Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183243
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I think your smiling to much. | Sanırım fazla güler yüzlüsün. Neee?! Sanırım fazla güler yüzlüsün. Neee?! | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
(Rose) Look at them.... They all seem so serious. | Baksana şunlara... Hepsi son derece ciddi görünüyorlar. Baksana ÅŸunlara... Hepsi son derece ciddi görünüyorlar. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
(Mae using a really deep voice) Hey I'm Mae... | Hey, ben Mae... | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
(Rose) Mae lets get out of here we don't belong here. | Mae, hemen gidelim buradan. Burası bize göre bir yer değil. Mae, hemen gidelim buradan. Burası bize göre bir yer deÄŸil. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
We are not going anywhere till we find someone for Brian. | Brian için uygun birini bulmadan bir yere gitmek yok dedim sana. Brian için uygun birini bulmadan bir yere gitmek yok dedim sana. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Oh for goodness sakes. | Oh, tanrı aşkına!Şuna bak!!! Oh, tanrı aşkına!Şuna bak!!! Oh, tanrı aÅŸkına!Åuna bak!!! | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Mae.... MAE? | Mae... MAE! | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Smoking and drinking? I know you mother didn't raise you like this. | Hem tüttürüyorsun, hem de içki içiyorsun. Gayet iyi biliyorum ki, annen seni böyle yetiştirmedi. Hem tüttürüyorsun, hem de içki içiyorsun. Gayet iyi biliyorum ki, annen seni böyle yetiÅŸtirmedi. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Can you please just go away and pretend you don't know me. | Lütfen hemen yanımdan uzaklaşıp, beni tanımazdan gelebilir misiniz? Lütfen hemen yanümdan uzaklaşıp, beni tanımazdan gelebilir misiniz? Lütfen hemen yanımdan uzaklaşıp, beni tanımazdan gelebilir misiniz? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Is there a problem here? He is to young to be drinking this. | Burada bir sorun mu var? Bunu içmek için çok genç. Burada bir sorun mu var? Bunu içmek için çok genç. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
She is kidding... I am 21 See I have ID. | Bu kadın sadece şaka yapıyor. Ben 21 yaşındayım. Bak kimliğime. Bu kadın sadece ÅŸaka yapıyor. Ben 21 yaşındayım. Bak kimliÄŸime. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
And I have a library card that doesn't make me Stephen King | Yaa, benim de kütüphane kartım var ama, bu beni bir yazar yapmıyor değil mi? Yaa, benim de kütüphane kartım var ama, bu beni bir yazar yapmıyor deÄŸil mi? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
He will have a coke. That's 5 dollars please. | Ona bir kola verin. 5 Dolar lütfen. Ona bir kola verin. 5 Dolar lütfen. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
5 dollars!!!! for a coke? | 5 Dolar mı?!!! Bir şişe kola için mi? 5 Dolar mı?!!! Bir ÅŸiÅŸe kola için mi? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
You people must have a very profitable business here. | İyi yere dükkan açmışsınız siz burada! İyi yere dükkan açmışsınız siz burada! | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Are you single? | Neyse... Sen bekar mısın? Neyse... Sen bekar mısın? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Never mind. | Unut gitsin. Al şu ko... Unut gitsin. Al ÅŸu ko... | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Excuse me.... | Pardon... | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Rose did you find anyone while I was gone? | Rose, ben yokken birini bulabildin mi bari? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
I swear I don't know how these gay men meet each other is they don't even crack a smile. | Ay vallahi, bu adamlar böyle somurturken nasıl kendilerine bir eş buluyorlar, anlamıyorum! Ay vallahi, bu adamlar böyle somurturken nasıl kendilerine bir eÅŸ buluyorlar, anlamıyorum! | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
(Rose whispers to Mae) And why didn't you go before you left? | Ay sende neden evden çıkmadan yapmadın sanki?! Ay sende neden evden çıkmadan yapmadın sanki?! | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
You were rushing me. | İki ayağımı bir pabuca soktun da ondan. İki ayağımı bir pabuca soktun da ondan. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Meanwhile I am going to make these men talk to me. | Bu arada ben de şunlarla konuşmaya gidiyorum. Bu arada ben de ÅŸunlarla konuÅŸmaya gidiyorum. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
If I can face down those daughters of the confederacy, | Dernekteki şu cazgır karılarla başedebiliyorsam, Dernekteki ÅŸu cazgır karılarla baÅŸedebiliyorsam, | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
I can certainly win over some stuffy homosexuals. | birkaç eşcinselin de hakkından gelirim pekala! birkaş eşcinselin de hakkından gelirim pekala! birkaç eÅŸcinselin de hakkından gelirim pekala! | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Hey there, I'm Mae Davis. | Merhaba, nasılsınız. Ben Mae Davis. Merhaba, nasılsınız. Ben Mae Davis. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Oh my but isn't it a lovely evening? | Ay dur gitme hemen... Harika bir akşam, değil mi? Ay dur gitme hemen... Harika bir akÅŸam, deÄŸil mi? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Oh my god! | Aman tanrım! Aman tanrım! | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
What do we have here? | Bakın burada ne varmış?! Bakın burada ne varmış?! | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
What drapes died and made that? | Hangi perdeyi söktün de yaptın bunu? Hangi perdeyi söktün de yaptın bunu? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Grandma the sound of music look is sooo over (makes a tutting sound) | Ay Babanne, "The Sound of Music" müzikali biteli yıllar oluyor... Ay Babanne, "The Sound of Music" müzikali biteli yıllar oluyor... | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
This I wouldn't bury my dead cat in this. | Ölmüş kedimi gömerken bile buna sarmazdım. Ölmüş kedimi gömerken bile buna sarmazdım. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
I'm sorry.... I didn't mean to intrude. | Aaa... Ben özür dilerim... Rahatsız etmek istememiştim. Aaa... Ben özür dilerim... Rahatsız etmek istememiÅŸtim. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Please don't hurt me. | Ay, n'olur canımı yakma. Ay, n'olur canımı yakma. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
I know karate. | Bak, karete bilirim ben. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Foxy? Yes Fantasia | Foxy! Efendim Fantasia? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
A tiara? | Taç mı o kafandaki? Taç mı o kafandaki? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
I don't want any trouble. You don't want any trouble? | Bak, ben sorun çıksın istemiyorum. Demek sorun çıksın istemiyorsun! Bak, ben sorun çıksın istemiyorum. Demek sorun çıksın istemiyorsun! | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
But my dear life is trouble and it wouldn't be any fun if it wasn't. | Ama hayatım, hayatın kendisi bir sorun zaten, ve öyle olmasaydı eğlencenin bir anlamı olmazdı, değil mi? Ama hayatım, hayatın kendisi bir sorun zaten, ve öyle olmasaydı eÄŸlencenin bir anlamı olmazdı, deÄŸil mi? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Salsa Yes Fantasia? | Salsa Efendim Fantasia? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Does my memory fail me? | Hafızam mı beni yanıltıyor? Hafızam mı beni yanıltıyor? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
I don't remember inviting this "person" into my parlour. | Yoksa bu "ŞEYİ" çöplüğüme davet ettim de, hatırlamıyor muyum? Yoksa bu "ŞEYİ" çöplüğüme davet ettim de, hatırlamıyor muyum? Yoksa bu "ÅEYİ" çöplüğüme davet ettim de, hatırlamıyor muyum? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
And she certainly does not meet the dress code. | Üstelik kılık kıyafetinin nasıl olması gerektiğini bile bilmiyor. Üstelik kılık kıyafetinin nasıl olması gerektiÄŸini bile bilmiyor. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
I am so sorry I didn't mean to intrude, I just thought.... | Ben çok özür dilerim, sizi rahatsız etmek istememiştim, ben sadece... Ben çok özür dilerim, sizi rahatsız etmek istememiÅŸtim, ben sadece... | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
You would pop in and take a look at the freak show? | Niye buradasın... Aniden içeriye dalıp, ucubelerin şovuna bir göz atmak... Niye buradasın... Aniden içeriye dalıp, ucubelerin ÅŸovuna bir göz atmak... | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
See how the other half was living? | ...bu arada da şehrin diğer yarısı nasıl yaşıyor görmüş olmak için mi, ha? ...bu arada da şehrin diğer yarısı nasıl yaşıyor görmÃüş olmak için mi, ha? ...bu arada da ÅŸehrin diÄŸer yarısı nasıl yaşıyor görmüş olmak için mi, ha? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Take a walk on the wild side? | Önce tehlikeli sularda biraz yüzüp... Önce tehlikeli sularda biraz yüzüp... | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
and then rush back to your bridge club to tell them some shocking little story. | ...ardından bir telaş briç kulübüne geri dönüp, sosyetik karılara buradaki maceranı anlatmak için mi? ...ardından bir telaÅŸ briç kulübüne geri dönüp, sosyetik karılara buradaki maceranı anlatmak için mi? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
No.... I am looking for a husband. | Ay hayır... Ben koca bakıyordum sadece. Ay hayır... Ben koca bakıyordum sadece. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
You do know what kind of club your in? (everyone laughs) | Ne şekil bir kulüpte olduğundan haberin var mı senin? Ne ÅŸekil bir kulüpte olduÄŸundan haberin var mı senin? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Not for me. It's for my nephew Brian | Ay... Ay, benim için değil... Yeğenim Brian için. Ay... Ay, benim için deÄŸil... YeÄŸenim Brian için. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Oh wow he is cute. | Ayy... Çok şirinmiş. Ayy... Çok ÅŸirinmiÅŸ. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Well you know his last relationship just turned out real bad, | Son ilişkisi oldukça kötü sonuçlandı, Son ilişkisi oldukça kötÃü sonuçlandı, Son iliÅŸkisi oldukça kötü sonuçlandı, | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
and his mum and I want to find someone nice for him. | bu yüzden annesi ve ben ona hoş birini bulalım istedik. bu yüzden annesi ve ben ona hoÅŸ birini bulalım istedik. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Some to make him smile. | Onu mutlu edebilecek birini. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Well you know what I mean. | Ne demek istediğimi anlıyorsunuz, değil mi? Ne demek istediÄŸimi anlıyorsunuz, deÄŸil mi? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
When my mommy found out I was gay she kicked me out of the house. | Annem benim eşcinsel olduğumu öğrendiğinde, götüme bi' tekme atıp, evden kovmuştu. Annem benim eÅŸcinsel olduÄŸumu öğrendiÄŸinde, götüme bi' tekme atıp, evden kovmuÅŸtu. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Mine did have a few unkind words on the subject. | Benimki konuyla ilgili bir kaç küfür savurmuştu. Benimki konuyla ilgili bir kaş küfür savurmuştu. Benimki konuyla ilgili bir kaç küfür savurmuÅŸtu. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Rose is it? | Adın Rose, öyle mi? Adın Rose, öyle mi? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
I am the Lady Fantasia Extravaganza | Ben de Lady Fantasia Extravaganza (Bayan Fantazisi Sürüsüne Bereket) Ben de Lady Fantasia Extravaganza (Bayan Fantazisi Sürüsüne Bereket) | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Charmed. | Büyülediniz beni. Büyülediniz beni. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
And this my protege and BFF, Miss Salsa Roha | Bu da korumam altına aldığım, en iyi arkadaşım Miss Salsa Roha. Bu da korumam altına aldığım, en iyi arkadaşım Miss Salsa Roha. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Charmed. | Büyülendim. Büyülendim. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
I just love your outfit. | Biliyor musun, kıyafetlerinize bittim! Biliyor musun, kıyafetlerinize bittim! | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Are those chimmy chews? | Ayy... Bu ayakkabılar Jimmy Choo'mu yoksa? Ayy... Bu ayakkabılar Jimmy Choo'mu yoksa? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Good eye. You know what chimmy chews are? | Gözlerin iyi görüyor. Sen Jimmy Choo nedir biliyor musun gerçekten? Gözlerin iyi görüyor. Sen Jimmy Choo nedir biliyor musun gerçekten? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
I have never seen any in real life but I have read all about them in Glamour Magazine. | Gerçeğini hiç görmemiştim ama, sıkı bir Glamour dergisi takipçisiyim. GerçeÄŸini hiç görmemiÅŸtim ama, sıkı bir Glamour dergisi takipçisiyim. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
You read Glamour Magazine? From cover to cover. | Glamour dergisi mi okuyorsun, sen? Hem de her sayfasını, satır satır. Glamour dergisi mi okuyorsun, sen? Hem de her sayfasını, satır satır. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
I practically devour the whole thing the moment it arrives, all those beautiful clothes | Yeni çıkan bütün kıyafet koleksiyonlarını neredeyse yalayıp, yutuyorum. Yeni çıkan bütün kıyafet koleksiyonlarını neredeyse yalayıp, yutuyorum. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
And yet you dress like this? | Ve hala böyle giyiniyorsun? Ve hala böyle giyiniyorsun? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Oh I couldn't wear anything like that. | Ay, ama ben böyle şeyler giyemem ki. Ay, ama ben böyle ÅŸeyler giyemem ki. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
I am not like you two, I am not a model. | Sizinki gibi bir vücudum yok ki, manken değilim sonuçta. Sizinki gibi bir vücudum yok ki, manken deÄŸilim sonuçta. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Oh I am nobody special. | Sıradan biriyim işte. Sıradan biriyim iÅŸte. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
My dear you don't know how wrong you are. | Aşkım, sen nekadar yanlış düşündüğünün farkında değilsin. AÅŸkım, sen nekadar yanlış düşündüğünün farkında deÄŸilsin. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Ladies, it's glamour time! | Bayanlar, şimdi CAZİBE zamanı! Bayanlar, ÅŸimdi CAZİBE zamanı! | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
You are such a scamp... | Ay, çok yaramazsınız... Ay, çok yaramazsınız... | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
I don't believe a word of it but thank you. | Tek kelimesine bile inanmadım ama teşekkür ederim. Tek kelimesine bile inanmadım ama teÅŸekkür ederim. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Now why don't you tell me how you got... | Neden bana birbirinizi nasıl bulduğunuzu anl... Neden bana birbirinizi nasıl bulduÄŸunuzu anl... | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Rose? Rose is that you? | Rose? Rose, bu sen misin?! | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Don't you just love it? | Ay, senin de hoşuna gitmedi mi? Ay, senin de hoÅŸuna gitmedi mi? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Now this is my new friend Miss Fantasia. | Karşında benim yeni arkadaşım... Fan ta sia. Karşında benim yeni arkadaşım... Fan ta sia. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Hello, I am Rose's sister Mae. | Merhaba, ben Rose'un kız kardeşi Mae. Merhaba, ben Rose'un kız kardeÅŸi Mae. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Oh the mother of young master Brian, I am delighted to meet you. | Oh, şu meşhur Brian'ın annesi. Sizinle tanışmaktan şeref duydum. Oh, ÅŸu meÅŸhur Brian'ın annesi. Sizinle tanışmaktan ÅŸeref duydum. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Rose told me all about you little enterprise... | Rose, oğlunuz için yaptıklarınızdan bahsetti... Rose, oÄŸlunuz için yaptıklarınızdan bahsetti... | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
My friends and I would like to offer any assistance we can. | Ben ve arkadaşlarım bu konuda elimizden geldiğince size yardımcı olmaktan mutluluk duyarız. Ben ve arkadaÅŸlarım bu konuda elimizden geldiÄŸince size yardımcı olmaktan mutluluk duyarız. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Thank you so much. | Ay, çok teşekkür ederim. Ay, çok teÅŸekkür ederim. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Miss Fantasia? | Miss Fantasia? | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
This is Jim and Glenn. | Bunlar Jim ve Glenn. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Would you know it there a couple. | Söylemeselerdi, birlikte yaşadıklarını asla tahmin edemezdim. Söylemeselerdi, birlikte yaÅŸadıklarını asla tahmin edemezdim. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Jim is in real estate and Glenn is a paramedic. | Jim emlak işi ile uğraşıyor, Glenn ise bir sağlık görevlisi. Jim emlak iÅŸi ile uÄŸraşıyor, Glenn ise bir saÄŸlık görevlisi. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Hi Hi | Selam Selam | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
I am delighted to make your acquaintance. | Sizi tanımaktan mutluluk duydum. Sizi tanımaktan mutluluk duydum. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
I was just telling them about our little husband hunt for Brian. | Ben de şimdi onlara Brian için yaptığımız KOCA avından bahsediyordum.. Ben de şimdi onlara Brian için yaptığımız KOCA avından bahsediyordum. Ben de ÅŸimdi onlara Brian için yaptığımız KOCA avından bahsediyordum.. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Oh he's nice. Yeah pity he is a coke head. | Ay, bu çok hoşmuş!. Evet ama ne yazık ki o bir kokainman. Ayy... Ay, bu çok hoÅŸmuÅŸ!. Evet ama ne yazık ki o bir kokainman. Ayy... | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
How about that one? Married. | Pek şu nasıle? Evli. Pek ÅŸu nasıle? Evli. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Him? Alcoholic. | O? Alkolik. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
That one? Passive aggressive. | Peki şu? Gizli bir agresif. Peki ÅŸu? Gizli bir agresif. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Him? Crystal fiend. | şu? Uyuşturucu bağımlısı. Åu? UyuÅŸturucu bağımlısı. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Him? Republican. | Bu? Muhafazakar, dinci partiden. | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |
Him? Mine. | O? Benim! | You Should Meet My Son!-1 | 2010 | ![]() |