Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179711
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
And here they come, our last group. | İşte geliyorlar, son grubumuz. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
Yeah. I won't give up on my kids. | Evet. Çoçuklarım için vazgeçmeyeceğim. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
Don't cry. You gonna make Mommy cry. OK? | Ağlama. Anneni ağlatacaksın. Tamam mı? | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
I told Francisco, Mommy's trying to get you | Francisco'ya dedim ki, Annen seni iyi, daha iyi | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
into a good school, a better school. | bir okula sokmaya çalışıyor. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
It was much easier for me, | Benim için, piyangoda çıkmadığını | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
knowing that if he didn't get in, | bildiğimden, onun burada olmaması | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
for him not to be here, | işimi kolaylaştırıyor, | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
'cause then, on my way home, | Çünkü eve dönerken, | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
I could get my thoughts together. | düşüncelerimi toparlayabilirim. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
There are just so many different parents out there | Çoçukları için çok şey isteyen | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
that want so much for their children. | çok aile var. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
We know we have the tools to save those kids. | O çoçukları kurtaracak araçlara sahip olduğumuzu biliyoruz. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
People are doing it every day, right now. | İnsanlar onu her gün yapıyor, şu anda. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
You know, the status quo can be changed, but it takes a lot of outrage | Biliyorsunuz, statüko değişebilir, fakat değişmesi çok baskı | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
and a lot of good examples, | ve bir sürü iyi örnek lazım, ve lider | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
leading people to say yes, we can do this. | insanların, evet, yapabiliriz demesi gerekiyor. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
We can show that this is different. | Bunun farklı olduğunu gösterebiliriz. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
The question is, do we have the fortitude | Soru şu ki, bir şehir olarak ve ülke olarak, | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
that it would take as a city and as a country | zor kararları verecek | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
to make the difficult decisions that would be necessary? | metanete sahip miyiz? | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
If we give up, then what is the result? | Eğer vazgeçersek, sonuç ne olur? | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
What is the result? | Sonuç ne olur? | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
The children are all right, Miss Lane. | Çoçukların durumu iyi, Miss Lane. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
Just a little shaken up. Oh, thank goodness. | Yalnızca biraz sallanmışlar. Oh, şükürler olsun. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
And Wagner? What about him? See for yourstelf. | ve Wagner? Ona ne oldu? Kendiniz bakın. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
Someone destroyed his ability to think. | Birileri düşünebilme kabiliyetini yok etti. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
I would love to say it's all fixed, | Herşeyin düzeldiğini söylemek isterdim, | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
and everybody says, "Oh, great, great, we believe now." | ve herkes, "Oh, süper, süper, şimdi inanıyoruz" der | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
No. It is every day, you are back in the struggle, | Hayır. Her bir gün, o mücadelenin içindesiniz, | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
saying to these kids, "Don't give up," | bu çoçuklara "Vazgeçmeyin, teslim olmayın," diyorsunuz | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
so kids believe again that education is a way out. | ve çoçuklar eğitimin bir çıkış yolu olduğuna yeniden inanıyorlar. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
Hello. Yes, ma'am, he is. Hold on. | Meraba, evet efendim, burada, hatta kalın. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
Hello. Is this Anthony? Yes. | Merhaba. Anthony ile mi görüşüyorum? Evet. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
Hi, Anthony. It's Mrs. Inman | Selam, Anthony. Ben Mrs. Inman | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
from the SEED Public Charter School. How are you? | SEED Devlet Çartır okulundan arıyorum. Nasılsın? | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
Fine. You're fine? | İyi. İyi misin? | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
What did you think about the lottery? | Piyango hakkında ne düşünüyorsun? | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
It was OK, but it could've been better if I would've got in. | Fena değildi, ben seçilseydim daha iyi olabilirdi. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
I'm actually calling with some good news. | Aslında sana birtakım iyi haberlerim var. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
So we reconciled all of our numbers, | Kapasitemizi yeniden değerlendirdik, | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
and we were able to move students up to be enrolled, | ve başvurabilecek öğrenci sayısını artırdık, | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
and I was so excited to see your name. | ve senin ismini de kaydetmekten heyecan duyuyoruz. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
We have a space for you. | Senin için bir yerimiz var. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
How's it going? Fine. | Nası gidiyor? iyi. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
Good. How was your summer? Good. | Güzel. Yaz nasıl geçti? Güzeldi. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
Good? If I can just get you to sign in, ma'am. | Güzel? Hanımefendi şurayı imzalayabili misiniz? | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
I need to sign him in? Yes, ma'am. | Teslim ettiğime dair imza mı? evet efendim. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
You just sign right by his name there. Just give me a second. | Şuraya, O'nun isminin yanına imzalayın. Bir saniye lütfen. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
How you doing? Mr. Bagley, your life skills counselor. | Naber? Bu Mr. Bagley, senin yaşam becerileri danışmanın. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
Mr. Michaels. Life skills counselor. So how are you guys doing? | Mr. Michaels. yaşam becerileri danışmanı. Çoçuklar naber? | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
Hi. Fine. How are you? In here, sir. | Selam. İyidir. siz nasılsınız? Burada, efendim. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
You're the first one, so you can choose what you want, one of the three beds. | Sen ilk gelensin, bu üç yataktan istediğini seçebilirsin. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
I want this one. | Bunu istiyorum. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
No, I want that one. | Hayır, şuradakini istiyorum. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
Love you. Me too. | Seni seviyorum. Bende seni. Seni seviyorum. Ben de seni. | Waiting for 'Superman'-1 | 2010 | ![]() |
Ha, ha, ha. Home sweet home. | Evim evim güzel evim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Thanks, Cochise. | Teşekkürler, Cochise. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
No, you fucking idiot! I've worked at a restaurant my whoIe Iife. | Hayır, seni salak! Ben hayatım boyunca bir restorantta çalıştım. Hayır, seni kahrolası aptal! Bütün hayatım boyunca bir restoranda çalıştım ben. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Shit! It gonna be that kind of a party, | Siktir! Öyle bir parti olacak. Lanet olsun! Bu iyi bir parti olacak dostum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I'm gonna stick my dick in the mashed potatoes! | Sikimi patates püresine sokacağım! Aletimi patates püresinin içine sokacağım! | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Guess who. Hi, Dean. It's Mom. Ah, shit. | Bil bakalım kim? Merhaba Dean. Ben annen. Ah, siktir. Kim tahmin et. Merhaba Dean. Annen. Ah, lanet olsun. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I know you're not gonna forget lunch with me, | Öğle yemeği randevumuzu unutmayacağını biliyorum Biliyorum öğle yemeğinde benimle olacağını unutmazsın. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
but I thought I'd call just to make sure. | ama emin olmak için arayım dedim. Ama bir arayayım dedim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Oh, hey. | Oh, selam. Oh, hey. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I forgot you were here. | Burada olduğunu unutmuşum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
What? Nothing. | Ne? Yok bir şey. Ne? Hiçbir şey. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I'II see you at work, okay? | İşte görüşürüz, tamam? İşyerinde görüşürüz, tamam mı? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Hey, there, Natasha. How's my favorite minor doing today? | Selam Natasha. Favori küçüğüm bugün nasıl? Merhaba Natasha. Reşit olmayan elemanım bugün nasıl? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Hung over. I got so shitty Iast night. | Akşamdan kalma. Dün gece kafam öyle iyiydi ki. Akşamdan kalma. Dün gece çok berbattım. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
On a schooI night? Kids today. | Ertesi gün okulun varken? Bugünün çocukları. Bir okul gecesinde mi? Zamane çocukları. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I must say, there's nothing more attractive than tainted youth. | İtiraf etmeliyim, ahlaksız gençlerden daha çekici bir şey olamaz. Bozuk ahlaklı gençlerden daha çekici birşey yoktur. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Yes. I am indeed a pervert. | Evet. Ben bir sapığım. Evet. Ben bir cinsel sapığım. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Does that offend you? Nope. | Bu seni sinirlendiriyor mu? Hayır. Bu seni rahatsız eder mi? Hayır. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I think that most tainted youths end up being perverts. | Bence o ahlaksız gençlerin çoğu sonunda birer sapık oluyor. Bozuk ahlaklı gençler de sonunda cinsel sapık oluyor. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Good answer. | Müthiş cevap. İyi cevap. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Oh, and Monty, just so you know, | Oh, ve Monty, aklında bulunsun, Monty, bildiğin gibi... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I'm onIy a minor for another week. | reşit olmama bir hafta kaldı. ...ben sadece bir hafta daha reşit değilim. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I turn 18 on Wednesday. | Çarşamba 18'ime giriyorum. Çarşamba günü on sekize giriyorum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
WeII, then I guess I better hurry up then. I don't have much time. | Eh, acele etsem iyi olur o zaman. Fazla zamanım kalmamış. Şey, sanırım acele etsen iyi olur. Fazla zamanım yok. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Hey, Dan. Hey, Monty. | Selam Dan. Selam Monty. Merhaba, Dan. Merhaba, Monty. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
How you doing? Good. This is Mitch. It's his first day. | Nasılsın? İyi. Bu Mitch. Bu onun ilk günü. Nasılsın? İyidir. Bu Mitch. Bugün ilk günü. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I want you to show him around. Train him on everything whiIe it's sIow, | Ona etrafı gezdirmeni istiyorum. Ortalık sakinken her konuda eğit Ona etrafı göstermeni istiyorum. Hazır ortalık sakinken ona bilgi ver. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
and when the dinner rush hits, we'II have him watch the training videos. | ve akşam telaşı başladığında da, eğitim videolarını izletiriz. Akşam yemeği telaşı başladığında da eğitim videolarını izlettiririz. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Mitch, just Iisten to what Monty says today, | Mitch, bugün yalnızca Monty'nin dediklerini dinle Mitch, bugün Monty ne diyorsa onu dinle... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
and we'II have you out on the fIoor by earIy next week. | ve gelecek hafta da iş başı yaparsın. ...ve önümüzdeki hafta seni piste çıkaracağız. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Sound good? Yeah. | Oldu mu? Evet İyi mi? Evet bu... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
AII right then. Give him a quick tour before your shift starts. | Pekala. Mesain başlamadan ona hızlı bir tur attır. Tamam o zaman. Vardiyan başlamadan ona etrafı göster. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Good stuff. | Tamamdır. Anlaştık. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
WeII, Mitch, first thing. You ever worked in a restaurant before? | Evet, Mitch, baştan başlayalım. Daha önce bir restorantta çalıştın mı? Pekâlâ Mitch, ilk soru. Daha önce bir restoranda çalıştın mı? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
ActuaIIy, yeah WeII, it doesn't reaIIy matter anyway. | Aslında, evet Aslında pek de önemi yok. Aslında ben... Aslında önemli değil her neyse. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Working in a restaurant's aII about Iearning a routine. | Bir restoranda çalışmak tamamen rutini öğrenmekte biter. Bir restoran çalışanı önce tüm rutinleri öğrenir. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
Everything that Dan wants me to show you, teach you, | Dan'in sana göstermemi, öğretmemi istediği her şey, Dan'in benden sana göstermemi ve öğretmemi istediği her şey... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
aII that can be Iearned in a few hours. | hepsi birkaç saat içinde öğrenilebilir. ...bunların hepsi birkaç saat içinde öğrenilebilir. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
But... | Ancak, Ama... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
if you wanna work here, | eğer burada çalışmak istiyorsan, ...burada çalışmak istiyorsan... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
in this restaurant, | bu restorantta, ...bu restoranda... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
I reaIIy think that you need to ask yourseIf | kendine çok basit bir soru sorman ...kendine basit bir soru sormaya ihtiyacın... | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
one simpIe question. | gerektiğini düşünüyorum. ...olduğunu düşünüyorum. | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |
How do you feeI about frontaI maIe nudity? | Ön cephe erkek çıplaklığı hakkında ne düşünüyorsun? Ön erkek çıplaklığı hakkında ne hissediyorsun? | Waiting...-1 | 2005 | ![]() |