminim. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I don't think so. Come on. One way or the other, I'd know. Sanmıyorum. Hadi. O ya da bu. Tanıyabilirim. Sanmıyorum. Hadi ama. Bir şekilde tanırım. Sanmıyorum. Her halükarda öğrenmiş olurum. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Give the kid a break. Çocuğa bi şans ver. Çocuğa bir şans ver. Yap bir güzellik. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
All right, fine. Meet me at my car after school. Peki tamam. Okuldan sonra arabımın önünde ol. Peki, tamam. Okuldan sonra arabımın önünde ol. Pekala, tamam. Okuldan sonra arabamda buluşalım. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
But remember, I'm the one in charge, and you'll do as I say. Ama unutma, Ne söylersem yapacaksın Ama unutma, kontrol bende ve ne söylersem yapacaksın. Ama unutma: Kontrol bende ve ne dersem onu yapacaksın. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Should've seen her before charm school. I promise. Wait, hey. Bi de büyücü okulundan önce görmelisin onu. Söz veriyorum, hey bekle. Zarafet okulu dışında görmelisin onu. Söz veriyorum, bekle. Zarafet okuluna gitmeden önceki halini görecektin. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I brought you the best pictures I have of Dad. Babamın bulabildiğim en iyi resimlerini getirdim Babamla ilgili bulabildiğim en iyi resimlerini getirdim. Babamın en iyi resimlerini getirdim. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
In this one, you can actually see his hand. Burada, onun ellerini görebilirsin. Burada onun ellerini görebilirsin. Bunda eli bile görünüyor. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Wow, your mom really hated him, didn't she? Vav, annen gerçekten ondan nefret ediyormuş, değil mi? Annen gerçekten ondan nefret ediyormuş. Annen ondan gerçekten nefret ediyormuş. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Yeah. Cool cars. Evet. Güzel arabalar. Evet. Güzel arabalar. Evet. Arabalar güzelmiş. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Mom says he was obsessed with them. Hey, what did John Smith three drive? Annem onlara tutkun olduğunu söyler. Hey, 3. John Smith ne sürüyordu? Annem onlara tutkusu olduğunu söyler. Üçüncü John Smith ne kullanıyordu? Annem, arabalara bayıldığını söylemişti. Üç numaralı John Smith ne kullanıyordu? Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Sebring Convertible. Sebring Convertible. Üstü açık Sebring. Üstü açılır Sebring. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
All right, I'll see you guys after school. Pekala, Okul çıkışında görüşürüz. Pekâlâ, okul çıkışında görüşürüz. Tamam, okuldan sonra görüşürüz. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
That's him, right in front of the Honda. There he goes. Bu o, Hondanın önünden giden. İşte gidiyor. Bu o. Honda'nın önünde giden. İşte gidiyor. Bu o. Honda'nın önündeki. Gidiyor. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
You're gonna lose him. I'm not. Kaybedeceksin onu. Hayıır. Kaybedeceksin onu. Hayır. Onu kaybedeceksin. Kaybetmeyeceğim. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Lay low. Try not to look too conspicuous. Aşağıya uzan. Dikkat çekici şekilde bakmamaya çalış. Dikkatli ol. Fazla dikkat çekmemeye çalış. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Excuse me. Excuse me. Hey. Affedersiniz. Affedersiniz. Hey. Affedersiniz. Affedersiniz. Pardon! Pardon! Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
You need something, bro? No. I'm sorry. Birşey mi lazım? Hayır, pardon. Bir şey mi lazım, kardeş? Hayır, pardon. Bir şey mi lazımdı? Hayır. Özür dilerim. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I just thought you were somebody else. Başka biri olduğunuzu sandım. Başka biriyle karıştırdım. Sizi başkası sandım. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
It's not him. Dang! Bu o değil. Kahretsin! O değil. Lanet olsun. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
What are you doing? Let me see the letter again. Ne yapıyorsun? Mektuba tekrardan bakayım. Ne yapıyorsun? Mektuba tekrardan bakayım. Ne yapıyorsun? Mektuba tekrar bakayım. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
It's the exact same handwriting. Kesinlikle aynı el yazısı. Aynı el yazısı. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Yo, bro. How can you watch this crap? Yo kardeşim. Bu saçmalığı nasıl izleyebiliyorsun? Ağabeyciğim, bu saçmalığı nasıl izleyebiliyorsun? Ağabeyciğim, bu saçmalığı nasıl izliyorsun. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
It could not be more boring. Daha sıkıcı olamazdı. Amma da sıkıcı. Amma da sıkıcı. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
What the hell? Bu da nesi? Bu da ne böyle? Bu da ne böyle? Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Yeah. What, you forgot about me already? Evet, ne?, Beni çoktan unuttun mu? Evet? Ne o? Yoksa beni çoktan unuttun mu? Evet? Ne o? Beni şimdiden unuttun mu? Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
