Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 182956
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Well? | Sonuç? Ee? Pekâlâ? Sonuç? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Maybe. Come on. | Belki. Yapma. Belki Hadi ama. Olabilir. Hadi ama. Belki. Yapma. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'm not gonna say that word. Okay, maybe's fine. Maybe's good. | O kelimeyi söylemeyeceğim. Tamam, belki iyidir. Belki olur. O kelimeyi söylemeyeceğim. Tamam, "belki" yeterlidir. O kelimeyi söylemeyeceğim. Tamam. "Olabilir" de yeterli. O kelimeyi söylemeyeceğim. Tamam, belki iyidir. Belki olur. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I like maybe. | Belkiyi seviyorum. Belkiden hoşlandım. "Olabilir" hoşuma gitti. Belkiyi seviyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Reggie, come on. Dude. | Reggie, hadi ama. Ahbap. Reggie, yapma. Ahbap. Reggie, hadi ama! Ahbap! Reggie, hadi ama. Ahbap. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Excuse me, but pleats are kind of out of style. | Affedersin ama pileliler biraz eski moda kaçıyor. Affedersin de pileliler biraz eski moda deği mi? Üzgünüm ama pileliler biraz eski moda. Affedersin ama pileliler biraz eski moda kaçıyor. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You got anything with a flat front? | Önü düz olan bir şeyin var mı? Önü düz olan bir şeyiniz var mı? Düz önlü bir şeyler var mı? Önü düz olan bir şeyin var mı? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, Soo Mi, pleats are out? | Soo Mi, pileliler eski moda mı? Soo mi, pilelilerin modası geçti mi? Soo Mi, pileliler eski moda mı? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Thanks, guys. | Teşekkürler, millet. Sağ olun çocuklar. Sağ olun arkadaşlar. Teşekkürler, millet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
This is the single biggest donation that we've ever had. | Bu aldığımız en büyük bağış. Bu şimdiye dek aldığımız en büyük bağış oldu. Şimdiye kadar aldığımız en büyük bağıştı. Bu aldığımız en büyük bağış. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You're welcome, but it was Carl that made it all happen. | Bir şey değil ama hepsi Carl'ın sayesinde. Bir şey değil ama hepsini Carl gerçekleştirdi. Bir şey değil ama bunların gerçekleşmesini Carl sağladı. Bir şey değil ama hepsi Carl'ın sayesinde. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You're a good man, Carl. | İyi bir adamsın, Carl. Sen iyi birisin Carl. Sen iyi bir adamsın Carl. İyi bir adamsın, Carl. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No big deal. I know a lot of people who are willing to give. | Lafını etmeye değmez. Vermek için can atan bir sürü insan tanıyorum. Hiç önemli değil. Vermeye can atan pek çok insan tanıyorum. Önemli değil. Vermeye can atan bir sürü kişi tanıyorum. Lafını etmeye değmez. Vermek için can atan bir sürü insan tanıyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Say it a million times. Say it a million more times. | Bir milyon defa söyleyin. Bir milyon defa daha söyleyin. Bir milyon kez söyleyin. Bir milyon kez daha söyleyin. Milyon kere söyleyin! Bir milyon defa söyleyin. Bir milyon defa daha söyleyin. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
And the word you will have said 2 million times is: | İki milyon defa söylediğiniz kelime: İki milyon kez söylediğiniz bu kelime nedir? Ve iki milyon kez söylemiş olduğunuz kelime... İki milyon defa söylediğiniz kelime: | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Good God. | Yüce Tanrım. Hey güzel Allah'ım! Aman Allah’ım! Yüce Tanrım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
So anything else we need to know? | Bilmemiz gereken başka bir şey var mı? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Your instinct is gonna be to brake with your chin or your forehead. | İçgüdüleriniz size alnınızla ya da çenenizle fren yapmayı söyleyecek. İçgüdüleriniz size alnınızla ya da çenenizle fren yapmanızı söyleyecektir. İçgüdüleriniz çene ucunuz ve alnınızla fren yapmanızı söyleyecek. İçgüdüleriniz size alnınızla ya da çenenizle fren yapmayı söyleyecek. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Try to resist that. Right. | Karşı koymaya çalışın. Tamam. Kulak asmayın Tamamdır. Buna dayanmaya çalışın. Tamam. Karşı koymaya çalışın. Tamam. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, and thanks for the loan. | Kredi için de teşekkürler. Ayrıca kredi için teşekkürler. Kredi için de teşekkürler. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I never could have finished the suits without it. | O olmadan kıyafetleri asla bitiremezdim. Yoksa kıyafetleri asla bitiremezdim. O olmadan kıyafetleri asla bitiremezdim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Listen, I'm not gonna think anything less of you if you don't wanna do this. | Dinle, eğer bunu yapmak istemezsen gözümdeki değerinin düşeceği falan yok. Eğer bunu yapmak istemezsen gözümden düşmezsin. Dinle, bunu yapmak istemezsen sana olan hislerimde bir değişiklik olmayacak. Dinle, eğer bunu yapmak istemezsen gözümdeki değerinin düşeceği falan yok. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I mean, I'm still gonna be attracted to you if you're a chicken. | Tavuk gibi kaçsan da senden hoşlanıyor olacağım. Korkak bir tavuk olsan bile senden hoşlanmaya devam edeceğim. Demek istediğim, korkak bir tavuk olsan bile senden hoşlanacağım. Tavuk gibi kaçsan da senden hoşlanıyor olacağım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What if I'm one of those chickens... | Ya başı kopmayıp.. Peki ya ben kafası koparılmayıp da... Peki, ya kafası doğru kesilmemiş... Ya başı kopmayıp.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...whose head doesn't get severed and my beak ends up in the bucket? | ..gagası kovada kalan tavuklardan olursam? ...gagası kovaya atılan tavuklardan biriysem? ...ve gagası kovada çıkan tavuklardan biri olursam? ..gagası kovada kalan tavuklardan olursam? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'll see you at the bottom. Unless you pass out. | Aşağıda görüşürüz. Bayılmazsan tabii. Aşağıda görüşürüz. Eğer bayılmazsan tabi. Aşağıda görüşürüz. Tabii bayılmazsan. Aşağıda görüşürüz. Bayılmazsan tabii. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I told you, my foot caught a nail. | Sana ayağıma çivi battığını söyledim. Ayağım çiviye takılmıştı. Sana söylemiştim, ayağıma çivi batmıştı. Sana ayağıma çivi battığını söyledim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hiyah! | Hiyah! | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I love this. | Bunu seviyorum. Buna bayılıyorum. Bayıldım buna! Bunu seviyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
{IN DEEP TONE} Bonjour. | Bonjour. Günaydın. Bonjour. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
PETE: Carl, I know it's you. | Carl, sen olduğunu biliyorum. Carl, sensin biliyorum. Carl, sen olduğunu biliyorum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
You did get my text, right? What? Text? What? | Mesajımı aldın, değil mi? Ne? Mesaj mı? Ne? Mesajımı aldın değil mi? Ne mesajı? Mesajımı aldın, değil mi? Ne? Mesaj mı? Ne mesajı? Mesajımı aldın, değil mi? Ne? Mesaj mı? Ne? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
...but I know there's a thing. A thing. | ..ama bir şey olduğunu biliyorum. Bir şey diyorsun. ...ama şey olduğunu biliyorum. Şey. ...biliyorum ki bir şey var. Bir şey mi? Hadi ama! ..ama bir şey olduğunu biliyorum. Bir şey diyorsun. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
That's not me. It's not? | O ben değilim. Değil misin? O ben değilim. Değil misin? O, ben değilim. Öyle mi? O ben değilim. Değil misin? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
What? All right. Carl. | Ne? Tamam. Carl. Carl! Tamam be! Ne? Tamam. Carl. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
PETE: Look who's here. CARL: Hey. You. | Bakın kimi getirdim. Ne haber? Bak kim var? Hey. Sen. Bakın, kimi getirdim? Vay! Bakın kimi getirdim. Ne haber? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
LUCY: Hi. | Merhaba. Selam. Merhaba. Merhaba. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
ROONEY: I don't believe it. CARL: Rooney. | İnanamıyorum. Rooney. İnanmıyorum. Rooney. Gözlerime inanamıyorum. Rooney! İnanamıyorum. Rooney. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: Hey. Thought you hung up the spurs, cowboy. | Selam. Dünyadan koptuğunu sanıyordum. Hey. Kendini eve kapattığını sanıyordum. Selam. Dünyadan koptuğunu sanıyordum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
LUCY: We're engaged. | Nişanlandık. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Oh, my God. Come on. PETE: Right? | Aman Tanrım. Gerçekten mi? Değil mi? Yapma be! Gerçekten mi? Aman Allah’ım. Hadi ama! Sahi mi? Aman Tanrım. Gerçekten mi? Değil mi? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: Big step, huh? Yeah, it's a big step. It's a huge one. | Büyük adım, değil mi? Evet, büyük bir adım. Dev bir adım. Büyük bir adım ha? Kocaman bir adım. Büyük adım yani? Tabii ki büyük, hem de kocaman. Büyük adım, değil mi? Evet, büyük bir adım. Dev bir adım. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
No. Two years. | Hayır. İki sene. Hayır. İki yıl. Hayır. İki yıl. Hayır. İki sene. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Yeah, we'll figure it out. What's there to figure out? | Tamam, bir şeyler ayarlarız. Ayarlayacak ne var? Bir şeyler düşünürüz. Neyini düşüneceksin? Bir şeyler düşünürüz. Düşünecek ne var? Tamam, bir şeyler ayarlarız. Ayarlayacak ne var? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
PETE: I'm not falling for that, Carl. What's to figure out? | Bunu yemem Carl. Ayarlayacak ne var? Beni kandıramazsın, Carl. Neyini düşüneceksin? Konuyu saptırma Carl. Düşünecek ne var? Bunu yemem Carl. Ayarlayacak ne var? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Open bar. What's the problem? I'm serious. Stephanie's at the bar. | Evet, çok eğleniyorlar. Aferin ona. Limitsiz içki. Sorun ne? Ciddiyim. Stephanie barda. Sınır içki varmış. Sorun ne? Ciddiyim, Stephanie burada. Limitsiz içki. Sorun ne? Ciddiyim. Stephanie barda. Açık büfe dedi. Senin derdin ne? Ciddiyim. Stephanie burda. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
The Stephanie? Yes, my ex wife. She's at the bar. | Bildiğimiz Stephanie mi? Evet, eski karım. Barda. Şu Stephanie mi? Evet, eski eşim. Barda. O Stephanie mi? Evet, eski karım. Şu an barda. Bildiğimiz Stephanie mi? Evet, eski karım. Barda. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
PETE: Oh, God, that is Stephanie. | Tanrım, gerçekten Stephanie. Hay Allah! Bu Stephanie. Aman Allah’ım, Stephanie. Tanrım, gerçekten Stephanie. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Looks like she's with someone there too. They seem to be thriving. Good for her. | Sanırım yanında birisi var. Samimi gözüküyorlar. Onun adına sevindim. Biriyle beraber gibi. Ne kadar mutlu görünüyorlar. Biri ile beraber gelmiş gibi görünüyor. Gayet iyi anlaşıyorlar. Onun için sevindim. Sanırım yanında birisi var. Samimi gözüküyorlar. Onun adına sevindim. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
No. No. Carl, you're gonna stay. What? | Hayır. Hayır. Carl, kalacaksın. Ne? Olmaz Carl, kalıyorsun. Ne? Hayır Carl, kalacaksın. Ne? Hayır. Hayır. Carl, kalacaksın. Ne? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Rooney. Stephanie, guys. | Rooney. Stephanie, millet. Rooney. Stephanie, beyler. Stephanie, dostlarım. Rooney. Stephanie, millet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
PETER: Hey. | Selam. Hey. Selam. Selam. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
My boyfriend, Ted. Hey. | Sevgilim, Ted. Merhaba. Erkek arkadaşım, Ted. Hey. Sevgilim Ted. Selam. Sevgilim, Ted. Merhaba. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I don't believe we.... No, I don't believe we have. | Tanıştırıldığımızı Hayır, tanıştırıldığımızı sanmıyorum. Sanırım biz... Hayır, tanışmadık. Sanırım tanış... Hayır, hiç tanışmadık. Tanıştırıldığımızı Hayır, tanıştırıldığımızı sanmıyorum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
You're leaving? Yeah, unfortunately. | Gidiyor musun? Maalesef. Gidiyor musun? Evet, ne yazık ki. Çıkıyor musun? Maalesef evet. Gidiyor musun? Maalesef. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Oh! Hi, Tillie. Morning, Carl. | Merhaba, Tillie. Günaydın, Carl. Selam Tillie. Günaydın Carl. Merhaba Tillie. Günaydın Carl. Merhaba, Tillie. Günaydın, Carl. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Some cereal, a little yogurt? Yeah, no. | Biraz mısır gevreği, biraz yoğurt? Evet, hayır. Biraz mısır gevreği, biraz yoğurt? Olmaz. Biraz mısır gevreği ve yoğurda ne dersin? Hayır. Biraz mısır gevreği, biraz yoğurt? Evet, hayır. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
MAN: Good show tonight. Come check us out. | Bu gece güzel bir gösterimiz var. Bir göz atın. Gösteri bu akşam. Sizi de bekleriz. Bu gece güzel bir gösterimiz var. Bir göz atın. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Oh, it's you. Let me guess, no? Yep. | Demek sensin. Tahmin edeyim. Hayır diyeceksin. Evet. İşte sen. Dur tahmin edeyim. Hayır mı? Evet. Demek sensin. Tahmin edeyim. Hayır diyeceksin. Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Yes? No, I meant yes to your no. | Evet mi? Hayır, "hayır"ına evet dedim. Evet mi? Hayır, senin hayırına evet. Evet mi? Hayır, yani senin "hayır"ına evet. Evet mi? Hayır, "hayır"ına evet dedim. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
CARL: Persianwifefinder.com. No, thank you. | iranliesbul.com. Almayayım. Acemeşbulucu.com. Hayır, teşekkürler. İranlı Eş Bul.Com. Hayır, sağ ol. iranliesbul.com. Almayayım. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Carl Allen has reported for duty. I'm not a soldier, Norman. | Carl Allen tekmil vermiş. Ben asker değilim, Norman. Carl Allen göreve hazırdır. Ben bir asker değilim, Norman. Carl Allen görevinin başında! Ben asker değilim Norman. Carl Allen tekmil vermiş. Ben asker değilim, Norman. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I'll just get it here. Yeah, or that. | Burada da konuşabilirim. Tamam, o da olur. Buradan hallederim. Buradan konuşurum. Tamam. Burada da konuşabilirim. Tamam, o da olur. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Uh huh. Are you sure? Because Okay. Yep. Whatever you say. | Emin misin? Çünkü Tamam. Olur. Nasıl istersen. Emin misiniz? Çünkü... Tamam. Siz nasıl isterseniz. Evet. Emin misiniz, çünkü... Tamam, nasıl diyorsanız öyle olsun. Emin misin? Çünkü Tamam. Olur. Nasıl istersen. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Yeah. It's not gonna happen. | Evet. Olmayacak. Evet. Öyle bir şey olmayacak. Evet. Sen seçilmemişsin. Evet. Olmayacak. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Do you know what that means? Fired? | Anlamını biliyor musun? Kovulmak mı? Anlamını biliyor musun? Kovulmak mı? Ne demek olduğunu biliyor musun? Kovulmak mı? Anlamını biliyor musun? Kovulmak mı? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
In my circles. I made it up. Well, it's catching on. | Benim muhitimde öyledir. Ben uydurdum. Demek moda olmuş. Benim çevremde. Ben uydurdum Popüler olmaya başlamış. Benim çevremde. Ben uydurdum. Bayağı moda oldu sanırım. Benim muhitimde öyledir. Ben uydurdum. Demek moda olmuş. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
It's a funny hat and or wig party. Oh, man. | Komik, şapka ya da peruk partisi. Yapma be dostum. Komik şapka ya da peruk partisi. Hadi canım! Komik şapka veya peruk partisi. Hadi ya! Komik, şapka ya da peruk partisi. Yapma be dostum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
You don't know what day it is. When is it? | Hangi gün olduğunu bilmiyorsun ki. Hangi gün? Tarihini söylemedim ki! Ne zaman? Hangi gün olduğunu bilmiyorsun ki. Ne zaman? Hangi gün olduğunu bilmiyorsun ki. Hangi gün? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Friday. I'm out of town. | Cuma. Şehir dışındayım. Cuma. Şehir dışındayım. Cuma. Şehir dışındayım. Cuma. Şehir dışındayım. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
...regardless of what I was gonna say. Hm. | ..kafanda bir cevap varmış gibi. ...söyleyecekmişsin gibi Hm. ... aynı cevabı verecektin. ..kafanda bir cevap varmış gibi. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
None. And your credit | Hiç. Kredi notun da Yok. Kredin de... Yok. Ve kazancın... Hiç. Kredi notun da | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Yeah. I have no other options left. | Evet. Başka seçeneğim yok. Bütün seçeneklerimi tükettim de. ...başka seçeneğim kalmadı. Evet. Başka seçeneğim yok. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
You don't still work at the bank, do you? Yeah. | Hâlâ bankada çalışmıyorsun, değil mi? Evet. Hala bankada çalışmıyorsun değl mi? Hayır. Hâlâ bu bankada mı çalışıyorsun? Evet. Hâlâ bankada çalışmıyorsun, değil mi? Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
How's Stephanie? Good. | Stephanie nasıl? İyi. Stephanie nasıl? İyi. Stephanie nasıl? İyi. Stephanie nasıl? İyi. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Sounds wild. Wanna know my secret? | Vahşi yaşamışsın. Sırrımı bilmek ister misin? Çılgınca. Sırrımı öğrenmek ister misin? Kulağa vahşice geliyor. Sırrımı öğrenmek ister misin? Vahşi yaşamışsın. Sırrımı bilmek ister misin? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
You don't wanna work here, Carl. Yeah, I do. | Burada çalışmak istemiyorsun, Carl. Evet, istiyorum. Burada çalışmak istemiyorsun, Carl. İstiyorum. Burada çalışmak istemiyorsun Carl. Hayır, istiyorum. Burada çalışmak istemiyorsun, Carl. Evet, istiyorum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
No, thanks. Then ask me if I want to. | Hayır, teşekkürler. Sor bakalım ben ister miymişim. Hayır, sağ ol. Bir de bana sorsana. Hayır, teşekkürler. Bir de bana sor bakalım. Hayır, teşekkürler. Sor bakalım ben ister miymişim. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Do you wanna throw that rock at the bank? Yes. | Şu taşı bankaya fırlatmak ister misin? Evet. O taşı bankaya fırlatmak istiyor musun? Evet. Bu taşı bankaya fırlatmak mı istiyorsun? EVET! Şu taşı bankaya fırlatmak ister misin? Evet. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
What are you, nuts? Go to the seminar, Carl. | Sen kafayı mı yedin? Seminere git, Carl. Keçileri mi kaçırdın sen? Seminere git Carl. Kafayı mı yedin sen? Seminere git Carl. Sen kafayı mı yedin? Seminere git, Carl. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
SECURITY 1: Stay right there. | Tam orada dur. Kıpırdama! Kıpırdama! Tam orada dur. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
SECURITY 2: He's gonna break. Stop. | Hata yapacak. Dur. Kaçıyor. Dur! Kaçacak! Dur! Hata yapacak. Dur. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
NICK: Whoo! SECURITY 1: Hey, stop. Stop! | Sakin! Dur bakalım. Dur! Whoo! Hey, dur! Yaşasın! Dur, dur! Sakin! Dur bakalım. Dur! | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I know you wanna see my band. No. | Grubumu görmek istediğini biliyorum. Hayır. Grubumu görmek istediğini biliyorum. Hayır. Bizim grubu görmek istediğini biliyorum. Hayır. Grubumu görmek istediğini biliyorum. Hayır. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
