• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4144

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
I've made so many mistakes. Bir sürü hata yaptım. Çok fazla hata yaptım. Anguish-1 2015 info-icon
Abut then i... I think Ama sanırım, Ama bence... Bence artık iyi durumda. Anguish-1 2015 info-icon
She's good now. ...şu an durumu iyi. Anguish-1 2015 info-icon
It looks like you've done well, Jessica. Bence iyi iş başarmışsın Jessica. İyi iş çıkarmışsın Jessica. Anguish-1 2015 info-icon
She seems like a teenager. Genç kız olmuş. Ergen gibi görünüyor. Anguish-1 2015 info-icon
Tess, come in for dinner. Tess, yemek hazır. Tess, yemek hazır. Anguish-1 2015 info-icon
All right. You want this door open or closed? Pekala. Kapıyı kapatayım mı, açık mı kalsın? Kapı açık mı kalsın kapalı mı? Fark etmez. Anguish-1 2015 info-icon
What're you doing? Ne yapıyorsun? Ne yapıyorsun? Sadece bakıyordum. Anguish-1 2015 info-icon
Just looking. Bakıyordum sadece. Anguish-1 2015 info-icon
it's freezing out here. Hava buz gibi. Dışarısı buz gibi. Anguish-1 2015 info-icon
What're you singing? Ne söylüyorsun? Ne söylüyorsun? Anguish-1 2015 info-icon
Nothing. I just make it up as I go along. Hiçbir şey. Kafamdan uyduruyorum. Hiçbir şey. Ben uydurdum. Anguish-1 2015 info-icon
Pierre asked if you were coming on the camping trip. Peter kamp gezisine gidip gitmeyeceğini sordu. Pierre kamp gezisine gelip gelmeyeceğini soruyor. Anguish-1 2015 info-icon
I'd have to buy a new swimsuit that hides my scar. Yaramı gizleyen yeni bir mayo almam lazım. Yaramı saklayabilecek yeni bir mayo almam gerek. Anguish-1 2015 info-icon
Oh, screw that. Your scar's cool. Saçmalama. Yaran çok havalı duruyor. Boş ver onu şimdi. Yaranın bir şeyi yok. Anguish-1 2015 info-icon
Peter says it's like a badass tattoo. Peter çok havalı bir dövmeye benzediğini söylüyor. Peter'a göre, havalı bir dövme. Anguish-1 2015 info-icon
So wait. Does that mean your mom said yes? Dur bir saniye. Anneni ikna ettin mi yani? Bir dakika, bu annenin evet dediği anlamına mı geliyor? Anguish-1 2015 info-icon
Lucinda. Lucinda. Lucinda. Anguish-1 2015 info-icon
You haven't even asked her yet, Daha sormadın bile, Ona henüz sormadın bile, değil mi? Hayır, henüz sormadım. Anguish-1 2015 info-icon
Have you? No, not yet. ...değil mi? Hayır, sormadım. Anguish-1 2015 info-icon
Sarah's cool. She'll say yes. Sarah çok iyidir. Bence ikna olur. Sarah, iyidir. İzin verir. Anguish-1 2015 info-icon
"Sarah's cool"? Cooler than my mom. "Sarah çok mu iyi"? Benim annemden iyidir. Sarah mı iyi? Annemden daha iyi en azından. Anguish-1 2015 info-icon
Yeah. Morgan, that's not hard Kesin. Morgan, annen o kadar da iyi birisi değil. Evet Morgan bu zor bir şey değil. Anguish-1 2015 info-icon
Don't talk about my mom, bitch. Anneme laf etme şıllık. Annem hakkında konuşma sürtük. Anguish-1 2015 info-icon
Sarah gets it. She's, like, worldly. Sarah halden anlar. Bence hayat dolu bir insan. Sarah anlayacaktır. Zevkine düşkün birine benziyor. Anguish-1 2015 info-icon
"Worldly"? Yeah. "Hayat dolu mu"? Evet. Zevkine düşkün mü? Evet. Anguish-1 2015 info-icon
Worldly. Hayat dolu. Zevkine düşkün. Anguish-1 2015 info-icon
Come on. Your grandparents are missionaries. Saçmalama. Büyükbabasıyla büyükannesi misyonerler. Hadi ama. Büyükannen ve büyükbaban misyoner. Anguish-1 2015 info-icon
They didn't stick around long. Uzun zamandır buradalar. Buralarda fazla takılmadılar. Anguish-1 2015 info-icon
And all she ever did was end of back here. Tek yaptığı dönüp dolaşıp yine buraya gelmekti. Tek yaptığı dönüp dolaşıp buraya gelmekti. Anguish-1 2015 info-icon
She's never gonna let me go. Hayatta izin vermez. Asla izin vermeyecek. Anguish-1 2015 info-icon
Well, tell her I'm going. That'll make her happy. Benim de gideceğimi söyle. Belki ikna olur. Ona benim de gideceğimi söyle. Bu onu mutlu edecektir. Anguish-1 2015 info-icon
Yeah. Kesin. Tabii. Anguish-1 2015 info-icon
Just ask her, you wuss. Sor gitsin, seni korkak. Sor gitsin işte ödlek şey. Anguish-1 2015 info-icon
Alrighty, then. Tamam o zaman. Peki o zaman. Anguish-1 2015 info-icon
I used to have a necklace just like that once. Sizinkine benzer bir kolyem vardı. Bir zamanlar tıpkı şunun gibi bir kolyem vardı. Anguish-1 2015 info-icon
How come nobody ever comes in here? Neden buraya kimse gelmiyor? Nasıl olur da buraya kimse gelmez? Anguish-1 2015 info-icon
Excuse me. Anlayamadım. Anlayamadım? Anguish-1 2015 info-icon
I'm always across the street. Hep sokağın karşısında takılıyorum. Sokağın karşısından sürekli izliyorum. Anguish-1 2015 info-icon
Nobody ever comes in. Kimse gelmiyor. Buraya kimse gelmiyor. Anguish-1 2015 info-icon
No one reads books anymore. Artık kimse kitap okumuyor. Artık kimse kitap okumuyor. Anguish-1 2015 info-icon
I like them. Kitapları severim. Ben kitapları seviyorum. Anguish-1 2015 info-icon
I do, too. Ben de. Ben de seviyorum. Anguish-1 2015 info-icon
I just wish we weren't the only ones. Keşke başkaları da sevseydi. Keşke bir tek biz seviyor olmasaydık. Anguish-1 2015 info-icon
If your aunt had a mustache, she'd be your uncle. Halamın da bıyığı olsa, amcam olurdu. Teyzenin bıyığı olsaydı, dayın olurdu. Anguish-1 2015 info-icon
Come again. Bir daha söyle. Tekrar eder misin? Anguish-1 2015 info-icon
It's just something my mom says. Annemin söyleyip durduğu bir şey. Annemin sürekli söylediği bir laftı sadece. Anguish-1 2015 info-icon
"Understanding your dreams." That's a good book. "Rüya Tabirleri" Güzel kitaptır. "Rüyalarını Anlamak". Güzel kitaptır. Anguish-1 2015 info-icon
I get nightmares. Sürekli kabus görüyorum. Benim kabuslarım var. Anguish-1 2015 info-icon
So does my daughter. Kızım da öyle. Kızımın da öyle. Anguish-1 2015 info-icon
She has me sleep with her when she has 'em. Ne zaman kabus görse yanında uyumamı ister. Kabus gördüğünde benimle birlikte uyuyor. Anguish-1 2015 info-icon
Do you need anything else? Başka bir şeye ihtiyacın var mı? Başka bir şeye ihtiyacın var mı? Anguish-1 2015 info-icon
No, thank you. Hayır, teşekkür ederim. Hayır, teşekkürler. Anguish-1 2015 info-icon
Tess? Tess? Tess? Anguish-1 2015 info-icon
Did you take your pill today? İlacını içtin mi? Bugün ilacını içtin mi? Anguish-1 2015 info-icon
I know they don't make you feel good, İçtiğin zaman kendini iyi hissetmediğini biliyorum, Seni daha iyi hissettirmediklerini biliyorum ama doktorlar boş yere reçete yazmadı. Anguish-1 2015 info-icon
But doctors prescribe them for a reason. ...ama doktorların bir bildiği vardır. Anguish-1 2015 info-icon
You know? Anlıyorsun, değil mi? Değil mi? Anguish-1 2015 info-icon
you knew there were gonna be side Effects. Yan etkileri olması normal. Yan etkileri olacağını biliyordun. Anguish-1 2015 info-icon
No... I know. Biliyorum. Evet, biliyorum. Anguish-1 2015 info-icon
That's better than the alternative, right? Sonuçta iyi bir alternatif, değil mi? Alternatifinden daha iyi değil mi? Anguish-1 2015 info-icon
I just wish she would talk to me. Keşke benimle konuşsa. Keşke benimle konuşsaydı. Anguish-1 2015 info-icon
I mean, you have a better connection with her Siz daha iyi anlaşıyorsunuz, Onunla aran benden daha iyi ama 20.000 km uzaktasın. Anguish-1 2015 info-icon
And you're 10,000 miles away. ...ama bizden 16.000 km. uzaktasın. Anguish-1 2015 info-icon
That's not true. Öyle deme. Bu doğru değil. Anguish-1 2015 info-icon
You're being too hard on yourself. Kendine haksızlık ediyorsun. Kendine haksızlık ediyorsun. Anguish-1 2015 info-icon
The way Tess is... Who she is inside... Tess bir bakıma... Kendi çapında... Tess'in yaptıkları... Aslında olduğu kişi... Anguish-1 2015 info-icon
Quiet, smart, awful. ...sessiz, zeki, harika bir kız. ...sessiz, zeki ve berbat. Anguish-1 2015 info-icon
She's just like you. Sana benziyor. Tıpkı senin gibi. Anguish-1 2015 info-icon
you have a stomachache? Karnın mı ağrıyor? Karnın mı ağrıyor? Anguish-1 2015 info-icon
Let me get you some antacid, okay? İlaç vereyim, olur mu? Sana biraz antiasit getireyim. Anguish-1 2015 info-icon
Here. Tess. Take two of these, okay? Al Tess. İki tane iç, tamam mı? Al Tess. 2 tane al. Anguish-1 2015 info-icon
You chew both of them? Çiğniyor musun? İkisini de çiğnedin mi? Anguish-1 2015 info-icon
it won't stop. Vazgeçmeyecek. Durmayacak. Anguish-1 2015 info-icon
I won't stop it. Vazgeçmeyeceğim. Durmayacağım. Anguish-1 2015 info-icon
I won't stop. Vazgeçmeyeceğim. Durmayacağım. Durmayacağım. Anguish-1 2015 info-icon
I won't stop. Vazgeçmeyeceğim. Anguish-1 2015 info-icon
This'll all be over. This'll all be over. Hepsi geçecek. Hepsi geçecek. Hepsi geçecek. Hepsi geçecek. Anguish-1 2015 info-icon
This'll all be over... Hepsi geçecek... Hepsi geçecek. Anguish-1 2015 info-icon
Go away! Git başımdan! Git başımdan! Anguish-1 2015 info-icon
Leave me alone! Beni rahat bırak! Beni rahat bırak! Anguish-1 2015 info-icon
Just go away! Git başımdan! Git başımdan! Anguish-1 2015 info-icon
Go away! Git! Git başımdan! Anguish-1 2015 info-icon
Please stop! Stop it! Yapma lütfen! Kes şunu! Lütfen dur! Kes şunu! Anguish-1 2015 info-icon
Tess. Tess! Tess. Tess! Tess. Tess! Anguish-1 2015 info-icon
Tess! Tess! Tess! Anguish-1 2015 info-icon
Robert, she started cutting herself. Robert, kendini kesmeye başladı. Robert, kendini kesmeye başladı. Anguish-1 2015 info-icon
they're not gonna let me leave, not even for this. Bana izin vermezler, bunun için bile. Buradan ayrılmama izin vermiyorlar. Bunun için bile. Anguish-1 2015 info-icon
Don't worry. Endişelenme. Merak etme. Anguish-1 2015 info-icon
We'll get you more help. Bir çaresine bakacağız. Sana daha iyi bir yardım getireceğiz. Anguish-1 2015 info-icon
Why didn't you tell me you were in pain? Neden acı çektiğini bana söylemedin? Neden bana acı çektiğini söylemedin? Anguish-1 2015 info-icon
You always tell me. Hep söylerdin. Her zaman söylerdin. Anguish-1 2015 info-icon
Tess! Tess! Tess! Tess! Tess! Tess! Anguish-1 2015 info-icon
Help! Yardım edin! İmdat! Anguish-1 2015 info-icon
help me. Yardım edin. Yardım edin. Anguish-1 2015 info-icon
Help me. Please help me. Yardım edin. Lütfen yardım edin. Yardım edin. Lütfen bana yardım edin. Anguish-1 2015 info-icon
Hello? Please. Alo? Lütfen. Alo? Lütfen. Anguish-1 2015 info-icon
Mom, please help me. Anne, lütfen bana yardım et. Anne, lütfen yardım et. Anguish-1 2015 info-icon
Hello? Please help me, mom. Alo? Yardım et anne. Alo? Lütfen bana yardım et anne. Anguish-1 2015 info-icon
Hey, this is Lucy's phone. I'm not here right now Merhaba, ben Lucy. Şu an müsait değilim. Selam, Lucy'nin telefonu. Şu anda burada değilim. Anguish-1 2015 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 4139
  • 4140
  • 4141
  • 4142
  • 4143
  • 4144
  • 4145
  • 4146
  • 4147
  • 4148
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim