Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 9530

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
How you doing, Freddy?	Nasılsın, Freddy?	Broadchurch-1	2013
DS Miller?	Dedektif Yardımcısı Miller?	Broadchurch-1	2013
I'm so sorry for what you're going through.	Yaşadığın şeyler için çok üzgünüm.	Broadchurch-1	2013
Don't talk to anyone.	Kimseyle konuşma.	Broadchurch-1	2013
How could you not know?	Nasıl haberin olmadı?	Broadchurch-1	2013
How could any adult be in love with an 11 year old boy?	Bir yetişkin nasıl 11 yaşındaki bir oğlanla aşk yaşar?	Broadchurch-1	2013
Is he a paedophile?	Sübyancı mı?	Broadchurch-1	2013
The pathologist said there was no record of abuse on Danny,	Patolog, Danny'nin üzerinde son zamanlarda veya daha önceden...	Broadchurch-1	2013
either historic or recent.	...cinsel taciz izi olmadığını söyledi.	Broadchurch-1	2013
I asked Tom and he said Joe never touched him, so what does that make him?	Tom'a sordum, Joe'nun ona hiç dokunmadığını söyledi. Bu onu ne yapıyor şimdi?	Broadchurch-1	2013
Why do you need a category?	Kategorize etmek zorunda mısın?	Broadchurch-1	2013
I need to understand.	Anlamam gerek.	Broadchurch-1	2013
Just because he didn't abuse either boy...	İki çocuğa da cinsel tacizde bulunmaması..	Broadchurch-1	2013
..it doesn't mean that he wouldn't have gone on to.	...bulunmayacağı anlamına gelmez.	Broadchurch-1	2013
Doesn't mean he would have, either. No.	Bulunacağı anlamına da gelmez. Evet.	Broadchurch-1	2013
We'll never be sure.	Asla emin olamayacağız.	Broadchurch-1	2013
He said he was in love.	Âşık olduğunu söyledi.	Broadchurch-1	2013
Maybe he was romanticising to justify what he felt.	Belki hissettiklerini romantize ederek aklıyordu.	Broadchurch-1	2013
Or...or maybe that's as it was.	Ya da belki olduğu gibidir.	Broadchurch-1	2013
I don't have these answers.	Yanıtları bende değil.	Broadchurch-1	2013
People are unknowable.	İnsanlar bilinemez.	Broadchurch-1	2013
You can never really know what goes on inside someone else's heart.	Birinin kalbinden ne geçtiğini asla bilemezsin.	Broadchurch-1	2013
I should have seen it.	Görmeliydim.	Broadchurch-1	2013
How? I'm a bloody detective.	Nasıl? Ben kahrolası bir dedektifim.	Broadchurch-1	2013
Miller the brilliant copper who was lying next to the murderer.	Katilin yanında yatan harika polis Miller.	Broadchurch-1	2013
I want to kill him.	Onu öldürmek istiyorum.	Broadchurch-1	2013
When did you suspect?	Ne zaman şüphelendin?	Broadchurch-1	2013
Last day or so. There was an email account on Danny's missing phone.	Son günde. Danny'nin kayıp telefonunda bir mail hesabı vardı.	Broadchurch-1	2013
He only had two contacts.	Sadece iki kişiyle irtibat kuruyordu.	Broadchurch-1	2013
It was just Tom...and Joe, so...	Tom ve Joe'yla...	Broadchurch-1	2013
Don't trust.	Tüm zaman boyunca "güvenme" dedin.	Broadchurch-1	2013
I really wanted to be wrong.	Yanılmış olmayı çok isterdim.	Broadchurch-1	2013
Wessex Police tonight announce they have made an arrest	Wessex Polisi bu gece, 11 yaşındaki Danny Latimer'ın...	Broadchurch-1	2013
in the murder of 11 year old Danny Latimer.	...cinayetinde bir kişiyi tutukladığını açıkladı.	Broadchurch-1	2013
The Bible says:	İncil diyor ki:	Broadchurch-1	2013
Let all bitterness and wrath and anger...	Bütün karamsarlığı, hiddeti...	Broadchurch-1	2013
..and clamour and slander...	...feryadı...	Broadchurch-1	2013
..be put away from you,	...kötü niyetle birlikte...	Broadchurch-1	2013
along with all malice.	...kendinden uzak tut.	Broadchurch-1	2013
Be kind to one another.	Başkasına karşı nazik ol.	Broadchurch-1	2013
Tender hearted.	Yumuşak gönüllü ol.	Broadchurch-1	2013
Forgive one another,	Affet başkasını...	Broadchurch-1	2013
as God in Christ forgave you.	...Tanrı'nın seni affettiği gibi.	Broadchurch-1	2013
After what we've been through...	Yaşadıklarımızdan sonra...	Broadchurch-1	2013
..I don't know.	...bilmiyorum.	Broadchurch-1	2013
But we have a responsibility to ourselves	Ama bunu denemek için...	Broadchurch-1	2013
and to our God...	...ve Tanrı'ya karşı...	Broadchurch-1	2013
..to try.	...sorumluluğumuz var.	Broadchurch-1	2013
Go somewhere else, give the kids a fresh start.	Başka bir yere gidip, çocuklara yeni bir başlangıç sunacağım.	Broadchurch-1	2013
Your life is here.	Senin hayatın burada.	Broadchurch-1	2013
How can I walk down the high street now?	Ana caddede nasıl yürüyebilirim artık?	Broadchurch-1	2013
Oh, I'm done.	Benim işim bitti.	Broadchurch-1	2013
Medicalled out. It's all over.	Tıbben bitti. O yüzden her şey bitti.	Broadchurch-1	2013
Look at us. Former detectives club.	Bize bak. Eski dedektifler kulübü.	Broadchurch-1	2013
How did everyone know?	Herkesin nereden haberi oldu?	Broadchurch-1	2013
Was this you?	Senin sayende mi?	Broadchurch-1	2013
I passed the word.	Ben sözü ilettim.	Broadchurch-1	2013
Maybe the word was good.	Belki de etkili bir sözdü.	Broadchurch-1	2013
Previously on Broadchurch...	Broadchurch'te daha önce...	Broadchurch-1	2013
I can't be outside it and don't want to be.	Dıştan bakamam, bakmak da istemiyorum.	Broadchurch-1	2013
You can't be objective, you're not the right fit.	Objektif olamazsan, doğru kişi değilsin demektir.	Broadchurch-1	2013
Anybody's capable of this, given the circumstances.	Uygun şartlar sağlandığında herkes bu cinayeti işlemiş olabilir.	Broadchurch-1	2013
No killer behaves normally over time.	Böyle bir zamanda hiçbir katil normal davranamaz.	Broadchurch-1	2013
You know people here. Look for the out of the ordinary.	Buradaki insanları tanıyorsun. Sıradan bir gözle bakma.	Broadchurch-1	2013
He was in a boat. Follow your instincts.	Bir bottaydı. İçgüdülerini takip et.	Broadchurch-1	2013
My instinct tells me the Latimers did not kill their son. 1	İçgüdülerim bana, Latimerların oğullarını öldürmediğini söylüyor. 1	Broadchurch-1	2013
Where were you last night? I told you, I was on a job.	Dün gece neredeydin? Sana söyledim. Çalışıyordum.	Broadchurch-1	2013
There was no callout. I met a mate.	Çağrı falan gelmedi. Bir arkadaşla buluştum.	Broadchurch-1	2013
What's your mate's name? Can't remember.	Arkadaşınızın ismi neydi? Hatırlayamıyorum.	Broadchurch-1	2013
Danny was killed here. We also found another set of prints by the sink.	Danny burada öldürülmüş. Ayrıca lavaboda başka izler de bulduk.	Broadchurch-1	2013
They belong to Mark Latimer.	Mark Latimer'a aitler.	Broadchurch-1	2013
Hey, mate...	Dostum...	Broadchurch-1	2013
It's all right, I'm here. Come here.	Ben buradayım. Gel buraya.	Broadchurch-1	2013
There we go, eh.	Buradayız işte.	Broadchurch-1	2013
I'm so sorry, mate.	Çok üzgünüm dostum.	Broadchurch-1	2013
Am I too rustly?	Hamlamış mıyım ne?	Broadchurch-1	2013
What's that? Well, it's freezing.	Ne o? Hava buz gibi.	Broadchurch-1	2013
Long weekend working, big day ahead. I thought a Thermos would help.	Hafta sonu boyunca çalışıyoruz. Önümüzde uzun bir gün var.	Broadchurch-1	2013
It makes no sense. What?	Hiç mantıklı değil. Ne?	Broadchurch-1	2013
The body found at the bottom of Harbour Cliff. Why move him there?	Ceset, Harbour Cliff'in altında bulundu. Neden oraya taşınsın ki?	Broadchurch-1	2013
Why not throw him off here? It's a good cliff to chuck a body over.	Neden buradan atılmamış ki? Ceset atmak için iyi bir uçurum burası.	Broadchurch-1	2013
Can you not talk about it like that, please?	Böyle konuşmayı keser misin, lütfen?	Broadchurch-1	2013
Any boats gone missing recently?	Son zamanlarda kaybolan bir bot var mı?	Broadchurch-1	2013
A boat would leave no tracks.	Bot hiç iz bırakmaz.	Broadchurch-1	2013
You could moor it on the shore, leave a body, and the evidence would be washed away.	Kıyıya gelip, cesedi bırakabilirsin. Böylece kanıt silinmiş olur.	Broadchurch-1	2013
What time's Mark Latimer coming in?	Mark Latimer ne zaman geliyor?	Broadchurch-1	2013
Nine.	Dokuzda.	Broadchurch-1	2013
Sir, I can't believe he's done this. Many reasons why his prints could be in that hut.	Efendim, onun yaptığına inanmıyorum. İzlerinin neden kulübede...	Broadchurch-1	2013
Look at the evidence in front of you. Stop behaving like you're his bloody solicitor.	Önündeki kanıta bak sen. Onun avukatı gibi davranmayı bırak.	Broadchurch-1	2013
Just on the loo.	Tuvaletteyim.	Broadchurch-1	2013
You can't say we're not being thought of.	Bizi düşünmediler diyemeyiz en azından.	Broadchurch-1	2013
Look at all this food. It just keeps on arriving.	Şu yemeklere bak. Gelmeye devam ediyorlar.	Broadchurch-1	2013
What do we do with it all? I'll take some.	Ne yapacağız bunlarla? Ben alırım birazını.	Broadchurch-1	2013
There's some amazing pies.	Orada enfes börekler var.	Broadchurch-1	2013
Mark, you should get going. They're expecting you.	Mark, yola koyulsan iyi olur. Seni bekliyorlar.	Broadchurch-1	2013
Why do they want to talk to you, Dad? Just routine, for them, at least.	Baba, seninle neden konuşmak istiyorlar? Sadece rutin, en azından onlar için.	Broadchurch-1	2013
It's all right, it's all right. I'll be back in two ticks. OK.	Önemli değil, merak etme. Çarçabuk gelirim. Tamam.	Broadchurch-1	2013
Nothing to worry about.	Endişelenecek bir şey yok.	Broadchurch-1	2013
What do we do today?	Ne yapıyoruz bugün?	Broadchurch-1	2013
Â£4.79. Thanks.	4.79 pound. Teşekkürler.	Broadchurch-1	2013