Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 264
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
They bring a sense of whimsy and nostalgia. | İnsanlara mizahi ve nostaljik geliyor. İnsanlara mizahi ve nostaljik geliyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's enough. | Yeterli. Yeterli. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Why don't you tell me | Neden yaptığınız diğer faaliyetlerin birkaçından bahsetmiyorsunuz? Neden yaptığınız diğer faaliyetlerin birkaçından bahsetmiyorsunuz? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, well, we're a start up company. | Şey, biz yeni açılan bir şirketiz. Şey, biz yeni açılan bir şirketiz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, no, I need a real business. | Olamaz, ben gerçek bir şirket arıyorum. Olamaz, ben gerçek bir şirket arıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Bye bye. | Bay bay. Bay bay. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, there you go... complete waste of our time. | Al işte, bu kadar. Tamamen vakit kaybı. Al işte, bu kadar. Tamamen vakit kaybı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
See? Trying is embarrassing. | Gördün mü? Denemek utanç verici. Gördün mü? Denemek utanç verici. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No. That was great, incredible. | Hayır. Bu mükemmeldi. İnanılmaz. Hayır. Bu mükemmeldi. İnanılmaz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What? She hung up on you. | Ne? Yüzüne kapadı telefonu. Ne? Yüzüne kapadı telefonu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes. But it proves one thing. | Evet. Ama bir şeyi kanıtladı. Evet. Ama bir şeyi kanıtladı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The cards... they worked! | Kartlar işe yaradı! Kartlar işe yaradı! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is so inspiring. | Bu çok ilham verici. Bu çok ilham verici. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
First we build a Murphy bed, next a cupcake business, | Önce bir portatif yatak kurduk, sonra çörek işimiz iyi gitti... Önce bir portatif yatak kurduk, sonra çörek işimiz iyi gitti... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
then, Max... | ...ve sonra, Max... ...ve sonra, Max... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Who knows what else? | Ne olacağını kim bilir? Ne olacağını kim bilir? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh, adjust the springs? | Yayları ayarlayalım mı? Yayları ayarlayalım mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, that's perfect. | Hayır, böyle şahane. Hayır, böyle şahane. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Evening, ladies. Gals' night out? | İyi akşamlar, hanımlar. Kızlar gecesi mi? İyi akşamlar, hanımlar. Kızlar gecesi mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Chasing guys, eating pie, having fun. | Erkeklere asılma, turta yeme, eğlenme falan. Erkeklere asılma, turta yeme, eğlenme falan. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This table is sticky! Run a damp rag across it! | Masa yapış yapış! Nemli bezle karşılaşmak nasip olmamış! Masa yapış yapış! Nemli bezle karşılaşmak nasip olmamış! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Would it kill you to clean a little? | Azıcık temizlik yapsanız ölür müsünüz? Azıcık temizlik yapsanız ölür müsünüz? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What kinda place is this? | Nasıl bir yer burası böyle? Nasıl bir yer burası böyle? Biliyor musunuz ben masaj terapistiyim... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The kind that serves soup cold. | Soğuk çorba servis edilen bir yer. Soğuk çorba servis edilen bir yer. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And what's with your crazy earrings? | Senin o çılgın küpelerin de ne öyle? Senin o çılgın küpelerin de ne öyle? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What are you, some kinda gypsy? | Nesin sen, çingene mi? Nesin sen, çingene mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Whoa! Hold up, ladies. 1 | Hop! Motorunuz soğusun, hanımlar. 1 Hop! Motorunuz soğusun, hanımlar. 1 | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You don't get a bitch pass just 'cause you're old. | Sürtük muamelesi görmüyorsunuz çünkü yaşlısınız. Sürtük muamelesi görmüyorsunuz çünkü yaşlısınız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes, that's right. I said it. | Evet, aynen öyle. Söyledim işte. Evet, aynen öyle. Söyledim işte. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You come in here with your gangster granny attitude, | Gangster büyükanne tavırlarınızla gelip, Gangster büyükanne tavırlarınızla gelip, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
think you can get away | ...mütevazı çingene garsona iyice çemkirip, ...mütevazı çingene garsona iyice çemkirip, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No way. At this diner, we don't discriminate due to age. | Yok öyle yağma. Bu restoranda yaşa göre ayrımcılık yapmıyoruz. Yok öyle yağma. Bu restoranda yaşa göre ayrımcılık yapmıyoruz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If you're gonna act like an ass, | Eğer siz pislik yaparsanız, Eğer siz pislik yaparsanız, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm gonna treat you like an ass... | ...ben de size pislikmişsiniz gibi davranırım. ...ben de size pislikmişsiniz gibi davranırım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No matter how close that ass is riding to the floor. | Kıçınızın yere ne kadar yakın olduğunun hiç önemi yok. Kıçınızın yere ne kadar yakın olduğunun hiç önemi yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Now, I'll wipe off the table we'll take it from the top. | Şimdi, masayı temizleyeceğim ve baştan alacağız. Şimdi, masayı temizleyeceğim ve baştan alacağız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hi, I'm Max. Who wants tapioca? | Selam, ben Max. Kim tapyoka ister? Selam, ben Max. Kim tapyoka ister? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's more like it. | Bak bu iyi işte. Bak bu iyi işte. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Save the disappointment for the grandkids. | Hayal kırıklıklarınızı torunlarınıza saklayın. Hayal kırıklıklarınızı torunlarınıza saklayın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Earl, I need another book of checks. | Earl, yeni bir adisyon defterine ihtiyacım var. Earl, yeni bir adisyon defterine ihtiyacım var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The last one fell between the refrigerator and the oven. | Sonuncusu fırınla buzluğun arasına düştü. Sonuncusu fırınla buzluğun arasına düştü. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'd reach for it, but that falls between | Tam uzanacaktım ki, "bunu yapamam"la... Tam uzanacaktım ki, "bunu yapamam"la... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look overthere, Max. Men and women in suits. | Şuraya bak, Max. Takım giymiş kadınlar ve erkekler. Şuraya bak, Max. Takım giymiş kadınlar ve erkekler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This neighborhood is definitely on the rise. | Bu mahalle kesinlikle yükselişte. Bu mahalle kesinlikle yükselişte. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I remember a time when a black man | Zenci bir adamın buralardan taksi bile çağırmadığı bir zamanı hatırlıyorum. Zenci bir adamın buralardan taksi bile çağırmadığı bir zamanı hatırlıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And that time was Wednesday. | Çarşambaydı. Çarşambaydı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, I was just talking to the smart couples in booth two. | Max, az önce ikinci bölgede zeki bir çift ile konuşuyordum da. Max, az önce ikinci bölgede zeki bir çift ile konuşuyordum da. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I know they're smart because they're the first people in here | Zeki olduklarını biliyorum çünkü şimdiye kadar croque monsieur*ı... Zeki olduklarını biliyorum çünkü şimdiye kadar croque monsieur*ı... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
They wanna meet the woman who made the cupcakes. | Çörekleri yapan kadınla tanışmak istiyorlar. Çörekleri yapan kadınla tanışmak istiyorlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I told them you'd be right over. | Hemen geleceğini söyledim. Hemen geleceğini söyledim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Go! They're so nice. No, they're not nice. | Yürü hadi! Çok hoşlar. Hayır, hoş değiller. Yürü hadi! Çok hoşlar. Hayır, hoş değiller. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
They're trendy, blood sucking locusts | Onlar, bu mahalleye gelip... Onlar, bu mahalleye gelip... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
crashed my 21st birthday. | ...ben de aynı şekilde hissetmiştim. ...ben de aynı şekilde hissetmiştim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You made these cupcakes? | Bu çörekleri sen mi yapıyorsun? Bu çörekleri sen mi yapıyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, what's the problem? Spit it out, I've got a life. | Evet, sorun ne? Söyle hadi, işim gücüm var. Evet, sorun ne? Söyle hadi, işim gücüm var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We just wanted to tell you that your flavor palate is... | Yalnızca şunu söylemek istedik, damak tadın... Yalnızca şunu söylemek istedik, damak tadın... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
amazing. | ...inanılmaz. ...inanılmaz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I don't know who you are or where you came from | Kim olduğunu ya da nereden geldiğini bilmiyorum... Kim olduğunu ya da nereden geldiğini bilmiyorum... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Neither do I. | Ben de bilmiyorum. Ben de bilmiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But these are fabulous. | ...ama bunlar harika. ...ama bunlar harika. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, welcome to the neighborhood. | Pekâlâ, mahalleye hoş geldiniz. Pekâlâ, mahalleye hoş geldiniz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I knew I liked you guys. | Sizlerden hoşlanacağımı biliyordum millet. Sizlerden hoşlanacağımı biliyordum millet. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So what did the trendy locusts want? | Son moda ağustos böcekleri ne istiyormuş bakalım? Son moda ağustos böcekleri ne istiyormuş bakalım? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You are so judgmental, you know that? | Çok ön yargılısın, biliyor musun? Çok ön yargılısın, biliyor musun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
They wanted to tell me the cupcakes are "fabulous." | Bana çöreklerin 'harika' olduğunu söylemek istiyorlarmış. Bana çöreklerin 'harika' olduğunu söylemek istiyorlarmış. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Maybe now you'll finally start to get it | Belki benim dışımda biri sana ne kadar güzel olduklarını söylerse... Belki benim dışımda biri sana ne kadar güzel olduklarını söylerse... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I believe the word was "fabulous." | Sanırım "harika" diyecektin. Sanırım "harika" diyecektin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Pick up, Max. | Al bakalım, Max. Al bakalım, Max. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oleg, from now on, you may call me Countess Max | Oleg, şu andan itibaren, beni "Harika Çöreklerin Sahibi... Oleg, şu andan itibaren, beni "Harika Çöreklerin Sahibi... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
of the Fabulous Cupcakes. | ...Kontes Max" diye çağırabilirsin. ...Kontes Max" diye çağırabilirsin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And you may call me Sir Oleg | Sen de beni "Pantolonumun İçindeki... Sen de beni "Pantolonumun İçindeki... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
of the Amazing Party in My Pants. | ...İnanılmaz Partinin Efendisi Oleg" diye çağırabilirsin. ...İnanılmaz Partinin Efendisi Oleg" diye çağırabilirsin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Caroline, the happy, shiny people in suits | Caroline, takım elbiseli, mutlu, parlak insanlar... Caroline, takım elbiseli, mutlu, parlak insanlar... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
asked me to give you this note. | ...bu notu sana vermemi istedi. ...bu notu sana vermemi istedi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, what a great idea! | Ne harika bir fikir! Ne harika bir fikir! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
They suggested we sell Max's cupcakes | Max'in çöreklerini binalarındaki yeni havalı kahve dükkanında... Max'in çöreklerini binalarındaki yeni havalı kahve dükkanında... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But you already sell cupcakes here in my diner. | Ama sen zaten çörekleri benim restoranımda satıyorsun. Ama sen zaten çörekleri benim restoranımda satıyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Han, we're building a cupcake business that will one day | Han, bir gün bizi buradan çıkaracak bir çörek işi kuruyoruz. Han, bir gün bizi buradan çıkaracak bir çörek işi kuruyoruz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That's what we're trying to do with our lives. | Bunu hayatlarımız için yapmaya çalışıyoruz. Bunu hayatlarımız için yapmaya çalışıyoruz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But I thought we had something special. | Ama ben aramızda özel bir şeylerin olduğunu sanmıştım. Ama ben aramızda özel bir şeylerin olduğunu sanmıştım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yes, but we're not exclusive. | Evet, ama biz bir yere ait değiliz. Evet, ama biz bir yere ait değiliz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The diner's cute, but I want more than this. | Bu restoran çok hoş, ama bundan fazlasını istiyorum. Bu restoran çok hoş, ama bundan fazlasını istiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oof. | Of. Of. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
First girlfriend all over again. | İlk sevgilide her şey başa döndü. İlk sevgilide her şey başa döndü. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max has the tables against the wall. | Max duvarın karşısındaki masalara bakıyor. Max duvarın karşısındaki masalara bakıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, we're good in your section. | Senin kısmında iyiyiz. Senin kısmında iyiyiz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Caroline, I want you to meet my buddy Carlos. | Caroline, seni dostum Carlos ile tanıştırmak istiyorum. Caroline, seni dostum Carlos ile tanıştırmak istiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, I'm working the counter. | Güzel, tezgâh bölümüne geçiyorum. Güzel, tezgâh bölümüne geçiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What's happenin'? Come on, dude. | N'abersin mi'? Hadi ama, oğlum. N'abersin mi'? Hadi ama, oğlum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You have a literature degree from NYU. | New York Edebiyat mezunusun be. New York Edebiyat mezunusun be. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I didn't mean to say that, but when I get nervous, | Bunu demek istemedim, ama heyecanlandığım zaman, Bunu demek istemedim, ama heyecanlandığım zaman, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
my Rico Suave comes out. | ...Rico Suave*luğum tutuyor. ...Rico Suave*luğum tutuyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It won't happen again. | Bir daha olmaz. Bir daha olmaz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And here's two menus. | İşte menüleriniz. İşte menüleriniz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What's happenin'? | N'abersin? N'abersin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Dude, I'm nervous. | Dostum, heyecanlıyım. Dostum, heyecanlıyım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, guys, I'm in that section over there. | Selam, beyler, benim kısım şurası. Selam, beyler, benim kısım şurası. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, we're good in Caroline's area. | Caroline'ın bölümde gayet iyiyiz. Caroline'ın bölümde gayet iyiyiz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, if you like hot coffee in your pants area, | Pantolonunda sıcak kahve istiyorsan,.. Pantolonunda sıcak kahve istiyorsan,.. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
you're in the right place. 1 | ...tamamen doğru yerdesin. ...tamamen doğru yerdesin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |