Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1310
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I'm supposed to give you a dance. | Sana bir kucak dansı yapmam gerekiyor. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Of course you are. | Elbette, öyledir. | A Good Man-1 | 2014 | |
| So why did he send you and not one of his goons? | Adamlarından bir yerine, neden seni gönderdi? | A Good Man-1 | 2014 | |
| I don't ask questions, Sasha. | Ben soru sormam, Sasha. | A Good Man-1 | 2014 | |
| You know that. | Bunu bilirsin. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I just do as I'm told. | Ben, bana söyleneni yaparım. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Look, why don't you just sit back | Bak, neden arkana yaslanıp, | A Good Man-1 | 2014 | |
| and enjoy the dance? | dansımın tadını çıkarmıyorsun? | A Good Man-1 | 2014 | |
| Okay. Passion? | Pekala. Passion? | A Good Man-1 | 2014 | |
| I need to speak with Vladimir. | Vladimir ile konuşmam gerekiyor. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Thank you, Passion. That's enough. | Teşekkürler, Passion. Bu kadarı yeterli. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I didn't think I would see you again, Sasha. | Seni bi daha görebileceğimi hiç sanmıyordum, Sasha. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Easy. | Sakin olun. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I'll give you whatever you want for Mya. | Mya için kaç para istiyorsanız vermeye hazırım. | A Good Man-1 | 2014 | |
| The price is 300,000. | Kızın bedeli 300,000. | A Good Man-1 | 2014 | |
| This is what I owe to Mr. Chen. | Bay Chen'e borçlu olduğum miktar. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Pay it and you can have your sister back. | Bu parayı ödersen, kızkardeşini geri alırsın. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Sounds reasonable? | Kulağa makul geliyor mu? | A Good Man-1 | 2014 | |
| 300,000? | 300,000, mi? | A Good Man-1 | 2014 | |
| Yeah, reasonable as hell. | Evet, cehennem kadar makul. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Finally. | Nihayet. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Hey, look, there's our friend. | Hey, bak, dostumuz burada. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Think he might talk either? | Konuşabileceğini sanıyor musun? | A Good Man-1 | 2014 | |
| Hey, Sasha! | Hey, Sasha! | A Good Man-1 | 2014 | |
| Yo, man! Let's have a word. | Selam, adamım! Biraz konuşmaya ne dersin? | A Good Man-1 | 2014 | |
| Come. Come, come. | Gel, gel haydi. | A Good Man-1 | 2014 | |
| No no! | Yo, hayır! | A Good Man-1 | 2014 | |
| What? No, no, no, no, no! | Ne? Yo, hayır. hayır! | A Good Man-1 | 2014 | |
| No! | Yo! | A Good Man-1 | 2014 | |
| Just a second. | Bekle, bir saniye. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I got it under control. | Herşey kontrolum altında. | A Good Man-1 | 2014 | |
| He said he would be back soon. | Birazdan döneceğini söylemişti. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Best to relax | Sakin olmak, en iyisi. | A Good Man-1 | 2014 | |
| and not to work yourself up any more than you are, Lena. | Kaldırabileceğinden daha fazlasını üstlenmemen gerekiyor, Lena. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I know Sasha would do anything for me and my sister, | Sasha'nın, benim ve kızkardeşim için, elinden gelen her şeyi yapacağın biliyorum. | A Good Man-1 | 2014 | |
| A military man. A good man. | Bir asker. O, iyi bir adam. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Mr. Wei. | Bay Wei. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Yes, our buyer will be arriving tomorrow morning. | Evet, alıcımız, yarın sabah buraya gelmiş olacak. | A Good Man-1 | 2014 | |
| He'll be terribly disappointed | Anlaşmamızla ilgili sorunları | A Good Man-1 | 2014 | |
| when I tell him there's problems with our deal. | ona anlattığımda da, fena halde bozulacağına eminim. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Won't the little one be enough? | Küçük kız, yeterli olmayacak mı? | A Good Man-1 | 2014 | |
| Scratch Roberta's itch? | Yarayı kaşımak yetmez. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I'm not sure if his interest would dip so low. | Bu kadarla tatmin olabileceğini hiç sanmıyorum. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Perhaps not, but... if they do? | Olmayabilir, ya yeterli olursa? | A Good Man-1 | 2014 | |
| We'll decide in the morning. | Sabah karar veririz, o zaman. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Okay. So... | Tamam, o zaman. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I'll bring her in the morning. | Kızı, sabah getiririm. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Yes. | Anlaştık. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Tell me the truth and I won't hurt you. | Bana doğruyu söyle, ben de canını yakmayayım. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Where is Mya? | Mya nerede? | A Good Man-1 | 2014 | |
| You don't know. | Bilmiyorsun. | A Good Man-1 | 2014 | |
| You want to take me to her? | Seni, ona götürmemi mi istiyorsun? | A Good Man-1 | 2014 | |
| Okay, where can I find Chen? | Pekala, Chen'i nasıl bulabilirim? | A Good Man-1 | 2014 | |
| I can't tell you. | Bunu sana söyleyemem. | A Good Man-1 | 2014 | |
| If he finds out I sent you to him, he'll kill me. | Seni, benim gönderdiğimi öğrenecek olursa, beni öldürür. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Okay, well, I'll kill you a lot fucking worse. | Öyle de, ben seni çok daha kötü bir şekilde öldürebilirim. | A Good Man-1 | 2014 | |
| And I'm a lot better at it than he is. | Ve bu işte, ondan çok daha iyiyimdir. | A Good Man-1 | 2014 | |
| If I'm dead, you're dead! | Eğer ben ölürsem, sen de ölürsün! | A Good Man-1 | 2014 | |
| Those girls are dead! | O kızlar da ölür! | A Good Man-1 | 2014 | |
| I don't mind. | Umurumda değil. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I don't mind if everybody dies, | Kimlerin öldüğü hiç umurumda değil. | A Good Man-1 | 2014 | |
| but I will kill you really slowly. | Ama seni, gerçekten çok yavaş yavaş öldürürüm. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Now where is Mya? | Åimdi, Mya, nerede? | A Good Man-1 | 2014 | |
| I guess it's gonna be a long, painful night. | Sanırım çok uzun ve çok sancılı bir gece olacak. | A Good Man-1 | 2014 | |
| This is a very very special compound, | Bu çok ama, çok özel bir karışımdır, | A Good Man-1 | 2014 | |
| but it's gonna be slow and fucking painful. | çok yavaş tesir eder ve inanılmaz acı verir. | A Good Man-1 | 2014 | |
| There will be no more fucking around with you. | Artık senin gibilerden ortalıkta çok fazla olmayacak. | A Good Man-1 | 2014 | |
| You want to tell me, or you wanna die? | Bana söylemek mi istiyorsun, yoksa, ölmek mi? | A Good Man-1 | 2014 | |
| Either way is fine with me at this point. | Artık bu durumda, her ikisi de, bana uyar. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I really don't give a fuck. | Sikimde bile değil. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Okay, I'll talk, I'll talk, I'll talk. | Peki, tamam, konuşacağım. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Talk. | Konuşacağım. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I'll bring you there. | Seni oraya götüreceğim. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I'll bring you to Mr. Chen. You'll bring me there? Perfect. | Seni, Bay Chen'e götüreceğim. Beni, ona götüreceksin, öyle mi? Harika. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Dude, what do you want? | Dostum, ne istiyorsun? | A Good Man-1 | 2014 | |
| I already said everything I gotta say to the cops. | Polislere söylemem gereken herşeyi, söyledim zaten. | A Good Man-1 | 2014 | |
| Am I under arrest? | Tutuklu muyum? | A Good Man-1 | 2014 | |
| My friend... | Dostum... | A Good Man-1 | 2014 | |
| what for? | Ne uğruna? | A Good Man-1 | 2014 | |
| Chess? | Satranç, ha? | A Good Man-1 | 2014 | |
| What is your name? Alexander. | Adınız nedir? Alexander. | A Good Man-1 | 2014 | |
| And you're here for the little girl? | Ve o küçük kız için mi, buradasınız? | A Good Man-1 | 2014 | |
| What is your business? | Ne iş yaparsınız? | A Good Man-1 | 2014 | |
| When you say, "what is my business," | "Ne iş yaparsınız" dediğinizde, | A Good Man-1 | 2014 | |
| you mean, what do I do for a living? | ekmek paramı nasıl kazandığımı mı, soruyorsunuz? | A Good Man-1 | 2014 | |
| Yes. I'm a handyman. | Evet. Ben bir tamirciyim. | A Good Man-1 | 2014 | |
| A handyman? | Tamirci, mi? | A Good Man-1 | 2014 | |
| Well, Mr. Handyman, | Pekalai bay Tamirci, | A Good Man-1 | 2014 | |
| I have good news and bad news. | size iyi ve kötü haberlerim var. | A Good Man-1 | 2014 | |
| The good news is I do have the girl. | İyi haber, kız, gerçekten de elimde. | A Good Man-1 | 2014 | |
| The bad news is I need her | Kötü haber ise, o kızı bir başka iş ilişkimde | A Good Man-1 | 2014 | |
| Well, that's a shame, because... | Bu çok utanç verici, zira, | A Good Man-1 | 2014 | |
| I came here to make a deal with you, | ben buraya, sizinle bir anlaşmaya varmak için gelmiştim, | A Good Man-1 | 2014 | |
| what another man has to say. | ne söyleyeceğini mutlaka dinlemelidir. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I'm prepared to throw money down. | Ben biraz para saçmak için hazırlıklıyım. | A Good Man-1 | 2014 | |
| How much money are we talking about? | Ne miktar paradan söz ediyoruz? | A Good Man-1 | 2014 | |
| How much you want? How about a million? | Ne kadar gerekiyor? Bir milyona, ne dersiniz? | A Good Man-1 | 2014 | |
| A million? How about 300,000 cash, right now? | Milyon, mu? Hemen şimdi, 300,000 nakite, ne dersiniz? | A Good Man-1 | 2014 | |
| That's a good number. | Bu, güzel bir rakam. | A Good Man-1 | 2014 | |
| I tell you what: you come back tomorrow, | Bakın size ne diyeceğim, yarın tekrar gelin | A Good Man-1 | 2014 |