Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3767
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Not much seems fair to me these days, | Bu günlerde çoğu şey adil gözükmüyor, Bu günlerde çoğu şey adil gözükmüyor, | American Violet-1 | 2008 | |
| Mr. Cohen, so I deal in practicalities. | Bay Cohen, ben mantıklı işler yaparım. Bay Cohen, ben mantıklı işler yaparım. | American Violet-1 | 2008 | |
| You're asking me to sue everybody I ever met | Siz benden tanıdığım herkesi ırk ayrımcılığından... Siz benden tanıdığım herkesi ırk ayrımcılığından... | American Violet-1 | 2008 | |
| for racial discrimination. | ...dava etmemi istiyorsunuz. ...dava etmemi istiyorsunuz. | American Violet-1 | 2008 | |
| Now, you know where we are down here? | Şu anda nerede olduğumuzu biliyor musunuz? Şu anda nerede olduğumuzu biliyor musunuz? | American Violet-1 | 2008 | |
| You might as well ask me to stick a shotgun up my ass | Elime bir silah alıp kıçımı ve kafamı havaya uçurmamı da... Elime bir silah alıp kıçımı ve kafamı havaya uçurmamı da... | American Violet-1 | 2008 | |
| and blow my head off. | ...isteyebilirsiniz. ...isteyebilirsiniz. | American Violet-1 | 2008 | |
| Well, that's very colorful. | Bu ilginç. Bu ilginç. | American Violet-1 | 2008 | |
| I apologize for wasting your time. | Zamanınızı boşa harcadığım için özür dilerim. Zamanınızı boşa harcadığım için özür dilerim. | American Violet-1 | 2008 | |
| You don't have to be sorry. | Özür dilemenize gerek yok. Özür dilemenize gerek yok. | American Violet-1 | 2008 | |
| You're just doing what you think is right, | Siz doğru olduğunu düşündüğünüz şeyi yapıyorsunuz, Siz doğru olduğunu düşündüğünüz şeyi yapıyorsunuz, | American Violet-1 | 2008 | |
| and despite how it may look, so am l. | dışarıdan nasıl gözükürse gözüksün, bende öyle. dışarıdan nasıl gözükürse gözüksün, bende öyle. | American Violet-1 | 2008 | |
| But I got to live down here. | Fakat burada yaşamak zorundayım. Fakat burada yaşamak zorundayım. | American Violet-1 | 2008 | |
| You're gonna be able to go back where you come from. | Siz geldiğiniz yere dönme lüksüne sahipsiniz. Siz geldiğiniz yere dönme lüksüne sahipsiniz. | American Violet-1 | 2008 | |
| I'm gonna ask you again. | Size tekrar soracağım. Size tekrar soracağım. | American Violet-1 | 2008 | |
| Why do you want local counsel? | Neden yerel bir avukat istiyorsunuz? Neden yerel bir avukat istiyorsunuz? | American Violet-1 | 2008 | |
| We intend to file very quickly. | Dosya hazırlama işini çok çabuk yapmak niyetindeyiz. Dosya hazırlama işini çok çabuk yapmak niyetindeyiz. | American Violet-1 | 2008 | |
| To handle discovery, depositions, | Bulguları toplama, ifade alma ve mahkeme... Bulguları toplama, ifade alma ve mahkeme... | American Violet-1 | 2008 | |
| and a trial, | ...işinin üstesinden gelmek için. ...işinin üstesinden gelmek için. | American Violet-1 | 2008 | |
| I need somebody who knows how to navigate shit down here, | Burada işlerin nasıl yürüdüğünü bilen birine, Burada işlerin nasıl yürüdüğünü bilen birine, | American Violet-1 | 2008 | |
| somebody to whom witnesses and a local jury can relate. | şahitlerle ve yerel jüriyle bir bağı olan birine ihtiyacımız var. şahitlerle ve yerel jüriyle bir bağı olan birine ihtiyacımız var. | American Violet-1 | 2008 | |
| I think we both know that isn't me. | Sanırım her ikimizde bu kişinin ben olmadığını biliyoruz. Sanırım her ikimizde bu kişinin ben olmadığını biliyoruz. | American Violet-1 | 2008 | |
| Well, that's a sensible answer there, Mr. Cohen. | Mantıklı bir cevap, Bay Cohen. Mantıklı bir cevap, Bay Cohen. | American Violet-1 | 2008 | |
| [sighs] | [iç çeker] | American Violet-1 | 2008 | |
| Who is your plaintiff? | Davacınız kim? Davacınız kim? | American Violet-1 | 2008 | |
| Hello. Is your mom home? | Merhaba. Annen evde mi? Merhaba. Annen evde mi? | American Violet-1 | 2008 | |
| Who's that, Sherice? | O kim, Sherice? O kim, Sherice? | American Violet-1 | 2008 | |
| Hi, are you Dee Roberts? | Merhaba, siz Dee Roberts' mısınız? Merhaba, siz Dee Roberts' mısınız? | American Violet-1 | 2008 | |
| Hi, I'm David Cohen with the ACLU, | Merhaba Ben David Cohen ACLU'den, Merhaba Ben David Cohen ACLU'den, | American Violet-1 | 2008 | |
| and this is Sam Conroy. | ve bu da Sam Conroy. ve bu da Sam Conroy. | American Violet-1 | 2008 | |
| Reverend Sanders suggested that we come talk to you. | Reverend Sanders sizinle konuşabileceğimiz söyledi. Reverend Sanders sizinle konuşabileceğimiz söyledi. | American Violet-1 | 2008 | |
| Reverend Sanders? | Reverend Sanders' mi? Reverend Sanders' mi? | American Violet-1 | 2008 | |
| Bye, babies. | Hoşça kalın çocuklar. Hoşça kalın çocuklar. | American Violet-1 | 2008 | |
| Get into Mommy's room. | Annenizin odasına girin. Annenizin odasına girin. | American Violet-1 | 2008 | |
| Got a visitor. | Bir misafirimiz var. Bir misafirimiz var. | American Violet-1 | 2008 | |
| Sharonda, make sure your sisters keep quiet, all right? | Sharonda, kardeşinin sessiz olmasını sağla, tamam mı? Sharonda, kardeşinin sessiz olmasını sağla, tamam mı? | American Violet-1 | 2008 | |
| So, Miss Roberts, | Bayan Roberts, Bayan Roberts, | American Violet-1 | 2008 | |
| what has happened to you and others here in Melody | Burada Melody'de sizin ve diğerlerinin başına gelenler... Burada Melody'de sizin ve diğerlerinin başına gelenler... | American Violet-1 | 2008 | |
| is simply wrong. | ...tamamen yanlış. ...tamamen yanlış. | American Violet-1 | 2008 | |
| The ACLU wants to make sure that it doesn't happen again. | ACLU bunun tekrar olmamasını sağlamak istiyor. ACLU bunun tekrar olmamasını sağlamak istiyor. | American Violet-1 | 2008 | |
| And we plan to sue the district attorney, | Ve savcılığa, yerel yönetime, Ve savcılığa, yerel yönetime, | American Violet-1 | 2008 | |
| the county, | narkotik özle timine, narkotik özle timine, | American Violet-1 | 2008 | |
| the drug task force, | ve bu baskında yer alan polislere, ve bu baskında yer alan polislere, | American Violet-1 | 2008 | |
| and the policemen involved in the raids. | dava açmayı planlıyor. dava açmayı planlıyor. | American Violet-1 | 2008 | |
| We'd like to do it in your name. | Bunu sizin adınıza yapmak istiyoruz. Bunu sizin adınıza yapmak istiyoruz. | American Violet-1 | 2008 | |
| Are you kidding me? | Benimle kafa mı buluyorsunuz? Benimle kafa mı buluyorsunuz? | American Violet-1 | 2008 | |
| You want her to sue Calvin Beckett? | Ondan Calvin Beckett'a karşı dava mı açmasını istiyorsunuz? Ondan Calvin Beckett'a karşı dava mı açmasını istiyorsunuz? | American Violet-1 | 2008 | |
| Yes, ma'am. | Evet, Bayan. Evet, Bayan. | American Violet-1 | 2008 | |
| Y'all must be the ones doing drugs | Kızımın Bölge Savcılığına, Harmon yönetimine ve... Kızımın Bölge Savcılığına, Harmon yönetimine ve... | American Violet-1 | 2008 | |
| if you think my daughter's gonna sue the DA | ...Texas Eyaletine karşı dava açacağını düşünüyorsanız... ...Texas Eyaletine karşı dava açacağını düşünüyorsanız... | American Violet-1 | 2008 | |
| and Harmon County, Texas. | ...o uyuşturuculardan kullanıyor olmalısınız. ...o uyuşturuculardan kullanıyor olmalısınız. | American Violet-1 | 2008 | |
| Would y'all excuse me for a second, please? | Bana biraz müsaade eder misiniz, lütfen? Bana biraz müsaade eder misiniz, lütfen? | American Violet-1 | 2008 | |
| Huh. | Hah. Hah. | American Violet-1 | 2008 | |
| Since when did you start smoking? | Ne zamandır içiyorsun? Ne zamandır içiyorsun? | American Violet-1 | 2008 | |
| Since I spent 21 days in jail. | Hapiste 21 gün kaldığımdan beri. Hapiste 21 gün kaldığımdan beri. | American Violet-1 | 2008 | |
| I can't believe Reverend Sanders sent them round here, | Reverend Sanders'ın bu adamları buraya Beckett'ı... Reverend Sanders'ın bu adamları buraya Beckett'ı... | American Violet-1 | 2008 | |
| talking about sue Beckett. | ...dava etmemiz için gönderdiğine inanamıyorum. ...dava etmemiz için gönderdiğine inanamıyorum. | American Violet-1 | 2008 | |
| You can't beat Beckett. | Beckett'ı yenemezsin. Beckett'ı yenemezsin. | American Violet-1 | 2008 | |
| I would need to. | Tam ihtiyacım olan da buydu. Tam ihtiyacım olan da buydu. | American Violet-1 | 2008 | |
| He wants to put me in prison for 1 6 years. | Beni 16 yıl hapse tıkmak istiyor. Beni 16 yıl hapse tıkmak istiyor. | American Violet-1 | 2008 | |
| Beckett don't care nothing about you. | Seninle ilgili hiç bir şey Beckett'ın umurunda bile değil. Seninle ilgili hiç bir şey Beckett'ın umurunda bile değil. | American Violet-1 | 2008 | |
| You take the plea, he will leave you alone. | Anlaşma yaparsan seni rahat bırakacaktır. Anlaşma yaparsan seni rahat bırakacaktır. | American Violet-1 | 2008 | |
| You stay to yourself, | Kendi başına kalırsın, Kendi başına kalırsın, | American Violet-1 | 2008 | |
| he ain't gonna bother you never again. | bir daha hiç senin canını sıkmaz. bir daha hiç senin canını sıkmaz. | American Violet-1 | 2008 | |
| Why should l have to keep to myself? | Neden bunu sineye çekmek zorundayım ki? Neden bunu sineye çekmek zorundayım ki? | American Violet-1 | 2008 | |
| I did not do anything. | Ben hiçbir şey yapmadım. Ben hiçbir şey yapmadım. | American Violet-1 | 2008 | |
| Dee, it ain't always about you. | Dee, mevzu sadece sen değilsin. Dee, mevzu sadece sen değilsin. | American Violet-1 | 2008 | |
| You got kids to take care of. | Bakman gereken çocukların var. Bakman gereken çocukların var. | American Violet-1 | 2008 | |
| Mama, these police been raiding these projects | Anne, bu polisler benim çocukluğumdan beri... Anne, bu polisler benim çocukluğumdan beri... | American Violet-1 | 2008 | |
| since I was a kid. | ...buraya baskın yapıyorlar. ...buraya baskın yapıyorlar. | American Violet-1 | 2008 | |
| Now they done started on my kids. | Artık sıra çocuklarıma gelecek. Artık sıra çocuklarıma gelecek. | American Violet-1 | 2008 | |
| Look at Sherice in there. | Orada ki Sherice'e bir bak. Orada ki Sherice'e bir bak. | American Violet-1 | 2008 | |
| It scared her half to death. | Korkudan neredeyse ödü patlıyordu. Korkudan neredeyse ödü patlıyordu. | American Violet-1 | 2008 | |
| You think it's gonna stop 'cause I plead guilty? | Sence ben itiraf anlaşması yaparsam bu bitecek mi? Sence ben itiraf anlaşması yaparsam bu bitecek mi? | American Violet-1 | 2008 | |
| Excuse me. | Affedersin ama... Affedersin ama... | American Violet-1 | 2008 | |
| Why is that any of your business? | ...bunlardan sana ne? ...bunlardan sana ne? | American Violet-1 | 2008 | |
| After what they done to me, Mama, | Bana bulaştıklarına göre, anne, Bana bulaştıklarına göre, anne, | American Violet-1 | 2008 | |
| they made it my business. | artık ben de varım. artık ben de varım. | American Violet-1 | 2008 | |
| Dee! | Dee! Dee! | American Violet-1 | 2008 | |
| Dee, wait a minute! No, Mama. | Dee, bekle bir dakika! Hayır, anne. Dee, bekle bir dakika! Hayır, anne. | American Violet-1 | 2008 | |
| I want to help. Great. | Yardım etmek istiyorum. Harika. Yardım etmek istiyorum. Harika. | American Violet-1 | 2008 | |
| May l? | Bir saniye! Bir saniye! | American Violet-1 | 2008 | |
| Miss Roberts, I know Calvin Beckett. | Bayan Roberts, Calvin Beckett'ı tanıyorum. Bayan Roberts, Calvin Beckett'ı tanıyorum. | American Violet-1 | 2008 | |
| I know him personally. | Onu şahsen tanıyorum. Onu şahsen tanıyorum. | American Violet-1 | 2008 | |
| And filing this suit against him, | Ve ona karşı dava açmamız, Ve ona karşı dava açmamız, | American Violet-1 | 2008 | |
| it may make him change his plans. | planlarını değiştirmek zorunda bırakacaktır. planlarını değiştirmek zorunda bırakacaktır. | American Violet-1 | 2008 | |
| But more than likely, | Ve daha kötüsü, Ve daha kötüsü, | American Violet-1 | 2008 | |
| he's gonna come after you even harder. | sizinle daha fazla uğraşacaktır. sizinle daha fazla uğraşacaktır. | American Violet-1 | 2008 | |
| He may come after you very hard. | Sizi çok zorlayabilir. Sizi çok zorlayabilir. | American Violet-1 | 2008 | |
| You need to remember that you still have criminal charges | Size karşı yöneltilen ve bekleyen suçlamalar olduğunu... Size karşı yöneltilen ve bekleyen suçlamalar olduğunu... | American Violet-1 | 2008 | |
| pending against you. | ...aklınızdan çıkartmayın. ...aklınızdan çıkartmayın. | American Violet-1 | 2008 | |
| He's right. | O haklı. O haklı. | American Violet-1 | 2008 | |
| He ain't gonna leave me alone unless I plead guilty. | Anlaşmayı kabul etmedikçe beni rahat bırakmayacak. Anlaşmayı kabul etmedikçe beni rahat bırakmayacak. | American Violet-1 | 2008 | |
| And I ain't doing that. | Ve ben bunu yapmayacağım. Ve ben bunu yapmayacağım. | American Violet-1 | 2008 | |
| what exactly do you need me to do? | ...tam olarak ne yapmam gerek? ...tam olarak ne yapmam gerek? | American Violet-1 | 2008 | |
| So why does it seem such a hard choice, Sam? | Neden bu kadar zor bir seçim gibi görünüyor, Sam? Neden bu kadar zor bir seçim gibi görünüyor, Sam? | American Violet-1 | 2008 | |
| Well, it makes me take sides. | Beni taraf tutmaya zorlayacak. Beni taraf tutmaya zorlayacak. | American Violet-1 | 2008 | |
| It'll seem kind of like a political thing, doesn't it? | Siyasi bir mesele gibi görünüyor, değil mi? Siyasi bir mesele gibi görünüyor, değil mi? | American Violet-1 | 2008 | |
| And I'm not a political person. | Ben siyasi biri değilim. Ben siyasi biri değilim. | American Violet-1 | 2008 | |
| You know that. | Bunu biliyorsun. Bunu biliyorsun. | American Violet-1 | 2008 |