Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4366
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
it's best that you don't ask too many questions. | ...çok soru sormamak sizin hayrınıza olur. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
It's a bit too late for that now. | Bunun için artık geç kaldın. O safhayı çoktan geçtik. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Well, you agreed to help the resistance. | Direnişe yardım etmeyi kabul etmiştiniz. Hedefte kimin olduğu sizi ilgilendirmemeli. Direnişe yardım etmeyi kabul ettiniz. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Who the target is should not concern you. | Hedefin kim olduğu sizi ilgilendirmez. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
We are about to help you assassinate Reinhard Heydrich. | Reinhard Heydrich'e suikast düzenlenmesine yardım etmek üzereyiz. Reinhard Heydrich'e suikast yapmanıza yardım edeceksek... | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Of course it concerns us. Okay. | Bu bizi tabii ki ilgilendirir. Tamam. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Everyone just relax. | Herkes sakin olsun. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Maybe it was a mistake not to inform you of the danger. | Sizi tehlikeden haberdar etmemek belki hataydı. Sizi tehlike hakkında haberdâr etmemek bir hataydı belki. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Murder Heydrich? No, no. | Heydrich'i öldürmek mi? Hayır, hayır. Heydrich'e suikast düzenlemek. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Assassinate Heydrich. | Heydrich'e suikast düzenleyeceğiz. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Murder implies he has a life worth living. | Cinayet, onun yaşamaya değer bir hayata sahip olduğu anlamına gelir. "Öldürmek" yaşanmaya değer bir hayatı imâ ediyor. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
So you think we are just two little girls | Demek bizi buralardaki önemli paraşütçüleri kovalayan iki küçük kız sandınız. Siz de bizi önemli paraşütçülerin... | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
who are here to follow the important parachutists around? | ...peşinden giden iki küçük kız çocuğu mu sandınız? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Whoa.Lenka. | Lenka. Dikkat et Lenka. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
We've been resisting here from the beginning in our own way. | Burada en başından beri kendi yöntemimizle direniyoruz. Başından beri kendi çapımızda direniş gösteriyoruz. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
I personally don't have any reservation to killing a Nazi pig. | Şahsen bir Nazi domuzunu öldürmek için hiçbir tereddüdüm yok. Şahsen bir Nazi domuzunu öldürmeye hiç tereddüt etmiyorum. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
But don't treat us like what you are about to do | Ancak yapmak üzere olduğunuz şeyden etkilenmeyecekmişiz gibi davranmayın. Ama yapacağınız şey bizi etkilemiyormuş... | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
It does and it will. | Etkiler ve etkileyecek. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
And you should keep your weapon clean because it's filthy. | Ayrıca silahını temiz tutmalısın çünkü kirli. Ayrıca tabancanı temiz tutmalısın çünkü pislik içinde. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Marie? | Marie... Tencerelerim ve tavalarım nerede? Marie, tencereler tavalar nereye kayboldu? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
This exit here, is this. | Buradaki çıkış, işte bu. Bu çıkış, işte tam şurası. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
You see? | Görüyor musun? Gördün mü? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
It's the slowest part of the route. | Güzergâhın en yavaş kısmı. Başka yerde hiç olmaz. Yolun en yavaş ilerleyen kısmı burası. Başka bir yerde yapamayız. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
So we do it here. | O yüzden burada yapacağız. Burada yapacağız. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Agreed? | Anlaştık mı? Evet. Anlaştık mı? Evet. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Perhaps not perfect, but it's the best option. | Mükemmel olmasa da en iyi seçenek bu. Güzel. Mükemmel olmayabilir ama en iyi seçenek bu. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
9:17 to 4:41. | Saat 9.17'den saat 4.41'e kadar. Korumasız. 09:17 geliş, 16:41 gidiş. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Without. | Korumasız. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Are you really going to go through with this? | Bunu gerçekten yapacak mısın? Emir aldık. Planınızı sahiden uygulayacak mısınız? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
We have our orders. | Emirler kesin. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
So, you kill Heydrich. | Peki Heydrich'i öldürdükten sonra ne olacak? Diyelim Heydrich'i öldürdünüz... | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
What then? | ...ya sonra? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
You think there aren't more like him? | Onun benzerleri yok mu sanıyorsun? Onun gibiler yok mu sanıyorsun? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
They come and the killing continues | Gelirler ve öncekinden beter bir şekilde öldürmeye devam ederler. Gelirler ve eskisinden de beter katliam yaşatırlar. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
When does it stop? | Bu ne zaman durur? Keşke sana verecek bir cevabım olsaydı. Ne zaman bitecek bu? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
I wish I had an answer for you. | Keşke verecek bir cevabım olsaydı. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
You think any of this makes sense to me? | Sence bu olanlar bana mantıklı geliyor mudur? Bana mantıklı geliyor mu sanıyorsun? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Then walk away now. | Öyleyse hemen bırak git. Nereye gideyim Marie? O zaman şimdi vazgeç. Sonra nereye gideceğim Marie? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
You think we can escape from what is happening here? | Burada yaşananlardan kaçabileceğimizi mi sanıyorsun? Burada olanlardan kaçabilir miyiz sence? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Pretend this madness is not real? | Bu delilik gerçek değilmiş gibi davranabilir miyiz? Bu çılgınlık, bir hayâlmiş gibi yapabilir miyiz? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Some days I'm not even sure it is real. | Bazı günler gerçek olduğuna bile emin olamıyorum. Bazı günler bana hayâlmiş gibi geliyor. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Heydrich chokes the people of this city with a blanket of fear. | Heydrich bu şehirde yaşayan insanları bir korku örtüsüyle boğuyor. Heydrich, bu şehirdeki insanların üzerine korku perdesi çekerek boğuyor. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
People are shot for what? | İnsanlar ne için vuruluyor? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Their race? Their religion? Their cigarettes? | Irkları, dinleri için mi? Sigaraları için mi? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
You hear the stories about Poland. | Polonya hakkında hikâyeler duyarsın. Polonya'yla ilgili hikâyeleri sen de duyuyorsun. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Marie, it's okay. | Tamam, Marie. Marie, her şey yoluna girecek. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Just tell me we are doing the right thing. | Sadece bana doğru olan şeyi yaptığımızı söyle. Bana doğru şeyi yaptığımızı söyle. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
I think it is my turn to apologize to you about the other morning. | Galiba bu defa geçen sabah için özür dileme sırası bende. Geçen sabah için özür dileme sırası şimdi bende sanırım. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
You were right to be angry. | Kızmakta haklıydın. Kızmakta haklıydın. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
We should have told you what was at risk. | Size tehlikede olanlardan bahsetmeli ve bırakma tercihini sunmalıydık. Neyin tehlikede olduğunu size söylemeliydik. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Given you the choice to walk away. | Size vazgeçme şansı tanımalıydık. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
My father was a captain in the army. | Babam orduda yüzbaşıydı. Oğlu olsun istemiş ama üç kızı olmuş. Babam, orduda yüzbaşıydı. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Wanted sons, got three daughters. | Oğulları olsun isterdi ama üç kızı oldu. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
He and many others were arrested in '39 | Babam ve daha niceleri Almanya 1939'da Çekoslovakya'yı ele geçirdiğinde tutuklandı. 1939'da, Almanya Çekoslovakya'yı ele geçirdiğinde... | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
And when Heydrich took over here last September, | Heydrich geçtiğimiz Eylül'de buranın yönetimine geçtiğinde... Heydrich geçen Eylül burayı ele geçirdiğinde... | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
his first order was to execute all the prisoners. | ...ilk emri bütün tutsakların idam edilmesi oldu. ...verdiği ilk emir, tüm mahkûmları idam etmekti. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
My father was among 5,000 shot in the first week by Heydrich. | Babam Heydrich'in emriyle ilk hafta kurşuna dizilen 5000 kişinin içindeydi. Babam, ilk hafta Heydrich tarafından vurulan 5 bin kişiden biriydi. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
For me there's no walking away. | Benim için bırakıp gitme diye bir şey yok. Benim için vazgeçmek söz konusu olamaz. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Heydrich is worth the risk. | Heydrich tehlikeyi göze almaya değer. Heydrich bu riske değer. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
We have checked the route. | Güzergâhı kontrol ettik. Nasıl yapılacağını bildiğimizi sanıyoruz. Güzergâhı kontrol ettik. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
We think we know how to do it. | Sanırım nasıl yapacağımızı biliyoruz. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
I will arrange a meeting. | Öbür gün kafede bir toplantı ayarlayacağım. Bir toplantı ayarlarım. Yarından sonraki gün, kafede. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
3:00 p.m. | Öğleden sonra 3'te. 15:00'de. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Our original contact, | Asıl bağlantımız Oldrich Novák'ın Hani şu asıl irtibâtımız, Oldrich Novák. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Who was his direct handler? | ...eğitmeni kimdi? Ona direkt teslimatı yapan kimdi? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Ladislav Vanek. | Ladislav Vanek. Ladislav Vanek. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
He is the one who's most opposed to what we have to do. | Adam yapmamız gerekenlerin bir numaralı aleyhtarı. Yapacağımız işe en çok o karşı çıkmıştı. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
All I'm asking is what is he so afraid of? | Cevap istediğim tek şey neden bu kadar korktuğu. Tek sorum şu; bu kadar korktuğu şey ne? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Jan? | Jan. Jan? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Sorry. | Özür dilerim. Affedersiniz. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
So he approaches here. | Demek Kirchmayer ve Holeschowitzer caddelerinin köşesine yaklaşıyor. Buradan çıkacak. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Corner of Kirchmayer and Holeschowitzer Street. | Kirchmayer ve Holeschowitzer kavşağından. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Here. | Burası. Buradan. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Yes, his car will have to really slow down to take that corner. | Evet, arabası köşeyi dönmek için gerçekten yavaşlamak zorunda kalacak. O köşeyi dönmek için arabası epey yavaşlamalı. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Yes, he slows to about 10 miles per hour. | Evet, saatte 15 km kadar yavaşlaması lazım. Evet, hızını saatte 10 mile düşürecek. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
We've averaged out his morning arrival times. | Sabah geliş saatlerinin ortalamasını çıkardık. Sabah geliş saatlerinin ortalamasını aldık. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
We can expect him at approximately 9:30 a.m. | Tahminen sabah 9.30'da gelir diyebiliriz. 09:30 gibi oradan geçer. Peki ya silahlar? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
And the weapons? | Ya silahlar? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
At that range the Sten gun should hit everything within the car. | O atış mesafesinde Sten arabanın içindeki her şeyi vurmalı. O mesafeden Sten tüfeği arabadaki her şeyi vurabilir. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
And the armed escort? | Peki silahlı koruma? Peki ya silahlı korumalar? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
We have found no pattern. | Tablo çıkaramadık. Bazı günler geliyor, bazı günler gelmiyor. Belli bir düzen bulamadık. Bazen varlar, bazen yoklar. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
If there is an armed escort, | Silahlı koruma olursa geri çekilir ve ertesi günü bekleriz. Eğer silahlı korumalar varsa... | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
we stand down and await the next day. | ...geri çekilir ve yarını bekleriz. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
You know I have been against this action from the start. | En başından beri bu eyleme karşı olduğumu biliyorsunuz. Başından beri bu eyleme karşıydım biliyorsunuz. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Yes, that's been clear. | Evet, belli oluyor. Evet, orası kesin. Londra'dan tekrar düşünmelerini... | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
I cannot give the go ahead | Londra'dan yeniden düşünmesini istemeden başlatamam. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
without asking London to reconsider. | ...istemeden onay veremem. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Ladlislav, this is a military operation. It's not your order to give... | Ladislav bu askeri bir operasyon. Emir vermek senin... Ladislav, bu askerî bir operasyon. Emri vermek sana düşmez. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Without the resistance, this mission doesn't exist. | Direniş olmazsa bu görev var olmaz. Ne yapmak isti... | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
lam with Ladislav. | Ladislav'a katılıyorum. Ladislav'a katılıyorum. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
We should get London to rethink our position | Londra'dan Prag'taki mevkimizi yeniden düşünmesini istemeliyiz. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
We have our orders, Curda. And nothing has changed. | Emir aldık Curda ve hiçbir şey değişmedi. Emirler kesin, Curda. Hiçbir şey değişmedi ki. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
It's easy for London to give orders. | Londra için emir vermek kolay. Tehlikede olan bizim hayatımız. Londra'dan emir vermek kolay, tehlikeye giren bizim hayatımız. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Let's wait for re confirmation. | Yeniden teyit edilmesini bekleyelim. Tekrar onay vermelerini bekleyelim. 4 ay bekledik. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
We waited four months. | Dört ay bekledik. Dört ay. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Four months. | 4 ay! | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
London needs action. | Londra'nın eyleme ihtiyacı var. Londra eyleme geçmek istiyor. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Then a few more days won't make a difference. | O zaman birkaç günden bir şey olmaz. Birkaç gün fark yaratmaz o hâlde. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
Valċîk, how long before you can get to the transmitter? | Valcík vericiyi alman ne kadar sürer? Valcîk, vericiye ne zaman ulaşabilirsin? | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |
I can get to the transmitter the day after tomorrow. | Yarından sonraki gün alabilirim. Yarından sonraki gün ulaşabilirim. | Anthropoid-1 | 2016 | ![]() |