• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4810

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
it's not going to work out between you two. ...siz ikiniz arasında yürümeyecek. Arrow-1 2012 info-icon
You see, Oliver has a particular talent. Yani, Oliver'ın özel bir yeteneği var. Arrow-1 2012 info-icon
He uses people. He used me, İnsanları kullanır. Beni kullandı... Arrow-1 2012 info-icon
he used the detective here's daughter ...buradaki dedektifin kızını... Arrow-1 2012 info-icon
excuse me daughters. ...pardon, kızlarını kullandı. Arrow-1 2012 info-icon
I would get out of it Yerinde olsam yara almadan önce bu ilişkiyi bitirirdim. Arrow-1 2012 info-icon
His name. Adı. Arrow-1 2012 info-icon
The Hood. Başlıklı. Arrow-1 2012 info-icon
What's going on? Neler oluyor böyle? Bilmiyorum. Arrow-1 2012 info-icon
Go, get out of here! Gidin, çıkın buradan! Kapıya gidin. Arrow-1 2012 info-icon
Sounds like quite the daring rescue. Anlaşılan epey cesur bir kurtarma olmuş. Arrow-1 2012 info-icon
You're very lucky to have a friend like Roy, Thea. Roy gibi bir arkadaşın olduğu için epey şanslısın Thea. Arrow-1 2012 info-icon
Oh, don't I know it. Bilmez miyim! Biz arkadaş değiliz. Arrow-1 2012 info-icon
Well, let me get you stitched up, İzninle önce seni bir dikeyim... Arrow-1 2012 info-icon
and then you two can decide what you are or aren't. ...sonra siz ikiniz ne olup olmadığınıza karar verirsiniz. Arrow-1 2012 info-icon
You are such a jerk. Tam bir serserisin. Arrow-1 2012 info-icon
Roy. Roy. Sorun ne? Arrow-1 2012 info-icon
Nothing. Yok bir şey. Neden iğne vurulmam gerektiğini anlamadım, hepsi bu. Arrow-1 2012 info-icon
Oh, don't tell me a tough gang banger like yourself Sakın bana senin gibi sert bir çete üyesinin minicik bir iğneden korktuğunu söyleme. Arrow-1 2012 info-icon
It doesn't look so tiny. O kadar minik görünmüyor. Başka bir şey düşünmeye çalış sadece. Arrow-1 2012 info-icon
Besides the needle. İğnenin haricinde. Ne gibi? Arrow-1 2012 info-icon
Ok, now this could sting a little. Pekâlâ, bu birazcık batabilir. Arrow-1 2012 info-icon
Now that wasn't so bad, was it? O kadar kötü değildi, değil mi? Arrow-1 2012 info-icon
Thanks for the save. Beni kurtardığın için teşekkürler. Polise beni anlatma riskini göze alamazdım. Arrow-1 2012 info-icon
Why can't you just admit... Neden senin de bana karşı hâlâ duyguların olduğunu kabul etmiyorsun? Arrow-1 2012 info-icon
A plane ticket to Rome, and a passport Roma'ya bir uçak bileti ve bir pasaport. Arrow-1 2012 info-icon
so you can start a new life Böylece başka bir yerde yeni bir hayata başlayabilirsin. Arrow-1 2012 info-icon
The police know you're tracking your father, Helena. Polis babanın izini sürdüğünü biliyor Helena. Arrow-1 2012 info-icon
You'll never find him. Onu asla bulamazsın. Bu yüzden şehrimden çek git. Arrow-1 2012 info-icon
Place these around the launcher. Şunları roket atarın etrafına diz. Arrow-1 2012 info-icon
Do it quickly. Their backup will be arriving any second. Çabuk yap. Destekleri her an gelebilir. Arrow-1 2012 info-icon
We're 60 seconds out from the launcher. Roket atara varmamıza 60 saniye var. Arrow-1 2012 info-icon
Set your final charges and we'll blow it. Son patlayıcılarını yerleştir, sonra patlatacağız. Arrow-1 2012 info-icon
I think I have a better idea. Sanırım daha iyi bir fikrim var. Ne yapıyorsun? Arrow-1 2012 info-icon
I'm taking the circuit board. Devre kartını alıyorum. Arrow-1 2012 info-icon
Computers won't work without them, and neither will this. Bilgisayarlar onlar olmadan çalışmaz, bu da öyle. Arrow-1 2012 info-icon
Leverage. Koz. Arrow-1 2012 info-icon
I'm sorry. I should have called. Özür dilerim. Aramalıydım. Hayır, sorun değil. Arrow-1 2012 info-icon
Are you sure? Yeah, yeah. Çünkü herkesin bunların hiçbirinin seni etkilemediğini düşünmesini istedin. Arrow-1 2012 info-icon
Thank you. I'm surprised, Teşekkür ederim. Şaşırdım ama sevindim. Arrow-1 2012 info-icon
Everything ok? Her şey yolunda mı? Gerçekten zorlu bir gece geçirdim. Arrow-1 2012 info-icon
I just wasn't anticipating, with my work and the club, Böyle bir şey beklemiyordum. İşimle ve kulüple... Arrow-1 2012 info-icon
I feel like I'm letting everybody down. ...sanki herkesi düş kırıklığına uğratmışım gibi hissediyorum. Arrow-1 2012 info-icon
My family and Tommy Ailemi, Tommy'i ve... Arrow-1 2012 info-icon
You. I feel like I'm letting you down. ...seni. Sanki seni düş kırıklığına uğratmış gibiyim. Arrow-1 2012 info-icon
You're being too hard on yourself. Kendine çok yükleniyorsun. Her ikimizin de talepkar işleri var. Arrow-1 2012 info-icon
That's no excuse for hurting the people closest to you. Bu en yakınındakileri incitmek için bir mazeret değil. Arrow-1 2012 info-icon
No, but when you believe in what you do, Hayır, fakat yaptığın şeye inandığında işlerin yürümesi için bir yol bulursun. Arrow-1 2012 info-icon
How? Nasıl? Şey... Arrow-1 2012 info-icon
The first thing you do Yapacağın ilk şey kendine asla özür dilemek... Arrow-1 2012 info-icon
you never have to apologize to. ...zorunda kalmayacağın birini bulmak. Arrow-1 2012 info-icon
I was multitasking, and intercepted a police report. Birden fazla iş yapıyordum ve bir polis raporuna saplama yaptım. Arrow-1 2012 info-icon
A local sporting goods store just got robbed Yerel bir spor malzemeleri mağazasından biraz önce güçlü bir tatar yayı çalındı. Arrow-1 2012 info-icon
Now... Şimdi, delice bir tesadüf de olabilir... Arrow-1 2012 info-icon
or your psycho ex girlfriend ...ya da senin eski psikopat kız arkadaşın... Arrow-1 2012 info-icon
Dig's words, not mine ...Dig sözleri, benim değil, hâlâ şehirde. Arrow-1 2012 info-icon
I'll let you know if I learn anything more. Daha fazla şey öğrenirsem seni ararım. Arrow-1 2012 info-icon
In the meantime, just...watch your back. Bu arada... arkanı kolla yeter. Arrow-1 2012 info-icon
Hi. Merhaba. Bu sabah iyice tanışma fırsatı bulamadık sanırım. Arrow-1 2012 info-icon
Felicity? Oliver. Felicity? Oliver. Oliver... Arrow-1 2012 info-icon
You ok? İyi misin? Hey, hey. Arrow-1 2012 info-icon
I got your call. Çağrını aldım. Arrow-1 2012 info-icon
What happened? Helena. Ne oldu? Helena. Arrow-1 2012 info-icon
She wanted the address to the safe house where her father's being kept. Babasının tutulduğu güvenli evin adresini istedi. Denesen bile o düğmeye basamazsın. Arrow-1 2012 info-icon
