Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 177881
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
...and become the newest heavyweight champion of the world. | ... dünyanın yeni ağır sıklet şampiyonu olduğu bir netice. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
You are my queen. Queen for a day? | Sen benim kraliçemsin. Bir günlük kraliçen mi? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
For always. | Ebediyen. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
All he felt since the reign of Muhammad Ali. | Muhammad Ali'nin saltanatından beri hissettiği bir şey. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
And this unification series spanning 16 months and conceived by me... | Bu birleşmiş seriler 16 aydır sürüyor ve bunu tasarlayan benim. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
...because I am the "Only in America" man. | Çünkü ben "Sadece Amerika'da" olan bir adamım. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
This is nothing less than the World Series of boxing... | Bu Dünya Boks Serileri... | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
...created in order to bring together the otherwise experienced entities... | ... başka türlü ilişkileri olan toplulukları ringe taşımak amaçlı... | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
...into the ring... | ... yaratılmış bir şey... | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
The heavyweight division is in better shape today... | Ağır sıklet bölümü, bugün uzun zamandır olmadığı kadar... | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
...than it has been for a long time. | ... iyi bir durumda. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Comments? Oh, man. | Yorumlar? Ah, dostum. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
I gotta get away from these guys. I'll see you inside. | Hey, şu adamlardan uzak dur. Seninle içeride görüşürüz. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Mike, when's your next fight? | Mike, bir sonraki dövüşün ne zaman? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Oh, look, they caught her. She's gotta learn to slide past them. | Ah, baksana, onu yakalamışlar. Yanlarından geçip gitmeyi öğrenmeli. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
You kidding me? She lives for this shit. | Sen dalga mı geçiyorsun? Bu bok için yaşıyor o. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Oh, I gotta call Camille. | Ah, Camille'i aramam gerek. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Come on, come on, come on. Hello? | Hadi, hadi, hadi. Alo? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Hello? Michael, where have you been? | Alo? Michael, nerelerdeydin? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
What do you mean where I've been? I've been getting married. | Ne demek nerelerdeydin? Evleniyorum ben. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Married? | Evleniyor musun? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Oh, Michael. | Ah, Michael. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Yeah, you know, we had to keep it a secret. | Evet, bunu sır olarak saklamamız gerekti. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
You know, we had to do it fast. | Hızlıca yapmak zorunda kaldık. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
See, Robin's pregnant, Ma... | Bak, Robin hamile, anne... | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
...and she says she's about three months already. | ...ve çoktan üç aylık olduğunu söylüyor. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Come on, Ma. You're supposed to be happy for me. | Hadi ama, anne. Benim için mutlu olmalısın. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
I am, Michael. I really am, it... | Mutluyum, Michael. Gerçekten mutluyum, sadece... | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
It's just that what? | Sadece ne var? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Mike? Mike, it's Bill. | Mike? Mike, ben Bill. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
L... Hey, Bill, guess what? | Ben... Hey, Bill, bil bakalım ne oldu? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Yeah, I overheard. Congratulations, it's great. | Evet, duydum. Tebrik ederim, harika. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Uh, listen, I got some bad news. | Dinle, kötü haberlerim var. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Jimmy passed away. His leukaemia finally caught up with him. | Jimmy öldü. Lösemi en sonunda yine nüksetti. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
What? What's the matter? | Ne? Ne olmuş? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Jimmy passed away. | Jimmy ölmüş. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Listen, the funeral's in California... | Dinle, cenaze California'da... | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
...and, uh, we'll be flying out Friday. | ...ve Cuma günü uçacağız. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
She storms into my office and shouts, "I'm Mrs. Mike Tyson... | Ofisime hışımla girip bağırıyor, "Ben Bayan Mike Tyson... | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
...and I am taking over my husband's affairs. " | ...ve kocamın işlerini devralıyorum." | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Not, "Gee, Bill, I'm sorry that your friend and partner... | "Tanrım, Bill, 20 yıllık dostunun ve ortağının... | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
...of 20 years has passed away. " | ...öldüğüne üzüldüm," demiyor. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
No, instead she storms in and screams, "I demand to see Mike's contract." | Hayır, hışımla gelip "Mike'ın kontratını göreceğim,"diye bağırıyor. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Is this Mike Tyson's limo? | Bu Mike Tyson'ın limuzini mi? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Sorry, folks. Are you with Mr. King's party? | Üzgünüm, millet. Bay King'in tarafında mısınız? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Mr. King? What, are the sharks circling already? | Bay King? Köpekbalıkları dolanmaya başladı mı? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Beautiful. Only in America. See the look on Cayton's face? | Çok güzel. Sadece Amerika'da. Cayton'ın yüzündeki ifadeyi gördün mü? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Tastefully framed, I can hang that over my mantle. | Bunu güzelce çerçeveletip duvarıma asabilirim. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Aw, Jesus, who invited him? | Tanrım, onu kim davet etti? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Mike. Mike, my deepest sympathies. | Mike. Mike, duygularını paylaşıyorum. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Bill. Don. | Bill. Don. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Oh, Lorraine. | Ah, Lorraine. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Though Jim and I were rarely on the same side... | Jim ve ben pazarlık masasının aynı tarafında... | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
...of the bargaining table, I respected him. | ...nadiren yer alsak da, ona saygı duyardım. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
I always treasured his friendship. I'm going to miss him very much. | Dostluğuna daima çok değer verirdim. Onu çok özleyeceğim. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Hey, there he is. Hey, hey, hey. Thank you, Don. | Hey, işte orada. Hey, hey, hey. Sağ ol, Don. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
There's a taxi over here. Hello, Mr. King. | Burada bir taksi var. Merhaba, Bay King. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
It's degrading. They should've had limos waiting. | Bu çok aşağılayıcı. Limuzin bekletmeleri gerekirdi. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
I mean, these people don't know how to handle a champion. | Yani bu insanlar, bir şampiyona nasıl davranacaklarını bilmiyorlar. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Well, when I managed Ali, he never had to wait at an airport. Never. | Ali'nin menajerliğini yaparken, asla bir havaalanında beklememiştir. Asla. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Hey, brother. | Hey, birader. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Now, we got lots of room. Why don't you come ride with us? | Bir sürü boş yerimiz var. Neden bizimle gelmiyorsun? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Come on. Isn't that Mike Tyson? Wow. | Hadi. O Mike Tyson değil mi? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
You don't suppose Big Don arranged to have our limo delayed, do you? | Limuzinimizi geciktirmeyi Koca Don'un planladığını düşünmüyorsun, değil mi? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
The sharks are definitely circling. | Köpekbalıkları kesinlikle dolanıyor. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
You know, you were very fortunate to have Jimmy for a manager. | Jimmy gibi bir menajerin olduğu için çok şanslıydın. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
He was just the kind of father figure you needed. | Tam da ihtiyacın olan baba figürüydü. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
You know, just starting out and all. | Başlangıçta falan filan. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Yeah, he was a good man. Oh, damn good. | Evet, iyi bir adamdı. Ah, çok iyiydi. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Now, that's a nice suit, brother. Yeah, that's really nice, Mike. | Takım elbisen güzelmiş, birader. Evet, gerçekten çok hoş, Mike. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Tell me something, Mike. | Şunu söylesene, Mike. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Do you trust Satan? | Şeytan'a güveniyor musun? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Satan? Cayton. | Şeytan mı? Cayton. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Oh, did I say "Satan"? | Ah, "Şeytan" mı dedim? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
But the question still stands. Do you trust him? | Ama sorum hala geçerli. Ona güveniyor musun? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Well, yeah, I guess. | Eh, evet, sanırım. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
What's his cut? If you don't me asking, that is. | Yüzde kaç verirsin? Sormamın sakıncası yoksa tabii. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Thirty percent. | Yüzde otuz. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Thirteen. Well, that's fair. No, not 13, 30. | On üç. Eh, adaletli. Hayır, 13 değil, 30. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Thirty, I see. Hmm. | Otuz, anladım. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
And Cayton is setting up this Spinks fight for you next, right? | Cayton'ın senin için ayarladığı bir sonraki dövüş şu Spinks, değil mi? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
What would you say, Mike... | Peki şuna ne dersin, Mike... | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
...if I was to offer you, say, five fights... Five easy fights. | ...sana mesela beş dövüş teklif etsem... Beş kolay dövüş. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
For 5 million dollars each... | Her biri 5 milyon dolarlık. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
...if you were to come fight for me instead of Satan? | Eğer Şeytan yerine benim için dövüşmek istersen tabii. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
I mean Cayton. | Yani Cayton. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Well, I'll tell you what. I'll think about it. | Eh, bak sana ne diyeceğim. Bunu düşüneceğim. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
You do that, Mike. Take all the time you need. | Sen düşün, Mike. İstediğin kadar vaktin var. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
So, what did King want? | Ee, King ne istedi? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
What does he always want? | Her zaman ne ister? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
He offered me five matches at 5 million each... | Eğer Spinks dövüşüne gitmezsem her biri beş milyondan... | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
...if I didn't go through with the Spinks fight. | ...beş maç teklif etti. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
What did you tell him? "Why should I fight five matches... | Sen ona ne dedin? "Tek bir kolay maçla... | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
...when I can make just as much with one easy match?" | ...aynı parayı kazanabilecekken, neden beş maç dövüşeyim?" | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Did that shut him up? Shit. Don King? | Bu ağzını kapadı mı? Lanet olsun. Don King'in mi? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
You okay, Mike? | İyi misin, Mike? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
You know who's buried down there in that grave? | Bu mezarlıkta kimler gömülü, biliyor musun? | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Jimmy, Cus, my mother. | Jimmy, Cus, annem. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
Everybody I could ever trust is down there in that hole. | Güvenebileceğim herkes, bu çukurun içinde. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |
I mean, things were so different before the money. | Yani, para gelmeden önce her şey çok farklıydı. | Tyson-1 | 1995 | ![]() |