Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1055
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Ade, what's wrong? | Ade, sorun ne? Selam. | 90210-1 | 2008 | |
| I have never sung in front of a crowd like this. | Daha önce bu kadar kalabalık önünde şarkı söylemedim. | 90210-1 | 2008 | |
| And I can't even take a drink to calm down. | Ve içki içmeden sakinleşemem. | 90210-1 | 2008 | |
| No, don't worry, Ade. You're going to be amazing. | Ade, panik yapacak birşey yok. Herşey çok iyi olacak. | 90210-1 | 2008 | |
| No, I'm sorry. I just... I can't do this. | Hayır. Özür dilerim, ama yapamam. | 90210-1 | 2008 | |
| What do you mean you can't? | Neyi yapamazsın? | 90210-1 | 2008 | |
| I just can't. | Yapamam işte. | 90210-1 | 2008 | |
| All right, girl... | Dinle beni. | 90210-1 | 2008 | |
| We are going to be right behind you. | Biz tam arkanda olacağız. | 90210-1 | 2008 | |
| You've just got to face your fears. | Gözlerini kapat ve seni kimsenin... | 90210-1 | 2008 | |
| Don't think about who's watching... | ...dinlemediğini düşün. Korkun bir anda kaybolacak. | 90210-1 | 2008 | |
| Come on. No, I'm sorry. | Hadi. Özür dilerim. | 90210-1 | 2008 | |
| Sing in my place. | Benim bölümlerimi siz söyleyin. | 90210-1 | 2008 | |
| No way. | Hayatta olmaz. | 90210-1 | 2008 | |
| We're a band. | Biz bir grubuz. | 90210-1 | 2008 | |
| All right? | Değil mi? | 90210-1 | 2008 | |
| It's all for one... and all that crap. | Birimiz hepimiz için. | 90210-1 | 2008 | |
| We do it together, or we don't do it at all. | Birşeyi ya hep beraber yaparız, ya da yapmayız. | 90210-1 | 2008 | |
| Guys, come on. | Çocuklar, lütfen. | 90210-1 | 2008 | |
| There'll plenty of other gigs. | Daha bir sürü konser olur. | 90210-1 | 2008 | |
| The important thing is that we stick together. | Önemli olan sahnede hep beraber olmamız. Yüzüme gözüme bulaştırıyormuşum gibi hissediyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| Put away the puppy dog eyes. | Yavru köpek gibi bakmayı kes. | 90210-1 | 2008 | |
| We're not gonna rock this bitch without you. | Sen olmadan sahneye çıkmayacağız. | 90210-1 | 2008 | |
| Hi! We're the Glorious Steinems! | Merhaba. Huzurlarınızda Glorious Steinems | 90210-1 | 2008 | |
| Hey, can I have a shot of Tequila? | Tekila shot alabilir miyim? | 90210-1 | 2008 | |
| Guitarist's dad's an old friend. | Gitaristin babası eski bir arkadaşım. | 90210-1 | 2008 | |
| Hey, don't worry. | Merak etme. | 90210-1 | 2008 | |
| No one's going to know I'm your mom. | Kimseye annen olduğumu anlamayacak. | 90210-1 | 2008 | |
| 'Cause if you call me "mom" in public, I'll sock you. | Çünkü herkesin içinde bana anne dersen, seni yumruklarım. | 90210-1 | 2008 | |
| How about "mommy"? | Anneciğim desem? | 90210-1 | 2008 | |
| Swift kick to the groin. | Kasığına tekme atarım. | 90210-1 | 2008 | |
| So, who are you here with? | Kiminle geldin? | 90210-1 | 2008 | |
| Just some friends from school. | Okuldan arkadaşlarla. | 90210-1 | 2008 | |
| Not that jerk Liam? | Pislik Liam burada mı? | 90210-1 | 2008 | |
| Mom, he's not a jerk. | Anne, o pislik değil. | 90210-1 | 2008 | |
| He just has God awful taste in women. | Sadece kendini, tanrının kadınlara bir hediyesi olarak görüyor. | 90210-1 | 2008 | |
| Hey. Don't worry, you'll get over him. | Hayır. Kafana takma. Bütün bunlar geçecek. | 90210-1 | 2008 | |
| I know. I... | Biliyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| Whatever. | Aman neyse. | 90210-1 | 2008 | |
| Which one is he, anyway? | Hangisi o? Göstersene. | 90210-1 | 2008 | |
| Looks like a square to me. | Çok tipsiz gözüküyor. | 90210-1 | 2008 | |
| What's with that helmet hair? | Saçları peruk gibi? | 90210-1 | 2008 | |
| Thanks, mom. | Sağol anne. | 90210-1 | 2008 | |
| Shh, not so loud. | Abartma. | 90210-1 | 2008 | |
| I just wanted to make sure you're okay. | Nasıl olduğunu merak ettiğim için geldim. | 90210-1 | 2008 | |
| Don't lie to me. | Yalan söyleme. | 90210-1 | 2008 | |
| What are you talking about? | Ne demek istiyorsun? | 90210-1 | 2008 | |
| You're here 'cause... | Buraya geldin çünkü, | 90210-1 | 2008 | |
| you have to make sure I won't tell anyone your secret. | ...sırrını kimseye anlatmadığımdan emin olmak istiyorsun. | 90210-1 | 2008 | |
| That's not true. Okay? | Bu doğru değil. | 90210-1 | 2008 | |
| Despite everything, I actually care about | Herşeye rağmen, seni önemsiyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| what happens to you. But you don't love me. | Ama beni sevmiyorsun. | 90210-1 | 2008 | |
| I don't. | Sevmiyorum. Hey. Selam. | 90210-1 | 2008 | |
| You should've just left me there to die. | O zaman beni orada ölüme terketmeliydin. | 90210-1 | 2008 | |
| Stop. Okay, just stop manipulating me. | Beni yanlış | 90210-1 | 2008 | |
| I'm not. | Yapmıyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| Yeah, you are. | Evet, yapıyorsun. | 90210-1 | 2008 | |
| You have been from the start. | En başından beri yaptığın bu. | 90210-1 | 2008 | |
| I mean, even the way we got together. | Birlikte olmamızın sebebi bu. | 90210-1 | 2008 | |
| You were just preying on the fact that I felt so guilty about your uncle. | Ben amcan hakkında kendimi suçlu hissediyordum. Sen de bundan faydalandın. | 90210-1 | 2008 | |
| You should feel guilty. | Suçlu hissetmelisin zaten. | 90210-1 | 2008 | |
| I do. | Hissediyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| Every day, I do. | Her dakika. | 90210-1 | 2008 | |
| But I don't owe you a relationship because of it. | Ama, suçlu hissetiğim için bu ilişkiyi sürdüremem. | 90210-1 | 2008 | |
| So then what incentive is there to keep me from telling? | Peki, sırrını herkese söylememem için ne yapacaksın? | 90210-1 | 2008 | |
| None. | Hiçbirşey. | 90210-1 | 2008 | |
| Annie, everything I did, I have done it because I love you. | Annie, yaptığım herşeyi, seni sevdiğim için yaptım. | 90210-1 | 2008 | |
| You have to know that. | Ben beyaz bir aile ile yaşayan siyah bir çocuğum. Bunu biliyorsun. | 90210-1 | 2008 | |
| I know that you think that, Jasper. | Böyle düşündüğünü biliyorum Jasper. | 90210-1 | 2008 | |
| But what we had was all based on lies. | Ama, aramızdaki herşey bir yalanın üstüne kurulmuştu. Ve bitti. | 90210-1 | 2008 | |
| It wasn't love. | Aşk değildi. | 90210-1 | 2008 | |
| Yes, it was. | Aşktı. | 90210-1 | 2008 | |
| It was. | Aşktı. | 90210-1 | 2008 | |
| And that's why I'm not gonna tell anyone. | Ve bu yuzden kimseye birşey anlatmaycağım. | 90210-1 | 2008 | |
| I'm never going to tell your secret, ever. | Sırrın sonsuza dek benimle güvende olacak. | 90210-1 | 2008 | |
| I'm sorry, but... | Özür dilerim, ama... | 90210-1 | 2008 | |
| visiting hours ended a while ago. | ..ziyaret saati sona erdi. | 90210-1 | 2008 | |
| Well, thank you. | Teşekkür ederim. | 90210-1 | 2008 | |
| And... I really hope you get better. | Umarım en kısa zamanda iyileşirsin. | 90210-1 | 2008 | |
| Good bye Annie. | Elvada Annie. | 90210-1 | 2008 | |
| I thought we were still trying to figure this thing out. | Hala aramızdaki şeyin ne olduğunu anlamaya çalıştığını zannediyordum. | 90210-1 | 2008 | |
| I just had to face my fears and not worry about who's watching. | Korkularımla yüzleştim ve artık kimin ne düşündüğü umrumda değil. | 90210-1 | 2008 | |
| And don't call it "this thing." | Ve aramızdakilerden "şey" diye bahsetme | 90210-1 | 2008 | |
| Wow, that was an awesome show, huh? Yeah. | Harika bir konserdi değil mi? Evet. Bu sadece... Bunu sadece düşük bütçeli bir film için yapacaksın. | 90210-1 | 2008 | |
| No. I need to talk to you about something. | Hayır. Sana birşey söylemem lazım. erkek arkadaşım olduğunu biliyorum | 90210-1 | 2008 | |
| It's something I feel really bad about, but you need to know. | Kendimle ilgili kötü hissettiğim birşeyi sana söylemem gerek. | 90210-1 | 2008 | |
| Or maybe you don't need to know, but I need you to know. | Belki de söylememeliyim. Ama bilmeni istiyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| I hate these earrings. | Küpelerden nefret ettim. | 90210-1 | 2008 | |
| I'm... I'm sorry. Look, I... | Özür dilerim. Bak. Ben. | 90210-1 | 2008 | |
| I know that they were a gift | Bu küpelerin hediye olduğunu biliyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| and it's all about the thought and... | Ve çok kabalık ettiğimin de farkındayım. | 90210-1 | 2008 | |
| It's kind of the thought that bothers me. | Bu küpeler benim tarzım değil | 90210-1 | 2008 | |
| I mean, these are just so not me. | Yani, bana göre değil. | 90210-1 | 2008 | |
| I mean, I know most girls love diamonds, | Biliyorum kadınlar mücevherleri sever... | 90210-1 | 2008 | |
| but I look at them and I think | ...ama ben onlara bakınca aklıma... | 90210-1 | 2008 | |
| about slave mining and orphans in Sierra Leone | ...Sierra Leone'daki madencilerin öksüz çocukları.. | 90210-1 | 2008 | |
| and these mistresses in Texas with their hair sprayed hair and... | ..ve Texsas'daki boyalı saçlı metresler geldi. | 90210-1 | 2008 | |
| Why are you laughing? | Neden gülüyorsun? | 90210-1 | 2008 | |
| Here's your real present. | Bu gerçek hediyen. | 90210-1 | 2008 | |
| I remember at the beginning of the year | Senenin başında, | 90210-1 | 2008 |