Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183950
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
FASHION GETS A POLITICAL SHADE | MODA POLİTİKA İLE GÖLGELENDİ | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Ladies and gentlemen, in a few moments, | Bayanlar ve baylar, bir kaç dakika içinde, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
we'll be landing on Gale�o international airport in Rio de Janeiro. | Rio de Janeiro ulusal hava limanına inmiş bulunacağız. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Please, return to your seats, keep them in the upright position, | Lütfen yerlerinize oturup koltuklarınızı dik duruma getiriniz, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
and fasten you seatbelts. | Ve kemerlerinizi bağlayınız. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
My friends, I'm Zuzu Angel, Brazilian fashion designer. | Dostlar, benim adım Zuzu Angel, Brezilyalı modacıyım. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I'd like to tell you that in this wonderful city we're landing, | Şu anda inmek üzere olduğumuz bu harika şehirde benim oğlum.. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Where's his body? | Peki cesedi nerede? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Gone! | Yok oldu! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I'd like you to know that | Pencereden gördüğümüz bu cennet | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
the paradise we see through the window, | Ülkenin böyle korkunç suçlarla dolu olduğunu, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
is soiled by awful crimes like this. | Bilmenizi istiyorum. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Ms. Zuleika Angel. Yes? | Bayan. Zuleika Angel. Evet? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Somebody would like to talk to you. | Sizinle görüşmek isteyen birisi var. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Why? Will you follow me, please? | Neden? Beni takip edin lütfen? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
And my luggage? | Peki bagajım? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
We'll take care of that. | Biz halledeceğiz. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I heard you put on quite a show on the plane. | Uçakta küçük bir gösteri sunduğunuzu duydum. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Information gets to you very fast... | Bilgiler size çok çabuk ulaştırılıyor... | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
And complete. | ve ayrıntılı. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I can tell the color of your underwear. | iç çamaşırınızın rengini bile söyleyebilirim. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I just don't know your son. Never saw him. | Sizin oğlunuz hakkında bir şey bilmiyorum onu hiç görmedim. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
But you went abroad to accuse me of murder without evidence. | Ama siz beni cinayetle suçlamak için ülke dışına çıktınız. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
My wife and kids were shocked when they heard of it. | Eşim ve çocuklarım bunu duyunca şok oldular. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Your kids must be going to the beach and parties. | Çocuklarınız plajlara ve partilere gidiyorlar değil mi. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Mine was tortured and killed. | Benimkisi ise işkence görüp öldürüldü. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Says who? A terrorist. | Kim diyor? Bir terörist mi. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
What are the evidences? None! | Hani kanıtlar? Yok! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Stuart's body is the least I can ask. | Stuart'ın cesedi yeterli bir kanıt. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
There's no dead body. What? | Ortada ceset filan yok. Ne? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
If your son died the way you believe he did, | Eğer oğlunuz dediğiniz şekilde öldürüldüyse, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
after such a long time, there's no more corpse anywhere. | Bu kadar zaman sonra cesedinin bir şekilde ortaya çıkması lazımdı. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
But his murderers are free. | Ama katilleri hala serbest. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Then gather evidence against them. | O zaman biraz delil bulun. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I'll do that. | Bulacağım. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Whoever killed Stuart will some day pay for it. | Kim Stuart'ı öldürdüyse mutlaka bunu ödeyecek. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Ms. Angel, I suggest you wouldn't turn me | Bayan. Angel, bence beni kendinize düşman | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
into a personal enemy. | Haline getirmeyin. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
And besides, | Ve ayrıca, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
you should be ashamed of using your son's name | Moda defilenizde para kazanmak için oğlunuzun adını | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
to make more money in your business. | Kullanmanızdan utanmalısınız. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
After my fashion show in NY, | New York’taki defilemden sonra, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
my life was at a standstill for two years. | Hayatım iki yıl durağan gitti. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
The press being censored, | Gazeteler sansürlendi, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
my complaints were known by no one. | Şikayetlerimi kimse duyamadı. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Due to this kind of atmosphere I kept my daughter, Ana, in the U. S... | Bu durumdan dolayı kızımı, Ana'yı, Amerika'da tuttum... | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Hilde didn't want to go. | Hilde gitmek istemedi. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
She was already working as actress and journalist. | Zaten oyuncu ve gazeteci olarak çalışıyordu. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
In 1973, a new tragedy: | 1973,yeni bir facia oldu: | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
My son's widow, S�nia; | Oğlumun karısı, Sônia; | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
was arrested when she came back to Brazil undercover. | Gizlice Brezilyaya dönünce o da tutuklandı. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Before being killed, | Öldürülmeden önce, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
she was shocked, beaten up, | Elektrik şoku yedi, dövüldü, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
raped with a bat, and her breasts were torn. | Zorla tecavüz edildi, ve göğüsleri kesildi | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Her body was never given to the family. | Cesedi asla ailesine verilmedi. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I admit I felt let down by so much violence and impunity. | Bu kadar şiddete karşı ceza olmayınca iyice umutsuzluğa kapıldım. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
But I kept working, | Ama işime devam ettim, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
and creativity gave me strength to face my pain. | Tasarılarım bana bu acılarla yüzleşebilecek kuvveti verdi. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
On the 31st of December, 1975; | 31 Aralık, 1975'te; | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
a new fact lifted my spirits to keep on fighting. | Öğrendiğim bir şey beni tekrar mücadele etmeye başlattı. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Hi, Fraga! Come drink with us! | Merhaba, Fraga! Bize kattı hadi! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I'm glad you came, Zuzu. Almeida! | Geldiğine sevindim, Zuzu. Almeida! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Almeida, I'm sorry, but Zuzu has promised me the first dance. | Almeida, üzgünüm ama ilk dansı Zuzu bana söz vermişti. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
How come? She's just arrived! | Nasıl? Zaten yeni geldi! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
We settled by the phone. Excuse us. | Telefonda ayarlamıştık, izninle. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I'll be back, Almeida. | Geri döneceğim, Almeida. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Zuzu, you look sad, but still gorgeous. | Zuzu, üzgün görünüyorsun ama hala muhteşemsin. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I've been meaning to call you What for? Settle this dance? | Neden telefonda ayarlamıştık dedim biliyor musun? Bu dansı kapmak için mi? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Nice party, isn't it? | Güzel parti değil mi? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
It may be, but I'm not in the mood for parties. | Belki, ama parti havasında değilim. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
That makes two of us. | O zaman iki kişiyiz demek ki. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
What's up? Problems in the office? | Neden? Ofiste sorunlar mı var? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
It may be a problem, but also a solution... | Problem olabilir, ama her zaman çözüm vardır... | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Gosh! If we're going to talk so serious about work, | eğer iş konusunda ciddi şeyler konuşacaksak, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
we'd better stop dancing. | Dansı bıraksak daha iyi olur. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
No, Zuzu! Fraga! | Hayır, Zuzu! Fraga! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
It's got to do with you. With me? | Seninle ilgili bir şey. Benimle mi? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
With Stuart. | Stuart hakkında. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Last week, somebody came to me. | Geçen hafta birisi bana geldi. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Who came to you, Fraga? | Kim geldi sana, Fraga? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
An agent of the repression came to me. | Hükümetin ajanlarından biri geldi. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
It was one of the craziest days of my life. | Hayatımın en zor günlerinden biriydi. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
No. He came to me willing to tell everything he knows. | Hayır, bildiği her şeyi anlatmak istediğini söylemek için gelmiş. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
But he wants to talk to you. | Ama seninle konuşmak istiyor. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
He said he'd only tell it to you. | Sadece sana anlatacakmış. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
He says he knows about Stuart. | Stuart hakkında çok şey bildiğini söylüyor. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I should have left before telling you such nonsense. | Bunu sana söylemeden buradan ayrılıp gitmem gerekirdi. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Why did he decide to talk? | Neden şimdi konuşmak istedi birden? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
He thought he was a "model" agent! | Kendisinin "örnek" bir ajan olduğunu düşünüyor! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Whatever it means... | Artık ne demekse... | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Then, he says he was wrongly accused | sonra hiç suçu yokken bir soygunda, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
of keeping the money from an urban guerrilla robbery. | Yakalanan soyguncuların parasını almak ile suçlamışlar. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
The guy must be in a rage. | Adam öfkeli olmalı. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You mustn't talk to him at all. | Onunla konuşmamalısın. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
What if he knows what happened? | Ya neler olduğunu biliyorsa? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
The testimony of somebody from inside could put an end to all this sham. | Onlardan birisinin şahitliği bu saçmalığı ortaya çıkaracaktır. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Zuzu, to even talk about this we must pretend we are tourists. | Zuzu, bu konuyu konuşmak için bile buraya geldik. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
We are afraid of being followed, taped... We are afraid of everything! | Takip edilmekten,sesimizin çekilmesinden... her şeyden korkuyoruz! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Do you want to get deeper into this? | Daha ileriye gitmek istiyor musun? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You're a fashion designer, not an FBI agent. | Sen bir modacısın FBI ajanı değil. | Zuzu Angel-1 | 2006 |