Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3763
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| [toilet flushing] | [tuvalet taşıyor] | American Violet-1 | 2008 | |
| Be careful the shit you hear from the public defender. | Avukatından duyduğun zırvalıklara dikkat et. Avukatından duyduğun zırvalıklara dikkat et. | American Violet-1 | 2008 | |
| Did he tell you, if you plea, you a felon? | Anlaşmayı kabul edersen başına ne geleceğini anlattı mı? Anlaşmayı kabul edersen başına ne geleceğini anlattı mı? | American Violet-1 | 2008 | |
| No more food stamps, | Bundan böyle yiyecek yardımı yok, Bundan böyle yiyecek yardımı yok, | American Violet-1 | 2008 | |
| no AFDC, no welfare, | sosyal yardım yok, maddi yardım yok, sosyal yardım yok, maddi yardım yok, | American Violet-1 | 2008 | |
| no Medicare for you or your kids, | sana ve çocuklarına tıbbi yardım yok, sana ve çocuklarına tıbbi yardım yok, | American Violet-1 | 2008 | |
| never again. | bir daha asla yok. bir daha asla yok. | American Violet-1 | 2008 | |
| Can't get a job. | İş bulamazsın. İş bulamazsın. | American Violet-1 | 2008 | |
| Can't vote. | Oy kullanamazsın. Oy kullanamazsın. | American Violet-1 | 2008 | |
| You girls in the project? | Kızlar siz o proje bölgesinde misiniz? Kızlar siz o proje bölgesinde misiniz? | American Violet-1 | 2008 | |
| Then they throw you out. | O zaman sizi sokağa atarlar. O zaman sizi sokağa atarlar. | American Violet-1 | 2008 | |
| That's government housing. | O hükümetin yerleşim programı. O hükümetin yerleşim programı. | American Violet-1 | 2008 | |
| [somber piano music] | [hüzünlü bir piyona müziği] | American Violet-1 | 2008 | |
| I don't want to be late. | Geç kalmak istemiyorum. Geç kalmak istemiyorum. | American Violet-1 | 2008 | |
| [knocking on door] | [kapı çalar] | American Violet-1 | 2008 | |
| [loud hip hop music playing] | [yüksek sesle hip hop müziği çalar] | American Violet-1 | 2008 | |
| [knocking on door] | [kapı çalma sesi] | American Violet-1 | 2008 | |
| Who's out there? | Kim o dışarıdaki? Kim o dışarıdaki? | American Violet-1 | 2008 | |
| Miss Alma Roberts. | Bayan Alma Roberts. Bayan Alma Roberts. | American Violet-1 | 2008 | |
| I came to get my granddaughters for church. | Torunlarımı kiliseye götürmek için geldim. Torunlarımı kiliseye götürmek için geldim. | American Violet-1 | 2008 | |
| Yay. | Vay. Vay. | American Violet-1 | 2008 | |
| [child crying] | [çocuk ağlar] | American Violet-1 | 2008 | |
| Are they ready? | Hazırlar mı? Hazırlar mı? | American Violet-1 | 2008 | |
| Oh, come on, baby. | Ah, haydi bebeğim. Ah, haydi bebeğim. | American Violet-1 | 2008 | |
| Don't push her. | İtme onu! İtme onu! | American Violet-1 | 2008 | |
| Come on, sweetie. | Haydi, tatlım. Haydi, tatlım. | American Violet-1 | 2008 | |
| Come here, pumpkin. | Gel buraya, balkabağım. Gel buraya, balkabağım. | American Violet-1 | 2008 | |
| [child crying] | [çocuk ağlaması] | American Violet-1 | 2008 | |
| Her diaper is full. | Bezi dolu bunun. Bezi dolu bunun. | American Violet-1 | 2008 | |
| She ain't bothered by it. | Dert etmiyor. Dert etmiyor. | American Violet-1 | 2008 | |
| I'm bothered by it. | Ben dert ediyorum. Ben dert ediyorum. | American Violet-1 | 2008 | |
| It bothers you, you change it. | Dert ediyorsan, değiştirirsin. Dert ediyorsan, değiştirirsin. | American Violet-1 | 2008 | |
| I'll come by when I want them back. | Onları geri almak istediğimde geleceğim. Onları geri almak istediğimde geleceğim. | American Violet-1 | 2008 | |
| That's great. | Harika. Harika. | American Violet-1 | 2008 | |
| Darrell, that's just great. | Darrell, gerçekten harika. Darrell, gerçekten harika. | American Violet-1 | 2008 | |
| Come on, y'all. | Haydi bakalım. Haydi bakalım. | American Violet-1 | 2008 | |
| You don't think she might've been | Onun uyuşturucu işine karışmış olabileceğini... Onun uyuşturucu işine karışmış olabileceğini... | American Violet-1 | 2008 | |
| mixed up with drugs, do you? | ...elbette düşünmüyorsun değil mi? ...elbette düşünmüyorsun değil mi? | American Violet-1 | 2008 | |
| Heck no. | Tabiî ki hayır! Tabiî ki hayır! | American Violet-1 | 2008 | |
| Dee ain't no angel, but she sure ain't no drug dealer. | Dee bir melek değil ama bir uyuşturucu satıcısı hiç değil. Dee bir melek değil ama bir uyuşturucu satıcısı hiç değil. | American Violet-1 | 2008 | |
| Sherice is fighting. What? | Sherice kavga ediyor. Ne? Sherice kavga ediyor. Ne? | American Violet-1 | 2008 | |
| Grandma, Sherice is fighting. | Büyükanne, Sherice kavga ediyor. Büyükanne, Sherice kavga ediyor. | American Violet-1 | 2008 | |
| What's going on? Come here. | Neler oluyor? Gel buraya. Neler oluyor? Gel buraya. | American Violet-1 | 2008 | |
| Let go! Ow! | Bırak! Ah! Bırak! Ah! | American Violet-1 | 2008 | |
| Cut that out! | Kesin şunu! Kesin şunu! | American Violet-1 | 2008 | |
| Don't you push her! | İtme onu! İtme onu! | American Violet-1 | 2008 | |
| Acting like that in your Sunday clothes. | Pazar günü elbisenle yaptığına bir bak. Pazar günü elbisenle yaptığına bir bak. | American Violet-1 | 2008 | |
| Quit it! Stop it! | Ayrılın! Durun! Ayrılın! Durun! | American Violet-1 | 2008 | |
| Come on. Stop that this instant. | Haydi. Kesin şunu. Haydi. Kesin şunu. | American Violet-1 | 2008 | |
| Hey, hey. | Hey, hey. Hey, hey. | American Violet-1 | 2008 | |
| This is what the Lord expects from you on the Sabbath? | Tanrının bu kutsal günde sizden beklediği bu mu? Tanrının bu kutsal günde sizden beklediği bu mu? | American Violet-1 | 2008 | |
| Sherice, Chantrelle, what's wrong? | Sherice, Chantrelle, sorun nedir? Sherice, Chantrelle, sorun nedir? | American Violet-1 | 2008 | |
| She grabbed me. | O benim yakama yapıştı. O benim yakama yapıştı. | American Violet-1 | 2008 | |
| 'Cause you called my mama a drug dealer. | Çünkü o anneme "uyuşturucu satıcısı" dedi. Çünkü o anneme "uyuşturucu satıcısı" dedi. | American Violet-1 | 2008 | |
| Your mama is a drug dealer. | Annen bir uyuşturucu satıcısı. Annen bir uyuşturucu satıcısı. | American Violet-1 | 2008 | |
| Oh, oh, wait a minute! | Durun bir dakika! Durun bir dakika! | American Violet-1 | 2008 | |
| Stop that now. | Kesin artık şunu. Kesin artık şunu. | American Violet-1 | 2008 | |
| Come on, not another word | Haydi, ikinizden de tek bir kelime... Haydi, ikinizden de tek bir kelime... | American Violet-1 | 2008 | |
| from either one of you, not another word. | ...duymayacağım, tek bir kelime bile. ...duymayacağım, tek bir kelime bile. | American Violet-1 | 2008 | |
| Did y'all see this here? | Hepiniz burada olanı gördünüz mü? Hepiniz burada olanı gördünüz mü? | American Violet-1 | 2008 | |
| Y'all see this here? | Hepiniz gördünüz mü? Hepiniz gördünüz mü? | American Violet-1 | 2008 | |
| This thing done tricked down to the children. | Burada olanlar çocukları aldatıyor. Burada olanlar çocukları aldatıyor. | American Violet-1 | 2008 | |
| Now, I wonder where they got that from? | Şimdi bunu nereden öğreniyorlar? Şimdi bunu nereden öğreniyorlar? | American Violet-1 | 2008 | |
| Half of our congregation | Cemaatimizin yarısının... Cemaatimizin yarısının... | American Violet-1 | 2008 | |
| is in trouble with the law, | ...kanunla başı dertte, ...kanunla başı dertte, | American Violet-1 | 2008 | |
| some that did wrong and some that didn't. | ...bazıları hata yaptı, bazıları yapmadı. ...bazıları hata yaptı, bazıları yapmadı. | American Violet-1 | 2008 | |
| Sherice... | Sherice... Sherice... | American Violet-1 | 2008 | |
| Chantrelle... | Chantrelle... Chantrelle... | American Violet-1 | 2008 | |
| I want you... | Sizden isteğim... Sizden isteğim... | American Violet-1 | 2008 | |
| Lord, have mercy. | Tanrı, af etsin! Tanrı, af etsin! | American Violet-1 | 2008 | |
| Thanks, Gladys. | Teşekkürler, Gladys. Teşekkürler, Gladys. | American Violet-1 | 2008 | |
| Dee Roberts. | Dee Roberts. Dee Roberts. | American Violet-1 | 2008 | |
| How I look? | Nasıl görünüyorum? Nasıl görünüyorum? | American Violet-1 | 2008 | |
| You look great. | Harika görünüyorsun. Harika görünüyorsun. | American Violet-1 | 2008 | |
| Dee! T en minutes. | Dee! On dakika. Dee! On dakika. | American Violet-1 | 2008 | |
| There she is. I see her. | İşte orada. Onu gördüm. İşte orada. Onu gördüm. | American Violet-1 | 2008 | |
| Hey, Mama. | Merhaba, Mama. Merhaba, Mama. | American Violet-1 | 2008 | |
| Hey, say hi to your mama. | Merhaba, annenize bir merhaba deyin. Merhaba, annenize bir merhaba deyin. | American Violet-1 | 2008 | |
| Hey, babies. | Selam bebeklerim. Selam bebeklerim. | American Violet-1 | 2008 | |
| Hey, Mama. | Selam anne. Selam anne. | American Violet-1 | 2008 | |
| Do you see her? Come here, sweetie pie. | Onu görüyor musun? Gel buraya, tatlım. Onu görüyor musun? Gel buraya, tatlım. | American Violet-1 | 2008 | |
| You look good, Dee. | İyi görünüyorsun, Dee. İyi görünüyorsun, Dee. | American Violet-1 | 2008 | |
| Look at my hair, Mama. | Saçıma baksana, Anne. Saçıma baksana, Anne. | American Violet-1 | 2008 | |
| I am not looking good. | İyi görünmüyorum. İyi görünmüyorum. | American Violet-1 | 2008 | |
| But look at y'all, | ...Ama hepiniz Pazar... ...Ama hepiniz Pazar... | American Violet-1 | 2008 | |
| how pretty you are in your Sunday dresses. | ...elbiselerinin içinde oldukça hoş görünüyorsunuz. ...elbiselerinin içinde oldukça hoş görünüyorsunuz. | American Violet-1 | 2008 | |
| Yeah, we been to church. | Evet, kilisedeydik. Evet, kilisedeydik. | American Violet-1 | 2008 | |
| What happened to Sherice? | Sherice'e ne oldu? Sherice'e ne oldu? | American Violet-1 | 2008 | |
| Oh, she okay. | O iyi. O iyi. | American Violet-1 | 2008 | |
| She just got into a little scuffle. | Sadece minik bir tartışma yaşadı. Sadece minik bir tartışma yaşadı. | American Violet-1 | 2008 | |
| Here, let me talk to her. | Onunla bir konuşayım. Onunla bir konuşayım. | American Violet-1 | 2008 | |
| Come on, Sherice. | Haydi, Sherice. Haydi, Sherice. | American Violet-1 | 2008 | |
| Come on up so your mom can see you. | Şöyle yükseğe bak ta annen görsün seni. Şöyle yükseğe bak ta annen görsün seni. | American Violet-1 | 2008 | |
| Come here. Can you see her? | Gel buraya. Onu görüyor musun? Gel buraya. Onu görüyor musun? | American Violet-1 | 2008 | |
| Come on up here so you can see her. | Şöyle yükseğe bak ta annen görsün seni. Şöyle yükseğe bak ta annen görsün seni. | American Violet-1 | 2008 | |
| Hey, baby. | Selam bebeğim. Selam bebeğim. | American Violet-1 | 2008 | |
| What happened to you? | Ne oldu sana? Ne oldu sana? | American Violet-1 | 2008 | |
| I can see something happened. | Ben bir şeyler olduğunu görebiliyorum. Ben bir şeyler olduğunu görebiliyorum. | American Violet-1 | 2008 | |
| They said you were staying in here for life. | Senin ömür boyu hapiste kalacağını söylüyorlar. Senin ömür boyu hapiste kalacağını söylüyorlar. | American Violet-1 | 2008 | |
| They say we're gonna be homeless. | Evsiz kalacakmışız. Evsiz kalacakmışız. | American Violet-1 | 2008 |