Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 192
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I already know I am all alone 1 | ...tamamen yalnız olduğumu biliyorum. 1 | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Life's a jungle with no answers | Hayat, cevaplara yeri olmayan vahşi bir orman gibi. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Trapped here in this tiny grey building | Bu ufacık, gri binada kapana kısıldım. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
We're all trapped here, floating through the air | Hepimiz burada kapana kısıldık, havada süzülerek. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Can you help us? Who will trust us? | Bize yardım edebilir misin? Kim güvenecek bize? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
We're trapped in this | Hepimiz burada kapana kısıldık. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Jeonghun | Jeonghun! | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Minseo what are you doing? | Minseo, ne yapıyorsun? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
What are you doing down there? Always singing those strange songs... | Oraya girmiş ne yapıyorsun? Hep şu tuhaf şarkıları söyleyerek... | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Aren't you going to school? | Okula gitmiyor musun? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
School? No I have to work today | Okul mu? Bugün işe gitmem gerekiyor. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Skipping school for a simple casual job... | Basit, sıradan bir iş için okulu asıyorsun... | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
This is my seat | Burası benim yerim. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Hey! I had that page marked | Hey, o sayfayı işaretlemiştim. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Don't study that at the table, it'll ruin everyone's appetite | Masada ders çalışma, herkesin iştahını kaçıracaksın. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
How are we so different? | Neyimiz o kadar farklıymış? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
I'm going to a good university, soon to be an accountant | İyi bir üniversiteye gidiyorum ve yakında muhasebeci olacağım. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
You need to start thinking of the future | Artık geleceğin hakkında düşünmen gerekiyor. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Obviously not hard enough | Yeterince iyi düşünmediğin belli. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
You won't end up with a job with your degree | O diplomayla bir iş bulamayacaksın. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
You're already on the way to being a failure | Tam bir fiyasko olma yolundasın. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
You need to find a way to make up for it | Bu durumu düzeltmek için bir çare bulmak zorundasın. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Hurry up and eat | Hadi çabuk ye yemeğini. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Yeah, eat up so you can earn a lot of money today | Evet, ye bitir ki bugün çok para kazanabilesin. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Watch your manners! | Tavırlarına dikkat et! | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
I'm going now | Ben gidiyorum. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Jeonghun, eat your breakfast! Jeonghun! | Jeonghun, kahvaltını bitir! Jeonghun! | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
What is wrong with him today? | Bugün nesi var bunun? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Eunah! | Eunah! | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
You weren't answering any of my calls, have you been sick? | Telefonlarıma hiç cevap vermedin, hasta mıydın? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
You don't look fine, you should see a doctor | İyi görünmüyorsun, bir doktora görünmelisin. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Yeah, let's make sure though and see a doctor | Tamam, yine de ne olur olmaz diye bir doktora görün. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Who's he? | O kim? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
My boyfriend | Erkek arkadaşım. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
But I'm your boyfriend | Ama erkek arkadaşın benim! | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
How are you? | Nasılsın? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
I'm told you not to come here | Sana gelme demiştim. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
But I finished early today | Ama bugün işim erken bitti. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
I want to see | Görmek istiyorum. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
The manager says I'm pretty good, she let's me help style the customers too | Müdür çok iyi olduğumu söylüyor, müşterilerin saçını yapmama izin veriyor. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
It's nothing special | Önemli bir şey değil. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
They're really good | Çok iyiler. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
I don't think I have to worry about you when I'm gone | Öldüğümde gözüm arkada kalmayacak. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Where are you now? | Neredesin? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Hurry and get down here We're so busy! | Çabuk buraya gel, çok meşgulüz! | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Sorry, but my mother is ill, I'm at the hospital | Üzgünüm, annem hasta. Hastanedeyim. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Don't give me that excuse! You're old enough to take care of yourself | Bana bu bahaneyi sunma! Kendine bakabilecek yaştasın. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
I pay you wages, you should take more responsibility | Sana para ödüyorum, daha fazla sorumluluk alman gerekir. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Sorry, the way I meant it was... | Özür dilerim, demek istediğim... | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
