Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 160291

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
i only took command	Ben sadece devraldım,	The Beach-1	2000
We'll jump.	Atlayacağız.	The Beach-1	2000
you can just take over. All right, sir?	sen devralabilirsin. Tamam mı efendim?	The Beach-1	2000
So just can it.	Sadece bu.	The Beach-1	2000
that is just an asshole suggestion!	bu salakça bir öneri!	The Beach-1	2000
All right, fuck face, let's do it.	Tamam kıç surat hadi bitirelim.	The Beach-1	2000
All right, motherfucker.	Tamam allahın belası.	The Beach-1	2000
Francoise: Come on, guys. it's okay.	Hadi çocuklar, sorun yok.	The Beach-1	2000
Drop the bags down. Come on!	Çantaları aşağı atın. Hadi!	The Beach-1	2000
Mind you, i was on me own.	Bu arada yanlızım belirteyim.	The Beach-1	2000
Ciao, Sonja.	Sonja.	The Beach-1	2000
but nothing like this.	ama bunun gibi değil.	The Beach-1	2000
Roll 'em. Don't smoke 'em.	Sar onları. İçme.	The Beach-1	2000
i suddenly became aware	ansızın farkına vardım;	The Beach-1	2000
Richard: The guy who drew it	Bunu çizen adam...	The Beach-1	2000
Second man: No way.	İmkansız.	The Beach-1	2000
on the Khao San Road.	Khao San Caddesinde. Olayı gördün mü?	The Beach-1	2000
Well, i came afterwards.	Biraz sonra gelmiştim.	The Beach-1	2000
But he became depressed.	Ama depresyona girdi.	The Beach-1	2000
so i guess they're gonna, like, incinerate him	sanırım onu yaktılar veya	The Beach-1	2000
And you, have you shown this map to anybody?	Peki sen bu haritayı başka birine gösterdin mi?	The Beach-1	2000
We value our secrecy.	Sırrımıza değer veririz.	The Beach-1	2000
Here. i want to give you something.	İşte. Sana birşey vermek istiyorum.	The Beach-1	2000
Listen up, everybody.	Dinleyin, herkes.	The Beach-1	2000
Uh, uh, sutra cuputovati	sutra cuputovati	The Beach-1	2000
There's more, you know.	Dahası da var.	The Beach-1	2000
He knows everything.	Herşeyi bilir.	The Beach-1	2000
Sutra cuputovati mnogomillja biciklom.	Sutra cuputovati mnogomillja biciklom.	The Beach-1	2000
Yes, Richard!	Evet Richard!	The Beach-1	2000
This became ourworld,	Burası dünyamız olmuştu,	The Beach-1	2000
and these people, our family.	ve bu insanlar da ailemiz.	The Beach-1	2000
i found my vocation:	Yerimi buldum.	The Beach-1	2000
Sal was the leader,	Sal liderdi, Sal liderdi ama bu çok önemli değildi.	The Beach-1	2000
...and some of us build.	...ve bazılarımız inşaa etti.	The Beach-1	2000
Even paradise takes a little shaping.	Cennet bile şekle sokulmak ister.	The Beach-1	2000
Richard: For years, they kept this place a secret.	Yıllarca burayı sır olarak sakladılar.	The Beach-1	2000
They didn't need to tell anyone.	Birilerine söyleme ihtiyacı hissetmediler.	The Beach-1	2000
Oh, yeah, but they keep to their side,	Elbette ama kendi taraflarında kalıyorlar,	The Beach-1	2000
and we don't trespass on their turf.	Biz de o tarafa geçmiyoruz.	The Beach-1	2000
That was all right, but nobody else should come.	Ama başka hiçbirinin gelmemesi kaydıyla.	The Beach-1	2000
So, you was lucky, you know? Very lucky.	Siz şanslıydınız. Çok şanslı.	The Beach-1	2000
Richard: There was Keaty,	İşte Keaty,	The Beach-1	2000
on account of his obsession with soap.	Ama nedense sabunla ilgili bir takıntısı vardı.	The Beach-1	2000
Fish, fish, fish.	Balık, balık, balık.	The Beach-1	2000
Richard: There was a range of sporting	Belli spor etkinlikleri	The Beach-1	2000
and leisure activities to suit all tastes.	Daha fazla insan gelmeyecek dedim, ama geldi.	The Beach-1	2000
Etienne is good at soccer.	Etienne iyi futbol oynuyor.	The Beach-1	2000
i just don't want to.	Sadece istemiyorum.	The Beach-1	2000
Right arm overwicket, 3 balls remaining.	Sağ kol kale üstünde, üç top kaldı.	The Beach-1	2000
Here we go, people!	Başlıyoruz millet!	The Beach-1	2000
The last one to arrive tattoos the next.	Son ulaşan diğerini dövmeler.	The Beach-1	2000
Andy, bring yours closer.	Sen akıllı birisin. Ortalıkta dolaştın.	The Beach-1	2000
Come on, Richard.	Hadi Richard.	The Beach-1	2000
Oh,Jesus!	İsa adına!	The Beach-1	2000
All in all, this really was paradise.	Herşeye rağmen burası cennetti.	The Beach-1	2000
desire is desire wherever you go.	tutku tutkudur, nerede olursan ol.	The Beach-1	2000
The sun will not bleach it,	Güneş silemez,	The Beach-1	2000
2 you don't speak french.	2)Fransızca bilmiyosun.	The Beach-1	2000
soccer than you.	futbolda.	The Beach-1	2000
and 6 you're a bit strange, rich.	ve 6)Sen biraz ilginçsin.	The Beach-1	2000
And 7 look at, look at your thumbs, man.	Hadi.	The Beach-1	2000
They're well defined.	Herşeyi anlatıyorlar.	The Beach-1	2000
You play a lot of video games.	Çok fazla bilgisayar oyunu oynuyorsun.	The Beach-1	2000
That is a powerful index of incompatibility.	Bu uygunluğun güçlü simgesi.	The Beach-1	2000
not a bleeding chicken's chance in Thailand.	kanayan bir tavuğun şansı Tayland'da yoktur.	The Beach-1	2000
Know what i mean?	Anladın mı?	The Beach-1	2000
it won't take a minute, Gregorio.	Bir dakika sürmez Gregorio.	The Beach-1	2000
it's out of the question.	Talep dışı.	The Beach-1	2000
i'll be the nurse.	Hemşire olacağım.	The Beach-1	2000
it won't hurt. Be brave.	Acımayacak. Cesur ol.	The Beach-1	2000
Kill the pain, boy.	Acıyı yen.	The Beach-1	2000
Take a drink.	İç.	The Beach-1	2000
Bugs.	Bugs.	The Beach-1	2000
Would you like to come to the beach with me?	Benimle kumsala gelsene?	The Beach-1	2000
Just throw one, man.	Bir şans.	The Beach-1	2000
Sure. Yeah.	Tabiki.	The Beach-1	2000
Yeah. Yeah. Yeah. i guess.	Evet sanırım.	The Beach-1	2000
it's because i'm with Etienne.	çünkü Etienne'leyim.	The Beach-1	2000
spend time with me, that is.	benle zaman geçirmen için.	The Beach-1	2000
No.	Hayır. Bu ikimizin sırrı.	The Beach-1	2000
Look! There.	Bak! Şurada.	The Beach-1	2000
When they're disturbed, they glow.	Rahatsız olunca, parlarlar.	The Beach-1	2000
and we honestly believed,	ve dürüstçe inandık,	The Beach-1	2000
Etienne, man, i re...	Etienne bak...	The Beach-1	2000
it's very difficult to catch them.	onları yakalamak zordur.	The Beach-1	2000
they can sense that fear...	korkuyu hisseder...	The Beach-1	2000
Row upon row ofthese razor sharp teeth,	Sıra sıra dizilmiş jilet gibi keskin dişleri,	The Beach-1	2000
glinting underwater like jagged diamonds.	sivri uçlu elmaslar gibi su altında parlıyordu.	The Beach-1	2000
surged in for the kill.	öldürmek için dalgalanıyordu.	The Beach-1	2000
that somehow shouts, " No!	diye haykırdığı hayatta	The Beach-1	2000
And at that instant, man,	ve bu gerçek, adamım, Ve o anda biliyordum ya köpek balığı ölecekti ya da ben.	The Beach-1	2000
it it's nothing personal, right?	bu..bu kişisel değil, değil mi?	The Beach-1	2000
You know, it'sjust the way the world works.	bilirsin, bu sadece dünyanın düzeni.	The Beach-1	2000
Right? it's nature.	değil mi? tabiat bu.	The Beach-1	2000
Strange thing, killing a shark.	Köpekbalığı öldürmek, ilginç.	The Beach-1	2000
Maybe when it's just a baby	Belkide henüz bebekken ve henüz öldürmeyi...	The Beach-1	2000
But when it's a great white angry mother	Ama öfkeli beyaz anne olunca	The Beach-1	2000
with a taste ofhuman blood on its tongue,	ağzında insan kanının tadıyla,	The Beach-1	2000
i'm i'm sorry, bugs. is it just me,	Özür dilerim Bugs. Sadece beni mi	The Beach-1	2000
Molto interessante.	Molto interessante.	The Beach-1	2000