What are you...? Ne ? Sen ne...? Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Hey, you know what makes absolutely no sense? Hey, ne hiçbir anlam ifade etmiyor biliyor musun? Biliyor musun, hepsi çok mantıksız. Biliyor musun? Aslında çok saçma. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
My disappearance. Yok oluşum. Kayboluşum... Kayboluşum... Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Murder. Whatever. How it supposedly went down. Cinayet. her ne ise. Güya düşmem. Cinayet... Her neyse. Olayların güya nasıl olduğu. Cinayetim... Olayların güya nasıl olduğu. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
It's so bogus, right? Düzmece değil mi? Çok düzmece, değil mi? Çok sahte. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
But here's the thing. The truth is gonna come out. Ama burda bir yerde. Gerçek ortaya çıkacak. Ama işin gerçeği ortaya çıkacak. Ama işin aslı ortaya çıkacak. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
What are you talking about? Clue in, doughnut. Sen neden bahsediyorsun? İpucu, donutkafa. Sen neden bahsediyorsun? Uyansana, donutkafa. Ne diyorsun? Uyansana salak. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
It doesn't add up. You know that deep down inside. Mantıklı değil. Orada bir yerde olduğunu biliyorsun. Olaylar tutarsız. Derinlerde sen de bir şeyler olduğunu biliyorsun. Olaylar tutarlı değil. Sen de aslında bunu biliyorsun. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I wish you'd just admit it to yourself. Break out of your stupor. Keşke bunu kendine itiraf edebilsen. Aptallığı bırak. Keşke bunu kendine itiraf edebilsen. Aptallığı bırakmalısın. Keşke bunu kendine itiraf etsen de bilincin artık açılsa. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
What's this? It's a Taser, and it's dangerous. Bu ne? Bir Taser, Ve tehlikelidir. Bu ne? Şoklayıcı. Çok tehlikelidir. Bu da ne? Şoklayıcı. Tehlikelidir. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Put it back. Yerine koy. Bırak. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I'm coming with you. No, I need you to stay in the car. Seninle geliyorum. Hayır,arabada kalman gerek. Seninle geliyorum. Hayır, arabada kalman gerek. Seninle geliyorum. Hayır, arabada kalman gerek. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Our classic car, perhaps. Klasik arabımız sanırım. Klasik arabamız budur sanırım. Belki de klasik arabamız budur. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
A Hyundai Sonata? I don't think it qualifies as a classic. Bir Hyundai Sonata? Klasiğe benzediğini sanmıyorum. Sonata mı? Pek de klasik sayılmaz. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
What the hell are you doing? Ne yapıyorsun burada? Ne halt ediyorsun? Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I'm calling the police. You're not gonna do that. Polisi çağırıyorum. Bunu yapmayacaksın. Polisi çağırıyorum. Bunu yapmayacaksın. Orada kal! Polisi arıyorum. Hayır, aramıyorsun. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I followed you, and I know what you do. Seni takip ettim ve ne yaptığını biliyorum. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
What I do? I'm a parole officer. Ne yapmışım? Ben bir tahliye memuruyum. Ne yapmışım peki? Ben bir tahliye memuruyum. Ne yaptığımı mı? Ben şartlı tahliye memuruyum. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
What? Why would you be following me? Ne? Neden beni takip ediyorsun? Ne? Neden beni takip ediyorsun? Ne? Beni niye takip ediyorsun? Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I'm a friend of your son's. He just wants to see you. Oğlunuzun bir arkadaşıyım. Sizi sadece görmek istiyor. Oğlunun bir arkadaşıyım. Seni görmek istiyor. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I don't have a son. Don't move. Benim oğlum yok, kıpırdama! Benim oğlum yok. Kıpırdama! Benim oğlum yok. Bir yere gitme. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Are you trying to tell me you're not John Smith? Bana John Smith olmadığını mı söylemeye çalışıyorsun? John Smith sen değil misin? Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
You're a woman? Sen bir kadın mısın? Sen bir kadınsın. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I don't believe this. Buna inanmıyorum. Sen bir kadın mısın? Buna inanmıyorum. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
This is hard, I know. Zor, biliyorum. Zor olduğunu biliyorum. Zor olduğunu biliyorum. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I wish I could have found a way to tell you. Keşke sana anlatmanın bir yolunu bulabilseydim Keşke sana anlatmanın bir yolunu bulabilseydim. Keşke sana söyleyebilmenin bir yolu olsaydı. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Did you also know I thought you were dead since I was 11? Peki 11 yaşımdan beri seni ölü sandığımı biliyor musun ? 11 yaşımdan beri seni ölmüş biri sandığımı biliyor musun? 11 yaşımdan beri senin öldüğünü zannettiğimi biliyor musun? Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I'm not surprised. Your mother threatened she would say that. Şaşırmadım. Annen sana söylemekten korkmustur. Şaşırmadım. Annen bu konuda tehdit etmişti beni. Ama şaşırmadım. Annen bunu söylemekle tehdit etmişti. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