You are just an assistant! Don't talk back to me like that | Sen sadece bir asistan parçasısın! Bana öyle cevap verme. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Hello? I'm so sorry about... | Alo? Çok özür dilerim... | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Yes, speaking... | Evet, acaba kiminle... | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Are you feeling sick, Minseo? | Hasta mısın, Minseo? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Should we go to Dad's hospital? | Babanın hastanesine gidelim mi? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Here, have some cake then. I made it and I ordered the butter from Switzerland 1 | Gel de biraz kek ye o zaman. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
But I made it for you, it's good You need to be healthy to study | Ama sana yaptım, ders çalışabilmek için... | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Study hard, go to a university next year... | Sıkı çalış ki seneye üniversiteye gidebilesin... | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
I'm starting another day, another day | Yeni bir güne, yeni bir güne başlıyorum. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
And then I turn on the lights | Ve sonra da ışıkları açıyorum. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Who put that cup right there? | Bu bardağı buraya kim koymuş? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
If I catch them, there'll be trouble | Bir yakalarsam çok kötü olacak. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
You scared me! Boss! | Ödümü kopardın! patron! | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
You're here! Could you help Yeongae clean this up? | Gelmişsin! Yeongae'nin temizlik yapmasına yardım eder misin? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
What's wrong with her? | Onun neyi var? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
She said she was going to quit | İşten çıkmak istediğini söyledi. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
She got a role in a film and wants to concentrate on her career | Bir filme seçilmiş ve kariyerine yoğunlaşmak istiyormuş. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
I paid her high wages too, I guess she's not too desperate | Ona maaşını da ödüyorum, bence durumu o kadar ümitsiz değil. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Should I just give up school and come here everyday? | Okulu bırakıp her gün buraya geleyim mi? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
You're just being a kid now | Şimdi çocuklaştın işte. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
But you are the kind one for hiring a fool like myself | Ama sen benim gibi bir aptalı işe aldın. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
I'm heading off to my son's school, I will be back around lunch | Oğlumun okuluna gidiyorum, öğleye dönerim. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
See you later | Görüşürüz. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Ah you scared me | Ödümü kopardın. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
At? Sucking up? | Hangi konuda? Yağcılıkta mı? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
You sound like a real rapper, I think you're good | Gerçek bir rapçi gibisin, bence çok iyisin. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
You should try out for auditions, you know those rap battles too | Seçmelere katılmalısın, şu rap atışmalarını bilirsin ya. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Is something wrong? Tell me | Bir sorun mu var? Anlat bana. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
You're so slow, I was asking you out on a date | Çok yavaşsın, burada çıkma teklif ediyoruz sana. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Do I have to do all the work here? | Tüm işi ben mi yapmak zorundayım? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
I've liked you from the beginning | Baştan beri hoşlanıyorum senden. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
No way! Really? | Yok canım! Sahi mi? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Why? I'm not your type? | Niye, tipin değil miyim? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
No, that's not why Girls like you always have boyfriends already | Hayır, ondan değil. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
I don't date girls like that, don't even try | Öyle kızlarla çıkmam, hiç uğraşma. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
And I never imagined a girl like this would be asking me out... | Ve böyle bir kızın bana çıkma teklif edeceğini de hiç düşünmemiştim... | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
What I mean is... I'm trying to say, say... | Yani kastettiğim... demeye çalıştığım... | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
I'm free, whenever you are free | Sen boşsan ben de boşum. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Hang with me after work? | İşten sonra takılalım mı? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
With you? | Seninle mi? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
I'll be right there! | Geliyorum! | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
I'll get this | Ben bakarım. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
It's a dollar an hour... | Saati bir dolar... | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Go pick any seat | İstediğin yere otur. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Hello, are you a member? | Merhaba, üye misiniz? | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
I'm actually looking for someone | Aslında birine bakıyordum... | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Is Yeongae here? I'm a friend | Yeongae burada mı? Ben arkadaşıyım. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
Yeongae! A friend of yours is here | Yeongae! Arkadaşın geldi. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
I don't care about your dreams | Hayallerini umursamıyorum. | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
I refuse to, what gives you the right to ask me? | Reddediyorum. Benden... | 19 Nineteen-1 | 2009 | |
I asked because...you are my friend | İstedim çünkü... arkadaşımsın. | 19 Nineteen-1 | 2009 |