Search
English Turkish Sentence Translations Page 2227
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
"to be enlightened. ' ' Exactly. It's been | "...düşündü." Kesinlikle. Başlangıçtan beri... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
It's implanted in my mind to, like, go get a good deal at, like, Nike and... | Ben de kafamda bazı şeyleri kurgularım, mesela gidip Nike'la iyi bir anlaşma yapmak gibi ve... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Exactly, which is our culture, yeah, and that's... | Kesinlikle, bu bizim kültürümüz, evet, ve bu... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I'm not trying to defend myself. | Kendimi savunmak istemiyorum. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I'm saying that that stuff is ingrained in our brain, | Sadece diyorum ki, bu tarz şeyler beynimizde sabitlenir... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Exactly, but when it hurts other people... And it does hurt other people. | Kesinlikle, ama diğer insanlara zarar verdiğinde... Tabi ki diğer insanlara zarar verir. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
No. Because we're doing it in... | Hayır. Çünkü biz bunu... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I don't know. Well, it's just like... | Bilmiyorum. Şey, bu sanki... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I'm just saying that our minds are ingrained with different values | Demek istediğim şey, beyinlerimiz farklı değerlerle sabitlenir... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
that also may be wrong values, even though you don't even realize it. | ...ve sen farkına varamasan da, bunlar yanlış değerler de olabilir. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
No, it's all for personal gain. | Hayır, tüm bunlar kişisel acılar için. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
We buy Nike because we think we're gonna look cool. | Nike satın alırız çünkü havalı görüneceğimizi düşünürüz. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
'cause he thought he was going to get 40 virgins in the afterlife. | ...çünkü ahirette 40 bakireyle birlikte olacağını düşünüyordu. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Simon's trying to humanize him. That's fine, he's his father. | Simon bunu insancıl göstermeye çalışıyor. Anlıyorum çünkü onun babası. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I would try and humanize him. Like, I would try... That's all part of the game. | Bunu insancıl göstermeye çalışırdım. Yani, denerdim... Tıpkı oyunun tüm bölümleri gibi. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
We're all victims of our circumstances, then that's the norm. | Hepimiz koşulların kurbanıyız, o zaman normal olan budur. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
So there's nothing out of the ordinary about how the father was raised. | Babasının yetiştirilme biçiminde alışılmadık bir taraf yok. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
We're all innocent to some degree. | Bir şekilde hepimiz masumuz. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Does that mean that we should have no opinion | Yani, masum insanları öldüren teröristlere karşı hiçbir fikrimizin olmaması gerektiğini mi... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
on terrorists killing innocent people? I'm just saying are we that much better? | ...söylemeye çalışıyorsun? Demek istediğim, bu şekilde daha mı iyi oluyoruz? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Of course, we're much better! Of course we are. | Tabi ki, daha iyi oluyoruz. Tabi ki. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
They're talking about what happened with your dad and everything. | Babana ve her şeye ne olduğu ile ilgili konuşuyorlar. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
How'd they find out? | Nasıl öğrenmişler? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
It's not like you're trying to keep it a big secret anymore. | Artık bunu büyük bir sır olarak saklayamazsın. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I mean, why wouldn't you want people to find out? | Yani, neden insanların öğrenmesini istemiyorsun ki? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
It happens to be that... If it is evil, whatever it was, | Bu benim başıma geldi... Bu şeytani bir şey, ya da ona benzer bir şeyse... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
whatever Simon's father's intentions were, | ...Simon'ın babasının amaçladığı şey her neyse... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I could feel on my own skin once I learned about it. | ...onu öğrendikten sonra, içimde hissediyorum. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I'm not sure that it was a trauma at the time. I think we're just living it in our minds | O zamanlar bunun bir travma olduğuna emin değilim. Bence biz bunu... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Whether it's real or fictional, | Gerçek ya da kurgusal olsun... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
as soon as we imagine it, then it becomes something that we have to deal with. | ...biz onu hayal ettiğimiz sürece, baş etmemiz gereken bir şey olarak kalacaktır. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I don't understand what's so seductive about being a victim. | Kurban olmanın neresi bu kadar baştan çıkarıcı, anlayamıyorum. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
It's like a suit of clothes that's so comfortable today. | Bugün giydiğimiz kıyafetlerin şık durması gibi bir şey bu. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I mean, I've been pretty much... | Yani, ben çok fazla... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Since it happened, I've been pretty much... | ...o olaydan sonra, ben çok fazla... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
My eating is completely out of control. Has been. I've gained about 100 pounds. | ...Yemek yeme düzenim kontrol çıktı. Gerçekten. Tam 45 kilo aldım. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
And I just can't... I can't seem to get it together | Ve ben sadece... Ne yapmam gerektiği hakkında... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
So when I do work, I have to travel by plane, it basically goes like this. | Çalışıyorken, uçakla seyahat etmem gerekiyor, benim işim bu. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
"Is it going to explode? Is it going to explode?" | ..."Acaba patlayacak mı?", "Acaba patlayacak mı?" | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
The next second, "Is it going to explode?" | Sonra yine, "Acaba patlayacak mı?" | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
It's like that. I mean, you know... I've known David for 25 years, | Aynen böyle oluyor. Yani, ben... David'i 25 yıldır tanırım... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
and he's just a different man. Like, he's just not the same person that he used to be. | ...o çok farklı bir adam oldu. Yani eski haline hiç benzemiyor. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
It's not like I was such a great person to begin with, | Yani, önceleri de mükemmel bir insan değildim... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
And I've come back from the dead to rage against the fucking assholes | Ve öldükten sonra, bir inanç uğruna insanları öldürmenin tutarlı bir şey olduğunu... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
who believe that killing someone for an idea is something that's viable! | ...düşünen o orospu çocuklarından öcümü almak için tekrar canlandım. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
...would choose, because I'm Jewish or because the plane was going to Israel, | ...Ben bir Yahudi olduğum için ya da uçak sırf İsrail'e gidiyor diye... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
disgusting, despicable thing I've ever heard of in my life. | ...en hastalıklı, en iğrenç, en aşağılık şeydir. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
But you weren't, in fact, blown to smithereens. | Ama sen aslında, paramparça olmadın. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I don't understand why you say... Did you hear what I said? | Niçin böyle konuşuyorsun, anlamıyorum... Az önce dediğimi duydun mu? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
"I am the guy who came back from the dead!" | "Ben ölüp de, dirilen bir adamım!" | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
The school's position is that you encouraged him to take it as far as he could. | Okul yönetiminin fikrine göre, gidebileceği yere kadar gitmesi konusunda çocuğu teşvik etmişsin. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
As a drama exercise. But he wasn't in the Drama Club. | Bir Drama alıştırmasıydı. Ama Drama dersi almıyordu. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
You weren't teaching him drama. | Ona Drama dersi vermiyordun. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
This monologue was presented in your French class. Is that correct? | Bu monolog senin Fransızca dersinde gerçekleşti. Doğru mu? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I don't know how we'd proceed with this, Sabine. | Bu konuyla ilgili nasıl bir işlem yapacağımızı bilmiyorum, Sabine. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
You're saying that it's wrongful dismissal, | Sen bunun haksız bir işten çıkarma olduğunu söylüyorsun... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Well, whether or not you knew he was going to post it | Yani, asıl konu, bunu yayınlayacağını bilmen ya da bilmemen... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
No, I just don't want to waste your money. | Hayır, ben sadece paranı harcamanı istemiyorum. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
We couldn't stay there. | Orada kalamazdık. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
No. I have to go. | Hayır. Gitmem gerek. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Yeah. This is a tow away zone, employee parking. | Evet. Burası çekici alanı, personel park yeri. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
You'll have to pay his release fee. | Ceza makbuzunu ödemelisiniz. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Yes. Okay. It's $55. | Evet. Peki. 55 dolar. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
And if I don't want you to stop? | Peki ya durmanı istemiyorsam? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
What do you mean? If I want you to keep doing your job. | Ne demek istiyorsunuz? İşinizi yapmayı sürdürmenizi istesem? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Yeah, my job's to tow your car away. Yeah. | Evet, benim işim aracınızı çekiciye koymak. Evet. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
I'm serious. I'm going to tow it away. | Ciddiyim. Aracınızı çekeceğim. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Yeah? It's me. I'm behind you in the taxi. | Efendim? Benim. Arkandaki taksideyim. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
