Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 182959
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
JUMPER: Move out the way. WOMAN 1: Somebody help him! | Çekilin yoldan. Birisi yardım etsin! Çekilin oradan. Birisi ona yardım etsin! Yoldan çekilin! Biri ona yardım etsin! Çekilin yoldan. Birisi yardım etsin! | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
WOMAN 2: Don't do it. | Yapma. Atlama! Yapma! Yapma. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
WOMAN 3: It can't be that bad. | O kadar kötü olamaz. Hayat o kadar kötü değil. Hiçbir şey buna değmez. O kadar kötü olamaz. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Okay. What do mean, "Okay"? | Olur. Nasıl yani, "Olur"? Olur. Olur mu dedin? Pekâlâ. Ne demek "pekâlâ"? Olur. Nasıl yani, "Olur"? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
WOMAN 4: I know it's not what I think it is. MAN 2: Just stop. | Düşündüğüm şey olmadığını biliyorum. Dur yeter. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
My man. Hello? Don't do it. I'm coming. | Dostum. Merhaba? Atlama. Geliyorum. Adamım? Bekle biraz. Geliyorum. Adamım, orada mısın? Yapma! Geliyorum. Dostum. Merhaba? Atlama. Geliyorum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
{SINGING} I wish you would step back From that ledge, my friend | Keşke o pervazdan geri adım atabilsen arkadaşım Dilerim arkadaşım, o pervazdan inersin Keşke o pervazdan geri adım atabilsen arkadaşım Keşke o pervazdan geri adım atabilsen arkadaşım | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Um Oh | Um... Oh... | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: What is it? | Ne oldu? Neydi? Gerisi neydi? Ne oldu? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
{SINGING} The angry boy a bit too insane | Kızgın çocuk biraz kaçık Çocuk biraz delirmiş, öfkeli Kızgın çocuk biraz fazla çılgın Kızgın çocuk biraz kaçık | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ALL {SINGING}: You can put the past away | Geçmişi bir kenara atabilirsin Geçmişi arkanda bırakabilirsin Geçmişi bir kenara bırakabilirsin Geçmişi bir kenara atabilirsin | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
STEPHANIE: Carl. | Carl. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
So where you headed? I'm meeting my girlfriend here. | Nereye gidiyorsun? Kız arkadaşımla buluşacağım. Nereye böyle? Kız arkadaşımla buluşacağım. Peki sen nereye? Sevgilimle burada buluşacağım. Nereye gidiyorsun? Kız arkadaşımla buluşacağım. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
We don't know where we're going. Really? | Nereye gittiğimizi bilmiyoruz. Gerçekten mi? Nereye gideceğimizi bilmiyoruz. Sahi mi? Nereye gideceğimizi bilmiyoruz. Sahiden mi? Nereye gittiğimizi bilmiyoruz. Gerçekten mi? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
That sounds like a lot of fun. Can you imagine? | Çok eğlenceli gözüküyor. İnanabiliyor musun? Kulağa çok komik geliyor. Düşünebiliyor musun? Kulağa çok eğlenceli geliyor. Hayal edebiliyor musun? Çok eğlenceli gözüküyor. İnanabiliyor musun? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
TED: No. | Hayır. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Okay. Okay. | Tamam. Tamam. Tamam. Tamam. Tamam. Tamam. Tamam. Tamam. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Yeah? Lincoln. | Öyle mi? Lincoln. Evet. Lincoln. Pekâlâ. Lincoln. Öyle mi? Lincoln. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ALLISON: Where does someone go in Lincoln, Nebraska? | Lincoln, Nebraska'da gidilecek neresi var? İnsanlar Lincoln, Nebraska'da nereye gider? Lincoln Nebraska'da nereye gidebiliriz ki? Lincoln, Nebraska'da gidilecek neresi var? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ALLISON: "The earliest switchboard operators' headsets... | "Eski santral operatörlerinin mikrofonlu kulaklıkları.." "Santral görevlilerinin kullandığı en eski kulaklıklar... İlk santral operatörlerinin kulaklıkları... "Eski santral operatörlerinin mikrofonlu kulaklıkları.." | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Interesting. CARL: Look at this. | İlginç. Şuna bir bak. İlginç. Şuna bak. Enteresan. Şuna bak. İlginç. Şuna bir bak. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Very first phone call ever. Pretty cool. | İlk telefon görüşmesi. Çok güzel. Bilinen ilk telefon. Çok güzelmiş. Bilinen ilk telefon görüşmesi. Gayet hoş. İlk telefon görüşmesi. Çok güzel. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
MAN: Nice shot. | Güzel atış. İyi atış. İyi atış. Güzel atış. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
What do you know about that? Pretty sexy. | Nasıl buldun? Çok seksi. Sen ne bilirsin ki? Çok seksi. Buna ne diyorsun? Gayet seksi. Nasıl buldun? Çok seksi. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
So, what do I do? I just | Ne yapacağım? Ben sadece Ne yapmam ger.. Yani yapacağım tek şey... Ne yapacağım? Ben sadece | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
MAN 1: Take it easy. MAN 2: Here you go. | Sakin. İşte. Sakin ol. Şöyle tut. Sakin ol. İşte böyle. Sakin. İşte. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Okay. You got it. | Tamam. Şimdi oldu. Tamam. Tamam. İşte öyle. Tamam. Şimdi oldu. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
MAN 1: Good one. I got it. I got it. | İyiydi. Başardım. Başardım. Vurdum! Vurdum! Başardım, başardım! İyiydi. Başardım. Başardım. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ANNOUNCER {ON PA}: Ladies and gentlemen, let's hear it... | Bayanlar ve baylar, alkışlar.. Bayanlar baylar, karşınızda... Bayanlar ve baylar, alkışlarınız... Bayanlar ve baylar, alkışlar.. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
...for your University of Nebraska Cornhuskers. | ..Nebraska Universitesi Cornhuskers için. ...üniversitemizin Nebraska Kabuk Soyucuları. ... Nebraska Üniversitesi Cornhuskers için! ..Nebraska Universitesi Cornhuskers için. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
PETE: Twenty bucks says Oklahoma kills them. | Yirmi kâğıdına iddiaya girerim ki Oklahoma bunları harcar. Oklahoma'ya 20 dolar işler. Yirmi dolarına bahse varım, Oklahama bunları oyar. Yirmi kâğıdına iddiaya girerim ki Oklahoma bunları harcar. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
LUCY: Hey. Is that Carl? | Şu, Carl mı? Hey. Bu Carl mı? Oradaki Carl mı? Şu, Carl mı? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Wait a second. Wait a second, wait a second. | Dur bir saniye. Dur bir saniye, dur bir saniye. Dur biraz. Dur biraz. Bir saniye. Bir saniye, bir saniye. Dur bir saniye. Dur bir saniye, dur bir saniye. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ANNOUNCER: The energy is palpable here, Chris. I can't even hear myself think. | Buradaki enerji hissedilebiliyor Chris. Kendi düşündüğümü bile duyamıyorum. Burada enerji doruk noktasında, Chris. Ne düşündüğümü bile duyamıyorum. Buradaki enerji hissedilebiliyor Chris. Kendi düşündüğümü bile duyamıyorum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I guess they're in Nebraska. Wow. | Sanırım Nebraska'dalar. Vay canına. Galiba Nebraska'dalar. Vay be. Nebraska'dalar. Vay be! Sanırım Nebraska'dalar. Vay canına. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: I can't believe I tripped like that. | Böyle düştüğüme inanamıyorum. O şekilde tökezlediğime inanamıyorum. O şekilde tökezlediğime inanamıyorum. Böyle düştüğüme inanamıyorum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ALLISON: It seemed like you fainted. No, I told you my foot caught a nail. | Bayılmışsın gibiydi. Hayır, ayağıma çivi battığını söyledim. Sanki bayılmışsın gibi geldi. Dedim ya ayağım çiviye takıldı. Bayılmış gibiydin. Ayağıma çivi battığını söylemiştim. Bayılmışsın gibiydi. Hayır, ayağıma çivi battığını söyledim. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ALLISON: Okay. Because I thought it was all the chicken beaks in the bucket. | Tamam. Ben de kovadaki tavuk gagalarından sanmıştım. Ben de kovadaki o gagalar yüzünden olduğunu sanmıştım. Pekâlâ. Ben de kovadaki gagadan oldu zannetmiştim. Tamam. Ben de kovadaki tavuk gagalarından sanmıştım. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: Don't, please. | Lütfen yapma. Lütfen yapma! Yapma lütfen. Lütfen yapma. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Do you love me? Definitely. | Sen de beni seviyor musun? Kesinlikle. Sen beni seviyor musun? Kesinlikle. Sen de beni seviyor musun? Kesinlikle. Sen de beni seviyor musun? Kesinlikle. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
What do I think? Uh Yeah. Oh, God. You paused. | Ne mi diyorum? Evet. Tanrım. Duraksadın. Ne mi düşünüyorum? Duraksadın. Ben mi? Şey... Aman tanrım, duraksadın. Ne mi diyorum? Evet. Tanrım. Duraksadın. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
No, I didn't pause. You paused. | Hayır, duraksamadım. Duraksadın. Hayır, duraksamadım. Duraksadn. Hayır, duraksamadım. Duraksadın. Hayır, duraksamadım. Duraksadın. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Do you wanna move Yes. | Benim yanıma taşınmak Evet. Birlikte... Evet. Yanıma taşınmak ister... Evet. Benim yanıma taşınmak Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Did I pause there? I could probably knock a couple milliseconds off that if you.... | Duraksadım mı? Eğer istersem birkaç milisaniye daha hızlı olabilirim. Duraksadım mı? Belki birkaç milisaniye dur... Duraksadım mı? Birkaç milisaniye daha hızlı olabilirdim aslında. Duraksadım mı? Eğer istersem birkaç milisaniye daha hızlı olabilirim. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
WOMAN: Where are you traveling today? Los Angeles. | Bugün yolculuk nereye? Los Angeles. Bugün nereye seyahat edeceksiniz? Los Angeles. Yolculuk nereye? Los Angeles. Bugün yolculuk nereye? Los Angeles. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
You okay? Yeah, I'm good. | İyi misin? Evet, iyiyim. İyi misin? Evet, iyiyim. İyi misin? Evet, iyiyim. İyi misin? Evet, iyiyim. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
AGENT 1: Sir? | Beyefendi? Efendim. Bayım? Beyefendi? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
You mind coming with us, please? I'm sorry? | Bizimle gelir misiniz lütfen? Efendim? Lütfen bizimle gelin. Anlamadım? Bizimle gelmenizde mahzur var mı? Efendim? Bizimle gelir misiniz lütfen? Efendim? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Oh, good job. AGENT 1: Let's go, funny guy. | Aferin. Gidelim komik adam. İyi iş. Gidelim komik adam. İyi iş. Hadi gidelim komik adam. Aferin. Gidelim komik adam. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Do you hate your country, Mr. Allen? CARL: What? | Ülkenizden nefret mi ediyorsunuz, Bay Allen? Ne? Ülkenizden nefret mi ediyorsunuz, Mr. Allen? Ne? Ülkenizden nefret ediyor musunuz Bay Allen? Ne? Ülkenizden nefret mi ediyorsunuz, Bay Allen? Ne? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Do you hate America? No. Of course not. | Amerika'dan nefret mi ediyorsunuz? Hayır. Tabii ki etmiyorum. Amerika'dan nefret mi ediyorsunuz? Elbette hayır. Amerika'dan nefret ediyor musunuz? Elbette hayır! Amerika'dan nefret mi ediyorsunuz? Hayır. Tabii ki etmiyorum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
What? I think you have the wrong guy. | Ne? Sanırım yanlış adamı yakaladınız. Ne? Galiba yanlış adamı yakaladınız. Ne? Sanırım yanlış adamı yakaladınız. Ne? Sanırım yanlış adamı yakaladınız. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
AGENT 2: We've been tracking you. We know who you are. | Sizi izliyorduk Bay Allen. Kim olduğunuzu biliyoruz. Sizi izliyorduk. Kim olduğunuzu biliyoruz. Sizi takip ediyorduk. Kim olduğunuzu biliyoruz. Sizi izliyorduk Bay Allen. Kim olduğunuzu biliyoruz. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
We know what you're planning. This is insane. Do you think I'm a terrorist? | Planlarınızı da biliyoruz. Bu delilik. Beni terörist mi sanıyorsunuz? Ne planladığınızı da biliyoruz. Ne planladığınızı biliyoruz. Delilik bu! Beni terörist mi sanıyorsunuz? Planlarınızı da biliyoruz. Bu delilik. Beni terörist mi sanıyorsunuz? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Yes, but you don't understand. Yes? Who is that? | Evet, ama anlamıyorsunuz. Evet mi? O da kim? Evet. Ama anlamazsınız. Evet mi? Kim bu? Evet, ama anlamıyorsunuz. Evet mi? O da kim? Evet, ama anlamıyorsunuz. Evet mi? O da kim? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
For what, bombs? No. | Ne için, bomba mı? Hayır. Bomba yapması için mi? Hayır. Bombalar için mi? Hayır. Ne için, bomba mı? Hayır. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Yes. Oh, come on. Why did you learn Korean? | Evet. Yapmayın. Neden Korece öğrendin? Evet. Hadi ama. Neden Korece öğrendiniz? Evet. Hadi ama! Neden Korece öğrendin? Evet. Yapmayın. Neden Korece öğrendin? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Are you aligned with the North Koreans? No. What? | Kuzey Korelilerle bir ittifakın mı içindesin? Hayır. Ne? Kuzey Korelilerle bir ilişkiniz var mı? Hayır. Ne? Kuzey Korelilerle iş birliği içinde misin? Hayır. Ne? Kuzey Korelilerle bir ittifakın mı içindesin? Hayır. Ne? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
You were married? CARL: Yes. | Evli miydin? Evet. Evli miydin? Evet. Evli miydin? Evet. Evli miydin? Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I was gonna tell her. I just never | Ona anlatacaktım. Asla Ona söyleyecektim. Ben asla... Ona söyleyecektim. Ben hiç... Ona anlatacaktım. Asla | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
He's really into it. You say yes to everything? | Gerçekten kendini kaptırmış. Her şeye evet mi diyorsun? Buna kendisini kaptırdı. Her şeye evet mi diyorsun? Gayet iyi açıkladı. Her şeye evet mi diyorsun? Gerçekten kendini kaptırmış. Her şeye evet mi diyorsun? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Are you kidding? It's not how it sounds. | Şaka mı yapıyorsun? Düşündüğün gibi değil. Dalga mı geçiyorsun? Göründüğü gibi değil. Dalga mı geçiyorsun? Düşündüğün gibi değil. Şaka mı yapıyorsun? Düşündüğün gibi değil. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Whew. That was close. What the hell, Carl? | Ramak kalmıştı. Ne oluyor, Carl? Az daha... Kimin umurunda Carl? İyi sıyırdım. Bu da ne Carl? Ramak kalmıştı. Ne oluyor, Carl? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Even if you don't like it? No, of course not. | Sevmesen bile mi? Hayır, elbette değil. Hoşuna gitmese de mi? Hayır. Tabi ki değil. İstemesen bile mi? Tabii ki de hayır. Sevmesen bile mi? Hayır, elbette değil. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Sometimes. Oh, good. What a relief. | Bazen. Güzel. Rahatladım. Bazen. Aman ne rahatladım. Bazen. Güzel, amma da rahatladım. Bazen. Güzel. Rahatladım. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
That's not entirely true. How do I know if anything you did... | Tamamen doğru değil. Yaptığın şeyleri isteyerek mi yaptığını.. Tam olarak doğru değil. Yaptığın herhangi bir şeyi... Bu tamamen doğru değil. İstediğin için mi yaptığını... Tamamen doğru değil. Yaptığın şeyleri isteyerek mi yaptığını.. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
You know what I did? What's that? | Ne yaptım, biliyor musun? Neymiş? Ne yaptım biliyor musun? Neymiş? Ne yaptım, biliyor musun? Ne yaptın? Ne yaptım, biliyor musun? Neymiş? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: It's with the universe. It's a big deal. | Evrenle mukavele yaptım. Büyük bir olay dostum. Bu evrensel bir anlaşma Evrenle mukavele yaptım. Büyük bir olay dostum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Get away from me. Okay. | Benden uzak dur. Tamam. Benden uzaklaş. Tamam. Git başımdan! Pekâlâ. Benden uzak dur. Tamam. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ALLISON: Farther. Yeah. | Daha uzak. Tamam. Daha uzağa. Tamam. Daha uzağa. Tamam. Daha uzak. Tamam. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Oh, I just love good food. So do I. | Güzel yemekten hoşlanırım. Ben de. İyi yemeklere bayılırım. Ben de. Lezzetli yemeklere bayılırım. Ben de. Güzel yemekten hoşlanırım. Ben de. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Do you? Uh huh. | Öyle mi? Sen de mi? Uh huh. Öyle mi? Evet. Öyle mi? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
...than bad food any old day of the week." | ..iyi yemek yemeyi tercih ederim." ...tatsız yemeklere tercih ederim." derdi. ..iyi yemek yemeyi tercih ederim." | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
The way we're gonna do this is we're gonna go after the.... | Şöyle yapacağız. Önce takip edeceğiz Bu işi yapmanın tek yolu, bunların arkasından... Şöyle yapacağız. Önce takip edeceğiz | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
PILOT: Okay, I'm totally off the controls. | Tamam, ben kontrolleri bıraktım. Kontrolleri tamamen bıraktım. Pekâla, şu an kontrolü sana bırakıyorum. Tamam, ben kontrolleri bıraktım. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
No, no, I'm just hanging here. Okay, okay. Just checking in. | Hayır, hayır, takılıyordum. Tamam, tamam. Bir bakayım dedim. Hayır. Buralarda takılıyordum ben de. Tamam. Sadece kontrol ediyorum. Hayır, hayır. Sadece asılı duruyordum. Pekâlâ, sadece kontrol ediyordum... Hayır, hayır, takılıyordum. Tamam, tamam. Bir bakayım dedim. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I never really thought of them as Hang on, hang on, hang on, just a second. | Onlara hiçbir zaman köylü Dur, dur, dur bir saniye. Ben onları asla birer... Dur, dur. Bekle biraz. Ben hiç öyle düşünmemiştim... Bekle, bekle. Bir saniye. Onlara hiçbir zaman köylü Dur, dur, dur bir saniye. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
...and I need you to tell the managers. Shutting down branches? | ..ve müdürlerine senin söylemeni istiyorum. Şube mi kapatacaksınız? Müdürlere sen söylersin. Şubeleri mi kapatıyorsunuz? ...ve müdürlerine bunu söylemeni istiyorum. Şubeleri mi kapatıyorsunuz? ..ve müdürlerine senin söylemeni istiyorum. Şube mi kapatacaksınız? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ANSWERING MACHINE: You have three messages. | Üç mesajınız var. Üç tane mesajınız var. Üç mesajınız var. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
NORMAN: Hi, Car, this is your answer phone speaking. | Merhaba, Car, telesekreterin konuşuyor. Selam, Car, ben telesekreterinim. Selam Car. Şu an telesekreterin konuşuyor. Merhaba, Car, telesekreterin konuşuyor. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ROONEY: Carl, it's Roons. Thanks for letting me use your car. | Carl, ben Roons. Arabanı kullanmama izin verdiğin için teşekkürler. Carl, ben Roons.Arabanı kulanmama izin verdiğin için sağ ol.. Carl, ben Roons. Arabanı kullanmama izin verdiğin için sağ ol. Carl, ben Roons. Arabanı kullanmama izin verdiğin için teşekkürler. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
PETER: It's Peter. I'm sure you're aware and completely on top of it... | Ben Peter. Eminim ki farkındasındır ve ayarlıyorsundur.. Ben Peter. Eminim unutmamışsındır ve üzerinde çalışıyorsundur ama... Ben Peter. Eminim ki farkındasındır ve düzenleyen de sensin ama... Ben Peter. Eminim ki farkındasındır ve ayarlıyorsundur.. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
