Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4146
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
She would probably say to her kids. | ...çocuklarına söyleyeceğine emin olduğum bir şey. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
what was it? | Neymiş o? Nedir o laf? | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
"If your aunt had a mustache, she'd be your uncle." | "Halamın da bıyığı olsa, amcam olurdu." "Teyzenin bıyığı olsaydı, dayın olurdu." | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
why would Tess have this? | Tess'te neden böyle bir şey olsun? Neden bu Tess'in başına geldi? | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I think some people are just born with it. | Sanırım bazı insanlar doğuştan sahip oluyor. Bence bazı insanlar bununla doğuyor. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
The Indian girl didn't ask why. | Hintli kız nedenini sorgulamamıştı. Hintli kız nedenini sorgulamamıştı. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
She just accepted it and dealt with it in her own way. | Olduğu gibi kabullenmiş ve kendi kendine üstesinden gelmişti. Sadece kendi çapında kabullenmişti bu durumu. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I'm sorry. | Kusura bakma. Üzgünüm. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I can't just accept it. | Aklım almıyor. Sadece kabullenemiyorum. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
maybe this is all too crazy to believe. | Tüm bu olanlara inanmak çok güç. Belki de inanılamayacak kadar çılgınca bir durum olduğu içindir. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Tess. | Tess. Tess. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Where's dad? | Babam nerede? Babam nerede? | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Ah... he left. | Bizi terk etti. Çıktı. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
It was really hard after. | Zor günler geçirdik. Olaydan sonra çok zorlandı. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
can I talk to him? | Onunla konuşabilir miyim? Onunla konuşabilir miyim? | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
it's not a good idea, Lucy. | İyi bir fikir değil Lucy. Bu pek de iyi bir fikir değil Lucy. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
He'll never believe this. | Hayatta inanmaz. Buna asla inanmayacaktır. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
That's Martha and Rena, Becka. | Bunlar Martha ve Rena, Becka. Bu Martha ve Rena'yla Becka. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
My two cousins, crystal and Lukas. | Kuzenlerim, Crystal ve Lukas. İki kuzenim, Crystal ve Lukas. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
And pa Jeffrey. | Ve babam Jeffrey. Dedem Jeffrey. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
is that right? | Doğru mu? Doğru mu? | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
What's in that locket? | Madalyonun içinde ne var? Madalyonun içinde ne var? | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I never got a chance to put anything in it. | Hiçbir şey koyamadım. İçine bir şeyler koyma fırsatı bulamadım. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
My dad. | Babam... Babam. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
He only gave it to me a week before. | Geçen hafta vermişti. Bana bir hafta önce vermişti. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
But if you need more proof. | Daha fazla kanıt istersen. Ama başka kanıt istiyorsan. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I'm sorry for doing this to her. | Bunu yaptığım için özür dilerim. Ona bunu yaptığım için üzgünüm. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I just wanted to be more like myself. | Ona benzediğimi göstermek istedim. Kendime daha çok benzemek istemiştim. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Lucy's appendix burst when she was eight years old. | Lucy'nin apandisi 8 yaşındayken patlamıştı. Lucy 8 yaşındayken apandisi patlamıştı. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I'm not evil. | Kötü birisi değilim ben. Ben kötü biri değilim. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
just give me some time alone with her. | Onunla biraz yalnız kalmama izin ver. Bizi biraz yalnız bırakır mısın? | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
She's just confused... Stubborn. | Kafası çok karışık... İnatçı. Biraz kafası karışmış... İnatçı. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
you want to be alone with her? | Onunla yalnız kalmak mı istiyorsun? Onunla yalnız kalmak mı istiyorsun? | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
For how long? | Ne kadar? Ne kadar süreliğine? | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
a few days. a few days? | Birkaç gün. Birkaç gün mü? Birkaç gün. Birkaç gün mü? | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
however long it takes. | Ne kadar gerekirse. Ne kadar sürerse. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
look. I'll let you talk to her now with me in the room, | Dinle. Burada benimle birlikteyken konuşmana izin veririm, Ben de odadayken onunla konuşmana izin vereceğim... | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Otherwise, I have to take her away. | ...aksi halde, onu götürürüm. ...aksi takdirde, onu buradan götüreceğim. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
and what if she doesn't want to go? | Ya seninle gitmek istemezse? Peki ya gitmek istemezse? | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Please let me stay. | Lütfen kalayım. Lütfen kalmama izin ver. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I worked so hard coming back to you. | Sana gelmek için çok uğraştım. Geri dönmek için çok çabaladım. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I don't want you to go. | Gitmeni istemiyorum. Gitmeni istemiyorum. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
This isn't good for you. | Ama senin için iyi olmaz. Bu senin için iyi bir şey değil. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
You're only gonna get more confused, | Aklın daha çok karışır, Kafan gittikçe daha da çok karışacak ve sonunda asla devam edemeyeceksin. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
And then you'll never be able to move on. | ...hayatına devam edemezsin. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
But I don't want to move on. | Hayatıma devam etmek istemiyorum ki. Devam etmek istemiyorum. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
It breaks my heart, but it's the right thing to do. | İçim parçalanıyor, ama doğrusu bu. Bu beni derinden yaralıyor ama yapılması gereken bu. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
For Tess and there for you. | Hem Tess, hem de senin için. Tess ve senin için. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Please let her come back. She doesn't want to. | Bırak da gelsin. İstemiyor işte. Lütfen geri dönmesine izin ver. İstemiyor ki! | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
The pills, the doctor's... She's done with all of them. | İlaçlar, doktorlar... Hiçbiri işe yaramıyor. İlaçlar, doktorlar... Hepsinden bıkmış. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
She's in a place where they can't hurt her. | Güvenli bir yerde. Ona zarar veremeyecekleri bir yerde. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I'm sorry, but she doesn't trust you anymore. | Üzgünüm, ama artık sana güvenmiyor. Üzgünüm ama artık sana güvenmiyor. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
You have to move on, Lucinda. | Hayatına devam etmelisin Lucinda. Devam etmelisin Lucinda. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I can't control it, mom. I know you can. | Elimde değil anne. Yapabileceğini biliyorum. Benim elimde değil anne. Senin elinde olduğunu biliyorum. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I can't. Yes... | Yapamam. Evet, Değil! Elinde. Yapabilirsin. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
you can. | ...yapabilirsin. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Your other spirits... | Diğer ruhlarım... Eğer gidersem, bir daha asla geri dönemeyeceğim. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
if I leave, I may never be able to come back. | Gidersem, bir daha gelemeyebilirim. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Do you want that? | İstediğin bu mu? Bunu mu istiyorsun? | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
You have to try. | Denemen lazım. Denemek zorundasın. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I'm so sorry for everything I said. | Söylediğim her şey için özür dilerim. Söylediğim her şey için çok üzgünüm. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Just for everything. | Her şey için. Her şey için. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I wish I wasn't such a little brat. | Keşke şımarıklık yapmasaydım. Keşke bu kadar yaramaz bir çocuk olmasaydım. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
No, no, no, don't... Don't say that. | Hayır, hayır... Böyle konuşma. Hayır, hayır, sakın... Sakın böyle söyleme. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I'd still be here with you and dad and you would still be together. | Sen ve babamla birlikte burada olurdum ve ayrılmak zorunda kalmazdınız. Hala burada olsaydım babamla sen de hala birlikte olmuş olurdunuz. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
It's not your fault. Yes, it is. | Senin suçun değil. Benim suçum. Senin suçun değil. Evet öyle. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I just want you to be at peace, Lucy, | Huzurlu bir hayat yaşamanı istiyorum Lucy, Sadece huzura ermeni istiyorum Lucy. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
And to be in a better place. | ...daha iyi yerlerde olmanı. Daha iyi bir yerde olmanı istiyorum. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I love you, mom. | Seni seviyorum anne. Seni seviyorum anne. Ben de seni seviyorum. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Is that Tess? | Bu Tess mi? Bu Tess mi? Emin değilim. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
You have to try harder, Lucy. Is that Tess? | Biraz daha çaba göster Lucy. Bu Tess mi? Daha fazla denemelisin Lucy. Bu Tess mi? | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
what's going on? I don't know! | Neler oluyor? Bilmiyorum! Neler oluyor? Bilmiyorum! | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Tess? | Tess? Tess? Tess. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Tess. | Tess. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Tess? Just stop that. | Tess? Yapma. Tess? Kes şunu. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
what is she saying? | Ne diyor? Ne diyor? Söyleyemem. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I can't tell. | Anlamıyorum. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
who are you? | Kimsin sen? Sen de kimsin? | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Ugh! Tess! | Tess! | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Tess! Stop! It's okay. There's no way out down there! | Tess! Dur! Tamam. Oradan çıkamaz! Tess! Dur! Sorun değil, aşağıda çıkış yok! | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
No! | Yapma! Hayır! | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
What are you doing? She might be hurt. | Ne yapıyorsun? Kendine zarar verebilir. Ne yapıyorsun? Yaralanmış olabilir. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
She's my daughter. | O benim kızım. O benim kızım. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Please come out! | Lütfen çık ortaya! Lütfen dışarı çık! | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Please come back to me! | Bana gel lütfen! Lütfen bana geri dön! | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I'll keep you safe. | Seni korurum. Seni güvende tutacağım. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I'm begging you! I'm begging you! | Yalvarırım! Yalvarırım! Yalvarırım! Yalvarırım! | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I'll do better! I swear. | Her şey güzel olacak! Yemin ederim. Daha iyi birisi olacağım. Yemin ederim. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I just need you back. | Sana ihtiyacım var. Sana ihtiyacım var. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Where's my mom? | Annem nerede? Annem nerede? | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Lucy's a strong soul. | Lucy güçlü bir kız. Lucy'nin ruhu kuvvetli. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
That's why she was able to fight her way back. | O yüzden vazgeçmedi. Bu yüzden onunla savaşabiliyor. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Maybe... | Belki... Belki de... | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
she just needs closure. | ...bu duruma son vermek istiyordur. ...bir sona ihtiyacı vardır | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I don't know, but isn't that what they all want? | Ne bileyim, herkes böyle yapmak istemez mi? Bilmiyorum ama hepsinin istediği de bu değil mi zaten? | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
I think they just don't want to leave. | Bence terketmek istemiyorlar. Bence sadece gitmek istemiyorlar. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
Morgan's gone. | Morgan gitmiş. Morgan gitti. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
she'll come back. | Geri gelir. Geri dönecek. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
everyone's trying to move on. | Herkes hayatına devam etmeye çalışıyor. Herkes devam etmeye çalışıyor. | Anguish-1 | 2015 | ![]() |
even you? | Sen de mi? Sen bile mi? | Anguish-1 | 2015 | ![]() |