No. It's a few minutes from here. | Hayır. Buraya birkaç dakika uzaklıkta. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
To think. Please. Just keep driving. | Düşünmek için. Lütfen. Sürmeye devam et. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Whatever you want. But it's going to cost you. | Nasıl istersen. Ama bu sana pahalıya mal olacak. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
That's okay. I'll pay whatever it costs. | Önemli değil. Ne kadar tutarsa ödeyeceğim. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
So, what's this about? Just keep driving. | Bütün bunlar da ne demek oluyor? Sen sürmeye devam et. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
She would have no idea that Bethlehem at that time was under Israeli control. | O zamanlar Bethlehem'in İsrail kontrolü altında olduğu ile ilgili de bir fikri yoktu. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
And I've come to understand that it is not the fact. | Ben de, gerçeğin böyle olmadığının farkına vardım. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Wow! Simon, if you want to think that's a gift, | Vay be! Simon, bunun bir hediye olduğunu düşünmek istiyorsan... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
you go right ahead, but I think that's cowardly. | ...düşünmeye devam et, ama bence bu korkaklık. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
If he had given you that gift, you wouldn't be here to say it was a gift. | Eğer o hediyeyi sana vermiş olsaydı, şimdi onun bir hediye olduğunu söylemek için burada olamayacaktın. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
What? Hannah, you don't think people can die for a cause? | Ne? Hannah, sen insanların bir sebep uğruna öldüklerine inanmıyor musun? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
People can die for a cause, that's fine, but don't sacrifice other people. | İnsanlar bir sebep uğruna ölebilirler, bunu anlarım, ama diğer insanları kurban etmezler. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
She didn't know what she was dying... What she was going to die for. | Ne için öldüğünü... Ne uğruna ölüme gittiğini dahi bilmiyordu. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Yeah, but he didn't die. He wasn't... | Evet, ama adam ölmedi. O hiç... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
but I really can't see how there's any kind of justification | ...ama bu tür bir cinayette, böylesine bir yıkımda ne tür bir... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
And who's on that plane? Probably people like us. | Peki o uçakta kimler vardı? Muhtemelen bizim gibi insanlar. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
It's not gonna be people who are making big political decisions. | Büyük siyasi kararlar veren insanlar olmayacaktı. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Now, why did Simon's father not board the plane himself? | Acaba, Simon'ın babası neden uçağa kendisi binmedi? | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
You've acknowledged the possibility that the man is a coward. | Adamın bir korkak olduğu ihtimalini kabul ediyorsunuz. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
You've acknowledged the possibility that the man is a monster. | Adamın bir canavar olduğu ihtimalini kabul ediyorsunuz. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
The truth is that I don't think that whatever happened to Simon's parents, | Gerçek şu ki, ben, Simon'ın ailesine her ne olursa olsun... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
it's not about concepts and an ideology and who's a martyr. | ...bunun bir anlayışla, bir ideolojiyle ya da kimin şehit olduğuyla ilgisi olduğuna inanmıyorum. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
So why don't you all just shut up? 'Cause why don't you just imagine | Neden şimdi çenenizi kapatıp da, annesinin yerinde olmanın... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
You're pregnant and you think that you have this wonderful husband | Hamilesin ve seni seven harika bir kocan var... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
He's making it up for the play he's writing. | Tüm bunları, yazdığı oyun için uyduruyor. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Look, I know all about his parents. I know all the details about the accident. | Bakın, ailesi ile ilgili her şeyi biliyorum. Kazayla ilgili tüm detayları biliyorum. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
You know, I have no problem with him writing whatever he wants, | Biliyorsun, o çocukla hiçbir problemim yok, nefreti körüklemediği sürece... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
that he's making it up. | ...istediği her şeyi yazabilir. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
You know, I thought the idea was to test my uncle's tolerance, | Bildiğim kadarıyla, bu fikir dayımın hoşgörüsünü test etmek içindi... | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
He wants people to know that you're making this up. | İnsanların, bunu senin uydurduğunu bilmesini istiyor. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
Why? That's what makes it so interesting. | Neden? Bunu ilginç yapan da o zaten. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |
It's the only way he'll let you present it at the Drama Festival. | Yalnızca bu şekilde hikayeyi Drama Festivali'nde yayınlamamıza izin verecek. | Adoration-2 | 2008 | ![]() |