Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1697
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
How do you know all this...? | Bütün bunları nereden biliyorsun? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
It was you who saw Kutya this morning... | Bu sabah Kutya'nın görüştüğü kişi sendin... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
You told Kutya that you were me... Isn't that against the law? | Kutya'ya ben olduğunu söyledin... Bu yasalara aykırı değil mi? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Sue me. | Bana dava aç. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
What has Kutya got to do with Szirmai? | Kutya'nın Szirmai'le alıp veremediği ne? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Feri went to see this skunk lawyer regularly for some reason. | Feri düzenli olarak o avukatı görmeye giderdi. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
And the guy thought he could get some money from me | Ve adam da çenesini kapalı tutmak... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
to keep his mouth shut. That's all I know. | ...için benden para sızdırmaya çalışıyor. Tüm bildiğim bu. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
I really have nothing to do with the murder. | Gerçekten cinayetle hiçbir ilgim yok. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
But who is capable of doing such a thing? | Ama böyle bir şeyi kim yapmış olabilir ki? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Anyone. You just need enough motivation. | Herkes olabilir. Yapmak için bir nedeninin olması yeterli. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Well, it can't be easy for you, Tibi. | Bu senin için kolay olmayabilir, Tibi. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
The police came to see me. | Polis beni görmeye geldi. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
What do you mean nothing? | Ne demek hiç? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
They told me what happened to your brother. | Kardeşine ne olduğunu anlattılar. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
What did they ask you? | Ne sordular? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
If I was with you that night. | O gece seninle olup olmadığımı. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
I showed them our tickets. | Onları biletlerimizi gösterdim. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
They didn't ask anything else? | Başka bir şey sormadılar mı? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
They told me not to tell you about this. | Sana bunları anlatmamamı söylediler. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
They almost treated you like a suspect. | Neredeyse sen şüpheliymişsin gibi davrandılar. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
What a world... | Ne dünya ama... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
What... | Evet... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Ildi. | Ildi. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
I dreamt that Robi was still alive. | Rüyamda Robi hâlâ hayattaydı. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
You could really get a mobile. | Cep telefonu alsan iyi olacak. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
It's fucking difficult to get hold of you like this. | Sana ulaşmak gerçekten çok zor. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Good evening, Mr. Malkáv. | İyi geceler, Bay Malkáv. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Good evening. | İyi geceler. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
We don't want to disturb you for long, | Sizi çok rahatsız etmeyeceğiz... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
we just have to ask you a few questions in private. | ...sadece özel olarak birkaç soru sormak istiyoruz. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
You know, there are many ways to draw our attention. | Dikkatimizi çeken birçok şey var. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
One of them is if to turn up in places where you have nothing to do. | Birincisi işinin olmadığı yerlerde dolaşıp durman. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
You're our china in the bull shop, or what. | Sen bizim Çinimiz gibi bir şeysin. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Tell us, Tibor, why did you harass Kutya and Monori? | Söylesene, Tibor, Kutya ve Monori'yi neden taciz ediyorsun? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
What did you want to know? I have an alibi. | Ne öğrenmek istiyorsun? Mazeretim var. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. And I have a wife, | Evet. Benim de bir karım var... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
except I haven't seen her for six years. | ...ama altı yıldır onu görmüyorum. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Are you aware that we could arrest you? | Seni tutuklayabileceğimizin farkında mısın? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
You told Monori that you were a police officer. | Monori'ye polis olduğunu söylemişsin. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Did you know that was against the law? | Bunun yasalara aykırı olduğunu biliyor musun? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
I didn't tell him. I let him believe. | Ben söylemedim. Öyle düşünmesine izin verdim. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
What do you want to know? | Neyi öğrenmeye çalışıyorsun? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Why don't you just sit still on your arse? | Neden sadece kıçının üstünde oturmuyorsun? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
I have to find out who he was. | Kim olduğunu öğrenmem lazımdı. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Szirmai. I have to know who killed him and why. | Szirmai'nin. Onu kimin ve neden öldürdüğünü bilmek istiyorum. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
And you know what's thrilling, Maigret? | Asıl heyecan verici nokta ne, biliyor musun, Maigret? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
At the moment you seem to be the most likely one, alibi or not. | Şu an tek şüphe çeken kişi sensin, suçsuzluğunu ispatlamış olsan bile. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Another reason to find the real guilty ones. | Gerçek suçluları bulmak için bir başka sebep daha. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Forget about it, Mr. Malkáv. | Unut bunu, Malkáv. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
You're only making your situation worse. | Sadece durumu daha da zorlaştırıyorsun. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Just wait until we find out what happened. | Biz ne olduğunu çözene kadar bekle. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
What did they want? | Ne istiyorlar? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Who are you, for instance? | Mesela, sen kimsin? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Who is Cyclops? | Tepegöz kim? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
You mean it's a coincidence that you appeared now? | Yani şimdi ortaya çıkmanın sadece rastlantı olduğunu mu söylüyorsun? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
I don't understand what I did wrong... | Neyi yanlış yaptığımı bilmiyorum... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Why did you impose yourself on me? | Neden kendini bana yamıyorsun? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
I did not impose myself on you. | Kendimi sana yamamıyorum. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
I had a good time with you. You don't talk, you have no expectations... | Seninle güzel vakit geçiriyorum. Konuşmuyorsun, beklentilerin yok... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
I saw you and I liked you the way you were! | Seni gördüm ve olduğun gibi sevdim! | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
You appeared and then all of a sudden all this happened... | Sen ortaya çıktın ve birdenbire bütün bu olaylar oldu... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
I don't even know who you are. | Daha kim olduğunu bile bilmiyorum. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Really...? | Gerçekten mi...? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
And what should happen for you to feel you know it?! | Peki, beni tanıman için ne yapmam gerekiyor?! | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
When is the point when you lean back and say: | Ne zaman arkana yaslanıp: | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
I know who this person is?! | ..."Bu insanı tanıyorum" diyeceksin?! | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Please welcome József Szemben, producer at KMH Music | KMH Müzik yapımcısı József Szemben ve mandolin sanatçısı Mehtar Jaron'a... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
and Mehtar ben Jaron, mandolin player... | ...hoş geldiniz diyoruz... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
You should realise this instead of picking on me. | Bana yüklenmeden önce bunun farkına varman gerekiyor. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
... the mandolin player is a fake... | ...mandolin çalmak benim için daha çok... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
I, Artúr Kertész, being of sound mind and body, do hereby declare | Ben, Artúr Kertész, bilincim yerinde olarak... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
my last will and testament: | ...vasiyetimi açıklıyorum: | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
I designate two beneficiaries apart from my legal inheritor. | Yasal mirasçılarım düşünüldüğünde, iki kişinin mülkümü paylaşması gerekiyor. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
I wish that my property be divided into three equal parts. | Ama ben mülkümün üç eşit parçaya bölünmesini istiyorum. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Since my wife died early, | Karım daha önce öldüğünden... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
my daughter, Ágnes Kertész, became my legal beneficiary. | ...kızım, Ágnes Kertész, yasal mirasçım durumuna geldi. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
In my will I designate, as further beneficiaries, | Vasiyetime iki mirasçı daha ekliyorum... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
my two forsaken loves: Rozália Malkáv and Mária Szirmai, | ...çok sevdiğim iki oğlum: Rozália Malkáv ve Mária Szirmai... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
and if they should not be alive any more, | ...ve eğer artık hayatta değillerse... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
the inheritance should go to our children | ...mirasım daha önce hiç görmediğim... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
of whom I know nothing and with whom I never sought contact. | ...veya tanışmadığım çocuklarım arasında bölüştürülsün. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Forty years ago I had to choose | Kırk yıl önce sevdiğim üç kadın... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
between the three women I loved. | ...arasından bir seçim yapmam gerekiyordu. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
However I did not. I just married one of them hurriedly. | Ama her nedense yapmadım. Alel acele bir tanesiyle evlendim. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
God's worst joke is that you will always regret | Tanrı'nın en büyük şakası... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
the choice you made. | ...seçtiğim kişiden pişman olmam oldu. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
The missed opportunities will always seem better. | Kaçırılan fırsatlar insanın gözüne hep daha güzel gözüküyor. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Please don't bear feelings of resentment toward me. | Lütfen bana karşı kin gütmeyin. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Undersigned, Artúr Kertész, 11 March, 2006. | İmza, Artúr Kertész, 11 Mart, 2006. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Did you know about all this? | Bütün bunları biliyor muydun? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
We have already read the will once | Vasiyeti daha önce okumuştuk... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
but we did not manage to contact you then. | ...ama size ulaşamamıştık. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
The future of Szirmai's share is still unknown | Szirmai'nin payının ne yapılacağı henüz bilinmiyor... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
we don't know whether the widow will lay claim to it or not. | ...dul karısının pay iddia edip etmeyeceğini bilmiyoruz. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
What sum are we talking about? | Ne kadarlık bir meblağdan söz ediyoruz? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
Don't worry, Mr. Malkáv. It looks like you will never have to | Merak etmeyin, Bay Malkáv. Görünüşe göre eğer istemezseniz... | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
go back to work if you don't want to. | ...bir daha çalışmanız gerekmeyecek. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
What's the matter with you? | Neyin var senin? | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |
It doesn't make sense. | Hiç mantıklı değil. | A nyomozo-1 | 2008 | ![]() |