And your little visits to the video store? Ya video mağazısına yaptığın küçük ziyaretler? Peki niye sürekli videocuya geliyorsun? Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
What's that all about, huh? Bunların hepsi ne, ha? Neydi onlar? Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I wanted to see you. Can you understand that? Sadece seni görmek istedim Bunu anlayabiliyor musun? Sadece seni görmek istedim. Bunu anlayabiliyor musun? Seni görmek için. Bunu anlıyor musun? Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I wanted to see for myself that you were all right. İyi olup olmadığını görmek istedim kendim içim. Kendim için senin iyi olup olmadığını görmek istedim. Senin iyi olduğunu görmek istedim. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Well, I'm not, actually, okay? I'm not. Peki,iyi değilim aslında tamam mı? Değilim. Pek iyi değilim, tamam mı? Değilim. İyi değilim, tamam mı? İyi değilim. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
It turns out my mom's a liar, and my father is a circus freak. Annem bir yalancıya dönüşüyor, ve babam bir sirk ucubesi. Annem bir yalancıya dönüşüyor ve babam da bir ucubeye. Annem yalancının tekiymiş. Babam da sirk ucubesi! Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Justin, maybe we should go. Oh, this is something I had to do. Justin, Belki de gitmeliyiz. Oh, Yapmak zorunda olduğum birşeydi. Justin, belki de gitmeliyiz. Yapmak zorunda olduğum bir şeydi. Justin! Belki gitsek iyi olacak. Bunu yapmak zorundaydım. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Come on, Veronica. Let's get out of here. Hadi, Veronica. Buradan gidelim. Hadi Veronica. Gidelim buradan. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
It was nice meeting everyone. Herkesle tanışmak güzeldi Sizinle tanışmak güzeldi. Sizinle tanışmak güzeldi. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Ninety miles. Doksan mil. 90 mil. 145 kilometre. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
What's 90 miles? Doksan mil ne? 90 mil ne? Neymiş o 145 kilometre? Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
It's the distance your dad travels every week to see you for a few seconds. Babanın her hafta seni görebilmek için kattetiği yol. Babanın her hafta seni görebilmek için katettiği yol. Babanın seni birkaç saniyeliğine görebilmek için her hafta katettiği mesafe. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Look, my mom's been missing too, and honestly, I would give anything... Bak, Benim de annem kayıp, ve dürüst olursam, Onun da benim Benim de annem kayıp. Ve onun da benim... Benim de annem kayıp ve beni, bunu yapacak kadar... Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
...to feel that she cared enough about me to do that. hakkımda bu kadar endişelendiğini öğrenmek için herşeyimi verirdim ...hakkımda bu kadar endişelendiğini bilmek isterdim doğrusu. ...sevdiğini hissetmek için her şeyimi verirdim. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
She wasn't going to find me. I was gonna have to find her. Beni bulmayacaktı. Onu ben bulmalıyım. Beni aramayacaktı. Onu ben bulmalıydım. Beni bulacağı yoktu. Ben onu bulmak zorundaydım. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
I've decided to drive to Arizona after school. Okuldan sonra Arizona'ya gitmeye karar verdim Okuldan sonra Arizona'ya gitmeye karar verdim. Okuldan sonra Arizona'ya gitmeye karar verdim. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
If the roads are clear, I can make it there in four hours. Yollar açıksa, 4 saatte varabilirim. Yollar açıksa, dört saatte varabilirim. Trafik yoksa 4 saatte orada olabilirdim. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
Tragedy blows through your life like a tornado... Trajedi hayatının içinde bir tornado gibi esiyor Trajedi hayatın içinde her şeyi alt üst edip hortum gibi kasıp kavuruyor. Hayatındaki her şey trajediyle alt üst olup kaosa sürüklendiğinde... Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
...uprooting everything, creating chaos. ...herşeyi söküp atıyor,kaoslar oluşturuyor. Hepsini söküp atıyor ve kaoslar oluşuyor. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
You wait for the dust to settle, and then you choose. Çözümler bulana kadar bekliyorsun, ve bir tanesini seçiyorsun. Karmaşanın durulmasını bekleyip bir seçim yaparsın. ...karmaşanın durulmasını bekler, bir tercih yaparsın. Veronica Mars Meet John Smith-1 2004 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 179216
  • 179217
  • 179218
  • 179219
  • 179220
  • 179221
  • 179222
  • 179223
  • 179224
  • 179225
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim