Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 182958
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
{SINGING} I would understand | Anlardım Anlardım. Anlardım | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: Homeless. | Evsizler. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: Come and get it. | Gelin ve alın. Gelin, alın. Gelin ve alın. Gelin ve alın. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
HOBO: He never listens. | Asla dinlemez. Hiç dinlemiyor. Hiç dinlemez zaten. Asla dinlemez. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Wanna see a Oh, sorry. You know what? I'd love to. | Şey görmek Pardon. Biliyor musun? Seve seve. Acaba... Oh, pardon. Aslında çok isterim. İzlemek ister... Üzgünüm. Biliyor musun? Tabii ki de isterim. Şey görmek Pardon. Biliyor musun? Seve seve. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
BARTENDER: There you go. | İşte. Al bakalım. Al bakalım. İşte. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
PERFORMER 1: From the dawn of time PERFORMER 2: In the netherworld. | Evvel zaman içinde Ölüler diyarında.. Zamanın şafağında... Ölüler diyarında... Bir zamanlar cehennemde... Evvel zaman içinde Ölüler diyarında.. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
PERFORMER 1: There was a band. | ..bir grup varmış. Bir grup vardı. ...bir grup vardı. ..bir grup varmış. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
PERFORMER 1: And that band ate arame and other sea vegetables. | O grup suyosunu ve diğer deniz sebzelerini yermiş. Bu grup sadece meyve ve sebze yerdi. O grup su yosunu ve diğer deniz bitkilerinden yedi. O grup suyosunu ve diğer deniz sebzelerini yermiş. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
PERFORMER 2: Yeah. | Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
PERFORMER 1: And that band was rad. | Bir de o grup radikalmiş. Heyecan verici bir grupmuş. Ve o grup radikaldi. Bir de o grup radikalmiş. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
We are Munchausen by Proxy. You're kidding me. | Biz Munchausen by Proxy'yiz. Bu bir şaka olmalı. Biz Munchausen by Proxy*. Şaka mı bu. Bize derler Munchausen by Proxy. Şaka mı bu? Biz Munchausen by Proxy'yiz. Bu bir şaka olmalı. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
{SINGING} I should have been the one To break up with you | Seni terk eden ben olmak isterim Ben olmalıydım seni terkeden, Senden ayrılması gereken kişi bendim ama... Seni terk eden ben olmak isterim | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Hey, did you ever meet my friend lan? He's a computer hacker. | Arkadaşım Ian ile tanıştınız mı? Kendisi bilgisayar korsanıdır. Hey, arkadaşım Ian'ı tanıyan var mı? O bir "hacker"dır. Hey! Arkadaşım Ian ile tanıştınız mı? O bir hacker. Arkadaşım Ian ile tanıştınız mı? Kendisi bilgisayar korsanıdır. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
{SINGING} Don't call me past 11 p.m. It won't happen again | Beni saat on birden sonra arama Bir daha olmaz Gece on birden sonra beni arama. Olmasın bir daha. Gece 11'den sonra arama sakın. Bir daha olmaz. Beni saat on birden sonra arama Bir daha olmaz | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
What are you doing here? I know. Is this crazy or what? | Ne yapıyorsun burada? Biliyorum. Çılgınca, değil mi? Burada ne işin var? Çılgınca değil mi? Ne yapıyorsun burada? Biliyorum. Çok çılgınca, değil mi? Ne yapıyorsun burada? Biliyorum. Çılgınca, değil mi? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
It's so crazy. Yeah. | Kesinlikle. Öyle. Çok çılgınca. Evet. Hem de nasıl! Kesinlikle. Öyle. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Are you stalking me? No. I would never do that. | Beni takip mi ediyorsun? Hayır. Asla öyle bir şey yapmam. Beni mi izliyorsun? Hayır. Böyle bir şeyi asla yapmam. Beni takip mi ediyorsun? Hayır, asla böyle bir şey yapmam. Beni takip mi ediyorsun? Hayır. Asla öyle bir şey yapmam. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Hey, great gig or whatever, you know. Thanks. | Harika bir performans, falan filan işte. Teşekkürler. Sahnen ya da her neyse, harikaydı. Sağ ol. Harika bir gösteriydi ya da her neyse. Teşekkürler. Harika bir performans, falan filan işte. Teşekkürler. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
It comes from personal experience. Cool. | Kişisel deneyimlere dayanıyor. Güzel. Kişisel deneyimlerimden geliyorlar. Güzel. Kişisel tecrübelerimden kaynaklanıyor. Harika. Kişisel deneyimlere dayanıyor. Güzel. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
So I have to go, but.... Oh, really? | Gitmem gerekiyor, ama Gerçekten mi? Yani gitmem gerekiyor ama... Sahi mi? Bu yüzden gitmem gerekiyor ama... Gerçekten mi? Gitmem gerekiyor, ama Gerçekten mi? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ALLISON: I teach a jogging photo group... | Hem egzersiz yapıp hem de.. Bir gruba ders veriyorum Hem egzersiz yapmak, hem de fotoğraf çekme pratiği... Hem egzersiz yapıp hem de.. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: Oh, yeah, that's getting very popular now. | Evet, bu aralar oldukça moda. Şimdilerde bu çok popüler. Evet, bu aralar gayet popüler oldu. Evet, bu aralar oldukça moda. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ALLISON: It's in Griffith Park and we do a loop. It's about five miles. | Griffith Park'ın etrafında koşuyoruz. Yaklaşık sekiz kilometre. Griffith Park'ta turluyoruz. Yaklaşık yedi buçuk kilometre. Griffith Park'ında daireler çizerek koşuyoruz ve yaklaşık 8 km tutuyor. Griffith Park'ın etrafında koşuyoruz. Yaklaşık sekiz kilometre. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: Wow. I haven't been up at 6 a.m. in, like, never. | Vay canına. Yaklaşık şeyden beri, saat 6'da kalkmamıştım. Ezelden. Hayatımda hiç saat altıda uyanmadım. Vay be! Sabahın altısında neredeyse hiç uyanmadım. Vay canına. Yaklaşık şeyden beri, saat 6'da kalkmamıştım. Ezelden. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
That's early. Yeah, but it makes for amazing pictures. | Erkenmiş. Ama inanılmaz fotoğraflar çekebiliyorsun. Çok erken. Ama harika kareler yakalıyoruz. Çok erken. Öyle ama güzel manzaralar oluyor. Erkenmiş. Ama inanılmaz fotoğraflar çekebiliyorsun. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: Okay, so you're in a band... | Demek bir grubun var.. Bir grubun var... Pekâlâ, bir rock grubun var... Demek bir grubun var.. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ALLISON: Whatever I want. | Canım ne isterse. Ne istersem onu. Ne istersem onu. Canım ne isterse. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: Yeah, that's cool. I've done some charity work. | Çok güzel. Ben de hayır işi yapmıştım. Bu çok güzel. Ben de biraz hayır işi yaptım. Bu harika. Ben de biraz hayır işi yaptım. Çok güzel. Ben de hayır işi yapmıştım. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Good to know, if, you know, if I ever need to.... | Aklımda bulunsun, hani ihtiyacım olursa falan. Bildiğim iyi oldu. Belki ihtiyacım olur. Bilmem iyi oldu. Bilirsin, belki bir gün ihtiyaç duyarım. Aklımda bulunsun, hani ihtiyacım olursa falan. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Okay. I'll see you tomorrow.... | Tamam. Yarın görüşürüz Tamam. Yarın görüşürüz. Pekâlâ. Yarın görüşürüz. Tamam. Yarın görüşürüz | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Carl. Allison. | Carl. Allison. Carl. Allison. Carl. Allison. Carl. Allison. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ROONEY: Yo, Carl, hitting the clubs. | Hey, Carl, barlara takılacağım. Hey, Carl, kulüpteyiz. Carl, gece kulüplerine bakıyorduk. Hey, Carl, barlara takılacağım. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Allison? ALLISON: Yeah? | Allison? Evet? Allison? Efendim? Allison? Efendim? Allison? Evet? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
You seem a little hyper. Had a couple Red Bulls. | Biraz enerjik görünüyorsun. Birkaç Red Bull içtim. Biraz enerjik görünüyorsun. Birkaç kutu Red Bull içtim. Biraz hiperaktif görünüyorsun. İki tane Red Bull içtim. Biraz enerjik görünüyorsun. Birkaç Red Bull içtim. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Okay, that'd be fu Red Bull. | Tamam, güzel olur Red Bull. Tamam. Fena fi... Red Bull. Pekâlâ, neden olma... Red Bull. Tamam, güzel olur Red Bull. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
That sounds Red Bull. | Kulağa Red Bull. Kulağa... Red Bull. Bu biraz... Red Bull. Kulağa Red Bull. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I think I'd Red Bull. | Bence ben Red Bull. Sanırım ben... Red Bull. Sanırım... Red Bull. Bence ben Red Bull. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I'd really Red Bull. | Gerçekten Red Bull. Ben gerçekten... Red Bull. Bana kalırsa... Red Bull. Gerçekten Red Bull. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Carl, this is everybody. Hey, everybody. | Carl, bu da millet. Selam millet. Carl, bu millet. Merhaba millet. Carl, bunlar da millet. Selam millet! Carl, bu da millet. Selam millet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
WOMAN: Oh, it's a good one. | Güzel poz. Güzel bir kare. Bu güzeldi. Güzel poz. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: Hold that. | Kımıldamayın. Kıpırdamayın. Kımıldamayın. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Just shoot me. I know. Right in the face. | Vursunlar daha iyi. Biliyorum. Suratının tam ortasına. Bu beni deli ederdi. İyi bilirim. Vursunlar daha iyi. Biliyorum. Suratının tam ortasına. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
That's so true. Yeah. | Çok haklısın. Öyle. Çok doğru. Evet. Çok haklısın. Evet. Çok haklısın. Öyle. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I'll work on that. Yeah, just trim the fat. | Düzelteceğim. Tamam, fazlalıkları at. Denerim. Gereksiz kısımlarını at. Elimden geleni yaparım. Sadece derli toplu olsun. Düzelteceğim. Tamam, fazlalıkları at. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
FARANOUSH: Carl, could you please pass the Cholula? | Carl, acı sosu uzatır mısın? Carl, sosu uzatır mısın lütfen? Carl, acı sosu uzatır mısın? Carl, acı sosu uzatır mısın? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I'm engaged. Oh, yeah. | Ben nişanlıyım. Doğru. Ben nişanlıyım. Doğru ya. Ben nişanlıyım. Doğru ya. Ben nişanlıyım. Doğru. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
{WHISPERING} Should you talk about Allison in front of Faranoush? | Faranoush'un önünde Allison'dan bahsetmek doğru mu? Faranoush'un yanında Allison'dan bahsetmen doğru mu? Faranoush'un önünde Allison hakkında mı konuşmalı mısın? Faranoush'un önünde Allison'dan bahsetmek doğru mu? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Besides, she's totally not my type. I can hear you. | Ayrıca, kesinlikle tipim değil. Seni duyuyorum. Hem zaten benim tipim değil. Seni duyabiliyorum. Ayrıca hiç de tipim değil. Seni duyabiliyorum. Ayrıca, kesinlikle tipim değil. Seni duyuyorum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
No offense, Faranoush. None taken. | Lafım meclisten dışarı, Faranoush. Üstüme alınmadım. Alınma Faranoush. Hiç alınmadım. Gücenme lütfen Faranoush. Üzerime alınmadım. Lafım meclisten dışarı, Faranoush. Üstüme alınmadım. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Hey, honey. LUCY: Hey. | Selam, tatlım. Selam. Selam, tatlım. Selam. Selam tatlım. Selam. Selam, tatlım. Selam. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Lucy. Faranoush, Lucy. Lucy, Faranoush. Hello. | Lucy. Faranoush, Lucy. Lucy, Faranoush. Merhaba. Lucy. Faranoush, Lucy. Lucy, Faranoush. Merhaba. Lucy. Faranoush, Lucy. Lucy, Faranoush. Merhaba. Lucy. Faranoush, Lucy. Lucy, Faranoush. Merhaba. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Problem solved. Yeah. | Sorun çözüldü. Evet. Sorun çözüldü. Sorun çözüldü. Evet. Sorun çözüldü. Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Really? Yeah. | Gerçekten mi? Evet. Gerçekten mi? Evet. Sahiden mi? Evet. Gerçekten mi? Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: That's great. That is sweet, Carl. | Harika. Çok tatlısın, Carl. Çok tatlısın, Carl. Evet harika. Çok naziksin Carl. Harika. Çok tatlısın, Carl. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Hi. You must be Norman. | Merhaba. Sen Norman olmalısın. Selam. Sen Norman olmalısın. Merhaba. Siz de Norman olmalısınız. Merhaba. Sen Norman olmalısın. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Thanks. Pace yourselves. | Teşekkürler. Kendinizi hazırlayın. Teşekkürler Kendinizi hazırlayın. Teşekkürler. Kendinizi ayarlayın. Teşekkürler. Kendinizi hazırlayın. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Get in there, play the zone. Come on. | İçeri gir, alan savunması yap. Hadi. Gir şuraya, alan savunması yap. Hadi. Atın şu golü, bitirin işi. Hadi ama! İçeri gir, alan savunması yap. Hadi. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Good dip, huh, H.P.? CARL: Mm. | Güzel sos, değil mi, H.P.? Sos güzel mi? Mm. Güzel sos, değil mi? Güzel sos, değil mi, H.P.? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Yeah, put in a good word for us. That would be great. | Evet, bize arka çık. Harika olur. Olur, bize de ayarlasana. Harika olur. Bize bir torpil yaparsın artık. Harika olur. Evet, bize arka çık. Harika olur. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
HERMIONE {ON TV}: Oh, bye. | Görüşürüz. Güle güle. Güle güle. Görüşürüz. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
NORMAN: Alrighty, gang. Who wants to watch Chamber of Secrets? | Evet, millet. Kim Sırlar Odası'nı izlemek ister? Hadi bakalım. Kim Sırlar Odası'nı seyretmek ister? Pekâlâ millet! Sırlar Odası'nı kim izlemek ister? Evet, millet. Kim Sırlar Odası'nı izlemek ister? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Well, thanks for coming, guys. So nice to meet you. | Geldiğiniz için teşekkürler. Tanıştığımıza memnun oldum. Geldiğiniz için sağ olun çocuklar. Memnun oldum. Geldiğiniz için teşekkürler arkadaşlar. Tanıştığıma memnun oldum. Geldiğiniz için teşekkürler. Tanıştığımıza memnun oldum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Yeah. Tap it. Thanks for walking me through that. | Tamam. Hafifçe vur. Adım adım anlattığın için teşekkürler. Hafifçe vur. Gösterdiğin için sağ ol. Evet, hafifçe vur. Öğrettiğin için sağ ol. Tamam. Hafifçe vur. Adım adım anlattığın için teşekkürler. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
NORMAN: That's all right. Bye. | Önemli değil. Hoşça kal. Önemli değil. Hoşça kal. Önemli değil. Hoşça kal. Önemli değil. Hoşça kal. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Hey, you're getting better. Yeah, not bad, huh? | İyiye gidiyorsun. Fena değilim ha? Alışıyorsun. Fena sayılmaz, değil mi? Gittikçe daha iyi sürüyorsun. Evet, kötü sayılmaz. Değil mi? İyiye gidiyorsun. Fena değilim ha? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
We can't do this. Why? You scared? | Bunu yapamayız. Neden? Korktun mu? Bunu yapamayız. Neden? Korktun mu? Bunu yapamayız. Neden? Korktun mu? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ALLISON: This is crazy. I know, but it's great. | Bu delilik. Biliyorum. Ama harika. Bu çılgınlık. Biliyorum ama çok güzel. Bu bir delilik. Biliyorum ama harika. Bu delilik. Biliyorum. Ama harika. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Come on, you gotta have creepy fans. I don't think so. | Hadi ama, tuhaf hayranlarınız vardır. Sanmıyorum. Ürpertici hayranların var. Hiç de değil. Hadi ama, tüyler ürpertici fanatiklerin var. Hiç sanmıyorum. Hadi ama, tuhaf hayranlarınız vardır. Sanmıyorum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
We don't have that much of a following. What are you talking about? | O kadar hayranımız var sayılmaz. Sen neden bahsediyorsun? Bizim çok az dinleyenimiz var. Sen neden bahsediyorsun? Bizi izleyen o kadar çok kişi yok. Sen neden bahsediyorsun? O kadar hayranımız var sayılmaz. Sen neden bahsediyorsun? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
How many people can this place even hold? Like 17,000. | Buraya kaç tane adam sığar ki? Yaklaşık 17.000. Burası kaç kişi alır ki 17,000 kadar. Burası ne kadar kişi alır ki? 17.000 kadar. Buraya kaç tane adam sığar ki? Yaklaşık 17.000. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
What? I love doing it. | Ne? Yapmayı seviyorum. Ne? Bunu yapmaya bayılıyorum. Ne? Ama seviyorum. Ne? Yapmayı seviyorum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
...taken while running, but.... | ...fazla rağbet yok ama... ... rağbet olmadığının farkındayım ama.. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
MAN: Hey. What are you doing? Oh, shit. | Ne yapıyorsunuz? Kahretsin. Ne yapıyorsunuz? Eyvah! Hey! Ne yapıyorsunuz? Ne yapıyorsunuz? Kahretsin. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Stop. Stopping. | Dur. Duruyorum. Durun. Duruyorum. Durun! Durdum. Dur. Duruyorum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Come on, Carl, run. Thanks. | Hadi, Carl, koş. Teşekkürler. Hadi, Carl, koş. Sağ ol. Hadi Carl, koş. Sağ ol. Hadi, Carl, koş. Teşekkürler. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Wait right there. You got it. | Orada bekle. Tamamdır. Kal orada. Tamamdır. Dur orada! Tamam. Orada bekle. Tamamdır. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
MAN: Down on the ground. Whatever you say. | Yere yat. Sen nasıl istersen. Yere yat. Nasıl istersen. Yere yat! Ne diyorsan o. Yere yat. Sen nasıl istersen. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Carl, what are you doing? Let's go. All right. I can't please everyone. | Carl, ne yapıyorsun? Gidelim. Tamam. Herkesi de memnun edemem ya. Carl, ne yapıyorsun? Hadi gidelim. Peki. Herkesi memnun edemem. Carl, ne yapıyorsun? Hadi kaçalım. Pekâlâ. Herkesi memnun edemem. Carl, ne yapıyorsun? Gidelim. Tamam. Herkesi de memnun edemem ya. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ALLISON: Run! | Koş! | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Pass those out, will you? Sure. | Şunları dağıt, olur mu? Tabii. Şunları dağıtır mısın? Tabi. Bunları dağıtır mısın? Elbette. Şunları dağıt, olur mu? Tabii. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Lee? Hey. | Lee? Selam. Lee? Hey. Lee? Selam. Lee? Selam. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
That's not right, is it? Carl, I need you for a second. | Doğru söylemedim, değil mi? Carl, bir saniyeliğine gelir misin? Yanlış söyledim değil mi? Carl, biraz gelir misin? Yanlış söyledim, değil mi? Carl, biraz gelir misin? Doğru söylemedim, değil mi? Carl, bir saniyeliğine gelir misin? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Hey, I'm part of this too. No. | Ben de bunun bir parçasıyım. Hayır. Ben de bunun bir parçasıydım. Hayır. Ben de bunun bir parçasıyım. Hayır. Ben de bunun bir parçasıyım. Hayır. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Yeah. I stood by and let it happen. Norm. | Evet. Öylece durdum ve olmasına izin verdim. Norm. Olmasına izin verdim. Norm. Evet, öylece durup yaptıklarına izin verdim. Norm. Evet. Öylece durdum ve olmasına izin verdim. Norm. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I was. I was watching you. | Öyleydim. Seni izliyordum. Öyleydim. Seni izliyordum. Evet. Seni izliyordum. Öyleydim. Seni izliyordum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Come on. Hey. Can I have one minute? | Hadi. Bir dakikam var mı? Hadi. Bir dakika izin var mı? Gel hadi. Bir dakika izin verir misin? Hadi. Bir dakikam var mı? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Okay. Lee? What do you need? | Tamam. Lee? Ne istiyorsun? Tamam. Lee? Neye ihtiyacın var? Tamam. Tamam. Lee? Ne istiyorsun? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
See what I mean? Yeah. Nice ride. | Anlıyor musun? Evet. Güzel alet. Ne dediğimi anladın mı? Evet. Güzel motor. Ne dediğimi anladın mı? Evet. İyi sürüşler. Anlıyor musun? Evet. Güzel alet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
WES: Carl. | Carl. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
If I can explain Yeah, certainly. WES: Sit down. | İzin verirseniz açıklayayım. Olur. Otur. Açıklamama... Otur yerine. Açıklayabilirim... Otur. İzin verirseniz açıklayayım. Olur. Otur. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I would never do that. I would if I could, so why wouldn't you? | Asla böyle bir şey yapmam. Elimden gelse kendim yapardım, neden sen yapmayasın ki? Bunu asla yapmam. Ben yapardım, sen niye yapmazsın? Böyle bir şeyi asla yapmam. İmkanım olsa yapardım. Sen neden yapmayasın? Asla böyle bir şey yapmam. Elimden gelse kendim yapardım, neden sen yapmayasın ki? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
But | Ama Ama... Fakat... Ama | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Corporate? Wow. | Kurumsalda mı? Vay canına. Ortaklarla mı? Vay be. Üst düzey yöneticilerle mi? Vay be! Kurumsalda mı? Vay canına. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
That's great. I would have to say | Harika. Cevabım Bu harika. Şöyle söy... Bu harika! Demeliyim ki... Harika. Cevabım | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Missed it. I was gonna fist you. Here's some fist. | Kaçırdım. Ben de yumruklayacaktım. Al sana yumruk. Ben kaçırdım. Tam tokuşturacaktım. Benimkini al. Tüh kaçırdım. Ben de toslayacaktım. Al sana yumruk. Kaçırdım. Ben de yumruklayacaktım. Al sana yumruk. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I love it. Yeah? | Bayıldım. Gerçekten mi? Sevdim. Öyle mi? Bayıldım. Öyle mi? Bayıldım. Gerçekten mi? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
No, I'm not doing bridal bingo. Come on. | Hayır, kına gecesi tombalası oynamayacağım. Yapma. Gelin tombalası oynamam. Hadi ama. Hayır, gelin tombalası oynamak istemiyorum. Hadi ama! Hayır, kına gecesi tombalası oynamayacağım. Yapma. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Maybe we should just go somewhere else. It's okay. I'll talk to her. | Başka bir yere gitsek daha iyi olur. Sorun değil. Onunla konuşurum. Belki de başka bir yere gitmeliyiz. Önemli değil. Onunla konuşurum. Belki de başka bir yere bakmalıyız. Sorun değil. Ben onunla konuşurum. Başka bir yere gitsek daha iyi olur. Sorun değil. Onunla konuşurum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
MAN 1: Don't do it. JUMPER: Don't point at me, buddy. | Yapma. Beni işaret etme dostum. Sakın yapma! Parmağınla beni gösterme ahbap. Yapma. Beni işaret etme dostum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |