Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 182954
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Bye, Carl. | Hoşça kal, Carl. Güle güle, Carl. Hoşça kal Carl. Hoşça kal, Carl. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, I just love good food. So do I. | Güzel yemekten hoşlanırım. Ben de. İyi yemeklere bayılırım. Ben de. Lezzetli yemeklere bayılırım. Ben de. Güzel yemekten hoşlanırım. Ben de. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Do you? Uh huh. | Öyle mi? Sen de mi? Uh huh. Öyle mi? Evet. Öyle mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You know you and I are a lot alike? | İkimizin ne kadar birbirimize benzediğimizi fark ettin mi? Birbirimize çok benziyoruz. Birçok ortak noktamız olduğunun farkında mısın? İkimizin ne kadar birbirimize benzediğimizi fark ettin mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
My mother likes good food. | Annem de iyi yemek sever. Annem de lezzetli yemeklere bayılır. Annem de iyi yemek sever. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
She always used to say, "I'd rather eat good food... | Hep derdi ki, "Haftanın her günü kötü yemek yemektense.. Her zaman "Haftanın her günü lezzetli yemekleri... Hep derdi ki, "Haftanın her günü kötü yemek yemektense.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
... than bad food any old day of the week. " | ..iyi yemek yemeyi tercih ederim." ...tatsız yemeklere tercih ederim." derdi. ..iyi yemek yemeyi tercih ederim." | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
It's me again. | Yine ben. Yine benim. Yine ben. Yine ben. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Specifically I'm talking about 15 to 20 percent. | Tam olarak yüzde 15 20 gibi bir rakamdan bahsediyorum. Tam olarak bahsettiğim yüzde on beşten yüzde yirmiye. Yüzde 15 20'lik bir paydan söz ediyorum. Tam olarak yüzde 15 20 gibi bir rakamdan bahsediyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
The way we're gonna do this is we're gonna go after the... | Şöyle yapacağız. Önce takip edeceğiz Bu işi yapmanın tek yolu, bunların arkasından... Şöyle yapacağız. Önce takip edeceğiz | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Okay, I'm totally off the controls. | Tamam, ben kontrolleri bıraktım. Kontrolleri tamamen bıraktım. Pekâla, şu an kontrolü sana bırakıyorum. Tamam, ben kontrolleri bıraktım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You're officially flying by yourself. | Resmen kendi başına uçuyorsun. Kendi başına uçuyorsun. Şu an kendi başına kullanıyorsun. Resmen kendi başına uçuyorsun. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Cool. | Güzel. Güzelmiş. Harika. Güzel. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
There's no greater feeling in the world, is there? | Bundan daha güzel bir his olabilir mi? Dünyada bundan daha muhteşem bir duygu olamaz değil mi? Bundan daha güzel bir his yok dünyada, değil mi? Bundan daha güzel bir his olabilir mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hello, Jake, Rodrigo, Penelope, Phillip, Zachary. | Merhaba, Jake, Rodrigo, Penelope, Phillip, Zachary. Merhaba Jake, Rodrigo, Penelope, Philip, Zachary. Merhaba, Jake, Rodrigo, Penelope, Phillip, Zachary. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'd like to thank you all for coming... | Gerçekten gelmek istediğiniz için.. Öncelikle geldiğiniz için hepinize teşekkür etmek istiyorum... Gerçekten istemek dışında... Gerçekten gelmek istediğiniz için.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...for no other reason than you genuinely wanted to. | ..gelmenizden dolayı teşekkür ediyorum. ...özellikle de sadece istediğiniz için geldiğinizden dolayı. ...başka bir sebepten dolayı gelmediğiniz için teşekkür ederim. ..gelmenizden dolayı teşekkür ediyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
In an unrelated note, everyone else can go jump off a bridge. | Konuyla alâkasız ama, kalanlar köprüden atlayabilir. Alakasız bir ekleme yapayım, geri kalanlar gidip bir köprüden atlayabilir. Alâkasız bir dip not olarak, diğerleri bir köprüden atlayabilir. Konuyla alâkasız ama, kalanlar köprüden atlayabilir. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No, it's Wes P., Big C. Did I catch you at a bad time? | Hayır, ben Wes P., Büyük C. Kötü bir zaman mı? Hayır, ben Wes P., büyük C. Kötü bir zamanda mı aradım? Hayır, ben Wes P, koca C. Kötü bir zamanda mı aradım? Hayır, ben Wes P., Büyük C. Kötü bir zaman mı? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No, no, I'm just hanging here. Okay, okay. Just checking in. | Hayır, hayır, takılıyordum. Tamam, tamam. Bir bakayım dedim. Hayır. Buralarda takılıyordum ben de. Tamam. Sadece kontrol ediyorum. Hayır, hayır. Sadece asılı duruyordum. Pekâlâ, sadece kontrol ediyordum... Hayır, hayır, takılıyordum. Tamam, tamam. Bir bakayım dedim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Seeing how Corporate's treating you. | Kurumsalda sana nasıl davrandıklarını duymak istedim. Ortaklar sana nasıl davranıyor? ...şirkettekilerin sana nasıl davrandığını görmek için. Kurumsalda sana nasıl davrandıklarını duymak istedim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Kicks the crap out of dealing with those peons, huh? | Köylülerle uğraşmaktan daha iyi, ne dersin? O amelelerle çalışmak heyecan verici değil mi? Onlar uğraşmaya değmeyecek piyonlar, değil mi? Köylülerle uğraşmaktan daha iyi, ne dersin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I never really thought of them as... Hang on, hang on, hang on, just a second. | Onlara hiçbir zaman köylü Dur, dur, dur bir saniye. Ben onları asla birer... Dur, dur. Bekle biraz. Ben hiç öyle düşünmemiştim... Bekle, bekle. Bir saniye. Onlara hiçbir zaman köylü Dur, dur, dur bir saniye. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Wes? Can you hear me? | Wes? Beni duyuyor musun? Wes? Beni duyabiliyor musun? Wes, beni duyuyor musun? Wes? Beni duyuyor musun? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Go get the ball! | Git topu getir! Koş topu getir! Git topu getir! | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
So listen, I got a job for you. We're shutting down a bunch of branches... | Dinle, senin için bir işim var. Birkaç tane şube kapatacağız.. Sana bir görev vereceğim. Bazı şubeleri kapatıyoruz. Dinle, sana bir işim düştü. Bazı şubeleri kapatıyoruz... Dinle, senin için bir işim var. Birkaç tane şube kapatacağız.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...and I need you to tell the managers. Shutting down branches? | ..ve müdürlerine senin söylemeni istiyorum. Şube mi kapatacaksınız? Müdürlere sen söylersin. Şubeleri mi kapatıyorsunuz? ...ve müdürlerine bunu söylemeni istiyorum. Şubeleri mi kapatıyorsunuz? ..ve müdürlerine senin söylemeni istiyorum. Şube mi kapatacaksınız? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Which ones? | Hangileri? Hangilerini? Hangilerini? Hangileri? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
We are Sparta! | Biz Sparta'yız! | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hi, Norm. | Merhaba, Norm. Selam Norm. Selam Norm. Merhaba, Norm. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You have three messages. | Üç mesajınız var. Üç tane mesajınız var. Üç mesajınız var. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hi, Car, this is your answer phone speaking. | Merhaba, Car, telesekreterin konuşuyor. Selam, Car, ben telesekreterinim. Selam Car. Şu an telesekreterin konuşuyor. Merhaba, Car, telesekreterin konuşuyor. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No, it's me, Norm, just a reminder about the party tonight. | Hayır, benim, Norm, bu akşamki partiyi haber vermek istedim. Hayır, ben Norm, bu akşamki partiyi hatırlatayım dedim. Hayır, benim, Norm. Bu geceki partiyi hatırlatmak istemiştim. Hayır, benim, Norm, bu akşamki partiyi haber vermek istedim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'll see you there, buddy. Roger, out. | Görüşürüz, dostum. Anlaşıldı, tamam. Orada görüşürüz dostum. Kapatıyorum. Orada görüşürüz dostum. Roger kapattı. Görüşürüz, dostum. Anlaşıldı, tamam. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Carl, it's Roons. Thanks for letting me use your car. | Carl, ben Roons. Arabanı kullanmama izin verdiğin için teşekkürler. Carl, ben Roons.Arabanı kulanmama izin verdiğin için sağ ol.. Carl, ben Roons. Arabanı kullanmama izin verdiğin için sağ ol. Carl, ben Roons. Arabanı kullanmama izin verdiğin için teşekkürler. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You might notice the front bumper missing. Not to worry. | Ön tamponun gitmiş olduğunu fark edebilirsin. Endişelenecek bir şey yok. Ön tamponun olmadığını farketmişsindir. Endişelenme. Ön tamponun olmadığını farketmiş olabilirsin. Endişelenme. Ön tamponun gitmiş olduğunu fark edebilirsin. Endişelenecek bir şey yok. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I gave them your insurance. The whole thing's being handled. | Onlara sigortanı verdim. Her şey kontrol altında. Sigorta poliçeni verdim. Her şey hallediliyor. Onlara Kasko numaranı verdim. Her şey kontrol altında. Onlara sigortanı verdim. Her şey kontrol altında. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
And I left a pile of laundry in my room. Don't forget, no starch. Love you. | Odama bir yığın kirli çamaşır bıraktım. Unutma, kola yok. Seni seviyorum. Odamda biraz çamaşır bıraktım. Unutma, kola sürülmeyecek. Seni seviyorum. Ve odamda bir yığın kirli çamaşır var. Sakın kola kullanma. Seni seviyorum. Odama bir yığın kirli çamaşır bıraktım. Unutma, kola yok. Seni seviyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
It's Peter. I'm sure you're aware and completely on top of it... | Ben Peter. Eminim ki farkındasındır ve ayarlıyorsundur.. Ben Peter. Eminim unutmamışsındır ve üzerinde çalışıyorsundur ama... Ben Peter. Eminim ki farkındasındır ve düzenleyen de sensin ama... Ben Peter. Eminim ki farkındasındır ve ayarlıyorsundur.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
... but just wanted to make sure Lucy's shower is still on for tomorrow night. | ..ama Lucy'nin kına gecesinin yarın akşam olduğunu hatırlatmak istedim. ..yine de emin olmak için söylüyorum Lucy'nin gecesi yarın akşam. ...yine de emin olmak istedim.Yarın gece Lucy'nin hediye partisi var. ..ama Lucy'nin kına gecesinin yarın akşam olduğunu hatırlatmak istedim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Haven't received confirmation of any sort from you. At all. | Senden hiç onay almadım. Herhangi bir şekilde. Senden cevap alamadığım için söylüyorum. Senden henüz bir teyit almadım. Tam olarak. Senden hiç onay almadım. Herhangi bir şekilde. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Shower. Shit. It's on. | Kına gecesi. Kahretsin. Az kaldı. Eyvah. Gece yapılacak. Hediye partisi! Ha s*ktir! Unutma! Kına gecesi. Kahretsin. Az kaldı. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Right? Call me. | Tamam mı? Ara beni. Değil mi? Ara beni. Tamam mı? Ara beni. Tamam mı? Ara beni. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hey, guys. Hey. | Merhaba. Merhaba. Selam çocuklar. Selam. Selam arkadaşlar. Selam. Merhaba. Merhaba. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What's wrong? I just really need to talk to you. | Sorun nedir? Sizinle konuşmam gerekiyor. Ne oldu? Konuşmamız lazım. Sorun ne? Sizinle bir konuda konuşmaya ihtiyacım var. Sorun nedir? Sizinle konuşmam gerekiyor. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What? | Ne? Ne konuda? Ne? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Come on inside. I'll explain everything. | İçeri gelin. Her şeyi açıklayacağım. İçeri girin. Size her şeyi açıklayacağım. İçeri gelin. Her şeyi açıklayacağım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, my God. Happy shower. | Aman Tanrım. Mutlu kına gecesi. Aman Allah'ım! Aman Allah’ım. Hediye partiniz kutlu olsun. Aman Tanrım. Mutlu kına gecesi. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
How did you pull this off? | Bunu nasıl becerdin? Bunu nasıl başardın? Bunu nasıl becerdin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I just called in a few favors, kept throwing money at it. | Biraz nüfuz kullandım, para dağıttım. Biraz iyilik isteyip bolca para dağıttım. Biraz nüfuz kullandım, para dağıttım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I like it, I like it. | Hoşuma gitti, çok güzel. Hoşuma gitti. Hoşuma gitti. Hoşuma gitti, çok güzel. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Rooney. Congrats. | Rooney. Tebrikler. Rooney. Tebrikler. Rooney! Tebrikler. Rooney. Tebrikler. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That's Bert. He's in fertilizer. Hey, B. | Bu Bert. Gübreci. Selam, B. Bu Bert. Gübre işinde. Hey, B. Bu Bert. O bir gübreci. Selam B. Bu Bert. Gübreci. Selam, B. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
And Lee, he's a male nurse. I know Lee. | Bu da Lee, erkek hemşire. Lee'yi tanıyorum. Lee, erkek hemşire. Lee'yi tanıyorum. Bu da Lee, o bir hemşire. Lee'yi tanıyorum. Bu da Lee, erkek hemşire. Lee'yi tanıyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Let's get this guy a drink. He doesn't have long to live. | Bu adama bir içki getirelim. Önünde uzun bir hayat yok. Bu adama bir içki getirin. Yaşayacak fazla zamanı kalmadı. Şu adama bir içki getirin. Fazla ömrü kalmadı. Bu adama bir içki getirelim. Önünde uzun bir hayat yok. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
On him, on him. | Ona yazın, ona yazın. Onun hesabından olsun! Ona yazın, ona yazın. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Thanks. Sure. | Teşekkürler. Elbette. Teşekkürler. Sağ ol. Bir şey değil. Teşekkürler. Elbette. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, John Goodman. No, it's Alec Baldwin. | John Goodman. Hayır, Alec Baldwin. Oh, John Goodman. Hayır. Alec Baldwin. John Goodman. Hayır, bu Alec Baldwin! John Goodman. Hayır, Alec Baldwin. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, right. Nailed it. | Doğru. Tam isabet. Oh, doğru. Çaktım. Haklısın, çuvalladım. Doğru. Tam isabet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Norm. Hey, thanks for coming, man. | Norm. Geldiğin için teşekkürler dostum. Norm. Hey, geldiğin için sağ ol ahbap. Norm, geldiğin için sağ ol. Norm. Geldiğin için teşekkürler dostum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
How you holding up? I'm okay, Car. | Nasıl gidiyor? İyiyim, Car. Nasılsın bakalım? Ben iyiyim, Car. Neler yapıyorsun? Ben iyiyim Carl. Nasıl gidiyor? İyiyim, Car. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You know, taking her day by day. | Bilirsin işte, gün be gün kanıksıyorum. Günden güne yaşıyorum. Bilirsin işte, alışmaya çalışıyorum. Bilirsin işte, gün be gün kanıksıyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. Well, I got a friend I want you to meet. | Evet. Tanışmanı istediğim bir arkadaşım var. Tanışmanı istediğim birisi var. Evet. Tanışmanı istediğim bir arkadaşım var. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Norman, this is Soo Mi. Hi there. | Norman, bu Soo Mi. Merhaba. Norman, bu Soo Mi. Selam. Norman, bu Soo Mi. Norman, bu Soo Mi. Merhaba. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Can I call you Soo? Yes. | Sana Soo diyebilir miyim? Evet. Sana Soo diyebilir miyim? Evet. Size Soo diyebilir miyim? Sana Soo diyebilir miyim? Evet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Do you dance? | Dans eder misin? Dans eder misiniz? Dans eder misin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Well, I've won some competitions. Watch this. | Birkaç yarışma kazanmıştım. İzle. Birkaç yarışma kazanmıştım. İzle şunu. Birkaç yarışma kazanmışlığım var. İzle şunu! Birkaç yarışma kazanmıştım. İzle. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Come on. Look out. Oh, hey. | Hadi. Dikkat. Hadi. Dikkat et! Hadi. Dikkat! Hadi. Dikkat. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, that's an interesting one. Yep. And it's half price, so... | İlginç bir parçaymış. Evet. Ayrıca yarı fiyatına, bu yüzden Bu resim çok enteresan. Evet. Hem de yarı fiyatına... Çok enteresan bir parça. Evet, üstelik yarı fiyatına. İlginç bir parçaymış. Evet. Ayrıca yarı fiyatına, bu yüzden | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, jeez. | Tanrım. İsa aşkına! Tanrım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That's the best wedding shower ever, man. Man, you deserve it. | Gördüğüm en güzel kına gecesi dostum. Hak ettin dostum. Bu gördüğüm en güzel geceydi ahbap. Sen hak ettin bunu. Tarihin en iyi gelin partisi bu. Ve siz bunu hak ediyorsunuz. Gördüğüm en güzel kına gecesi dostum. Hak ettin dostum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You all right? Yeah. Yeah. | İyi misin? Evet, iyiyim. Sen iyi misin? İyiyim. Sen iyi misin? Evet, evet. İyi misin? Evet, iyiyim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah? She's still not calling you back? No. | Öyle mi? Hâlâ mı geri aramıyor? Hayır. Seni hala aramadı mı? Hayır. Öyle mi? Seni hâlâ geri aramadı mı? Hayır! Öyle mi? Hâlâ mı geri aramıyor? Hayır. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What are you gonna do? I don't know. | Ne yapacaksın? Bilmiyorum. Ne yapacaksın? Bilmem. Ne yapacaksın? Bilmiyorum. Ne yapacaksın? Bilmiyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I guess I'll just stick with the program. Keep saying yes to everything. | Sanırım programa devam edeceğim. Her şeye evet demeye devam edeceğim. Programa bağlı kalırım herhalde. Her şeye evet demeye devam. Sanırım seminere bağlı kalıp her şeye evet demeye devam edeceğim. Sanırım programa devam edeceğim. Her şeye evet demeye devam edeceğim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I know it sounds silly... | Kulağa aptalca geldiğini biliyorum.. Aptalca görünüyor biliyorum ama... Kulağa saçma geldiğinin farkındayım ama... Kulağa aptalca geldiğini biliyorum.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...but maybe that bad stuff will lead to something good. | ..ama belki de sonu hayırlı biter. ...bu kadar kötü şeyden, belki iyi bir şey çıkar. ...bu kötü durum belki de iyi şeylere neden olacak. ..ama belki de sonu hayırlı biter. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Doesn't sound silly. Well, maybe a little silly. | Kulağa hiç de aptalca gelmiyor. Tamam, biraz aptalca geliyor olabilir. Aptalca görünmüyor. Belki biraz aptalca. Kulağa saçma gelmiyor. Kulağa hiç de aptalca gelmiyor. Tamam, biraz aptalca geliyor olabilir. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You wanna get dinner tomorrow night? | Yarın akşam beraber yemek ister misin? Yarın akşam yemeğe çıkalım mı? Yarın gece yemeğe çıkmak ister misin? Yarın akşam beraber yemek ister misin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yes. And not because I have to. Great. | Evet. Mecbur olduğumdan değil, istediğimden. Harika. Evet. Mecbur olduğumdan değil. Harika. Evet. Ama demek zorunda olduğum için değil. Harika. Evet. Mecbur olduğumdan değil, istediğimden. Harika. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Well, you do have to. Yeah. | Ama gelmek zorundasın. Öyle. Ama mecbursun. Evet. yani demek zorundasın. Öyle. Ama gelmek zorundasın. Öyle. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
But you want to. Oh, yeah. | Ama gelmek istiyorsun. Evet. Ama istiyorsun. Evet. Ama istiyorsun da. Kesinlikle. Ama gelmek istiyorsun. Evet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
So bad. Oh, God, me too. | Çok kötü durumdayım. Tanrım, ben de. Çok fazla. Ben de öyle. Hem de çok. Tanrım, ben de. Çok kötü durumdayım. Tanrım, ben de. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
It's all I can think about. Really? | Aklımdan çıkmıyor hiç. Gerçekten mi? Başka birşey düşünemiyorum. Sahi mi? Tek istediğim şey! Gerçekten mi? Aklımdan çıkmıyor hiç. Gerçekten mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hi there. | Merhaba. Selam sana. Selam. Merhaba. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hello there. | Merhaba. Sana da merhaba. Merhaba. Merhaba. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You must be Tillie. | Sen Tillie olmalısın. Siz Tillie olmalısın. Sen Tillie olmalısın. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I've certainly heard a lot about you. Isn't that nice? | Hakkında çok şey duydum. Ne hoş. Hakkında çok şey duydum. Güzel değil mi? Hakkınızda kesinlikle çok şey duydum. İyi şeyler miydi peki? Hakkında çok şey duydum. Ne hoş. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Would you mind helping me? Absolutely, yeah. No problem. | Bana yardım eder misin? Elbette. Hiç sorun değil. Bana yardım etmek ister miydin? Kesinlikle. Hiç sorun değil. Bana yardım etmenizde bir mahzur var mı? Kesinlikle yok. Sorun değil. Bana yardım eder misin? Elbette. Hiç sorun değil. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hello? Hi, Carl. | Alo? Selam, Carl. Alo? Selam Carl. Alo? Selam Carl. Alo? Selam, Carl. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, Stephanie. What's wrong? Can you come over? | Stephanie. Ne oldu? Gelebilir misin? Stephanie. Neyin var? Buraya gelebilir misin? Stephanie, sorun ne? Yanıma gelebilir misin? Stephanie. Ne oldu? Gelebilir misin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
We had this big fight and he stormed off. | Çok fena kavga ettik, o da öfkeyle çıkıp gitti. Büyük bir kavga ettik ve çekip gitti. Büyük bir tartışma yaşadık ve o esti gürledi. Çok fena kavga ettik, o da öfkeyle çıkıp gitti. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Well, these things have a way of working themselves out. | Bu tarz işler kendi kendilerine çözülürler. Her şeyin bir çözüm yolu vardır. İşler bir şekilde yoluna girer, merak etme. Bu tarz işler kendi kendilerine çözülürler. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I don't know. | Bilemiyorum. Bilmiyorum. Bilmiyorum. Bilemiyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Not this time. I think it's over. Yeah? | Bu sefer değil. Sanırım bitti. Öyle mi? Bu sefer yok. Sanırım bitti. Öyle mi? Bu kez değil. Sanırım bitti. Öyle mi? Bu sefer değil. Sanırım bitti. Öyle mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You know, but maybe it's supposed to be. | Belki de bitmesi gerekiyordu. Bilirsin, belki de olması gereken buydu. Belki de bitmesi gerekiyordu. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I mean, a part of me felt like something wasn't right from the beginning. | En baştan beri içimden bir ses bir şeylerin yanlış olduğunu söyleyip duruyordu. İçimden bir ses sanki başından beri yanlış olduğunu söylüyordu. Demek istediğim, başından beri bir parçam bir şeylerin yanlış olduğunu düşünüyordu. En baştan beri içimden bir ses bir şeylerin yanlış olduğunu söyleyip duruyordu. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah? I don't know, Carl. I'm so confused. | Öyle mi? Bilemiyorum, Carl. Kafam çok karışık. Bilmiyorum Carl. Kafam çok karışık. Öyle mi? Bilmiyorum Carl. Kafam çok karışık. Öyle mi? Bilemiyorum, Carl. Kafam çok karışık. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. I'm gonna assume at this point, it's, well... | Evet. Bu durumda şöyle bir varsayımda bulunacağım. Yani Tam da bu noktada söylemeliyim ki... Evet. Bu durumda şöyle bir varsayımda bulunacağım. Yani | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Stay with me tonight. Oh, Steph... | Bu gece benimle kal. Steph Bu gece yanımda kal. Oh, Steph... Bu gece benimle kal. Ama Stephanie... Bu gece benimle kal. Steph | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |