Search
English Turkish Sentence Translations Page 2225
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I watched him grow. | Büyümesini izledim. | Adoration-1 | 2008 | |
| I always saw him as Sami`s child. | Onu her zaman Sami'nin oğlu olarak gördüm. | Adoration-1 | 2008 | |
| Not the way he looks. His manner. | Görünüş olarak değil. Hareketleri. | Adoration-1 | 2008 | |
| These things became much more complicated as Simon grew. | Simon büyüdükçe, bu şeyler daha da karmaşık hale geldi. | Adoration-1 | 2008 | |
| And that`s when you decided to visit his house. | Ve siz onun evini ziyaret etmeye karar verdiğinizde. | Adoration-1 | 2008 | |
| I used to drive by. | Eskiden arabayla evin önünden geçerdim. | Adoration-1 | 2008 | |
| I would watch him inside, playing with Simon, cooking. | Onu içeride Simon'la oynarken, yemek yaparken izlerdim. | Adoration-1 | 2008 | |
| He was a great cook. | O müthiş bir aşçıydı. | Adoration-1 | 2008 | |
| I watched him put up the Christmas decorations. | Yılbaşı süslemelerini yerleştirmesini izledim. | Adoration-1 | 2008 | |
| That was very generous of him, | Yetiştirilmesinden kaynaklanan bir... | Adoration-1 | 2008 | |
| coming from the upbringing he had. | ...asalete sahipti. | Adoration-1 | 2008 | |
| I`m sorry. I should have never done that, | Üzgünüm. Bunu asla yapmamalıydım... | Adoration-1 | 2008 | |
| come to the house. | ...evinize gelmemeliydim. | Adoration-1 | 2008 | |
| What were you expecting to find? | Ne bulmayı umuyordunuz? | Adoration-1 | 2008 | |
| I don`t. | Gerçekten. | Adoration-1 | 2008 | |
| Thanks, man. | Sağ ol, adamım. | Adoration-1 | 2008 | |
| You can sell the violin now, Tom. | Artık kemanı satabilirsin, Tom. | Adoration-1 | 2008 | |
| You have my permission. | İzin veriyorum. | Adoration-1 | 2008 | |
| Remember when I asked you about cutting the scroll off? 1 | Kıvrımı kesip atmakla ilgili söylediğim şeyi hatırlıyor musun? | Adoration-1 | 2008 | |
| Well, it`s something that I had to do. | Bu, yapmam gereken bir şeydi. | Adoration-1 | 2008 | |
| It`s kind of hard to describe why. | Nedenini açıklamak oldukça zor. 1 | Adoration-1 | 2008 | |
| I don`t think it`ll affect the value very much | Sesinde bir değişiklik yaratmayacağı için... | Adoration-1 | 2008 | |
| since it doesn`t change the sound. | ...değerini çok etkileyeceğini düşünmüyorum. | Adoration-1 | 2008 | |
| I hope it`ll pay for all the things that we`ll need. | Umarım ihtiyacımız olan her şeyi satın almamıza yeter. | Adoration-1 | 2008 | |
| I`m going to the Holy Land. | Holy Land'e gideceğim. | Adoration-1 | 2008 | |
| It`s all the Holy Land. | İyi tatiller. | Adoration-1 | 2008 | |
| I can feel the baby kicking. | Bebeğin tekmelediğini hissediyorum. | Adoration-1 | 2008 | |
| Grandpa, I really need to know what happened that night. | Büyükbaba, o gece ne olduğunu gerçekten bilmek istiyorum. | Adoration-1 | 2008 | |
| He was going to kill her. | Rachel'ı öldürecekti. | Adoration-1 | 2008 | |
| He called and said... He could have called to apologize | Aradı ve dedi ki... Özür dilemek ya da benim geri dönüp... | Adoration-1 | 2008 | |
| or to find out if I was back. Or it could have been my mother. | ...dönmediğimi öğrenmek için aramış olabilir. Belki de arayan annemdi. | Adoration-1 | 2008 | |
| Would you like to come in? | İçeri girmek ister misin? | Adoration-1 | 2008 | |
| For coffee? | Kahve için mi? | Adoration-1 | 2008 | |
| Must be strange to see those wedding photographs. | O düğün fotoğraflarını görmek, senin için ilginç olmalı. | Adoration-1 | 2008 | |
| He never said he wasn`t married. | Evli olmadığını hiç söylememişti. | Adoration-1 | 2008 | |
| It`s part of the reason my dad was so suspicious of him. | Babamın ondan şüphelenmesinin bir nedeni de bu. | Adoration-1 | 2008 | |
| lf he could do that to me... That sort of idea, yeah. | Böyle bir şeyi bana yapmış olsaydı... Bu da bir fikir, evet. | Adoration-1 | 2008 | |
| Except your father did not know me. | Ama baban beni tanımıyordu. | Adoration-1 | 2008 | |
| If he did, maybe he would understand what Sami was running away from. | Eğer tanısaydı, belki de Sami'nin neden kaçtığını anlayabilirdi. | Adoration-1 | 2008 | |
| I have strange ways. Yes, you do. | İlginç hareketlerim vardır. Evet, var. | Adoration-1 | 2008 | |
| You thought I was crazy. You thought... | Deli olduğumu düşündün. Ayrıca... | Adoration-1 | 2008 | |
| You told Simon that people dressed like me don`t come to your part of town. | Simon'a, benim gibi giyinen insanların şehrin o tarafına gelmediğini söylemişsin. | Adoration-1 | 2008 | |
| You had him record the conversation? He told me about it. | Ondan, konuşmayı kaydetmesini mi istedin? Bana her şeyi anlattı. | Adoration-1 | 2008 | |
| You were testing me to see if l`d explode. | Patlayıp, patlamayacağımı görmek istiyordun. | Adoration-1 | 2008 | |
| Yeah? | Doğru mu? | Adoration-1 | 2008 | |
| And you refused to let that happen. Yeah. Not in front of Simon. | Bunun gerçekleşmesine izin vermedin. Evet. Simon'ın önünde izin vermedim. | Adoration-1 | 2008 | |
| And if Simon wasn`t there, would you have beaten me? | Peki Simon orada olmasaydı, bana vurur muydun? | Adoration-1 | 2008 | |
| Like you attacked that man today? He was going to vomit on us. | Bugün o adama saldırdığın gibi? Üzerimize kusacaktı. | Adoration-1 | 2008 | |
| What if I did that now? | Aynı şeyi şimdi ben yaparsam? | Adoration-1 | 2008 | |
| Hey. Stop it. | Hey. Kes şunu. | Adoration-1 | 2008 | |
| Do you think I would do that? | Bunu yapabileceğimi mi düşündün? | Adoration-1 | 2008 | |
| Vomit on my own rug to prove a point? l`m not sure. | Bir şeyi kanıtlamak için halıma kusmamı? Emin değilim. | Adoration-1 | 2008 | |
| You must think l`m capable of anything. | Her şeyi yapabileceğimi düşünüyor olmalısın. | Adoration-1 | 2008 | |
| Isn`t it best to stay away from people like me? | En iyisi, benim gibi insanlardan uzak durmak değil mi? | Adoration-1 | 2008 | |
| Except people like me are everywhere, | Ama unutma, benim gibi insanlar her yerde... | Adoration-1 | 2008 | |
| people who are capable of anything, | ...her şeyi yapabilecek insanlar... | Adoration-1 | 2008 | |
| capable of seeking justice, seeking revenge. | ...adalet arayan, intikam almak isteyen insanlar. | Adoration-1 | 2008 | |
| For what? I lost my entire family in Lebanon. | Ne için? Tüm ailemi Lübnan'da kaybettim. | Adoration-1 | 2008 | |
| One day I came back home from school and they were wiped out, just like that. | Bir gün okuldan eve döndüm ve herkes yok olmuştu, hepsi bu. | Adoration-1 | 2008 | |
| Sami was my salvation. | Sami benim kurtuluşumdu. | Adoration-1 | 2008 | |
| He provided me with something I could believe in. | Bana inanabileceğim bir şey sağladı. | Adoration-1 | 2008 | |
| I don`t know what you expect from us. | Bizden ne beklediğini bilmiyorum. | Adoration-1 | 2008 | |
| I would like to be a part of Simon`s life. | Simon'ın hayatının bir parçası olmak istiyorum. | Adoration-1 | 2008 | |
| He`s all I have. | O, sahip olduğum her şey. | Adoration-1 | 2008 | |
| I was never upset at my husband for leaving me. | Kocam beni terk ettiği için hiç üzülmedim. | Adoration-1 | 2008 | |
| I can`t explain why. | Nedenini açıklayamam. | Adoration-1 | 2008 | |
| Your sister was from such a different world, | Kız kardeşin farklı bir dünyadandı... | Adoration-1 | 2008 | |
| and she gave him a child. | ...ve bana bir çocuk verdi. | Adoration-1 | 2008 | |
| Sami wanted a child. | Sami bir çocuk istiyordu. | Adoration-1 | 2008 | |
| You`re going to have to pay for the ticket. The tow was free. | Trafik cezasını ödemek zorunda kalacaksın. Çekici ücretsizdi. | Adoration-1 | 2008 | |
| I really need to know what happened that night. | O gece ne olduğunu gerçekten bilmem gerekiyor. | Adoration-1 | 2008 | |
| or to find out if I was back. It could have been my mother calling. | ...dönmediğimi öğrenmek için aramış olabilir. Belki de arayan annemdi. | Adoration-1 | 2008 | |
| Why didn`t you tell me about this before? | Neden bunu bana daha önce söylemedin? | Adoration-1 | 2008 | |
| I didn`t think it was appropriate. | Bunun uygun olacağını düşünmedim. | Adoration-1 | 2008 | |
| Yeah, good call. | Evet, iyi bahane. | Adoration-1 | 2008 | |
| He looked happy. | Mutlu görünüyordu. | Adoration-1 | 2008 | |
| He was. | Mutluydu. | Adoration-1 | 2008 | |
| Then he met your mom. | Sonra annenle tanıştı. | Adoration-1 | 2008 | |
| You let him go. | Gitmesine izin verdin. | Adoration-1 | 2008 | |
| I never let him go. | Asla gitmesine izin vermedim. | Adoration-1 | 2008 | |
| I remember looking out at the two of you. | İkinizi izlediğim zamanları hatırlıyorum. | Adoration-2 | 2008 | |
| and how lucky she was to have a boy like you. | ...ve onun da senin gibi bir çocuğa sahip olduğu için ne kadar şanslı olduğunu düşünüyordum. | Adoration-2 | 2008 | |
| That's what he stole from you, Simon. | Senden çaldığı şey bu, Simon. | Adoration-2 | 2008 | |
| That's what I can never forgive. | Asla affedemeyeceğim şey bu. | Adoration-2 | 2008 | |
| It's the only way she could have found herself in that situation. 1 | Kendini bu durumda bulabilmesinin tek açıklaması budur. 1 | Adoration-2 | 2008 | |
| You'll be staying in Tel Aviv? | Tel Aviv'de mi kalıyor olacaksınız? | Adoration-2 | 2008 | |
| We're going to the Holy Land. | Holy Land'e gideceğiz. | Adoration-2 | 2008 | |
| Who's "we"? | "Gideceğiz" derken? | Adoration-2 | 2008 | |
| My fiancé and I. | Nişanlım ve ben. | Adoration-2 | 2008 | |
| Why isn't he traveling with you? | O neden sizinle yolculuk etmiyor? | Adoration-2 | 2008 | |
| You're pregnant? | Hamile misiniz? | Adoration-2 | 2008 | |
| She was always singing to herself, around the house, in the yard. | Avluda, evin etrafında, devamlı kendi kendine şarkı söylerdi. | Adoration-2 | 2008 | |
| When she picked up a violin, it was like she already knew where to put her fingers. | Kemanı ilk eline aldığında, sanki parmaklarını nereye koyacağını önceden biliyor gibiydi. | Adoration-2 | 2008 | |
| That's exactly what it was like, you know. | İşte tam da böyle görünüyordu. | Adoration-2 | 2008 | |
| And then it just turned out to be really funny, so I wanted to show you guys. | Sonra birden çok eğlenceli olmaya başladı, ben de size göstermek istedim, millet. | Adoration-2 | 2008 | |
| It's, like, why would you waste your time videotaping... | Yani, neden hayatını video kaydı yaparak geçiresin ki... | Adoration-2 | 2008 | |
| Hi. That'll be $24. | Selam. 24 dolar alayım. | Adoration-2 | 2008 | |
| Is it less spicy than usual? Why didn't he want to put it on the tab? | Her zamankinden daha az baharatlı mı? Neden hesaba yazmak istemedi? | Adoration-2 | 2008 | |
| Go figure. That's what I'm trying to do. | Anla artık. Anlamaya çalışıyorum zaten. | Adoration-2 | 2008 | |
| Well, don't. | Ama anlamıyorsun. | Adoration-2 | 2008 |