Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3414
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I don't have to worry about that anymore. | Artık onu düşünmek zorunda değilim. | Alphas-2 | 2011 | |
| Why are you still here, then? | O zaman niye hala buradasın? | Alphas-2 | 2011 | |
| You're not even an Alpha anymore. | Artık bir Alpha değilsin. | Alphas-2 | 2011 | |
| If I wasn't here, you'd miss me, right? | Gitseydim, beni özlerdin değil mi? | Alphas-2 | 2011 | |
| You being gone and you being different | Gitmiş olmanla farklı olman aynı şey. | Alphas-2 | 2011 | |
| Whatever, Bill. Whatever. | Neyse ne, Bill. Neyse ne. | Alphas-2 | 2011 | |
| I got it. | Ben bakarım. | Alphas-2 | 2011 | |
| Are you hearing me? What was that noise? | Beni duyuyor musunuz? Neydi bu ses? | Alphas-2 | 2011 | |
| Check, over? Bill, Ten four? | Kontrol, tamam. Bill, anlaşıldı tamam. | Alphas-2 | 2011 | |
| Uh, Rachel, | Rachel... | Alphas-2 | 2011 | |
| this is not a police radio. | ...bu polis telsizi değil. | Alphas-2 | 2011 | |
| You can speak normally. Okay. I hear them. | Normal konuşabilirsin. Tamam, dinleyin o zaman. | Alphas-2 | 2011 | |
| They're in the elevator with Dr. Kern. | Dr. Kern'le birlikte asansördeler. | Alphas-2 | 2011 | |
| All right, thanks. | Tamam, sağol. Gidelim. | Alphas-2 | 2011 | |
| Sorry about this. | Kusura bakma. | Alphas-2 | 2011 | |
| Were able to confirm any Red Flag connection? | Kızıl Bayrak'la bir bağlantısı var mı onaylayabildiniz mi? | Alphas-2 | 2011 | |
| We barely sat down before he got suspicious. | Şüphelenmeden önce zorla oturduk. | Alphas-2 | 2011 | |
| What about an Alpha ability? | Alpha yeteneğinden ne haber? | Alphas-2 | 2011 | |
| I tried to push him, but it just didn't work. | Söyletmeye çalıştım ama işe yaramadı. | Alphas-2 | 2011 | |
| I want to run some MRIs first, | Önce MR çekmek istiyorum... | Alphas-2 | 2011 | |
| then we can put him in the holding cell. | ...sonra onu hücreye götürebiliriz. | Alphas-2 | 2011 | |
| Let's move fast before he wakes up. | Uyanmadan önce şunu hızlıca halledelim. | Alphas-2 | 2011 | |
| Doc, you okay? | Doktor, iyi misin? | Alphas-2 | 2011 | |
| Uh, yeah. It's just, um... | Evet. | Alphas-2 | 2011 | |
| Please don't wake him up. | Onu uyandırma lütfen. | Alphas-2 | 2011 | |
| Relax, Rachel. | Rahat ol Rachel. | Alphas-2 | 2011 | |
| You know I still have my gun, | Silahım hala yanımda... | Alphas-2 | 2011 | |
| and I am a better shot when I'm not all amped up. | ...hem sakinken daha iyi ateş ediyorum. | Alphas-2 | 2011 | |
| You know, Bill, | Düşünüyordum da Bill... | Alphas-2 | 2011 | |
| if I dosed you with a mixture of adrenaline and steroids, | ...sana adrenalinle steroit karışımı bir iğne vursam... | Alphas-2 | 2011 | |
| we might be able to jump start your ability. | ...yeteneğini hızlıca eski haline getirebiliriz. | Alphas-2 | 2011 | |
| Doc, I am not interested. | Doktor, ilgilenmiyorum. | Alphas-2 | 2011 | |
| All that got me was issues, right? | Bana tek getirisi sorun oldu, haksız mıyım? 1 | Alphas-2 | 2011 | |
| Marriage issues, work issues and | Evde sorun, işte sorun | Alphas-2 | 2011 | |
| No, I I understand your concerns. | Hayır, endişeni anlıyorum. | Alphas-2 | 2011 | |
| Who needs it? | Kimin ihtiyacı var ki? | Alphas-2 | 2011 | |
| We might. | Bizim olabilir. | Alphas-2 | 2011 | |
| We all have our issues, | Hepimizin sorunları var... | Alphas-2 | 2011 | |
| but we're learning how to control them. | ...fakat onları kontrol etmeyi öğreniyoruz. | Alphas-2 | 2011 | |
| Yeah, well, I'm all in control now. | Evet, şu an kontrol ediyorum zaten. | Alphas-2 | 2011 | |
| Thank you very much. | Çok sağol. | Alphas-2 | 2011 | |
| All right, let's see what we have here. | Pekâlâ, bakalım elimizde ne var. | Alphas-2 | 2011 | |
| Paperwork already? | Şimdiden evrak işlerine mi başladın? | Alphas-2 | 2011 | |
| God, you're so motivated. | Tanrım, o kadar motive olmuşsun ki. | Alphas-2 | 2011 | |
| I used to ignore it and pretend it would go away, | Eskiden görmezden gelip bitip gidecekmiş gibi davranırdım... | Alphas-2 | 2011 | |
| but it never did. | ...ama hiçbir zaman gitmezdi. | Alphas-2 | 2011 | |
| Cream, no sugar, right? | Kremalı ve şekersiz değil mi? | Alphas-2 | 2011 | |
| I pay attention. | Dikkat ediyorum. | Alphas-2 | 2011 | |
| I wonder what tipped Kern off to us. | Kern'i ne dürttü merak ediyorum. | Alphas-2 | 2011 | |
| Guy's an obstetrician. | Adam bir kadın doğum uzmanı. | Alphas-2 | 2011 | |
| He sees happy couples all the time. | Sürekli mutlu çiftleri görüyor. | Alphas-2 | 2011 | |
| I guess he didn't see that in us. | Bizi o şekilde görmedi herhalde. | Alphas-2 | 2011 | |
| And what, we don't buy the whole happy couple thing? | Ne yani, mutlu çift olayını yutturamıyor muyuz? | Alphas-2 | 2011 | |
| No, look, I'm not saying that. | Hayır, öyle demiyorum. | Alphas-2 | 2011 | |
| Rosen thinks that it's a bad idea, | Rosen bunun kötü bir fikir olduğunu düşünüyor... | Alphas-2 | 2011 | |
| Wait a minute. You told him? | Bekle biraz. Ona söyledin mi? | Alphas-2 | 2011 | |
| Well, he's our shrink. | Adam bizim psikiyatristimiz. | Alphas-2 | 2011 | |
| Why, is it because, um... | Bunun nedeni... | Alphas-2 | 2011 | |
| because I'm divorced and in A.A.? | ...boşanmış ve alkolik olmam mı? | Alphas-2 | 2011 | |
| Or maybe it's because I have a kid. | Ya da bir çocuğum olduğundandır. | Alphas-2 | 2011 | |
| We work together. It would be unprofessional. | Birlikte çalışıyoruz. Amatörce olurdu. | Alphas-2 | 2011 | |
| No, we do things in this job all the time | Hayır, bu işte sürekli amatör olduğumuz... | Alphas-2 | 2011 | |
| that are unprofessional, and you know that. | ...şeyleri yapıyoruz, bunu sen de biliyorsun. | Alphas-2 | 2011 | |
| That's not it. | Olay bu değil. | Alphas-2 | 2011 | |
| He thinks that I'd be bad for you, | Sana zarar verebileceğimi düşünüyor. | Alphas-2 | 2011 | |
| and... | Hem... | Alphas-2 | 2011 | |
| He might be right. | ...bu konuda haklı olabilir. | Alphas-2 | 2011 | |
| Cam, I've screwed up every relationship I've ever had. | Cam, yaşadığım her ilişkiyi batırdım. | Alphas-2 | 2011 | |
| Me too. | Ben de öyle. | Alphas-2 | 2011 | |
| So we're perfect for each other. | Birbirimiz için yaratılmışız desene. | Alphas-2 | 2011 | |
| Hey, guys. | Hey, çocuklar. | Alphas-2 | 2011 | |
| Um, Doc found something. We got a meeting. | Doktor bir şey buldu. Toplantı yapıyoruz. | Alphas-2 | 2011 | |
| Yeah, we're on our way. | Tamam, şimdi geliyoruz. | Alphas-2 | 2011 | |
| How can Kern be blind? | Kern nasıl kör olabilir? | Alphas-2 | 2011 | |
| Because he has no optic nerve. | Çünkü hiç optik siniri yok. | Alphas-2 | 2011 | |
| The MRI revealed something, uh, well, pretty interesting. | MR oldukça ilginç bir şeyi ortaya çıkardı. | Alphas-2 | 2011 | |
| It's as if they never developed. | Sinirleri sanki hiç gelişmemiş gibiler. | Alphas-2 | 2011 | |
| So, even if his eyes were functioning properly, | Gözleri düzgün bir şekilde çalışıyorsa da... | Alphas-2 | 2011 | |
| as they appear to be, | ...görüldüğü gibi... | Alphas-2 | 2011 | |
| no visual data would ever reach his brain. | ...beynine hiç görsel veri gitmiyor. | Alphas-2 | 2011 | |
| Which is why I couldn't push him. | Bu nedenle onu zorlayamadım. | Alphas-2 | 2011 | |
| He couldn't see me. | Beni göremiyordu. | Alphas-2 | 2011 | |
| Look, when things got ugly, that guy dodged around his desk, | Bakın, işler çirkinleştiğinde adam masanın yanından fırlayıp... | Alphas-2 | 2011 | |
| and he ran straight for the door. | ...doğruca kapıya doğru koştu. | Alphas-2 | 2011 | |
| There is no way he's blind. | Kör olmasının imkânı yok. | Alphas-2 | 2011 | |
| Well, unless he's an Alpha, which I have some ideas about, | Tabii bir Alpha'ysa başka, ki bu konuda bazı fikirlerim var... | Alphas-2 | 2011 | |
| uh, but I need to run a few more tests. | ...ama birkaç test daha yapmalıyım. | Alphas-2 | 2011 | |
| So we're talking about a blind Alpha | Yani bebek doktoru ve Kızıl Bayrak üyesi... | Alphas-2 | 2011 | |
| that's a baby Doc and a member of Red Flag? | ...kör bir Alpha'dan mı bahsediyoruz? | Alphas-2 | 2011 | |
| Where's my phone? Who's got my phone? | Telefonum nerede? Telefonumu kim aldı? | Alphas-2 | 2011 | |
| Bill? Bill! Bill! | Bill? Bill! Bill! | Alphas-2 | 2011 | |
| Gary, I've been here the whole time. | Gary, toplantının başından beri buradaydım. | Alphas-2 | 2011 | |
| Yeah, where'd you put my phone? | Evet, telefonumu nereye koydun? | Alphas-2 | 2011 | |
| Gary, I've been here the whole time. | Gary, başından beri buradaydım. | Alphas-2 | 2011 | |
| Gary, your phone is right here. | Telefonun burada Gary. | Alphas-2 | 2011 | |
| Oh, well, that's not okay. | Bu hoş değil. | Alphas-2 | 2011 | |
| People shouldn't be touching my phone. | İnsanlar telefonuma dokunmamalı. | Alphas-2 | 2011 | |
| It was a gift. It's special. | Hediyeydi bu. Çok özel. | Alphas-2 | 2011 | |
| Yes, okay, and it's back in your hands. | Tamam, tekrar sende işte. | Alphas-2 | 2011 | |
| It's fine. Yeah. No, it's not, | Sorun yok yani. Evet. Hayır, sorun var... | Alphas-2 | 2011 |