Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1825
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| and shattering noisily. | ...kiremitlerin sesi duyulmaktadır. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| The gale roars relentlessly around the house. | Fırtına, evin etrafında durmaksızın kükremektedir. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| THE SECOND DAY | İKİNCİ GÜN | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Can't you see she won't move? | Yerinden kıpırdamayacağını görmüyor musun? | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| It's ready. | Yemek hazır! | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| I've run out of brandy. Would you give me a bottle? | Hiç palinkam kalmadı da. Bir şişe verebilir misiniz? | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Give him some... | Ona biraz ver... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Why didn't you go into town? The wind's blown it away. | Neden kasabaya gitmediniz? Fırtına her tarafı darmaduman etti. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| How come? | Nasıl yani? | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| It's gone to ruin. | Mahvoldu diyorum. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Why would it go to ruin? | Neden mahvolsun ki? | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Because everything's in ruins, | Çünkü her şey yıkık dökük hale getirildi... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| everything's been degraded, | Her şey bozulmuş durumda... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| but I could say that they've ruined and degraded everything. | ...ama her şeyin yıkık dökük ve bozulmuş duruma getirildiğini söyleyebilirim. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Because this is not some kind of cataclysm, | Çünkü bu sözde masum insan yardımı denilen şeyden meydana gelen... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| coming about with so called innocent human aid. | ...alelade bir afet değil. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| On the contrary... | Tam aksine... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| It's about man's own judgment, his own judgment over his own self, | ...tüm bunlar insanın kendi hükmünün... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| or, dare I say, takes part in. | ...biraz cüretkar olmak gerekirse, bu işte bizzat yer alıyor... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| And whatever he takes part in | ...ve bu bizzat rol aldığı şeyse... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| is the most ghastly creation that you can imagine. | ...hayal edebileceğin en korkunç oluşumlardan birisi. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Because, you see, the world has been debased. | Çünkü anlayacağın üzere dünyanın çivisi çıkmış durumda. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| So it doesn't matter what I say, | Bu sebeple, söylediklerimin pek de ehemmiyeti yok... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| because everything has been debased that they've acquired, | ...çünkü her şeyin yozlaşması onların bunları elde etmesi ile alakalı. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| and, since they've acquired everything in a sneaky, underhanded fight, | Her şeyi sinsice ve gizli kapaklı bir mücadele neticesinde elde ettiklerinden... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| they've debased everything. | ...her şeyin ayarını bozmuş durumdalar. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Because whatever they touch, | Çünkü neye dokunurlarsa... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| and they touch everything, they've debased. | ...ki her şeye dokunuyorlar, anında kurutuyorlar. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| This is the way it was until the final victory. Until the triumphant end. | Son zafere kadar işler bu şekildeydi. Muzaffere bitişe kadar. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Acquire, debase, | Elde etme, yozlaştırma... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| debase, acquire. | ...yozlaştırma, ele geçirme. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Or I can put it differently if you'd like, | Ya da eğer istersen farklı bir şekilde ifade edebilirim... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| to touch, debase and thereby acquire, | ...dokunma, yozlaştırma ve akabinde de ele geçirme... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| or touch, acquire and thereby debase. | ...ya da dokunma, elde etme ve neticesinde de yozlaştırma. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| It's been going on like this for centuries. On, on and on. | Asırlardır bu şekilde devam ediyor. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| This and only this, sometimes on the sly, sometimes rudely, | Sürer, sürer ve sürer. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| sometimes gently, sometimes brutally, | Sadece bu, bazen gizli gizli, bazen kaba bir şekilde... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| but it has been going on and on. | ...arada sırada usul usul, arada da vahşice... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Yet only in one way, | ...tek değişmeyen şey bunun durmadan devam ettiği. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| like a rat attacks from ambush. | Lakin sadece tek bir şekilde... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Because for this perfect victory, | ...pusuda bekleyip saldıran bir sıçan gibi. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| it was also essential that the other side, | Çünkü bu mükemmel zafer için... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| that is, everything that's excellent, great in some way and noble, | ...önemli olan başka bir şey de diğer tarafın... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| should not engage in any kind of fight. | ...her şey mükemmel, yer yer harika ve soyluca olsa da... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| There shouldn't be any kind of struggle, | ...başka türden bir kavga içine bulaşmaması. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| just the sudden disappearance of one side, | Başka türden bir mücadele olmamalı. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| meaning the disappearance of the excellent, the great, the noble. | Bir tarafın aniden ortadan kaybolması... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| So that by now the winners who have won by attacking from ambush rule the earth, | ...yani o mükemmelliğin, harikalığın ve soyluluğun ortadan kaybolması... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| and there isn't a single tiny nook | ...böylece şimdiye dek hep pusu kurarak saldıran bu kazananlar dünyaya hükmeder... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| where one can hide something from them, 1 | ...ve insanların onlardan saklayabilecekleri şeyler için... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| because everything they can lay their hands on is theirs. | ...en ufak bir köşe bucak kalmaz... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Even things we think they can't reach, but they do reach, | ...çünkü ellerini uzattıkları şeyi bir şekilde elde ederler. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| are also theirs. | Ulaşamayacaklarını düşündüğümüz şeyler bile ama ulaşırlar 1 | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| The heavens are already theirs, and theirs are all our dreams. | ...en sonunda onların olur. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Theirs is the moment, nature, | Çünkü gökyüzü ve tüm hayallerimiz zaten halihazırda onlarındır. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| infinite silence. | O kısır döngü, doğa... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Even immortality is theirs, you understand? | ...bitmez sessizlik. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Everything, everything is lost forever! | Ölümsüzlük bile onların elinde, anlıyor musun? | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| And those many nobles, | Her şey ama her şey sonsuza dek uçup gitmiş durumda. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| great and excellent just stood there, if I can put it that way. | O birçok soylu... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| They stopped at this point, | ...harika ve mükemmel şeyler sadece durdular, böyle açıklamak doğruysa. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| and had to understand, and had to accept | Bu noktada duruverdiler... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| that there is neither God nor gods. | ...ve tanrı ya da tanrılar olmadığını... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| And the excellent, the great and the noble | ...anlamak ve kabul etmek durumunda kaldılar. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| had to understand and accept this right from the beginning. | Bu mükemmel, harika ve soylu kişiler... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| But, of course, they were quite incapable of understanding it. | ...bu doğruyu daha en başından anlayıp kabul etmek durumunda kaldılar. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| They believed it and accepted it but they didn't understand it. | Tabii bunu anlama yönünde yetersiz kaldılar. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| They just stood there, bewildered, but not resigned, | Buna inandılar, kabul ettiler, ama hiç anlamadılar. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| until something, that flash on the mind, | Öylece şaşkın şaşkın ama bıkmadan durdular... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| finally enlightened them. | ...ta ki beyinden kopup gelen bir kıvılcım... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| And all at once they realized that there is neither God nor gods. | ...onları en sonunda aydınlatana kadar. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| All at once they saw that there is neither good nor bad. | Böylece birdenbire tanrı ya da tanrılar olmadığının farkına vardılar. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Then they saw and understood that, | Birdenbire iyi ya da kötü diye bir şey olmadığının farkına vardılar. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| if this was so, | Neticesinde de durum böyleyse kendilerinin de... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| then they themselves did not exist either! | ...aslında var olmadıklarını görüp anladılar. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| You see, | Sanırım bu anın... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| I reckon this may have been the moment when we can say that | ...onların sönüp yok oldukları... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| they were extinguished, they burnt out. | ...anlamına geldiğini söyleyebiliriz. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Extinguished and burnt out | Sönüp yok oldular... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| like the fire left to smolder in the meadow. | ...aynı çayırlık bir alanda için için yanan bir alev gibi. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| One was the constant loser, | Bir tanesi daimi kaybeden... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| the other was the constant victor. | ...diğeri de daimi kazanandı. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Defeat, victory, | Yenilgi, zafer... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| defeat, victory. | Yenilgi, zafer... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| And one day, here in the neighborhood, | ...ve bir gün bu civarda | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| I had to realize, | ...yanıldığımı... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| and I did realize, that I was mistaken, | ...anlamak zorunda kaldım ve bunu yaptım. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| I was truly mistaken when I thought | Bu dünyada herhangi türden bir değişim olmadığını... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| that there had never been | ...bir değişim olmadığını ve olmayacağını düşünürken... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| and could never be any kind of change here on earth. | ...tamamıyla yanılıyordum. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Because, believe me, I know now | Çünkü inan bana... | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| that this change has indeed taken place. | ...bu değişimin gerçekten meydana geldiğini artık biliyorum. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Come off it! That's rubbish! | Geç bunları! Hepsi saçmalık. | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| THE THIRD DAY | ÜÇÜNCÜ GÜN | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Coat! | Paltom! | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| She's not eating! | Yemek yemiyor! | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| She will. | Yiyecek! | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| Eat! | Ye hadi! | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| You have to eat! | Yemek zorundasın! | A Torinoi Lo-1 | 2011 | |
| What's that? | Bu da ne? | A Torinoi Lo-1 | 2011 |