She made me hack the FBI database. Beni FBI veritabanına sızmaya zorladı. Arrow-1 2012 info-icon
Sorry, Oliver. Hey. Özür dilerim Oliver. Hey. Bu senin hatan değil. Arrow-1 2012 info-icon
Oliver, what are you going to do? Oliver, ne yapacaksın? En başında yapmam gereken şeyi. Arrow-1 2012 info-icon
Helena! Helena! Arrow-1 2012 info-icon
Code three, shots fired Kod 3. Bertinelli'nin güvenli evinde ateş açıldı. Arrow-1 2012 info-icon
This is Hall. I'm onsite. Ben Hall. Olay yerindeyim. Destek bekleyin Dedektif. Arrow-1 2012 info-icon
That's an order. Bu bir emirdir. Arrow-1 2012 info-icon
You won't shoot me. Beni vuramazsın. Sen bir katil değilsin. Arrow-1 2012 info-icon
You're not a murderer. Sara, bebeğim yapma. Ra's al Ghul'a... Arrow-1 2012 info-icon
Remember? Unuttun mu? Ama sen öylesin. Arrow-1 2012 info-icon
And if I let you go, Ve gitmene izin verirsem... Arrow-1 2012 info-icon
that blood will be on my hands. ...o kan benim ellerimde olacak. Arrow-1 2012 info-icon
I'm sorry. Özür dilerim. Gerçekten ölebilirdin. Gerçekten ölebilirdin. Arrow-1 2012 info-icon
I practiced that move. Bu harekete çalışmıştım. Arrow-1 2012 info-icon
I had a feeling I might need it someday. Bir gün ihtiyacım olacağına dair bir his vardı içimde. Arrow-1 2012 info-icon
You would have killed me. Beni öldürebilirdin. Arrow-1 2012 info-icon
Enough! Yeter! Kıpırdama! Arrow-1 2012 info-icon
Put it down. Onu yere bırak. Arkana dön. Arrow-1 2012 info-icon
How you feeling? Nasılsın? Uyuşuk. Arrow-1 2012 info-icon
Hey, don't don't move. Hayır, kalkma Tamam. Arrow-1 2012 info-icon
I met your doctor. He's a nice guy. Doktorunla tanıştım. İyi bir adam. Arrow-1 2012 info-icon
He says you're lucky to be alive. Yaşadığın için şanslı olduğunu söylüyor. Arrow-1 2012 info-icon
Yeah. He also said Evet. Ayrıca parçalanmış bir kalça kemiğim olduğunu... Arrow-1 2012 info-icon
and it's going to take at least a year to rehab. ...ve iyileşmesinin en az bir yıl alacağını da söyledi. Arrow-1 2012 info-icon
I loved being a cop. Polis olmayı seviyordum. Hadi ama. McKenna. Arrow-1 2012 info-icon
You're still a cop. Sen hâlâ bir polissin. Arrow-1 2012 info-icon
You have one more surgery, go home Bir ameliyat daha geçirecek, eve gidecek... Arrow-1 2012 info-icon
I'm not going home. What? Eve gitmiyorum. Ne? Arrow-1 2012 info-icon
I'm moving to Coast City to live with my sister. Kız kardeşimle yaşamaya Coast City'ye taşınıyorum. Arrow-1 2012 info-icon
They have the best physical therapy facility Ülkedeki en iyi fizik tedavi tesisleri orada. Arrow-1 2012 info-icon
I'll visit. Ziyarete gelirim. Arrow-1 2012 info-icon
Hey, I'm a billionaire, right? Yeah. Hey, ben bir milyarderim, değil mi? Evet. Arrow-1 2012 info-icon
I'll move to Coast City. Coast City'ye taşınırım. Bu çok hoş ama... Arrow-1 2012 info-icon
Your club just opened. Kulübün daha yeni açıldı ve senin işin burada. Arrow-1 2012 info-icon
I just couldn't understand Beni öldürmüştün. Arrow-1 2012 info-icon
Mom? What are you doing here? Anne? Burada ne arıyorsun? 1 Arrow-1 2012 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 4805
  • 4806
  • 4807
  • 4808
  • 4809
  • 4810
  • 4811
  • 4812
  • 4813
  • 4814
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim