Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7790
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Anyone we'll miss? | Önemli birileri var mı? Bay Dufresne. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Really? | Cidden mi? Tayfanın sana karşı artan desteğini gördü. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
felt his resentment towards you had become an impediment | Onların arasında kalmanın sana olan kinine engel olduğunu hissetti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
So we are without a quartermaster. | Demek serdümensiz kaldık. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
For the moment. We should take care to steer the men | Şu an için adam eksiğimizi Hornigold'un adamlarından gidermeye çalışmalıyız. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Someone to fold the two crews together | İki tayfayı birleştirecek biri ama sana da karşı çıkacak birileri olmamalı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I was thinking Mr. Scott might be an ideal candidate. | Bay Scott'un yerinde bir aday olacağını düşünüyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Billy, I don't mean to be blunt, but what the fuck are you doing? | Billy, patavatsızlık etmek istemem ama n'apıyorsun burada amına koyayım ya? Yükü savaşmadan teslim etmemi hissedarlara nasıl izah edeceğim? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Why am I supporting your captaincy? | Neden mi kaptanlığını destekliyorum? Evet. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
When I went into the water that night | O gece denize düştüğümde... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
after Andromache, | ...sonra da Andromache'de. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I remember losing my footing on the bowsprit. | Ayağının geminin kenarında kaydığını hatırladım. Kara sancağı görür görmez teslimiyet kararını... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And the last thing I remember before I went into the water | Ve denize düşmeden önce son hatırladığım elimin kaymış gibi hissettiğimdi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
was feeling it slip away. | Karşımıza çıkacağını düşündüğüm zorluklar... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Now, I told the men you tried to save me. | Adamlara beni kurtarmaya çalıştığını söyledim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But the truth is | Ama daha muhtemel olan... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
it's just as likely you let go | ...beni bırakıp... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and dropped me into the sea. | ...denize düşmeme izin vermendi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'll likely never know for certain. | Aslını hiçbir zaman bilemeyeceğim. Senin de bilemeyeceğin muhtemel. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And right now, I'm more focused | Ama şimdilik geçmişten çok geleceğe odaklıyım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I believe you were right. | Bence haklısın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I believe that for what comes next, | Karşılaşacağımız şey için bu tayfanın senin liderliğine ihtiyacı olacağına inanıyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
So I will do what needs to be done | Yapılmasını gerekeni yapıp, bunun olmasını sağlayacağım ve koruyacağım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Mr. Gates turned his back on you. | Bay Gates sana sırtını döndü. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Don't think for a second I'll make the same mistake he did. | Onun yaptığı hatanın aynısını yapacağımı aklının ucuna dahi getirme. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Captain? Yes? | Kaptan? Evet? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Word from the tavern. Miss Guthrie's asked for you. | Meyhaneden haber var. Bayan Guthrie sizi çağırttı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Why don't you introduce yourself? | Kendini tanıtmaya ne dersin? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Don't be frightened. | Korkmana lüzum yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'm a friend of your family's. | Ailenin dostuyum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And I'm a friend of yours. | Ve senin de dostunum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You're Captain Flint? | Sen Kaptan Flint misin? Adım James. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
James McGraw. | James McGraw. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Where are you headed? | Yolculuk nereye? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
That's a very good question. | Çok yerinde bir soru. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'm far too recognizable for the English colonies. | İngiliz kolonilerinde çok tanınıyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I'd spend the rest of my days looking over my shoulder. | Kalan günlerimi arkamı kollayarak geçireceğim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It's shameful... | Burayı bunca zamandır savunan biri için çok yazık. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Cast aside by it. | Böyle kenara itilmek. Belki de kenara itilmem gerekiyordur. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Or perhaps it's just taken me this long | Ya da belki buranın uzun zamandır ölmekte olduğunu anlamam vakit almıştır. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I may be an old man, but I see no reason | İhtiyar bir adam olabilirim ama buranın beni mezarıma götürmesine de izin vermeyeceğim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What if you didn't have to go anywhere? | Ya bir yere gitmen gerekmeseydi? İngiltere yakında adasını alacak, evlat. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The day that happens, it'll be a bad day to be a pirate here. | O vakit geldiğinde burası korsan olmak için kötü bir yer olacak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You think there's something valuable enough | İngiliz Donanması'nın bizim korsan olduğumuzu unutmasına... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And what do you think would have that kind of value to them? | Ve neyin bu kadar değerli olduğunu düşünüyorsun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Not what. | Bir şey değil. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Who. | Birisi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
How soon before you can sail? | Ne kadar vakte denize açılabilirsin? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
First light. No need to delay. | İlk ışıkla. Ertelemeye lüzum yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
My father has left for the interior to lay the groundwork | Babam gelişinize hazırlanmak için Bay Underhill'le ortaklık kurdu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
With any luck, by the time you return, | Şansımız yaver giderse döndüğünüz vakit... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
you and Governor Ashe will be greeted by a group of handsome men, | ...sen ve Vali Ashe yakışıklı adamlar... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
pretty wives, and rosy cheeked children. | ...güzel eşler ve pembe yanaklı çocuklar tarafından karşılanacaksınız. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Lawful citizens of New Providence Island, | New Providence Adası'nın meşru vatandaşları... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
who, after decades of struggle, have finally have found a way | ...yıllarca çekilen zorluktan sonra sonunda şeker kamışını adil pazarlara sürebilecek. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You know, if you and I aren't careful, | Eğer yeterince dikkatli davranmazsak gerçekten de bu durumla karşılaşabiliriz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I took her. | Onu kaçırdım. Vane'in rızası olmadan. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You know that, don't you? | Haberin vardı, değil mi? Aklıma gelmişti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
His men warned him not to trust me. | Adamları bana güvenmemesi için onu uyarmışlardı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
They told him that I would betray them all. | Hepsine ihanet edeceğimi söylemişlerdi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Do you think there's any chance he'll survive this? | Sence bundan sağ çıkma ihtimali var mıdır? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The things I have destroyed to reach this moment... | Bu âna ulaşabilmek için mahvettiğim her şey... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
everything and anything that stood in it's way. | Bu âna engel olabilecek her şey... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And for all that effort, for all that sacrifice, | Tüm o çaba, tüm o fedakârlıklar... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
it is now entirely reliant upon you. | ...her şey artık sana bağlı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Trust is a funny thing. | Güven komik bir şey. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
When I pledged my support to Captain Flint, | Kaptan Flint'e destek vaadinde bulunduğumda... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I believed the trust between us to be of the strongest kind. | ...aramızdaki güven bağının güçlü olacağına inanmıştım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
We both desperately wanted the same thing. | İkimiz de umarsızca aynı şeyi istiyorduk. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And that makes for good partners. | Ve bu da iyi ortaklıklar ortaya çıkarır. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But over the past few days, it's become clear to me | Ama birkaç gün sonra ikimizin de istediği şey... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
is becoming less a prize to him and more an obstacle. | ...onun için istekten çıkıp engel durumuna gelmişti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You know what I'm talking about, don't you? | Neden söz ettiğimi biliyorsun, değil mi? Urca altını. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I have feared for days that Flint | Denize açıldığımızda Randall'ı düşünmeyi bırakacaklardır illa ki. Günlerce Flint'in o altının bulunmasını istemediğini düşünerek geçirdim. Nassau'daki direniş hareketlendi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
that it would interfere with plans he held more important than gold, | Altından daha önemli gördüğü işlerine engel olduğunu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
more important than wealth. | Servetten daha önemli işlerine. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And I have felt the ground rushing towards us ever since. | O andan beri yerin üzerimize doğru geldiğini hissediyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And my greatest fear has been that in the moment | Ve en büyük korkum Urca altınının peşini bırakmasıyla gerçekleşirdi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
the moment he decided it was in his interest to betray my trust... | Güvenime ihanet etmeye karar verdiği ân... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
by deception, by force, | Aldatma ile, güç kullanarak. Kim bilir daha ne yollarla. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But what I do know is that he would ask my help to make it happen. | Ama biliyorum ki bunun olması için yardımımı isteyecekti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And by that point, the gold would be as good as gone. | Ve o noktada da altın tamamen yok olacak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Any resistance I offered would be futile | Önereceğim her direniş beyhude olacak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and I would be just another tool | Ve kullanıp derhal attığı aletlerden biri hâline geleceğim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Why are you telling me this? | Bana neden bunları anlatıyorsun? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
A few hours ago, a launch arrived. | Birkaç saat önce, bir filika geldi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Two of our men who were scouting the Urca gold | Urca altınını gözleyen adamlarımızdan ikisi emirlerine karşı gelerek adaya geri döndü. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You see, they had been told very clearly by Captain Flint | Biz yanlarına varana dek Kaptan Flint tarafından Urca'nın yanında kalmaları... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
to help us prepare our assault on the Spanish beach. | ...ve İspanyol kumsalına saldırı hazırlamamıza yardım etmeleri tembihlenmişti. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
So the moment I saw them approaching, | Onların yaklaştığını gördüğüm an... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
my first thought was that the only reason they'd be returning early | ...aklıma neden bu kadar erken döndüklerine dair gelen ilk düşünce... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
was if the gold was no longer there. | ...altının artık orada bulunmamasıydı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And I thought, "My God... | Sonra düşündüm ki, "Aman Tanrım... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
did Flint do this? | ...bunu Flint mi ayarladı?" | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Through some kind of luck or guile or fucking sorcery, | Bir tür şansla, üçkağıtla ya da koduğumun büyüsüyle... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
did he reach across an ocean | ...okyanusun karşısına ulaşıp 5 milyonluk altının kaybolmasını mı sağladı? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And sure enough, just a few minutes later, | Ve birkaç dakika sonra beni haklı çıkararak... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
those scouts were standing in front of Captain Flint | ...Kaptan Flint'in önünde durup altının gittiğini söylüyorlardı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
on its way back to Spain. | İspanya'ya geri gittiğini. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
They told Flint the gold was gone. | "20 adamımla güvendeyim. Ben beklerim, ama sen bekleyemezsin." Flint'e altının gittiğini söylediler. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |