Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3726
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| They're not. They are if they think they are. | Değiller. Öyle olduklarını düşünürlerse yenilmez olurlar. | American Sniper-2 | 2014 | |
| Just keep banging on the long gun. We'll let these clogs sniff out Zarqawi. | Sen o uzun tüfeğin yanına uzan sadece. Bu askerler Zarqawi'yi ortaya çıkarırlar. | American Sniper-2 | 2014 | |
| You said AQI has a sniper in the Olympics... | El Kaide'nin olimpiyatlara katılmış bir keskin nişancısı var demiştin... | American Sniper-2 | 2014 | |
| Well, that's because Mustafa's not Iraqi. | Mustafa, Iraklı değil çünkü. | American Sniper-2 | 2014 | |
| He's from Syria. | Suriyeli. | American Sniper-2 | 2014 | |
| Breacher up! | Toplanın! | American Sniper-2 | 2014 | |
| Hey, once you all gain entry I can't see shit... | İçeri girdiğiniz zaman buradan hiçbir sik göremiyorum. | American Sniper-2 | 2014 | |
| ...so take it slow and move through your target. | Yavaş olun ve hedefinize doğru usulca hareket edin. | American Sniper-2 | 2014 | |
| Understood. Fire in the hole! | Anlaşıldı. Bomba hazır. | American Sniper-2 | 2014 | |
| Man down! | Asker vuruldu! | American Sniper-2 | 2014 | |
| You better back him down! | Hemen yere yatırın! | American Sniper-2 | 2014 | |
| Oh, fuck this. | Sikerim bu işi. | American Sniper-2 | 2014 | |
| We're talking about swinging, | Phil Donahue: Eş değiştirme hakkında konuşuyoruz, | American Swing-1 | 2008 | |
| two couples who swing. Larry Levenson is here. | eş değiştiren iki çift. Larry Levenson burada. | American Swing-1 | 2008 | |
| He's owner of Plato's Retreat in New York City, | New York'taki Plato Enstitüsü'nun sahibi, | American Swing-1 | 2008 | |
| an actual commercial establishment where people can go and swing. | insanların eş değiştirebildiği ticari bir tesis. | American Swing-1 | 2008 | |
| Some of the tenets of swingers | Eş değiştirenlerin inandıklarından bazıları | American Swing-1 | 2008 | |
| include the separation of what they say | ayrıştırmadır nasıl derler | American Swing-1 | 2008 | |
| is the separation of sex and love. | seks ve sevginin birbirinden ayrıştırılmasıdır. | American Swing-1 | 2008 | |
| We promote social intercourse and sexual intercourse. | Biz sosyal ve cinsel ilişkileri geliştiriyoruz. | American Swing-1 | 2008 | |
| Whatever you want to do, you can do. 1 | Ne yapmak istiyorsanız, onu yapabilirsiniz. 1 | American Swing-1 | 2008 | |
| Aren't you illegal? No. No way. | Yasadışı değil misiniz? Kesinlikle hayır. | American Swing-1 | 2008 | |
| Sex is not illegal anyplace in New York. | New York'ta hiçbir yerde seks yasadışı değildir. | American Swing-1 | 2008 | |
| But I couldn't open a cathouse, could I? | Ama bir genelev açamam, değil mi? | American Swing-1 | 2008 | |
| Well, that's paid sex. | Evet, bu paralı seks. | American Swing-1 | 2008 | |
| The '70s were a transitional period. | John Leo: 70ler bir geçiş dönemiydi. | American Swing-1 | 2008 | |
| It was when the ethic of the '60s took hold. | 60ların ahlakının etkin olduğu zamanlardı. | American Swing-1 | 2008 | |
| 1500 cops are injured. | Newscaster: 1500 polis yaralandı. | American Swing-1 | 2008 | |
| People were complaining New York had become a pit of vice. | Kadın: İnsanlar New York'un bir ahlaksızlık çukuruna dönüştüğünden yakınıyorlardı. | American Swing-1 | 2008 | |
| That contributed to disco | Anthony Haden Misafir: Buna neden olarak disko gösterildi | American Swing-1 | 2008 | |
| and Plato's also played its part | tabii Plato da bunda etkiliydi | American Swing-1 | 2008 | |
| in suddenly turning things around in New York | birdenbire New York'ta olan şeyleri değiştirdi | American Swing-1 | 2008 | |
| and making New York what it was | ve New York'u hep olduğu gibi | American Swing-1 | 2008 | |
| the most exciting city in the world. | dünyadaki en heyecan verici şehir haline getirdi. | American Swing-1 | 2008 | |
| you make me feel... it was a party town. | bir parti şehriydi. | American Swing-1 | 2008 | |
| 1977 in New York was a fabulous year. | 1977 New York için harika bir yıldı. | American Swing-1 | 2008 | |
| Sexuality was in the air. | Cinsellik göklerdeydi. | American Swing-1 | 2008 | |
| Everybody was immensely curious. | Haden Misafir: Herkes aşırı meraklıydı. | American Swing-1 | 2008 | |
| Lots and lots of heteros would go to the gay clubs | Bir çok hetero gay klüplerine gider | American Swing-1 | 2008 | |
| just to look at the glory holes. | sadece mutluluk deliklerini görmek isterlerdi. | American Swing-1 | 2008 | |
| And lots of people who were not remotely exhibitionistic would go to Plato's. | Ve teşhirciliğe çok uzak olmayan insanlar Plato'ya giderdi. | American Swing-1 | 2008 | |
| Swing couples went there to swap. | Eş değiştiren çiftler eş değiştirmek için buraya giderlerdi. | American Swing-1 | 2008 | |
| You try my wife and I'll try your wife. | Sen benim karımı dene, ben de senin karını deneyeyim. | American Swing-1 | 2008 | |
| Forget about the sex. You could wander around. You could actually swim. | Seksi unutun. Etrafta dolaşabilirdiniz. Gerçekten yüzebilirdiniz. | American Swing-1 | 2008 | |
| You could eat this free third rate buffet... | 3. sınıf büfeden bedava yemek yiyebilirdiniz... | American Swing-1 | 2008 | |
| which I always considered tempting, but dangerous. | hep bunu baştan çıkarıcı ama tehlikeli olarak düşünmüşümdür. | American Swing-1 | 2008 | |
| They had dancing. They had a show. | Dans ederlerdi. Şov izlerlerdi. | American Swing-1 | 2008 | |
| I thought to myself, "this really can't be real. | Dan Dorfman: Düşündüm de, "Bu gerçek olamaz. | American Swing-1 | 2008 | |
| Maybe I'm watching a dirty movie." | Belki de porno film izliyorumdur" dedim. | American Swing-1 | 2008 | |
| But it was a dirty movie that really came to life. | Ama bu, hayat bulmuş bir porno filmdi. | American Swing-1 | 2008 | |
| Friends of mine said that they went there by looking at it on cable television. | Arkadaşlarım, kablolu TVde seyrettikten sonra gittiklerini söylediler. | American Swing-1 | 2008 | |
| I was never in Plato's Retreat. | Plato'nun Enstitüsü'ne hiç gitmedim. | American Swing-1 | 2008 | |
| I have no idea if they in fact took off | Gerçekte de giysilerinin dışında birşey çıkarırlar mıydı... | American Swing-1 | 2008 | |
| other than clothing. | haberim yok. | American Swing-1 | 2008 | |
| 10 years earlier everyone was rolling around naked | 10 önce herkes ortalıkta çıplak dolaşırdı | American Swing-1 | 2008 | |
| in Woodstock, you know, | Woodstock'da, bilirsiniz, | American Swing-1 | 2008 | |
| and smoking pot and screwing their brains out, you know, | ve esrar içer ve çayırlarda beyinlerini sikerlerdi, bilirsiniz, | American Swing-1 | 2008 | |
| So this was just an indoor version that was accessible to New Yorkers. | Bu sadece NewYorkluların da ulaşabildiği ev içi versiyonuydu. | American Swing-1 | 2008 | |
| I am Larry's sister. We were five years apart. | I am Larry'nin kız kardeşiyim. Aramızda 5 yaş var. | American Swing-1 | 2008 | |
| We were very very close | Biz birbirimize çok yakındık | American Swing-1 | 2008 | |
| and we grew up as best friends. | ve birbirimizin en iyi arkadaşı olarak büyüdük. | American Swing-1 | 2008 | |
| My parents had a very conventional lifestyle and marriage. | Ailemizin çok geleneksel bir yaşam tarzı ve evelilikleri vardı. | American Swing-1 | 2008 | |
| My father was a hard working man. | Babam çok yoğun çalışırdı. | American Swing-1 | 2008 | |
| He was in the kosher meat business. | Helal et işi yapıyordu. | American Swing-1 | 2008 | |
| Oldest memories of Larry are as a... | Genç bir adam olarak Larry'nin... | American Swing-1 | 2008 | |
| smiling young man, | en eski anıları, | American Swing-1 | 2008 | |
| didn't really love the academic pursuits. | akademik araştırmalardan hoşlanmıyordu. | American Swing-1 | 2008 | |
| When I first met Larry, he had just gotten out of the service. | Larry'i ilk tanıdığımda, işi yeni bırakmıştı. | American Swing-1 | 2008 | |
| He had told me that his father had a butcher shop | Babasının kasap dükkanı olduğunu söylemişti | American Swing-1 | 2008 | |
| and he was a wholesale distributer of briskets. | ve göğüs eti toptantıcılığı yapıyordu. | American Swing-1 | 2008 | |
| And he would work nights. | Ve geceleri de çalışacaktı. | American Swing-1 | 2008 | |
| And I really feel that some of the times that he said | Aslında çalıştığını söylediği zamanların | American Swing-1 | 2008 | |
| he was working, he wasn't working. | bir kısmında çalışmadığını hissettim. | American Swing-1 | 2008 | |
| When he first married Gloria, I don't think any of us thought that it wouldn't last | Gloria ile evlendiğinde, hiçbirimiz bu evliliğin yürüyeceğini düşünmedik | American Swing-1 | 2008 | |
| because we didn't know anybody who had separated or divorced. | çünkü ayrı olan veya boşanmış olan kimseyi tanımıyorduk. | American Swing-1 | 2008 | |
| I thought he was cheating on me. | Benimle dalga geçtiğini düşünmüştüm. | American Swing-1 | 2008 | |
| My dad and my mom got divorced when I was six. | Danny Levenson: Annem ve babam ben 6 yaşındayken boşandılar. | American Swing-1 | 2008 | |
| So my dad really wasn't around a lot. | Bu yüzden babam pek ortalarda görünmezdi. | American Swing-1 | 2008 | |
| My parents separated when I was very young. | Benimkiler ben gençken ayrıldılar. | American Swing-1 | 2008 | |
| So my first recollection actually is when my dad used to work at McDonald's | İlk hatırladığım babam McDonalds'da çalışırken | American Swing-1 | 2008 | |
| and he brought me the hamburglar it was a little stuffed hamburglar. | ve bana hamburger getirirdi küçük hamburger oyuncaklar. | American Swing-1 | 2008 | |
| So that's what I used to sleep with I used to sleep with a little hamburglar. | Bunlarla uyumaya alışmıştım Küçük oyuncak hamburgerler. | American Swing-1 | 2008 | |
| All I can remember is through those years, | Bütün hatırlayabildiğim, | American Swing-1 | 2008 | |
| my mother yelling at my father on the phone, "they're waiting for you. | annem babama telefonda bağırırdı, "Seni bekliyorlar. | American Swing-1 | 2008 | |
| You didn't show up. You said you were coming." | İşe gitmemişsin. Geleceğini söylemiştin." | American Swing-1 | 2008 | |
| And of course every business that Larry was in was on the weekends. | Ve tabii ki Larry'nin içinde olduğu her iş haftasonlarıydı. | American Swing-1 | 2008 | |
| So the times when fathers would be with their children, | Yani babaların çocuklarıyla beraber olacakları zamanlarda, | American Swing-1 | 2008 | |
| Larry was either off selling sodas on the beach | Larry ya plajda soda satardı | American Swing-1 | 2008 | |
| or preparing for swingers parties, | ya da eş değiştirme partileri hazırlardı, | American Swing-1 | 2008 | |
| wherever they might be held. | nerede olacaksa. | American Swing-1 | 2008 | |
| I was very surprised when Larry was involved | Larry'nin bu tür yaşam stili içinde | American Swing-1 | 2008 | |
| in that kind of lifestyle. | olduğunu öğrendiğimde çok şaşırmıştım. | American Swing-1 | 2008 | |
| I really didn't think that it was something that would be his thing to do. | Bunun gerçekten de onun içinde olabileceği bir şey olduğunu düşünmemiştim. | American Swing-1 | 2008 | |
| But maybe I just didn't know him that well. | Belki de onu iyi tanımıyordum. | American Swing-1 | 2008 | |
| what's our favorite evening game? | favori akşam oyunumuz nedir? | American Swing-1 | 2008 | |
| night baseball? | gece beyzbolu? | American Swing-1 | 2008 | |
| oh, baby, you're all wet | oh, bebeğim, çok ıslaksın | American Swing-1 | 2008 | |
| let's swap partners is the name | lgel eşleri değişelim bunun adı | American Swing-1 | 2008 | |
| suburban roulette... | banliyö ruleti... | American Swing-1 | 2008 | |
| You know what I don't like to see is this thing about you have to be monogamous. | Sevmediğim nedir biliyor musunuz? Tek eşli olmak zorunluluğu. | American Swing-1 | 2008 |