STEPHANIE: Hello? Stephanie? | Alo? Stephanie? Alo? Stephanie? Efendim? Stephanie? Alo? Stephanie? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Carl. Yeah, it's me. | Carl. Evet, benim. Carl. Benim. Carl. Evet, benim. Carl. Evet, benim. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Ted and I are taking a little boat ride. Oh, that's great. | Ted ile beraber tekne gezisine çıkacağız. Harika. Ted'le küçük bir gemi seyahatine çıkacağız. Bu harika! Ted ve ben küçük bir tekne gezintisi yapacağız. Ne kadar güzel. Ted ile beraber tekne gezisine çıkacağız. Harika. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Pete? Hey. Where you been? You not been getting my calls? | Pete? Selam. Nerelerdeydin? Telefonlarıma çıkmıyor musun? Pete? Nerelerdeydin? Çağrılarıma cevap vermiyorsun. Pete? Selam. Nerelerdeydin? Aramalarımı görmedin mi? Pete? Selam. Nerelerdeydin? Telefonlarıma çıkmıyor musun? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Here it is. Yeah. There it is. | İşte. Evet. Buradaymış. Buradaymış. Evet oradaymış. Buradaymış. Ya, oradaymış. İşte. Evet. Buradaymış. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Mm hm. I'm so sorry, man. I totally gapped it. | Kusura bakma dostum. Aklımdan çıkıvermiş. Mm hm. Çok üzgünüm. Tamamen unutmuşum. Üzgünüm dostum, tamamen aklımdan çıkmış. Kusura bakma dostum. Aklımdan çıkıvermiş. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
What does that even mean? I don't know. | Ne anlama geliyor bu? Bilmiyorum. Ne demek o şimdi? Bilmem. O da ne? Ben de bilmiyorum. Ne anlama geliyor bu? Bilmiyorum. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
You only get married once. I certainly wouldn't do it again. | Yalnızca bir defa evlenirsin. Bir daha asla yapmayacağım kesin. İnsan her zaman evlenmez. Bir daha kesinlikle evlenmem. İnsan ömründe bir kez evlenir. Bir daha yapmayacağıma eminim. Yalnızca bir defa evlenirsin. Bir daha asla yapmayacağım kesin. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Wait. Fishwall? Fishwall? | Dur. Fishwall. Fishwall mı? Hayır. Fishwall? Fishwall? Bekle, Fishwall? Fishwall mu? Dur. Fishwall. Fishwall mı? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
You think her name's Lucy Fishwall? No? That's wrong? | Adını Lucy Fishwall mı sanıyorsun? Hayır? Değil. Sence adı Lucy Fishwall mu? Hayır, değil. İsminin Lucy Fishwall olduğunu mu zannediyorsun? Değil mi? Yanlış mı? Adını Lucy Fishwall mı sanıyorsun? Hayır? Değil. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
It's Burns. Burns? | Burns. Burns mü? Soyadı Burns. Burns? Soyadı Burns. Burns mü? Burns. Burns mü? | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
I can't think of any. Pete, I | Aklıma gelmiyor. Pete, ben Ama bir tane bile bulamıyorum.. Pete, ben... Aklıma bir tane bile gelmiyor. Pete, ben... Aklıma gelmiyor. Pete, ben | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Wasn't a good friend. Nope. | İyi bir arkadaş da değildi. Hayır. İyi bir dost da değildi. Hayır. İyi bir dost değildi. Bence de. İyi bir arkadaş da değildi. Hayır. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Are there more beers in the fridge? Sorry, last one. | Dolapta başka bira var mı? Kusura bakma, en sonuncusu. Dolapta başka bira var mı? Bu sonuncusuydu. Dolapta başka bira var mı? Üzgünüm, sonuncuydu. Dolapta başka bira var mı? Kusura bakma, en sonuncusu. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
WOMAN {ON TV}: Welcome to yes. We are about to begin. | Evet'e hoş geldiniz. Başlamak üzereyiz. Evete hoşgeldiniz. Başlamak üzereyiz. "Evet"e hoş geldiniz. Başlamak üzereyiz. Evet'e hoş geldiniz. Başlamak üzereyiz. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |
Carl. Hey, Nick. | Carl. Selam, Nick. Carl. Hey, Nick. Selam Nick. Carl. Selam, Nick. | Yes Man-2 | 2008 | ![]() |