Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 180703

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
She wanted to say hi, but I... I got sidetracked.	Görüşmek istedi ama ben erteledim.	What If...-1	2010
She headed back to Chicago tonight.	Bu akşam Chicago'ya dönecekti.	What If...-1	2010
Yeah, one of our members just dropped her off	Evet, cemaatten biri onu terminale kadar götürecekti.	What If...-1	2010
Bus station. Of course.	Terminal. Elbette.	What If...-1	2010
Thanks.	Teşekkürler. Elbette.	What If...-1	2010
Oh, hey, this should take care of your termite problem.	Bu termit sorununu halletmek için yeterli olur.	What If...-1	2010
How'd you know we had a termite problem?	Termit sorunumuzu nereden biliyordu ki?	What If...-1	2010
Ben Walker?	Ben Walker?	What If...-1	2010
I got your note today so I got to the church,	Bugün notunu aldım, kiliseye gittim...	What If...-1	2010
but you had already left so they told me you were here.	...ama çoktan ayrılmıştın, buraya geldiğini söylediler.	What If...-1	2010
Yeah, yeah, my bus leaves in a couple minutes.	Evet, otobüsüm bir kaç dakika sonra kalkıyor.	What If...-1	2010
Shoot, I would have loved to have caught up.	Beni yakalamış olmana çok sevindim.	What If...-1	2010
Couple minutes, huh?	Bir kaç dakika öyle mi?	What If...-1	2010
Yeah, I'm going back to Chicago.	Evet, Chicago'ya dönüyorum.	What If...-1	2010
I can't believe you're standing here.	Karşımda olduğuna inanamıyorum.	What If...-1	2010
When was the last time we...	Son görüşmemizin üzerinden... 15.5 yıl geçti.	What If...-1	2010
I guess you're right, that's, good memory.	Sanırım haklısın. iyi bir hafızan var.	What If...-1	2010
So do you have an e mail address or cell phone?	E posta adresin ya da cep telefonu numaran var mı?	What If...-1	2010
I can contact you when I get back to Chicago.	Chicago'ya dönünce seni arayabilirim.	What If...-1	2010
Oh, that's a nice card.	Güzel bir kartvizit.	What If...-1	2010
So, you don't have time to catch up, huh?	Yani, çok vaktin yok.	What If...-1	2010
Well, it's so last minute and my bus is leaving, so...	Vakit geldi, otobüsüm kalkıyor. Evet, sorun değil anlıyorum.	What If...-1	2010
This is kind of weird, I know.	Bu çok tuhaf, biliyorum.	What If...-1	2010
Final boarding call for Green Line 227 with service	Chicago'ya gidecek Green Line 227 numaralı otobüs için son çağrı.	What If...-1	2010
to Chicago, Green Line 227 to Chicago now boarding.	Chicago'ya gidecek Green Line 227 numaralı otobüs için son çağrı.	What If...-1	2010
That's me.	Bu benim otobüsüm.	What If...-1	2010
Well, it was really good to see you, even in this way	Seni görmek çok güzeldi, böyle olsa da.	What If...-1	2010
and I will definitely contact you when I get back, okay?	Dönünce seninle tekrar bağlantı kuracağım, tamam mı?	What If...-1	2010
Yeah. Please do.	Evet, lütfen ara.	What If...-1	2010
Wendy, please don't go yet.	Wendy, lütfen şimdi gitme.	What If...-1	2010
What are you doing here, of all places?	Onca yer varken, burada ne işin var?	What If...-1	2010
I made a huge mistake. I was wrong to leave.	Büyük bir hata yaptım. gitmekle yanlış yaptım.	What If...-1	2010
I was wrong to end things with you.	Aramızdakileri bitirerek hata ettim.	What If...-1	2010
Ben, don't do this.	Ben, yapma. Yapmalıyım.	What If...-1	2010
Something's happened to me in the last...	Bana bir şeyler oldu.	What If...-1	2010
something's changed me.	Bir şeyler beni değiştirdi.	What If...-1	2010
And I've seen what a big mistake I've made	Seni bırakıp gitmekle...	What If...-1	2010
in letting you go.	...çok büyük bir hata yaptığımı anladım.	What If...-1	2010
I turned my back on what God wanted for me, for us,	Tanrının benim için istediği şeye sırtımı dönerek...	What If...-1	2010
and I have missed out on so much.	Pek çok şey kaybettim.	What If...-1	2010
Ben, you can't do this. I'm leaving.	Ben, bunu yapma. Ben gidiyorum.	What If...-1	2010
I'm leaving right now. I have to go.	Hemen gidiyorum. Gitmeliyim.	What If...-1	2010
Why did you send me that note?	O notu neden gönderdin?	What If...-1	2010
Because I wanted to say hi.	Çünkü merhaba demek istedim.	What If...-1	2010
What might have been, the life we could have built together?	Beraber kuracağız hayatın nasıl olacağını?	What If...-1	2010
The family what we could have had?	Nasıl bir ailemiz olacağını?	What If...-1	2010
Please, don't do this. I have to go.	Lütfen, bunu yapma. Gitmeliyim.	What If...-1	2010
Have you thought about us?	Bizi düşünüyor musun?	What If...-1	2010
Ben, you broke my heart, and it's taken me so many years...	Ben, kalbimi kırdın ve bunu unutmak yıllarımı aldı.	What If...-1	2010
to get over the hurt and the anger that I've had for you,	Bu acıyı atlatmak...	What If...-1	2010
I'm fine now. I was fine.	Artık iyiyim.	What If...-1	2010
Of course, I've thought about what should have been.	Elbette, düşündüm.	What If...-1	2010
Then don't leave. Don't do what I did.	O zaman gitme. Benim yaptığımı yapma.	What If...-1	2010
It was 15 years ago.	Bu 15 yıl önceydi. Birbirimizi tanımıyorduk.	What If...-1	2010
Yes, we do. Yes, we do.	Evet, tanıyoruz. Evet, tanıyoruz.	What If...-1	2010
Now can we take our time?	Zamanı alamaz mıyız?	What If...-1	2010
I'm going into the seminary and...	Ben İlahiyat Fakültesi'ne gideceğim ve...	What If...-1	2010
...I want us...	...ben...	What If...-1	2010
I want to try it again with you.	Seninle bir daha denemek istiyorum.	What If...-1	2010
We can give it a chance, can't we?	Bir şans verebiliriz, değil mi?	What If...-1	2010
No, no, no. It's too late.	Hayır, hayır, hayır. Artık çok geç.	What If...-1	2010
Final call.	Son çağrı.	What If...-1	2010
I have to go. I cannot do this.	Gitmeliyim. Bunu yapamam.	What If...-1	2010
Wendy, please.	Wendy, lütfen.	What If...-1	2010
Save a few pieces for yourself.	Kendine bir kaç dilim ayır.	What If...-1	2010
You're eating for two now.	Artık iki kişilik yiyorsun.	What If...-1	2010
Close up on the belly.	Göbeği yaklaştır.	What If...-1	2010
BEN: Vanity Fair named me...	Vanity Fair, beni...	What Just Happened-1	2008
...where each of you has been designated to stand.	...her birinizin nerede duracağı gösteriliyor.	What Just Happened-1	2008
Where you stand at these things or who you may be standing next to...	Bulunduğunuz yer veya etrafınızdaki insanlar nedeniyle...	What Just Happened-1	2008
...but I was wondering if some changes could be made to the placements.	Bu insanlardan bazıları...	What Just Happened-1	2008
It's... Right.	Bu...	What Just Happened-1	2008
Some of these people are not really...	Bu insanlardan bazıları...	What Just Happened-1	2008
..."producer" producers, if you know what I mean.	... gerçek "yapımcı" değil, bilmem anlatabildim mi? ...gerçek "yapımcı" değil, bilmem anlatabildim mi?	What Just Happened-1	2008
They just put their names on the movies...	Filmlere isimlerini yazdırırlar...	What Just Happened-1	2008
...but they don't really do anything.	...ama aslında bir şey yaptıkları yoktur.	What Just Happened-1	2008
MAN 2 [IN MOVIE]: I can't feel my legs.	Bacaklarımı hissedemiyorum.	What Just Happened-1	2008
Always a lot of production people, always a lot of marketing executives...	Daima birçok yapımcı, birçok pazarlamacı oradadır...	What Just Happened-1	2008
If the number is high, there's a celebration...	Eğer katılım yüksekse, kutlama yapılır...	What Just Happened-1	2008
I needed this one to work.	Bunun başarılı olmasına ihtiyacım vardı.	What Just Happened-1	2008
WOMAN [IN MOVlE]: I know.	Biliyorum.	What Just Happened-1	2008
I'm not gonna beg.	Yalvarmayacağım.	What Just Happened-1	2008
You think I care about me?	Kendimi umursadığımı mı zannediyorsun?	What Just Happened-1	2008
It's you I worry about.	Asıl senin için endişeleniyorum.	What Just Happened-1	2008
SEAN [IN MOVIE]: Your salvation.	Tanrı selamet versin.	What Just Happened-1	2008
Father, forgive them, they know not what they do.	Tanrım, onları bağışla, ne yaptıklarını bilmiyorlar.	What Just Happened-1	2008
MAN 2: Oh, my God.	Aman Tanrım.	What Just Happened-1	2008
WOMAN 1: They shot the dog. Poor thing.	Köpeği vurdular. Zavallı şey.	What Just Happened-1	2008
WOMAN 2: They shot the dog?	Köpeği mi vurdular?	What Just Happened-1	2008
MAN 3: Let's go.	Hadi gidelim.	What Just Happened-1	2008
MAN 4: Okay. How about that, ladies and gentlemen?	Evet. Nasıl buldunuz, bayanlar ve baylar?	What Just Happened-1	2008
We appreciate you taking the time to stick around...	Biraz daha bekleyip bize düşüncelerinizi aktarırsanız...	What Just Happened-1	2008
...give us your thoughts. You are part of the filmmaking process...	...memnun oluruz. Sizler de bu işin bir parçasısınız...	What Just Happened-1	2008
...and we value whatever it is you have to say.	...ve düşünceleriniz bizler için çok değerli.	What Just Happened-1	2008
That's gonna mean there's some postproduction.	Yani tekrar bir montaj aşaması olacak.	What Just Happened-1	2008
When they're done, you want me to put the cards and numbers in your car?	Bittiğinde, kartları ve rakamları arabana koymamı ister misin? Gerekli olmadıklarını mı düşünüyorsun? Hayır, Carl, buraya... için geldik. Bittiğinde, kartları ve rakamları arabana koymamı ister misin?	What Just Happened-1	2008
You can, you know how I feel. I don't pay much attention to the numbers.	Olabilir, beni biliyorsun. Rakamları pek umursamıyorum.	What Just Happened-1	2008
...it's the same thing with Harry Lime and the cat.	...Harry Lime ve kedisi ile tıpa tıp aynı.	What Just Happened-1	2008
Fantastic. It's fantastic. Big foreign upside.	Olağanüstü . Olağanüstü. Büyük bir yükseliş. Olağanüstü. Olağanüstü. Büyük bir yükseliş.	What Just Happened-1	2008
Ben, I'd like to introduce you to Jimmy. Jimmy, Ben. Ben, Jimmy.	Ben, seni Jimmy'le tanıştırmak istiyorum. Jimmy, Ben. Ben, Jimmy.	What Just Happened-1	2008