...but just wanted to make sure Lucy's shower is still on for tomorrow night. | ..ama Lucy'nin kına gecesinin yarın akşam olduğunu hatırlatmak istedim. ..yine de emin olmak için söylüyorum Lucy'nin gecesi yarın akşam. ...yine de emin olmak istedim.Yarın gece Lucy'nin hediye partisi var. ..ama Lucy'nin kına gecesinin yarın akşam olduğunu hatırlatmak istedim. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Shower. Shit. It's on. | Kına gecesi. Kahretsin. Az kaldı. Eyvah. Gece yapılacak. Hediye partisi! Ha s*ktir! Unutma! Kına gecesi. Kahretsin. Az kaldı. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Hey, guys. Hey. | Merhaba. Merhaba. Selam çocuklar. Selam. Selam arkadaşlar. Selam. Merhaba. Merhaba. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
What's wrong? I just really need to talk to you. | Sorun nedir? Sizinle konuşmam gerekiyor. Ne oldu? Konuşmamız lazım. Sorun ne? Sizinle bir konuda konuşmaya ihtiyacım var. Sorun nedir? Sizinle konuşmam gerekiyor. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Oh, my God. Happy shower. | Aman Tanrım. Mutlu kına gecesi. Aman Allah'ım! Aman Allah’ım. Hediye partiniz kutlu olsun. Aman Tanrım. Mutlu kına gecesi. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
PETER: I like it, I like it. | Hoşuma gitti, çok güzel. Hoşuma gitti. Hoşuma gitti. Hoşuma gitti, çok güzel. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Rooney. ROONEY: Congrats. | Rooney. Tebrikler. Rooney. Tebrikler. Rooney! Tebrikler. Rooney. Tebrikler. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
That's Bert. He's in fertilizer. Hey, B. | Bu Bert. Gübreci. Selam, B. Bu Bert. Gübre işinde. Hey, B. Bu Bert. O bir gübreci. Selam B. Bu Bert. Gübreci. Selam, B. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
And Lee, he's a male nurse. PETER: I know Lee. | Bu da Lee, erkek hemşire. Lee'yi tanıyorum. Lee, erkek hemşire. Lee'yi tanıyorum. Bu da Lee, o bir hemşire. Lee'yi tanıyorum. Bu da Lee, erkek hemşire. Lee'yi tanıyorum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
PETER: On him, on him. | Ona yazın, ona yazın. Onun hesabından olsun! Ona yazın, ona yazın. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Thanks. Sure. | Teşekkürler. Elbette. Teşekkürler. Sağ ol. Bir şey değil. Teşekkürler. Elbette. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Oh, John Goodman. No, it's Alec Baldwin. | John Goodman. Hayır, Alec Baldwin. Oh, John Goodman. Hayır. Alec Baldwin. John Goodman. Hayır, bu Alec Baldwin! John Goodman. Hayır, Alec Baldwin. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
How you holding up? I'm okay, Car. | Nasıl gidiyor? İyiyim, Car. Nasılsın bakalım? Ben iyiyim, Car. Neler yapıyorsun? Ben iyiyim Carl. Nasıl gidiyor? İyiyim, Car. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Norman, this is Soo Mi. Hi there. | Norman, bu Soo Mi. Merhaba. Norman, bu Soo Mi. Selam. Norman, bu Soo Mi. Norman, bu Soo Mi. Merhaba. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Can I call you Soo? Yes. | Sana Soo diyebilir miyim? Evet. Sana Soo diyebilir miyim? Evet. Size Soo diyebilir miyim? Sana Soo diyebilir miyim? Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Come on. Look out. Oh, hey. | Hadi. Dikkat. Hadi. Dikkat et! Hadi. Dikkat! Hadi. Dikkat. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Oh, that's an interesting one. Yep. And it's half price, so.... | İlginç bir parçaymış. Evet. Ayrıca yarı fiyatına, bu yüzden Bu resim çok enteresan. Evet. Hem de yarı fiyatına... Çok enteresan bir parça. Evet, üstelik yarı fiyatına. İlginç bir parçaymış. Evet. Ayrıca yarı fiyatına, bu yüzden | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
That's the best wedding shower ever, man. Man, you deserve it. | Gördüğüm en güzel kına gecesi dostum. Hak ettin dostum. Bu gördüğüm en güzel geceydi ahbap. Sen hak ettin bunu. Tarihin en iyi gelin partisi bu. Ve siz bunu hak ediyorsunuz. Gördüğüm en güzel kına gecesi dostum. Hak ettin dostum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |